Yeni Üyelik
2.
Bölüm

2. Bölüm

@sirius_70

 

Genç adam kardeşine ilacını içirdikten sonra bakıcısına teslim ederek evden çıkarken depodaki babasının yanına sürmüştü bindiği arabasını.

Dışarıdan ne kadar sert görünüyorsa içi de bir o kadar şefkat doluydu.

Yaşadığı hayat bu görünüme terk etmişti onu. Yer altında yumuşak yüz göstermek acizlik göstergesiydi diğer üyeler için.

Otoritesini korumak ve herkesin gözünü korkutmak zorundaydı yoksa ezilen kendisi olurdu.

Geldiği ıssız mekandaki depoya kısa bir bakış atarak arabasından inerek adımlarını açık olan kapıdan duyulan seslere doğru ilerletmişti.

"Baba!" Diyerek karşısındaki adamı öldürmeye yemin etmişçesine yumruklayan adama seslenmişti.

Babasını ilk defa bu kadar öfkeli görmenin şaşkınlığını yaşıyordu içinde.

"Ne yapmış?" Diyerek karşısında yüzü gözü dağılan adama bakış atarak kanlı ellerini havluya silen babasına çevirmişti bakışlarını.

"Şerefsiz, daha sekiz yaşındaki bir çocuğa t*cavüz ederek öldürmüş. Lanet pislik." Diyerek yerdeki adama ayağıyla bir tekme daha atarken genç adam duydukları ile alnındaki ve boynundaki damarların öfkeden dolayı belirginleştiğini hissediyordu.

Şimdi anlamıştı babasının öfkesinin nedenini.

Annesi de daha küçük yaştayken t*cavüze uğramıştı. Babası yaşatmıştı annesini ta ki Rüzgar'ın doğumunda vefat edene kadar.

Zaten babasının tarafı Mardinli olduğu için ağalık paşalık olaylarından dolayı silahları ve biraz da olsa yer altına yatkınlıkları vardı ama babasının bu işe girişi sırf eşinin intikamını almak için olmuştu.

Karısına bu acıyı yaşatan o adamdan ve sessiz kalan herkesten intikamını almıştı Rıfat Bey.

"Sen zaten halletmişsin baba, biraz da adamlar dövüp gebertsinler iti, dünyadan bir şerefsiz daha silinsin." Diyerek adamın yerde açık şekilde duran eline acımadan basıp çıkmıştı depodan.

Arabasına binerek şirketlerine doğru ilerlerken çalan telefonuna kısa bir bakış atarak açmıştı.

"Abi Türkiye'ye gemiyle uyuşturucu sokmaya çalışan itleri aldık ama küçük bir çatışma çıktı E-eren Abi'nin başını kurşun sıyırdı hastaneye getirdik, acil ameliyata aldılar." Diyen adam arada korkudan sesi titrese de cümlesini bitirmeyi başarabilmişti.

Genç adam öfkeyle hastanenin adresini öğrendikten sonra hızla gaza yüklenirken öfkeyle derin bir nefes aldı.

Eren yıllardır yanlarında çalışan görevliydi.

Barlas'ın da güvendiği bir adamıydı. Yakın arkadaşı sayılırdı. Kardeşi bilirdi ikisi de birbirini.

 

******

 

Hastaneye gelen genç adam hızla ameliyathanenin önüne ilerlerken kapıda bekleyen adamlarını kontrol etti hasar tespiti için. Neyseki hepsi iyiydi.

"Abi, biz koruyamadık affet." Diyen adam başını eğmiş ellerini önünde bağlamış beklerken Barlas derin bir nefes alarak karşısında başını eğen adamın omzuna vurdu birkaç kez.

"Sorun yok aslanım, Eren'i bilmiyor muyum sanki? Kendini kurşunun önüne atıp duruyor her seferinde." Diyerek mırıldanmış ardından ise bekleme yerindeki koltuğa çökmüştü.

"Mermi nereye denk geldi? Çok derin miydi?

"Başına, abi biz kanı görünce direk havlu felan bastık, göremedik derine girip girmediğini. Hemen ilk müdahaleyi yapıp aldılar ameliyata bir şey de demediler."

"Gerizekalı bu herif kendine dikkat et diye elli kere uyardım. Kafa lan bu, hadi kolu felan olsa anlayacam da kafasına kurşun yemek ne?" Diyerek sinirler mırıldanırken öfkeyle derin bir soluk aldı.

 

   *****

 

Üç saati geçkin süredir bekleyen topluluk koridorun her bir santimine ayak izini bırakmak istercesine yerine oturmamıştı.

Hepsi korku ve sabırsızlık içinde beklemeye çalışıyorlardı kardeşi bildikleri adamı.

Barlas her bir adamını kardeşi, ailesi bilir ama üzerlerindeki otoritesini hep korurdu.

Açılan kapı ile herkes hızla kapıya doluşurken Asya yüzündeki maskeyi asılarak çıkarmış ardından ise bonesini çıkartarak uzun saçlarının sırtına dökülmesine izin vermişti.

"Hasta geldiğinde başındaki yaradan dolayı direkt ameliyata almıştık biliyorsunuzki, neyseki kurşun sıyırmış, kafatasını çok zedelememiş biz ne olur ne olmaz diye hastayı ilk hafta yoğun bakımda tutacağız. Herhangi bir komplikasyon gelişmezse hasta kurtulur diye düşünüyorum." Diyen kadın bakışlarını kendine dikkatle bakan siyah gözlere dikmişti.

"Tamamdır doktor hanım teşekkürler." Diyen Barlas kadının yeşil gözlerine son bir kez bakarak ameliyathaneden sedye ile çıkarılan başı sargılı kardeşine bakmıştı.

"Dikkat dikkat, kırmızı kod, Asya Özdemir acilden bekleniyorsunuz, Asya Özdemir acilden bekleniyorsunuz." Diyerek hoparlörde yankılanan ses ile Asya kısaca baş selamı vererek koşar adım acile ilerlerken yeni gelen hastası ile ilgilenmeye başlamıştı.

 

*******

Genç kadın öfkeyle odasına girerek kıyafet dolabına ilerlerken öfkeyle soluk alıp veriyordu.

"Nolurdu sanki biraz dikkat etseler." Diyerek üzerindeki cerrah önlüğünü çıkartacakken elleri kısa bir ân durarak dolabın kenarı tarafına geçmiş ve pantolonunu çıkartıp dar paçasını giydikten sonra tekrardan dolabın önüne geçerek uzun beyaz önlüğü de çıkartmıştı. Dolaptan çıkardığı siyah gömleği giymiş ve üzerindeki büstiyerden dolayı önünü kapatma gereği duymamıştı.

"Ses çıkartıp burada olduğunuzu belli etmenizi isterdim." Diyerek arkasını dönerken beklediği kendi koltuğuna oturmuş onu bekleyen Barlas değildi.

"Barlas Bey?"

"Asya Hanım, rahatsız etmek istemezdim ama konuşmamız gereken konular var." diyerek boş bakışlarla kendisine bakan kadını umursamamış ve ayağa kalkarak Asya'nın gömleğin içinde kalan saçları tek tek dışarıya çıkarmıştı.

"Ne hakkında?" Diyen kadın adamdan uzaklaşmış ardından ise masasına kalçasını yaslayarak karşısında kendisini izleyen adama odaklanmıştı.

"Bugün ki kurşun yarası hakkında."

"Kimseye söyleme diye uyarmaya geldiyseniz boşa zahmet etmişsiniz Barlas Bey, yer altı ile uğraştığınızı anlamak için birinin yaralanması gerekmiyor. Ben hastalarımı tedavi eder işime bakarım."

"Hmm zekisiniz." Diyen adam karşısında boş bakışlarla kendisini izleyen kadına bakarken Asya da yaslandığı yerden ayrılarak.

"Sizce zeki olmasam burada olur muydum?" Diyen kadın ile Barlas'ın dudağı kıvrılırken bir süre sessizlik içinde beklemişlerdi.

"Odada olduğumu anladığınız için mi duvarın arkasında giyinmeyi tercih ettiniz?"

"Evet, tanımadığım bir erkeğin önünde kıyafet değiştirmektense duvarın arkasını tercih ettim."

"Burada olduğumu nasıl anladınız?" Diyen Barlas merakla karşısındaki kadından cevap beklerken Asya umursamazca çantasına eşyalarını dolduruyordu.

"Nefes alıp verme konusunda çok da sessiz olduğunuzu söyleyemem ya da benim kulaklarım fazla hassas. Ayrıca odayı parfümünüzün kokusu sarmış." Diyerek mırıldanırken topladığı çantasını tek omzuna takarak bir kaç dosya almıştı incelemek için.

"Rüzgar'ın sonuçlarını neden aldınız?" en üstte durması dikkatini çekmişti.

"Ameliyatı üzerinde birkaç araştırma yapacağım. Plansız ameliyat yapmam." Diyerek mırıldanmış ve birkaç dosya daha alarak masanın arka kısmından çıkmıştı.

"Ben çıkıyorum, siz buradasınız galiba, görüşmek üzere. Rüzgar'ı kontrole getirmeyi unutmayın." Diyerek odadan çıkarken Barlas da vakit kaybetmeden arkasından çıkmıştı odadan.

 

......

 

"Sizi bırakmamı ister misiniz Asya Hanım?"

"Teşekkür ederim Barlas Bey ama arabam burada, kendim gitsem daha iyi." Diyerek ikili arasında konuşurken çalan telefonu ile Asya yerinde durarak açmıştı.

"Asya Hanım bugün hastanemize getirilen Eren Sayar fenalaştı acil gelmelisiniz. Ferhat Hoca'ya haber ettik ama ameliyathanedeymiş o yüzden sizi aramak zorunda kaldık." Diyerek niye diğer cerrahlara haber vermediğini de söylerken Asya onaylayan bir kaç sözcüğün ardından koşar adım geri çıkmıştı yukarıya.

Barlas da adamlarından öğrendiği bilgi ile koşarak yoğun bakım ünitesine ilerlerken camdan gördüğü başı sarılı bir şekilde sedyede yatan kardeşi bildiği adama bakarken gözü, hızla bir şeyler ile uğraşan Asya'ya kaymıştı.

Hemşirelere bir şeyler söylerken koşar adım dışarı çıkmış ve ardından ise sedye ile Eren çıkarılmıştı.

"Hastayı tekrar ameliyata alıyoruz, hemşireler sizi bilgilendireceklerdir." Diyerek koşarak sedye ile birlikte ilerleyen Asya arkasında bıraktığı endişe dolu bakışları umursamadan asansörün düğmesine basmıştı çoktan.

 

.........

 

Saatler geçmesine rağmen süren ameliyat herkesi endişeye sokarken, kimse hasta hakkında bilgi vermediği için Barlas delirmiş bir şekilde durumdaydı sessizliğin hâkim olduğu koridorda.

Saat gece dördü gösterirken ameliyatın açılan kapısı ile herkes oturduğu yerde doğrulmuş merakla Asya'ya bakıyordu. "Ameliyat zorlu geçti Eren Bey'in durumu şuan stabil tekrardan yoğun bakıma alacağız, geçmiş olsun." Diyerek koridorda ilerlerken bir süre sonra dayanamayıp kendini koridordaki sandalyeye bırakmış dönen başını elleri arasına almıştı.

"Asya Hanım iyi görünmüyorsunuz?" Diyen Barlas sandalyenin boş yerine otururken kendisine bakmayan kadının hareketlerini dikkatle izliyordu.

"Sorun yok sadece yorgunum." Diyen Asya oturduğu yerden ayaklanırken ayakları altından kayan yer ile geriye sendelemiş ardından ise kendini tanımadığı kollara bırakmıştı.

Barlas şaşkınca kolları arasında yatan kadına bakarken "Asya hocam!" Diyerek koşar adım yanlarına gelen asistanlar ile kendine gelebilmişti.

Kucağındaki beden ile zorlanmadan ayaklanırken hızla hemşirenin işaret ettiği odaya girerek boş sedyeye yatırmıştı Asya'yı.

"İki gündür nöbetteydi, bugün akşam ve yarın izin günüydü son dakika ameliyat çıkmasa böyle olmazdı." Diyen asistan yanındaki hemşireye bakarken ikisi de üzgünce yatan hocalarına bakıyorlardı.

Barlas ise bir yandan hemşireleri dinlerken diğer yandan sert bakışları ile yastıkta dağılmış uzun saçları ile sedyede öylece yatan kadına bakıyordu.

Dışarıdan çok güçlü duran bu kadını öylece sedyede yatarken görmek onu afallatmıştı.

 

.......

 

Uyanan Asya kolundaki serumu dikkatlice çıkartarak ayaklanırken yanındaki komodinin üzerinde duran çantasını ve ceketini alarak ayaklanmıştı.

Serum her ne kadar iyi gelsede yeni uyandığı için mayışmış hareketler ile dışarı çıkarken koridorda kendine doğru gelen siyahlar içindeki Barlas'ı görmüştü.

"Nasılsın?" Diyerek odağını kadının yeşil gözlerine dikmesi ile Asya derin bir nefes alırken. "Daha iyiyim teşekkürler. Şimdi evime gidip kendime gelmek istiyorum sadece." Diyerek mırıldanırken bakışlarını Barlas'a çevirmişti.

"Bu hâlde araba kullanma ben seni evine bırakayım." Diyerek elini hâlâ mayışık duran kadının beline dolayarak çıkışa doğru ilerlemişti kendisi ile birlikte.

Asya kullanamayacağını bildiği için sessizce onaylarken ikili hastaneden çıkarak arabaya binmişti...

Rica ediyorum oy vermeyi unutmayın...

 

Loading...
0%