@sirius_70
|
Oy vermeyi unutmayın lütfen😊
Arabadaki sessizlik Asya'nın evini tarif etmesi dışında sürerken, ikili sessiz sakin akıp giden yolu seyrediyordu. "Teşekkürler Barlas Bey, şu köşede ineyim ben." "Rica ederim." Diyerek arabayı kaldırıma park eden Barlas da Asya ile birlikte inerken birbirlerine kısa bir baş selamı vermekle yetinmişlerdi. Genç kadın tek katlı geniş evinin avlusuna girmiş çantasından çıkardığı anahtar ile kapıyı açarken duyulan silah sesleri ve evinin kırılan camları ile korku ile yere çökmüştü. Titreyerek sırtını duvara yaslarken bahçe kapısının önündeki arabanın yanına diz çökmüş bir şekilde elindeki silahla karşıdaki adamlara karşılık veren Barlas ile gözgöze gelmişti. Kısa süre sonra kesilen sesler ile ikilinin bakışları birbirini bulurken Barlas sırtı eğik bir şekilde koşar adam Asya'nın yanına ulaşmıştı. "İyi misin, bir şeyin var mı?" "Y-yok bir şeyim kurşun denk gelmedi." Diyerek korku dolu gözlerle etrafı incelerken: Barlas, Asya'yı hızlıca kucağına alarak tekrar arabasına bindirmiş ve kendisi de binerek hızla gaz pedalına yüklenmişti. "Bu da neydi böyle?" Diyen Asya üzerindeki şokla Barlas'a bakarken genç adam sert soluk alıp vermekten başka cevap vermemişti. Her şey çok aniden gelişmişti.
......
Genç kadın önlerinde durdukları iki katlı, geniş villaya bakarken yanında oturan adamın inmesi ile kendisi de inmişti. Yol boyu kimin neden böyle bir şey yaptığını düşünüp durmuş ancak mantıklı bir açıklama bulamamıştı. "Gel, eve geçelim." Diyen Barlas'ın sesi ile irkilirken yavaş adımlarla arkasından ilerlemişti. Kapıyı açan görevli ikilinin montlarını alırken sessizlik devam ediyordu. Genç kadın hastanede bayıldığı için üzerindeki yorgunluktan bir şey düşünemezken, genç adam ise bunu yapanların kim olduğunu delicesine merak ediyor ve kendi düşmanları olmasından endişe duyuyordu. "Doktor hanım, Barlas hoş geldiniz." Diyen Rıfat Bey karşısındaki ikiliyi sevinçle karşılarken kucağındaki Rüzgar ile birlikte ayağa kalkmıştı. "Ben rahatsızlık vermek istemezdim Rıfat Bey ama Barlas Bey emrivaki yaptığı için kendimi burada buldum." Diyerek imayla rahatça koltuğa oturan Barlas'a bakmıştı. "Ne rahatsızlığı Asya'cım lütfen otur." Diyerek karşısındaki kızın mahçup hareketlerini görmezden gelirken kendisi de Rüzgar ile birlikte oturmuştu. "Baa-baaa cısss." Diyen Rüzgar bakışlarını Asya'dan çekmezken Barlas yüzündeki sırıtmaya engel olamadan kardeşini kucağına almıştı. "Korkma aslanım, sana iğne vurmayacak abla." Diyerek burnunu kardeşinin boynuna gömerken cennet kokusunu derince içine çekmişti. "Abii cısss." Diyerek eliyle Asya'yı işaret eden Rüzgar ile salonda ufak gülüşmeler yaşanırken Asya oturduğu yerden kalkarak Barlas'ın yanına oturmuş ardından ise Rüzgar'ı kendi kucağına çekmişti. "Cıss yok yakışıklı." Diyerek sırtını koltuğa yaslarken dizlerinde oturan Rüzgar'ın yanaklarını okşamaya başlamıştı. "Sen biraz dinlen istersen, hastanede de iyi değildin." Diyen Barlas bir elini kardeşinin sırtına koyarken diğer elini koltuğun sırt kısmına koymuştu. "Aslında şu saldırı hakkında konuşsak iyi olurdu." "Sen dinlen iyi gözükmüyorsun. Ben babamla konuşurum sabah da sana aktarırım olayları." Diyerek mırıldanırken genç kadın kendinde itiraz edecek gücü bulamadığı için başıyla onaylamıştı. Barlas da aldığı onay ile Rüzgar'ı kendi kucağına alırken Asya'yı da belinden destekleyerek kaldırmıştı. Adımlarını boş olan misafir odasına çevirerek kapıyı açmış ardından ise ışığı açmıştı. "Sana kendi kıyafetlerimden getireyim, böyle yatma." Diyerek karşı kapıya ilerleyerek eline aldığı siyah tişört ve spor yaparken giyindiği siyah şortunu alarak tekrar Asya'nın yanına adımlarken başını omzuna yaslamış uslu uslu bekleyen kardeşinin başına öpücük kondurmuştu. "İlaçlarını aldı mı?" Diye mırıldanan Asya ile başını olumsuz anlamda sallarken "Henüz almamıştır sanırım, genelde bu saatlerde veriyoruz." "Hap ne kadar küçük olsa da yutmakta zorlanabilir o yüzden hapı eriterek bir şırınga ile ağzına vermeniz daha iyi olur Rüzgar için." Diyerek mırıldanırken bakışları Rüzgar'a odaklıydı. Barlas genç kadını başı ile onaylayarak iyi geceler demiş ardından ise aşağıya inerek kardeşine şırınga ile ilacını içirerek babasının yanına geçmişti. "Anlat bakalım Barlas Bey gecenin bir vakti yanında doktor ile neden geldin?" "Aslında..."
....
"Bizim düşmanlarımız olabilir mi diyorsun?" Diyerek düşünceli bir şekilde oturan Rıfat Bey ile Barlas da bakışlarını ona çevirirken. "Büyük ihtimalle öyle, Rüzgar'ı ameliyat edeceğini duydularsa sırf bizi zayıf noktamızdan vurabilmek için, Rüzgar'ı kaybetmemiz için doktoruna yöneldiler. Çünkü Rüzgar'ı çok sıkı bir denetimle koruduğumuzu ve ona ulaşamayacaklarını biliyorlar." "Dediklerin mantıklı, büyük ihtimalle senin de dediğin gibi bizi Rüzgar'dan vurmak istiyorlar. Sabah benim işlerim var erken çıkacağım, sen şirkete öğlen geçersin. Geçmeden de doktor hanıma bir süre bizimle kalması gerektiğini açıklarsın. Onun başına bu belayı biz sardık koruması da bize düşer." "Tamamdır baba ben konuşurum onunla, şimdi yorgunum odama geçiyorum." "Tamam aslanım Rüzgar'ı odamdaki beşiğine bırakırsın, bende son kez şu saldırı olayına bakıp yatacağım. İyi geceler." "İyi geceler baba." Diyerek kucağında uyuyakalan kardeşi ile odadan çıkan Barlas, Rüzgar'ı beşiğine yatırarak kendi odasına geçmiş ardından ise kısa bir duş alarak kendini uykunun kollarına bırakmıştı.
....
Genç kadın gözlerini tanımadığı bir odadan açmanın şaşkınlığını kısa sürede üzerinden attıktan sonra ayaklanırken üzerinde kendisine yeterince bol gelen şort ve tişörtü sorun etmeyerek odadan dışarıya adımladı. Sessiz adımlarla merdivenlerden inerken etrafta hakim olan sessizlik aşağıya inmesi ile kesilmiş yerini Rüzgar'ın neşeli çığlıkları almıştı. "Abim benim, gülüşüne kurban olurum senin." Diyerek mırıldanan Barlas'ın da sesi gelirken Asya yavaşça içeri adımlamış ve abisinin kolları arasında gülerek çırpınan Rüzgar ile gözgöze gelmişti. "Abiii cıssss." Diyen Rüzgar ile Barlas da başını kaldırarak kapıya bakarken kendi kıyafetlerini karşısındaki kadının üzerinde görmesi ile yüzündeki sırıtmaya engel olamamıştı. Oldukça bol gelmişti kıyafetler genç kadına. "Bu konuda anlaştığımızı sanıyordum küçük bey, sana iğne felan vurmayacağım." diyerek Rüzgar'ı Barlas'tan alarak kendi kucağına oturtmuştu. Rüzgar sanki Asya'yı anlamış gibi gülerek başını onun göğsüne gömerken Asya da gülerek kucağındaki küçük adamın başına öpücük kondurmuştu. "Dün gece babam ile konuştuk, evine saldıran adamların bizim düşmanımız olabilme ihtimalleri var. Bu yüzden babam başına bu belayı bizim sardığımızı ve senin bir süre koruma amaçlı bizde kalmanı uygun buldu." "Buna gerek yok kendi evimde kalabilirim." Diyerek söylenen kadın kucağında dikkatli kendisini izleyen bebeğe öfkesini yansıtmamaya çalışırken bakışlarını Barlas'a çevirmişti. "Hayır gerek var, düşmanlarımız bizi Rüzgar'dan vurmaya çalışıyorlar ve onu kurtarabilecek tek kişiyi elimizden almak istiyorlar." Diyerek sert bir şekilde konuşurken genç kadın öfkeyle derin bir soluk aldı. "Küçücük bir çocuğu bu işlere nasıl sokabilirsiniz aklım almıyor. Bu mafyacılık canımı sıkmaya başladı artık." Diyerek söylenirken kucağındaki Rüzgar'ı sıkıca göğsüne bastırmıştı. Çocuklara karşı zaafı vardı ve onlara bir şey olmasından ya da olma ihtimâlinden nefret ediyordu. "Onun ölmesini istemiyorum." Diyerek mırıldanırken başını Rüzgar'ın boynuna gömerek dolan gözlerini saklamaya çalışıyordu. Normalde her şeye dayanabilen kadın konu çocuklar olduğu zaman kendisini bırakıyordu. "Bende istemiyorum Asya, babamla akşam Rüzgar'ın ameliyat olması konusunda da kararımızı verdik en kısa zamanda iyileştirmen gereken bir hastan var doktor hanım." Derken Asya'nın kucağında uzun saçları ile oynayan kardeşine bakmıştı. "Çok sevindim, inanın elimden gelenden daha fazlasını yapacağım Rüzgar için." "Ondan eminiz doktor hanım." Diyen Barlas da karşısındaki kadının çocuklara zaafı olduğunu çoktan anlamış ve kardeşini kurtarmak için elinden geleni yapacağına inanmıştı. "Bugün izinliyim, Rüzgar'ı MRA'a alıp tümörün son durumunu görmek istiyorum, hastaneye gitsek olur mu?" "Olur siz kıyafetlerinizi giyinin, sabah babamın eşyalarınızı almaya birini göndermiş olması gerekiyordu. Valizler odanızın oradadır büyük ihtimalle." Diyerek ayaklanırken Rüzgar'ı da kendi kucağına almıştı Barlas.
.......
Bugün çalışmayacağım için etek ile kısa kollu bir tişört, üzerine de krem bol ceketimi giymiştim elime de siyah bir çanta almıştım. Merdivenleri inerek Rüzgar ile Barlas'ın yanına adımlarken ne ara üzerini değiştirdiklerini anlayamamıştım. Barlas siyah bir gömlek ile siyah bir pantolon giymiş Rüzgar'a ise mavi bir tulum giydirmişti. "Gidebiliriz artık." Diyerek geldiğimi belli ederken Barlas kucağındaki Rüzgar ile ayaklanmıştı. Beraber dışarıya çıkmış ve Barlas'ın yönlendirmesi ile siyah bir arabaya binmiştik. Rüzgar çocuk koltuğunda mırıltılar çıkarırken sessizce akıp giden yolu seyrediyordum bende. Kısa sürede hastanenin önünde duran araba ile hepimiz inerken Rüzgar'ı, Barlas'a izin vermeden kendi kucağıma almıştım. Birlikte Mra odasına doğru ilerlerken öğlen arası saatleri olduğu için büyük ihtimalle randevulu hasta yoktu. Odaya girerek ekran başında oturan Selim'e yönelirken. "Randevulu hasta yoksa Rüzgar'ın bir mra'ını çekmemiz gerek. Tümörün boyutuna bakacağım." "Aradayız hocam hemen çekelim. Siz hastayı yatırın bende gerekli işlemleri yapayım." "Bebeğim anlaştığımız gibi hareket etme tamam mı, belki uslu durursan sana yine bir sürü abur cubur alırız." Diyerek Rüzgar'a bakarken gözlerinde oluşan parlamaya şahit olmak beni mutlu etmişti.
........
"Tümörün büyümesi durmuş gibi gözüküyor, bu iyi bir şey. Bazen ilaç hiç etki etmeyedebiliyor bu yüzden şanslıyız Barlas Bey. Bir aya kalmaz yurt dışına çıkar inşallah iyi bir sonuçla geri döneriz." "Umarım öyle olur Asya. İşin yoksa bir kahvaltı edelim adamlar sizi eve bıraksın benim şirkete geçmem gerekiyor. Evde Rüzgar'ın bakıcısı bekliyor." "Bakıcıya bugünlük izin verebilirsiniz, Rüzgar ile ben ilgilenirim." "Peki ben haber ederim." Diyen Barlas ayaklanırken kucağına kardeşini de alarak odadan çıkmış ardından ise bakıcıyı arayarak gelmesine gerek kalmadığını söylemişti.
.......
Barlas ve Asya karşılıklı oturmuş Rüzgar'a ise restorantta bulunan çocuk sandalyesini vermişlerdi. "Hadi aç ağzını yakışıklı." Diyen Asya bir yandan da Rüzgar'a bir şeyler yedirirken Barlas dikkatle onları izliyordu. "Biz onları yedirmiyorduk, yemesinde sakınca olmaz mı?" "Hayır aksine yavaş yavaş alışması iyi olur sadece domates felan yerken boğazına kaçma ihtimali ile kabuğunu soysanız yeterli olur onun dışında kahvaltı türlerini tüketebilir." Barlas başı ile onaylamakla yetinip kahvaltısına devam ederken kısa süre sonra ayaklanmışlardı. Barlas şirkete geçerken, Asya ise kucağında Rüzgar ile birlikte eve geçmişti...
|
0% |