Yeni Üyelik
4.
Bölüm

4. Bölüm

@sirius_70

 

Genç kadın akşama kadar oyunlar oynayıp eğlenmiş, Rüzgar ile birlikte vakit geçirmişti.

Rüzgar uyuyakaldığı zaman da mutfağa girerek en sevdiği pastadan ve tavuk sote yanına da pilav yapmıştı. Büyük ihtimalle görevliler haftada bir kez temizlik için geliyor onun dışında da yemeği bakıcı hazırlıyor veya dışarıda yiyorlardı.

Boş zamanı olunca bugün, kendisi yemek yapmak istemişti.

Rüzgar'ın mırıldanmaları ile pişmiş olan pilavın altını kapatmış daha sonra salona adımlamış ve yerde oyuncakları ile oynayan Rüzgar'ı kucağına alarak koltuğa uzanmıştı.

Televizyondan da güzel bir çizgi film açarak Rüzgar'ın dikkatini oraya çekmiş ve kendisi de yanına uzanarak birlikte kucak kucağa izlemeye başlamışlardı.

 

.......

Rıfat Bey ve Barlas anahtarları ile eve girerken gereğinden fazla olan sessizlik ile birbirlerine bakmış ve salona adımlamışlardı. Rüzgar bu saatlerde uyanık olur ve sesleri tüm evi doldururdu normalde.

Salonda gördükleri manzara ile sessizce birbirlerine bakış atarlarken yüzlerindeki gülümsemeye engel olamıyorlardı bir türlü.

Rüzgar, Asya'nın göğsüne sinmiş elleriyle sıkıca tişörtünü tutarak uyuyordu. Asya ise sıkıca düşme ihtimaline karşı sarmıştı küçük adamı.

Rıfat Bey oğlunu ilk defa bu kadar huzurlu görürken birkaç resmini çekmekten geri duramamıştı.

"Biraz uyusunlar biz de o zamana kadar yemek sipariş ederiz." Diyen Rıfat Bey son kez yüzündeki gülümseme ile salondan çıkarken Barlas da arkasından çıkmıştı.

İkili mutfağa girerek masaya yönelirken aldıkları koku ve sıcaklık ile şaşkınca tüpün üzerindeki tencereleri açarak yemeklere bakmış ve şaşkınca tekrar birbirlerine dönmüşlerdi.

"Ooo doktor hanım döktürmüş maşallah, bugün karnımız ziyafet çekecek." diyerek gülümserken çekmeceden aldığı çatalla tadına bakmayı da ihmal etmemişti.

"Oh tadı da çok iyi baksana oğlum, ne dikiliyorsun orada?" Diyerek başka bir çatal daha çıkararak bir parça et alarak oğluna da uzatırken Barlas da tadına bakmıştı.

"Bir an önce uyandırıp yemek yesek çok iyi olur. Çünkü gerçekten kendimi daha fazla tutamayacağım. Hadi üzerimize rahat bir şeyler giyelim de hemen yemeğimizi yiyelim." Diyen Rıfat Bey sabırsızca mutfaktan çıkarken Barlas da babasını onaylayarak odasına çıkmış ve siyah bir tişört ile siyah bir eşofman giymişti.

Aşağıya indiğinde etrafta göremediği babası ile birazdan geleceğini düşünerek salona geçerek sessizce uyuyan ikilinin yanında diz çökmüştü.

"Asya, uyan hadi yemek yiyeceğiz." Diyerek yavaşça omzunu dürterken yerinden sıçrayan Asya ile göz göze gelmişti.

"Biz uyuyakalmışız ya." Diyerek uyku sersemi mırıldanan kadın ile genç adam tebessüm ederken kardeşini dikkatlice kendi kucağına almıştı.

"Sen bir yüzünü yıka bende Rüzgar'ı yatağına yatırayım. Direkt mutfağa geç yemek yiyeceğiz."

Asya sessizce onaylayarak kendisine verilen odada elini yüzünü yıkayarak saçlarını ev topuzu yapmış ardından ise tekrar aşağıya inerek mutfağa geçmişti.

Barlas ve Rıfat Bey masayı kurarken her şeyin tam olduğunu fark ederek. "Yemekten sonra çay içeceğim sizde içer misiniz?"

"Valla ben içerim kızım şöyle bol bol koy da içelim." Diyerek keyifle masaya otururken Barlas da kendisine bakan kadına cevap verme gereği duyarak "Bende içerim." Demişti.

"Bu arada bugün mutfağınızı karıştırdım haberiniz olsun, boş vakitlerimde mutfakta bir şeyler ile uğraşmayı severim malzemelerin nerede olduğunu öğrenmem gerekiyordu, anladığım kadarıyla uzun bir süre buradayım." Diyerek o da masaya otururken Rıfat Bey ufak bir tebessümle.

"İyi yapmışsın kızım, zaten bizim mutfakla yemek yemek dışında bir işimiz olmaz senin olsun burası." Diyerek keyifle önündeki yemeğini yerken Asya da ufak bir tebessümle önündeki yemeğe odaklanmıştı.

Onlara karşı çıkarak evine gitmek istemesi mantıksız olurdu. Mafyalar kendisine zarar verirdi ve bunu istemiyordu. Daha kurtarması gereken binlerce çocuk vardı.

"Neden yurt dışındaydın kızım?"

"Aslında okulumu burada okuyordum ama son sınıftayken yurt dışından öğrenciler için imkân sağladıklarını duyunca yurt dışına çıktım ve stajımı orada tamamladım, kendimi geliştirdiğimi düşününce de ülkeme hizmet etmek için buraya geldim. Belki hakkımda araştırma yapmışsınızdır doğduğumdan beri yetimhanede yetiştim maddi imkânlar el vermeyince de burs fikri aklıma yattı ve bende düşünmeden gittim." Diyerek kısaca anlatırken Rıfat Bey başını olumlu anlamda sallamıştı.

"Kendini fazlasıyla geliştirmişsin, Rüzgar'ın ameliyat olması konusundaki fikrimizi sana Barlas belirtmiştir. Sana güvenim sonsuz. Ne zaman ameliyat olabilir."

"Evet, Barlas Bey ile bu konuyu konuştuk. Aslında bir aya kalmaz ameliyat ederim diye düşünmüştüm ama haftaya tekrar MRA'a bakacağım tümör küçülme olmadan sabit büyüklüğünde kalmaya devam ederse ameliyat için beklemeye gerek kalmaz. Hemen alabiliriz."

"Bu sevindirici haber, hangi ülkede yapacaksın ameliyatı peki?"

"Güney Kore olabilir buraya gelmeden önce orada çalışıyordum ama yine de Türkiye'ye yakın ülkelerle de irtibata geçeceğim malzemesi olan herhangi bir ülkede yapabilirim ameliyatı."

"Haftaya mra'dan sonra tekrar konuşuruz bu konuyu kızım." Diyen Rıfat Bey tekrar yemeğine odaklanırken uzun bir sessizlik hâkim olmuştu masada.

 

.......

 

Asya elindeki tepsiyi ortadaki sehpaya bırakarak koridordaki dolaptan çantasını alıp omuzuna takarken mutfakta bıraktığı içinde yaptığı pastanın dilimleri olan tepsiyi de almıştı.

Rıfat Bey ve Barlas'a yiyeceklerini ve çaylarını verirken kendisi de yere çökerek çantasındaki dosyaları çıkarmıştı.

Hepsini masaya dizerken ikilinin konuşmalarına karşı kulağını kapayarak dikkatle yapacağı ameliyatlar hakkında derin bir araştırma yapmaya başlamıştı.

Genç adam, dikkatle kendisini işe vermiş bir şekilde dosyaları incelerken arada çayından yudum almayı da ihmal etmeyen kadını izliyordu.

Saçlarına yaptığı topuz onu tatlı göstermiş, güzel yüzünü gözler önüne sermişti.

Rıfat Bey sessizce dalmış bir şekilde Asya'ya bakan oğluna bakarak tebessüm etmiş, ardından ise sessizce odasına çıkmıştı.

Barlas babasının gittiğini fark ederek yere, Asya'nın yanına diz çökerken dikkatini kendi üzerine çekebilmeyi başarmıştı.

"Sıra Rüzgar'ın ameliyatında mı?"

"Evet, bilerek en sona bıraktım uzun sürecek çünkü."

"Yardım edebileceğim bir şey var mı, saat zaten geç oldu daha fazla bakarak gözlerini ağrıtma." Diyerek hemen yanında gözlerinin içine bakan kadına dalmıştı yeniden.

"Yani yazın okunacak kadar iyiyse bir kaç bir şey not etmende sakınca yok." Diyerek bilgisayarı onun önüne itmişti.

Barlas dikkatle kendine söyleneni yaparken Asya da dikkatlice önemli bulduğu yerleri not alıyordu.

İkili sessizce çalışmaya devam ederken gecenin ilerleyen saatlerinde genç kadın kendini uykunun kollarına bırakmıştı.

Barlas da kapanan gözlerine son kez direnerek masadaki kağıtları toplamış ardından ise genç kadını kucağına almıştı.

Burnuna dolan o muhteşem kokuya karşı direnerek kadını yatağına bırakarak odadan çıkmış ve kendi odasına girerek kendini yatağına atmıştı.

 

.......

 

Sabah evdeki gürültü ile herkes endişeyle yerinden kalkarken Rıfat Bey eline silahını almayı ihmal etmemişti.

Sessizce kapıyı açan baba oğul salona inerken telaşla üzerini giyinmeye çalışan Asya'yı görünce rahatlamışlardı.

"Ne oluyor Asya?" Diyen Barlas uykusundan uyandırılmanın verdiği öfkeyle ona bakarken genç kadın oturduğu koltukta ayakkabısını giyerken ona bakmıştı.

"Bugün ameliyat günüm ve telefonum salonda kaldığı için uyanamamışım, yarım saat sonra yetişmem gereken bir ameliyatım var." Diyerek ayaklanırken hızlıca ceketini de giyinmişti.

"Beş dakika bekle hemen üzerimi giyinip geliyorum, seni ben bırakırım kendine o sırada sandviç felan yap." diyerek geri odasına dönerken kadına söz hakkı tanımamıştı.

On dakika aradan sonra Barlas siyah bir gömlek ve siyah bir pantolon ile aşağıya inerken ikili hızlıca evden çıkmıştı.

"Lütfen biraz hızlı sür, daha ameliyat öncesi dosyaları incelemem gerek." Diyen Asya ile Barlas gaz pedalına yüklenirken bakışları kısa bir ân kadına dönmüştü.

"İşin kaç gibi biter?"

"Beş tane ameliyatım var ne kadar uzun sürecekleri hakkında bir fikrim yok ama büyük bir ihtimal gece 2-3 civarı biteceğini düşünüyorum."

"14 saat beş hasta için çok değil mi?" Diyerek şaşkınca Asya'ya bakarken Asya başını olumsuz anlamda sallamıştı.

"Az bile, bazen bir hastayı 14 saatte ameliyat ettiğimi hatırlıyorum."

"O kadar süre aç kalıp ayakta kalabiliyor musun?"

"Tabiki hayır, ameliyata saniyelik kısa bir aralar verip bir şeyler atıştırıyor, ameliyatın bir kısmını da yüksek sandalyelerde oturarak yapıyorum."

Barlas sessizce kadını onaylarken mesleğinin kutsallığına hayran kalmıştı. İnsanların canını kurtarmak için saatlerini feda ediyordu resmen doktorlar. Buna kutsallıktan başka ne denebilirdi ki?

"Çok kutsal bir mesleğiniz var." Diyerek bunu dile dökmekten çekinmezken bakışlarını yoldan ayırmıyordu.

"Öyledir mesleğimiz. Sizinki kadar kutsal olmasa da." Diyerek mırıldanırken Barlas kaşlarını çatarak yanındaki kadına çevirdi bakışlarını. Alay ettiğini düşünüyordu.

"Bakma öyle alay etmek için söylemedim, sadece bir ara Rıfat Bey ile konuşma imkanımız olmuştu ve bu işlere neden girdiğini ve kimleri yok ettiğini söyleyince size karşı ön yargılarımı kaldırdım. Bir kadın olarak yaptıklarınızı çok kutsal buldum. Ne de olsa suçlular bedel ödemeli." Diyerek bakışlarını yola çevirirken kendisine şaşkınca bakan Barlas'a bakmamıştı bile.

Çekinmeden her şeyi anlatmıştı Rıfat Bey, utanmıyordu yaptıklarından. Daha küçücük çocukken tecavüz edilen karısının intikamını almaktan utanmıyordu. Daha küçücük çocuklara iğrenç şeyler yapmaya çalışan kötü zihniyetli insanları yok etmekten, o çocuklara yeni bir hayat bahşetmekten utanmıyordu...

 

 

Arkadaşlar yanlış anlaşılmasın, ben mafyacılığı övmüyorum ama herkes hakettiğini almalı diye düşünüyorum, çocuklara tecavüz eden kişilerin dört duvar arasında karnının doyurulmasını da istemiyorum şahsen.

Dediğim gibi linç etmeyin lütfen, kesinlikle yasa dışı işleri övmüyorum ama bazı insanlar sınırı zorluyor...

 

 

Loading...
0%