Yeni Üyelik
7.
Bölüm

7. Bölüm

@sirius_70

 

Üzerime siyah bir dar paça ve uzun lacivert sweat giymiştim.

Çantama gerekli eşyaları aldıktan sonra, odadan çıkarken hepsi hazır bir şekilde koltuklara dizilmişti.

Rıfat Bey yüzüme yüzüme imalı bakışlar ile sırıtırken öfkeli bakışlarımı ondan çekerek pişkin pişkin sırıtan Barlas'a çevirdim.

Utanmadan bir de gülüyordu.

Rüzgar koltuktan aldığı destek ile yanıma gelirken baba oğulu arkamdan bırakarak Rüzgar'ı kucağıma aldım ve koridora çıktım. İkili arkamdan sessizce takip ederken biz çoktan asansöre ulaşmış düğmesine basmıştık bile.

Dörtlü olarak asansöre binerken gergin bir sessizlik vardı ortamda.

Kısa sürede zemin kata ulaşırken Barlas ve Rıfat Bey öne geçerek bize yol göstermeye başlamışlardı ki buna gerek bile yoktu. Çünkü siyah giyinimli korumalar arbanın orda dikilmiş beklemeye devam ediyorlardı biz içeri girdiğimizden beri.

Onların yanına giderken hepimiz arkaya bindik.

Rüzgar nereye gittiğimizi hissetmiş gibi huzursuzca yüzünü görünmeyecek şekilde göğsüme gömmüş küçük parmakları kollarıma sarılmıştı.

Saçlarını okşayarak sakinleşmesi için çabalarken Rıfat Bey ve Barlas'ın üzerine de durgunluk çökmüştü.

Barlas, Rüzgar'ı kucağına çekerken ilk defa itiraz etmeden giden ufaklığa baktım. Abisinin göğsünde yatıyor elleri ile gömleğinin yakalarını sıkı sıkıya tutuyordu.

Gözlerim dolarken dişlerimi dudaklarıma geçirerek ikilinin birbirine sığınışını izledim. Çok zor olmalıydı bu durum.

Rıfat Bey de kızarmış gözlerinden akan damlalar ile oğullarını izlerken kolunu oğlunun omzuna atarak ikisine de kocaman kucağını açmıştı.

Çok şanslı bir aileydiler. Göğüslerine sığınabilecek kadar yakın oldukları insanlar vardı.

Birbirlerinden destek alabiliyorlardı.

"Gel buraya güzel kızım, sensiz olur mu? " Diyen Rıfat Bey ile bakışlarım gözlerine tırmanırken açtığı diğer kolu ile hızla yanlarına geçerek bende ortak olmuştum sarılmalarına.

Rıfat Bey gözlerimden anlamıştı ne kadar yalnız ve birilerine sarılmaya muhtaç olduğumu.

Hepsi çok iyi insanlardı. Umarım bu minik aile yıkılmazdı. Umarım ameliyat sağ salim geçerdi. Yoksa nasıl toplanırlardı bilmiyordum.

Hastanenin önünde duran araç ile hepimiz kendimizi toparlayarak inerken Rüzgar'ı bu sefer de Rıfat Bey almıştı kucağına.

Barlas ve ben önde, Rıfat Bey ve korumalar arkada olacak şekilde içeri girerken Barlas elini belime koyup beni sol tarafımızda kalan asansöre ilerletmişti.

İkinci katın düğmesine basarak aynada takım elbisesinin ve gömleğinin yakasını düzeltirken saçlarını da geriye doğru taramıştı parmakları ile.

"Doktor kadın da benim mi haberim yok? " Diyerek tek kaşımı kaldırırken yüzünde ufak bir sırıtış belirmiş ardından ise ciddi bir ifade ile bana dönmüştü. Korumaların yanında veya dışarıda yüzü gülmüyordu beyefendinin. Sert mizacı ile geziniyordu ortalıklarda.

"Yok doktor erkek güzelim merak etme. Bu hazırlıklar hep yeşil gözlü bir hatuna. " Diyerek son cümlesini fısıldayarak kulağıma söylemişti.

"Bana güzelim diyip durma sürekli."

"Hmm ne diyeyim peki?" Diyerek üzerime doğru eğilirken sırtım asansör duvarına yaslanmıştı bile.

"Asya mesela çok mantıklı bir hitap şekli ya da doktor hanım felan da olabilir." Diyerek kaldırdığım kaşım bile ona bakarken yüzünde ufak bir sırıtış oluştu.

"Hiç hoşuma gitmedi bu hitap şekilleri, güzelimden devam." Diyerek mırıldanırken duran asansör ile bacağına sert bir tekme atarak Rıfat Bey'i takip etmeye başladım.

Doktorun odasına girerek selamlaşırken Rıfat Bey ve Barlas kısa bir bilgilendirmeden sonra Rüzgar'ın kalacağı odaya yönlendirilmiş bende çevirmen yardımı ile iletişim sağlayarak ameliyata hangi doktorların gireceğini ve nasıl bir yol izleyeceğimizi konuşmuştum.

Doktor bey bana bir doktor üniforması verirken perdenin arkasında üzerimi giyinerek önlük giyme gereğinde bulunmadan peşinden odadan çıkmıştım. Ameliyathaneyi ve malzemeleri kontrol ettikten sonra ameliyata giren doktorlar ile de kısa bir süre konuşmuş ve yarım saat sonra ameliyathanede buluşmak üzere ayrılmıştık.

 

......

 

Odaya girerek Rüzgar'ın iki tarafına oturmuş onu seven baba oğulu izlerken bir kere daha dua ettim içimden bu ameliyat başarı ile sonuçlansın diye.

"Seni şu önlüğün içinde görüyorum ya kendi kızımmışsın gibi gururlanıyorum." Diyen Rıfat Bey'e ufak bir tebessüm ederek yanına ilerledim.

"Gerçi kızım olman da yakındır zaten." Diyerek imâyla Barlas'a bakarken onları umursamadan sedyede yatan Rüzgar'ı kucağıma aldım.

"Benim paşam napıyormuş, hazır mıymış?" Diyerek yanaklarına öpücük kondururken o da kıkırdayarak at kuyruğu yaptığım saçımı asılıyor yeni çıkan dişleri ile de çenemi ısırıyordu.

"Ne kadar kaldı?" Diyen Barlas duvardaki saate bakarken "15 dakikaya alacağız ben ameliyat için gerekli kıyafetleri getirdim giydireyim beraber çıkarız." Diyerek mavi minik önlüğü ve boneyi masanın üzerinden alarak yatağa bıraktım.

Önce kıyafetlerini çıkartırken sırasıyla bezini değiştirdim ve daha sonrasında gerekli kıyafetleri giydirdim.

Saçlarını bonenin içine koyarak işimi bitirirken kucağıma alarak bizi izleyen baba oğula döndüm.

"Biz hazırız, gidebiliriz. " Diyerek onaylarını alırken odadan çıktık hep beraber.

 

......

 

Ameliyathanenin önünde baba oğulun vedalaşmasını izlerken kollarını bana dolayan Barlas ile şaşkınca omzuna tutundum.

"Kurtar onu Asya, bizi bu kapıda öylece bırakma. Biz dayanamayız onun yokluğuna." Diyerek belimi daha sıkı sararken kollarımı boynuna doladım.

"Elimden geleni yapacağım, lütfen dua edin, Rüzgar'ın bolca duaya ihtiyacı var."

"Edeceğiz güzelim, çıkana kadar durmadan dua edeceğim. Kardeşim sağ sağlim çıksın büyükbaş kestireceğim, elimden geldiği kadar herkese et dağıtacağım." Diyerek adak adarken gülümseyerek daha sıkı sarıldım.

Barlas benden ayrılıp kardeşine sarılırken Rıfat Bey babacan bir tavır ile kollarını sırtıma dolamıştı.

"Oğlum önce Allah'a sonra sana emanet kızım. Bizi çaresiz bırakma gözünü seveyim." Diyerek göz yaşlarına hakim olamazken bende ağlamaya başlamıştım.

"Elimden gelen her şeyi yapacağım, söz veriyorum." Diyerek ayrıldım ve Barlas'ın kucağında ağlayan Rüzgar'ı kucağıma aldım. İkiliyi arkada bırakarak ameliyathaneye girerken ikisininde yere çöktüğünü görmüştüm kapı kapanmadan önce.

Rüzgar'ı sedyeye bırakarak kendim de gerekli kıyafetleri giyerken eldiven, bone ve maskemi de takarak uyutulan Rüzgar'a baktım.

Başlama vakti gelmişti.

İçimden dualarımı sıralayarak besmele çekerken ameliyatın başrolünde olduğum için yeşil bez ile kapatılmış önümde duran kafatasına baktım. Narkoz etkisi ile Rüzgar saniyeler önce uyutulmuştu.

"Neşter." Diyerek elimi açarak bakışlarımı diğer doktorlara çevirirken derin bir nefes aldım.

 

    ..... 

 

Ameliyat gayet iyi ilerliyordu. Tümör çok riskli bir alanda olduğu için milim milim hareket ediyorduk.

Benden sonra yetkili olan doktora dönerek "Siz devam edin, ben hemen geliyorum." Diyerek hızlı adımlarla kıyafetlerimi çıkartarak ameliyathaneden çıktım.

Rıfat Bey ve Barlas hızla ayağa kalkarken hızlıca "Ameliyat hâlâ bitmedi, şuanlık her şey yolunda, lütfen dualarınızı eksik etmeyin, ben şimdi geri dönüyorum, ara ara sizi haberdar edeceğim." Diyerek tekrar içeri girerken yeni hijyenik kıyafetlerimi giyerek tekrar eski yerimi aldım.

Beşinci saatine girmiştik ameliyatın ve görünüşe göre daha çok uzun sürecek gibi duruyordu.

 

     ..... 

 

Yazardan;

 

Tekrar ameliyathaneye dönen Asya ile ikili çaresizce tekrar sandalyelere çökerken içlerinden ettikleri duaların haddi hesabı yoktu.

Başarıyla sonuçlansın diye yapamayacakları şey yoktu.

Annesinden kalan tek hatıraydı Barlas için.

Hayat arkadaşından kalan son emanetti Rıfat Bey için.

Rüzgar çok kıymetliydi onlar için.

Saatler geçmesine rağmen hiç kimse girip çıkmazken ikili Asya'yı bekliyordu sabırsızlıkla.

Tekrar haber edeceğini söylemişti ama gelmemişti.

"Beni Asya Hanım gönderdi, ameliyat başarılı bir şekilde devam ediyor, an itibari ile 12.saate girdik. Kendisi çok riskli bir bölgeyi ameliyat ettiği için gelemedi ama size haber etmem için beni yolladı. Ve bolca dua etsinler dedi. " Diyerek Asya'nın söylediklerini ileten hemşire ile ikili başını sallarken hemşire ise koridordaki asistanı çağırmıştı yanına.

"Doktorlar güçten düşmeye başladı hepsine vişne suyu ve yiyecek bir şeyler getir." Diyerek kantine yollarken kendisi de tekrar girmişti içeriye.

Barlas'ın aklına Asya'nın uzun ameliyatlarda ara verip bir şeyler atıştırdıklarını söylediği anlar gelmişti.

 

......

 

Sessizliğin hakim olduğu anlar devam ederken ameliyat daha da zorlaşmaya başlamıştı. Küçük Rüzgar'ın bünyesi bir anlığına ameliyatı kaldıramamış ve kalbi durmuştu ama hemen müdahale edildiği için tekrar dönmüştü hayata.

Doktorların hepsi güçten düşmüş bir şekilde devam ederken Asya hemşirenin ağzına uzattığı vişne suyundan bir yudum daha aldı.

"Bana bir sandalye ayarlayın, ayaklarım uyuşmaya başladı." Diyerek görevlilere bakarken hemen istediği sandalye getirilmiş ve Asya'nın oturması sağlanmıştı.

Asya başına fenerli ve büyüteçli ameliyata özel gözlüğü takarken elindeki gerekli aletler ile ameliyatına devam etmişti.

 

.......

 

"18. Saatteyiz ameliyatın bitmesine çok az kaldı diyebiliriz. Rüzgar'ın kalbi ameliyatta iki kere durdu ama doktorlarımız gerekli müdahaleyi yaptılar. Şuanlık durum iyi gibi." Diyerek tekrar içeri girerken ikili çaresizce beklemeye devam ediyordu.

"Barlas, ben bir namaz kılacağım oğlum, bir şey olursa haber et." Diyen Rıfat Bey mescit bulamadığı hastanede boş bir odada ceketinin üzerinde namazını kılarken dili durmadan yalvarıyordu Rabbine. "Allah'ım en iyisini sen bilirsin ama eşimden kalan emanetleri benden önce alma ya Rabbim, bu aciz kulun bunu kaldıramaz." Diyerek göz yaşları içinde duasına devam ediyordu.

 

......

 

Bir kaç saatin daha geride bırakıldığı sürede biten ameliyat ile dikişler atılırken Asya dolan gözleri ile bandajı yapıştırmış üzerine de lif geçirmişti.

"Doktor Asya, ameliyatı kendi başınıza bitirdiniz, aileye haber etmek de size düşer. Tebrik ederim, çok iyiydiniz. " Diyerek alkışlarken tüm ameliyathane alkışlamaya başlamıştı.

"Biz hastayı yoğun bakım servisine iletiriz, siz aileye haber verin." Diyen doktorlar ile heyecanla üzerindekileri çıkartarak koşar adım ameliyathaneden çıkmıştı.

Rıfat Bey ve Barlas saatler sonra gördükleri Asya ile korkuyla ayaklanırken ağlayarak kendilerine koşan kız ile kalpleri anlık olarak kasılmıştı.

"Oldu, başardık." Diyerek Barlas'ın kucağına atlarken bacaklarını beline dolamıştı.

Hıçkırarak ağlarken, bir çocuğun daha hayata tutunmasını sağlamak onu havalara uçuruyordu.

"Seni verene kurban olurum ben, güzelim benim, biliyordum başaracağını." Diyerek kucağındaki kızın saçına öpücükler kondururken heyecandan eli ayağı tutmuyordu.

Minik kardeşi kurtulmuştu...

Asya, Barlas'tan ayrılarak Rıfat Bey'e sarılırken hepsi çok heyecanlıydı.

Minik aile dağılmamıştı.

"Hadi sizi Rüzgar'ın yanına götüreyim." Diyen kız göz yaşlarını silerek hızla koridorda ilerlerken üç kalp de heyecanla çarpıyordu.

Ameliyathaneler ile aynı katta olan yoğun bakıma kısa sürede ulaşırlarken kafasında bandaj ve vücudundaki kablolar ile yatan Rüzgar'a bakmaya başladı hepsi heyecanla.

"Bir hafta her ihtimale karşı burada kalacağız. Daha sonra tedavisine Türkiye'de devam edebiliriz." Diyerek ikiliye bakarken ikiside karşılarında kendilerine her konuda yardımcı olan kadına hayranlıkla bakıyorlardı.

"Asya, güzel kızım benim, Allah senden razı olsun, dile benden ne dilersen. Sen benim emanetimi kurtardın ne istersen yaparım. "

"Sadece onu mutlu edin, çok mutlu olsun. Sıcacık bir ailede büyüsün. Rüzgar çok şanslı bir çocuk, mutlu olmayı hak ediyor." Diyerek tebessüm ederken omzuna dolanan kol ile bakışları Barlas'a dönmüştü.

"Belki mutlu bir çocuk olamadın ama, mutlu bir kadın olmanı sağlayabilirim güzelim." Diyerek mırıldanırken Asya kendilerini izleyen Rıfat Bey ile utançla önüne döndü.

"Babanın yanında rahat dur eşşek sıpası. " Diyen Rıfat Bey ile Asya kahkaha atarken Barlas babasını umursamadan kısa sürede hayatlarının merkezine yerleşen kadının gülüşünü izliyordu.

"Duramam peder, bu kadına nikahı basasım var hemen." Diyerek söylenirken Asya şaşkınca Barlas'a dönerek bacağına tekme atmıştı.

"Hoop hoop kim kime nikahı basıyor?" Diyerek yükselirken Barlas acıyan bacağını ovalayarak "Sende iyi alıştın tekme atmaya, bacağım morardı senin yüzünden." Diyerek söylenirken Asya umursamadan önüne dönmüştü.

"Ben arkandayım kızım, süründür bunu." Diyen Rıfat Bey ile ortamda ufak bir kahkaha tufanı dönerken hepsi hallerinden gayet memnundu..

 

 

 

Loading...
0%