@sirius_70
|
"Al güzelim, ameliyatta da çok bir şey yiyememişsin güçten düşme." Diyen Barlas Asya'nın yanına oturarak elindeki tostu ve çayı uzatırken tepside ki diğer çayları da kendisi ve babası almıştı. Asya tostun yarısını yedikten sonra bulanan midesi daha fazlasını almazken çayını içmeye başlamıştı. "Tostunu bitirsene, kaç saattir aç aç geziyorsun bak. Yola çıkmadan da midem bulanır deyip yememiştin sabah da düzgün yemedin. 20 saattir de ameliyatta olduğunu varsayarsak sana ikinci tostu almam bile gerekiyor." "Ameliyatta da atıştırdım, üstelik burnumda hâlâ kan kokusu olduğu için midem kötü, yemek istemiyorum." "Tamam biraz dinlen, uyanınca yersin." Diyerek Barlas elindekileri alırken başını olumsuz anlamda sallamıştı gitmek istemediğini söylercesine. Asya "Gitmeyeceğim hiçbir yere." Diyerek bacaklarını kendine çekerken Barlas ceketini çıkartarak Asya'yı kolundan tuttuğu gibi göğsüne yatırmış ve üzerine de çıkardığı ceketi örtmüştü. Aldığı koku ve yorgunluk ile mayışmaya başlayan Asya, uykusuna yenik düşerken son hatırladığı omzuna dolanan kollardı.
.......
Genç adam kendilerine doğru gelen babasına kısa bir bakış atarken elleri genç kızın omzuna daha sıkı sarılmıştı. "Baba, nerden böyle?" "Şükür namazı kıldım oğlum. Paşam kurtuldu ya şükrettim onu bana bağışlayana ve aracı gönderdiği kadına." Diyerek oğlunun göğsünde yatan kadına ufak bir tebessüm etmişti. "Yorulmuş." "Evet yemek de yiyemedi, midesi kötüymüş, güçten düşmesin diye uyuttum bende." "İyi yapmışsın oğlum, kardeşin buradaysa bu kadına borçluyuz. 20 saatini verdi onun için." "Doğru söylüyorsun baba, ona çok şey borçluyuz." "Bu kadın zamanında sevgisiz kalmış bir çocuk oğlum. Tek istediği sevgi, onu seversen başka hiçbir şey istemez senden. Onu çok sev, dünyanın en çok sevilen kadını yap. O bunu hakediyor çünkü." Derken bakışları oğlunun sıkıca kadına sarmış olduğu kolundaydı. .....
Genç kadın saçları ile uğraşan eller sayesinde gözlerini açarken bakışları Barlas'ı bulmuştu. "Ne yapıyorsun?" "Saçlarını çok sıkı bağlamışsın başın ağrımasın diye çözüyordum." "Ameliyatta rahatsız etmesin diye bağlamıştım." Diyerek saçlarını tek hamlede çözerken elleri saç diplerini okşamıştı acısını almak istercesine. Barlas, genç kadının uzun saçlarından yayılan koku ile hayranlıkla ona bakarken kendine mani olamadan uzun saçlarına ellerini atmıştı. "Rüzgar'da bir gelişme var mı? " Diyen genç kadın tekrar adamın göğsüne yatarak odanın camına bakarken Barlas derin bir nefes alarak "Hayır, hiç kimse gelip gitmedi henüz." Diyerek derince oflamıştı. Asya yattığı yerden doğrularak ayaklanırken vücudunu esneterek koridorun sonundaki odadan gerekli eşyaları giyinerek Rüzgar'ın odasına girmişti. Değerlerini kontrol ettikten ve kalp atış hızını da dinledikten sonra odadan çıkarken kapıda bekleyen Barlas ile derin bir nefes almıştı. "Şuanlık gayet iyi küçük bey, böyle devam ederse birkaç güne uyanabilir." Diyerek sevinçle üzerindeki hijyen açısından gerekli olan kıyafetleri çıkartmıştı.
.....
2 gün sonra...
Barlas yattığı yerden doğrulurken, bakışları ile etrafta Asya'yı arıyordu. Beraber uyumuşlardı, yine nereye kaybolmuştu bu kadın? Rıfat Bey de yattığı yerden doğrulurken etrafa bakınan oğlunu izledi kısa süre. Sanırım gelinini arıyordu. "Baba, Asya nerde, gördün mü?" "Yeni uyandım oğlum bende." Diyen Rıfat Bey ayaklanırken tıklatılan cam ile ikisi de şaşkın bir şekilde yoğun bakıma döndü. Asya kucağında Rüzgar ile birlikte camda onların şaşkın halini izliyordu. "Baa-baa!" Diyerek bağıran Rüzgar gülerek ikiliyi izlerken Rıfat Bey dolu dolu olmuş gözleri ile hemen cama yapışmıştı. "Babam, kurban olduğum uyandın mı sen?" "Aaa-biii bak cısss." Diyen Rüzgar ile üçlü kahkaha atarken Rüzgar da neye güldüğünü bilmeden gülmeye başlamıştı. "Gördüğünüz gibi paşamız bu sabah uyandı, bir kaç güne Türkiye'ye dönebiliriz." Diyen Asya karşısında sevinçle Rüzgar'ı izleyen ikiliye ufak bir tebessüm etmişti. "Birazdan normal odaya alacağız, o zaman sizde yanına girebilirsiniz." Diyerek Rüzgar'ı yatağına bırakırken, görevliler sedyeyi arka koridordan çıkartmışlardı bile. Asya da ön kapıdan çıkarak maskesini çıkartırken bedenine sarılan kollar ile tebessüm etti. "Dur be adam sabırsız mısın, şu kıyafetleri bari çıkartayım, mikrop kaparsın." Diyerek ayrılmış ve önlüğü de çıkartmıştı. Barlas kadının önlüğü de çıkarması ile tekrar koala gibi sarılırken, başını boynuna gömmüştü bile. "Rahat dursana Barlas, Rüzgar'ın yanına gideceğiz daha." Diyerek ayrılırken koşar adımlarla ilerlemişti koridorda. Bu hastanede geçen bir kaç günde Barlas her fırsatta kendisine koala gibi sarılıyor, her yere peşinden gidiyordu.
.....
Odaya önden giren Barlas elleri sargı bezleri ile bağlı bir şekilde yatağın korumalığına bağlanmış kardeşi ile neye uğradığını şaşırırken hızla yanına giderek ellerini çözmeye çalışmıştı. "Barlas, yapma. " Diyen Asya son dakika genç adamı durdururken Barlas sinirli bir soluk alarak karşısında kendini durduran kadına baktı. "Niye bağlamışlar kardeşimi?" "Bu yaşlardaki bebekler, ameliyat yerlerine zarar verdikleri ve çok hareket ettikleri için bağlanırlar bu çok normal. Hem fark ettiysen çok gevşek bağlanmış, kardeşinin canı yanmıyor merak etme." Diyerek omzuna elini koyarken Barlas derin bir nefes alarak sakinleşmişti. "Bende bağlı görünce ne yapacağımı şaşırdım bir an." "Endişelenecek bir şey yok, kardeşinin ne kadar yaramaz olduğunu eminim ki biliyorsundur." Diyerek ufak bir tebessüm etmişti. Barlas genç kadına hak vererek günlerdir hasret kaldığı kardeşinin canını yakma korkusu ile yüzünü öpücüklere boğarken ne kadar özlediğini daha iyi anlamıştı. Rıfat Bey sıranın kendisine gelmesi ile oğlunun yanına çökerek hasret giderirken Barlas ise soluğu yine Asya'nın yanında almıştı. "Az uzak dursana." Diyerek fısıltıyla Barlas'ı kendinden uzaklaştırmaya çalışan Asya ile Barlas umursamazca kollarını kızın beline dolarken. "Neden güzelim, ne güzel çift gibi takılıyoruz işte." "Sevgiliyiz de benim mi haberim yok?" "Onu da oluruz güzelim, şimdilik yavaş yavaş yakınlaşma aşamasındayız." "Bu mu yavaş yavaş yakınlaşma aşaması, koala gibi peşimden ayrılmıyorsun bu nasıl iş böyle?" Diyerek şaşkınca Barlas'a bakarken genç adam gülerek başını kadının omzuna yaslayarak babasını ve kardeşini izlemeye başlamıştı. "Bu manzarayı sana borçluyuz güzelim, hakkını ödeyemeyiz." "Konuyu değiştirme hızına hayranım gerçekten Barlas." Diyen Asya şaşkınca arkasındaki adama bakarken Barlas; "Bende sana hayranım güzelim." Diyerek olayı yine başka yere çekmişti.
.....
Türkiye'ye dönmek için ayarlanan uçağa binen üçlünün ardından sedye ile Rüzgar da bindirilirken hepsi sessizce havalanan uçakta bekliyordu. Sonunda kendi topraklarına dönebileceklerdi. "Asya Hanım sizinle zaten, gerekli malzemeler uçakta mevcut herhangi bir durumda kendisi müdahale edebilir, bu yüzden bizden bir doktoru sizinle gönderme gereği duymadık. Hepinize geçmiş olsun. " Diyen görevli ile hepsi baş selamı vererek ayrılırken Asya Rüzgar'ın sedyesinin yanındaki koltukta oturmuş kemeri bağlı bir şekilde uçağın kalkmasını bekliyordu. "Asya döndüğümüz zaman bir süre daha bizimle kalmanı istiyorum kızım, evine saldıran kişiler kendini çok iyi gizledikleri için henüz bulamadık, senin, bizim yüzümüzden zarar görmen beni çok üzer. O yüzden itiraz kabul etmiyorum." Diyen Rıfat Bey ile Asya ne diyeceğini bilemezken Barlas da dikkatle kadının tepkisini izliyordu. "Rıfat Bey sizi anlıyorum ama, benim de bir düzenim var ve ben bunu bozmak istemiyorum. Evime dönmem daha iyi olur sanırım." Diyerek ufak bir tebessüm ederken Rıfat Bey başını olumsuz anlamda salladı. "İtiraz kabul etmediğimi söylemiştim kızım, bu cümlelerini duymazdan geliyorum bu yüzden." Diyerek rahatça önüne dönerken gözlerini kapatarak başını koltuğa yaslamıştı. Barlas havalanan uçak ile kemerini çıkartarak Asya'nın yanındaki boş koltuğa çökerken genç kızın ellerini elleri arasına almıştı. "Babam haklı güzelim, bizim düşmanlarımız yüzünden zarar görmeni istemiyoruz bizimle kalman daha iyi olur. En azından biz kimin saldırdığını bulana kadar." "Barlas anlıyorum ama benim geceleri geldiğim günler, sabahın köründe evde çıktığım günler oluyor sizinde düzeninizi bozmak istemiyorum. Kendi düzenim ile devam etsem daha iyi olmaz mı?" "Emin ol kimse kimsenin düzenini bozmuyor, şimdi gel göğsüme yat birlikte uyuyalım. " Diyerek kollarını açarken genç kız uyku akan gözlerine rağmen başını olumsuzca salladı. "Gidene kadar Rüzgar'ı kontrol etmem lazım sen uyu." Demiş ve koltuğa yaslanarak kendisini izleyen adama bakmaya başlamıştı. "Kıyamam güzelime ben, hiç mi uyuyamazsın, gözlerinden uyku akıyor resmen." "Uyuyamam Barlas sen yat hadi." Diyerek elini dizlerine vurmuştu yatması için. Barlas daha fazla zorlamayarak genç kızın dizlerine uzanırken yorgun bedenine rahatlama gelmişti. Kaç gecedir doğru düzgün uyuyamıyordu. İçi hiç rahat değildi, Asya kendisinden daha uzun süredir uykusuzdu ama o uyuyamıyorken kendisi de uyumamalı gibi hissediyordu. Yattığı yerden tekrar kalkarak oturur pozisyona gelirken Asya gözlerini üzerine dikmiş merakla bekliyordu. "Rahat edemedin mi?" "Vazgeçtim uyumayacağım, seninle sohbet edelim biraz." Demiş ve sırtını koltuğa yaslayarak genç kızı da göğsüne çekmişti. Ellerini beline sararken genç kadının üzerindeki croptan dolayı elleri direkt tenine değmişti. Baş parmağı ile tenini okşarken Asya da elini Barlas'ın elinin üzerine koymuş sessizce bekliyordu. "Çok yoruldun bu hafta içerisinde, Türkiye'ye geçince bir hafta izin al ve dinlen." "İhtiyacım olan tek şey o, ama bu hafta çok önemli dört ameliyatım var onlara göz atmam gerek, ve Türkiye'ye geçince Rüzgar'ı en az bir hafta daha hastanede tutacağız çok önemli bir ameliyat geçirdi. Her ân her şey olabilir." "Doktorluğu bıraksan mı acaba napsan? Ben sana bakarım." Diyerek düşünen Barlas ile Asya gülerek başını kaldırırken burunları birbirine çarpmıştı. "Hayır tabiki, eğer bırakacak olsam bugüne kadar çok kez bırakmış olurdum ve kardeşini tedavi edemezdim. Nice aileler var umutla ameliyat bekleyen. Onlarca çocuğu, çaresiz bırakamam." "Merhametine kurban olurum senin." Diyen Barlas, Asya'nın saçlarına ufak bir öpücük bırakırken genç kadın gülerek daha da sıkı tutmuştu genç adamın elini.
|
0% |