Yeni Üyelik
1.
Bölüm

1. Bölüm

@sirius_70

Gördüğüm kabusun etkisinden çıkabilmek için yüzüme çarptığım soğuk su etkisini göstermiş kendimi biraz daha iyi hissediyordum.


Saat daha neredeyse altıya yeni geliyordu.


Hızla siyah eşofman takımımı giyinip, saçlarımı at kuyruğu yaptıktan sonra sessiz adımlarla evden çıkarak spor salonuna doğru ağır bir tempoda koşmaya başladım.


Selim Abi'nin spor salonuna neredeyse her gün gelir ve belirli ağırlıklarda spor yapardım.


Alışkanlık olmuştu artık.


******


Sonunda spor salonuna geldiğimde kendimi mekandan içeri atıp direk boks torbasına çevirdim adımlarımı, her kabus gördüğümde bunu yapmak artık alışkanlık hâline gelmişti.


Durmadan yumrukladığım kum torbasını bırakıp hafif kanlanmış ellerime baktım neredeyse iki saattir yumrukladığım için ne kadar bandaj sarsamda yine de tahriş olmuştu parmak boğumlarım, acıyı çok hissetmediğim için umursamadan mekik çekmek için mekik aletinin yanına doğru adımladım.


Uzun süredir çektiğim mekikten ayrılmama neden olan yarım saattir durmadan çalan telefonumdu.


Sürekli çalan telefon ile sinirlerim iyice gerilerken telefonumu elime alıp arayana baktım.


İskele Babası...


Yazısını görünce telefonu açıp kulağıma götürdüm. Her zamanki iğrenç sesinin aksine neşeli sesi kulaklarkma dolmuştu. "Neredeysen işini bırak ve yarım saat içinde Özel Soyer hastanesine gel." Onun iğrenç sesine rağmen sakinliğimi korumaya çalışarak "Geliyorum,ama yarım saat içinde yetişemem,bekleyin." Dedim ve konuşmasına izin vermeden telefonu kapattım. Aslında buradan yürüsem on beş dakika da orada olurdum ama keyfim ve kahyası gitmek istemiyor.


Babam arayalı neredeyse yirmi dakika olmuştu ve ben bu sürede şınav ve mekik çekip hafiften belli olmaya başlayan kol ve karın kaslarımı geliştirmiştim. Daha sonra ise kendi özel odamda duş alıp üzerime tekrardan siyah bir eşofman takımı geçirmiş ve saçlarımı kurutmuştum.


Selim Abi mekana girdiğinde direk yanına geçip selam verdim biraz havadan sudan sohbet ettikten sonra çıkmak için izin isteyip yavaşça ayağa kalktım."Abi ben çıkıyorum, bizimkiler aradı hastaneye gel diye." Selim Abi hafif kaşlarını çatıp ne olmuş dercesine kafasını salladı.


"Bilmiyorum Abi gel dedi başka bir şey demedi babam."


"Gitarını da götür giderken arada gezip kırmasın çocuklar."


"Tamam Abi, hadi eyvallah." dedikten sonra gitarımı omuzuma takıp yavaşça spor salonundan çıkıp hastanenin yolunu tuttum.


Özel olduğu her halinden belli olan hastaneye kısa bir bakış atıp içeri girdim. Onları nerede bulacağımı bilmediğim için resepsiyona ilerleyip hafif bir baş selamı verip:


"Hasan Atakul veya Fatma Atakul adına herhangi bir kayıt var mı?"


"Onlar doktor Salih Soyer'in odasındalar hanımefendi, 4. katta kapıda ismi yazıyor oradan bulabilirsiniz." Başım ile onaylayıp hızlı adımlar ile merdivenlerden çıkmaya başladım.


Odanın kapısını çalıp yavaşça içeri girdim, Annem Fatma, babam Hasan, abim Melih oturmuş sevinçle karşılarındaki kıza bakarlarken, diğer aile üyelerini olduğunu sandığım aile ise gözlerinde bariz belli olan bir hayranlıkla bana bakıyorlardı. Siyah at kuyruğu yaptığım saçlarım belime kadar uzanırken, hafif laciverte kaçan mavi gözlerim ve ona uyumlu olarak da parlayan bembeyaz bir tenim vardı. Normal kadınlara göre boyum 1,70 olması bana avantaj sağlamıştı ve beni daha hoş gösteriyordu.


Babamlar sonunda kapıya dönmeyi akıl edebilmiş olacak ki, yine nefret saçan gözlerini üzerime dikmişlerdi. Onların bu yaptığına göz devirip odadaki tek boş yer olan 14-15 yaşlarında bir gencin yanına oturdum rahat ve umursamaz bir tavırla. Omzumdan çıkarttığım gitarımı doktor masasına yaslarken herkes dikkatle beni izliyordu. Onları umursamadan koltukta geriye yaslanıp rahat bir tavırla konuşmaya başladım.


"Ee kahve içmeye mi geldik, ne bakıyorsunuz öyle suratıma?" Dedim odadaki diğer kişileri incelerken.


"DNA testi yaptırmaya geldik, sen bizim kızımız olmayabilirsin Arya."dedi babam.


"Ben de gün sayıyordum ne zaman söyleyeceksiniz diye."


"Neyi, ne zaman söyleyecekmişiz?" Dedi annem hafif şaşkın bir ifadeyle.


Alayla ona bakıp güldüm.


"Allah aşkına bilmiyor gibi davranmayın, dışarıdan gören birisi bile evlatlık olduğumu bilebilir.Fiziksel olarak ikinizle yakından uzaktan alakam yok, üstüne bir de Melih'e davranma şekliniz ile bana davranma şeklinizden belliydi. Ben bunları anlamayacak kadar mal değilim, siz de benden sakkayabilecek kadar zeki değilsiniz."


"Biz en iyisi DNA testini biran önce yaptıralım." Dedi odadaki diğer orta yaşlı adam, gerginliği dağıtmak istemesi her halinden belliydi.


Odadaki diğer kıza baktığımda saçlarını pembe veya hafif kızılımsı bir renge boyatmış, yüzüne büyük ihtimal çok makyaj yaptığı için cildini tahriş etmişti ve üzerine dar paça bir pantolon ile kırmızı bir badi giyinmişti.. Saçlar ile badinin uyumunu incelerken kız hafif tanıdık gelse de kafama takmadan koltukta geriye yaslanıp sıramı beklemeye başladım.


Demir Soyer'den;


Sabah annemin sesi ile uyandım.Siyah bir tişört ve siyah bir pantolon giyinip saçlarıma da sekil verdikten sonra odamdan çıkıp yemek odasına ilerledim. Babam yine baş köşede onun sağ tarafında annem sol tarafında ki boş yere ise ben oturdum. Merve yine diyetteydi anlaşılan masaya yine gelmemişti.


Babamın boğazını temizlemesi ile yemeği bırakıp babama döndüm. Annem de aynı şeyi yapmışdı."Geçen gün Merve kaza yaptığında kan vermek istemiştik annen ile ama ikimizin kanı da uymadı ameliyatına da kuzenin Salih girmişti, kan uymayınca şüphelenmiş, ameliyat bitince konuştuk ve gizlice DNA testi yaptırdık sonuçlar negatif çıkınca annen ile aynı gün doğum yapan kadınları araştırdım sadece bir aile kayıt yaptırmış, bugün öğleden sonra aile ile hastanede buluşacağız Salih abiniz de DNA testi yapacak."


Babamın dediklerinden sonra hepimiz kısa bir şok yaşamıştık. Merve'nin çektirdikleri yaşadıklarımız yalan mıydı? Bir yanım sevinçliyken diğer yarım üzgündü, boşuna çektiklerimiz yüzünden. Annemin de yüzünden anlaşılıyordu benimle aynı düşündüğü.


*********


Saat öğlen bire gelirken babamın seslenmesi ile arabaya bindik annem babamın yanına otururken ben düşünceli bir şekilde arka tarafa oturdum.


Kendi hastanemize gelmiştik özel bir hastaneydi, bakışlarımı yan tarafımda oturan kendine abla bile dedirtmeyen sevgisiz,paragöz ve şımarık kıza çevirdim her zamanki gibi saçları renkli, kafasını boya kutusuna sokmuş gibi olan yüzünü ve mini, her yerini belli eden kıyafetlerini inceledim. Yüzümü buruşturmadan edemedim sabah ona bu konudan bahsettiğimiz de sadece zengin olup olmadıklarını sormuştu, bunca yıl hayatı bize zehir etmişti.


Daha fazla onunla aynı havayı solumaya dayanamayıp hızla arabadan indim. Annemler de arabadan indiğinde hızla Salih abimin odasına doğru ilerlemeye başladık. Kapısını çalıp içeri girdiğimizde sevinçle bizi karşıladı hepimize tek tek sarılırken hoşgeldiniz demeyi de ihmal etmemişti.


Yaklaşık on dakika sonra odanın kapısı tekrar açıldı ve içeriye annemler ile tahminen aynı yaşta bir çift ve genç yakışıklı denebilecek serseri tipli bir erkek girdi. Biz onları süzerken onlar bizi umursamadan direk Merve ile konuşmaya başlamışlardı. Ben de onları umursamadan telefonuma girip oyun oynamaya başladım. Annemgil ise Salih abim ile sohbet ediyorlardı.


Yarım saat sonra çalan kapı ile telefonu cebime koyup yavaşça açılan kapıya çevirdim bakışlarımı. Fakat gördüğüm karşısında yutkunamadım


giren kişi Merve ile yaşıt gibi duran sanırım diger ailenin kızıydı. Saçları babam gibi simsiyah ve uzunken gözleri annem gibi masmaviydi. Boyu hemen hemen benimle aynıyken fit bir vücudu olması onu güzel gösteriyordu.


Omzuna taktığı siyah gitar çantası onu havalı gösteriyordu. Ve o gerçekten çok güzeldi, annemden bile fazla güzeldi.


Karşımda Barış abimin kız hali duruyordu resmen. Sanırım Barış abim bu kızı görünce erkek olduğuna lanet edecekti.


Önce ailesine sonra ise onların baktığı yere yani Merve'ye baktı ve şaşkınlıkla hafifçe kaşlarını kaldırrı. Onun bu hali her ne kadar gülme isteği oluştursa da kendimi tutup ciddiyetimi bozmadım.


Sonunda gözlerimi ondan alıp anne ve babama çevirdim onlar da hayranlıkla onu izliyordu, kapıyı kapattığında kafamı tekrar ona çevirdim. Etrafa baktıktan sonra gözü benim yanımdaki boş yere takılı kalırken bir yandan omuzundaki gitarı çıkarıp diğer yandan da bana bakıyordu. Kısa bir an göz göze gelsek de gözlerin de gördüğüm sadece koca bir boşluktu.


Yanıma oturduğunda burnuma dolan koku ile kendime engel olamayıp derin bir nefes aldım, hayatımda hiç bu kadar güzel bir koku duymamıştım.


"Ee kahve içmeye mi geldik,ne bakıyorsunuz öyle suratıma?" Dedi bizi incelerken.


"DNA testi yaptırmaya geldik, sen bizim kızımız olmayabilirsin Arya." dedi karşıdaki adam bir anda. Şaşkınlıkla ona bakıyordum böyle bir şey bir anda söylenilecek basit bir şey değildi.


Arya'ya baktığımda zaten biliyormuş gibi bir hâli vardı, söyledikleri ise düşüncelerimi kanıtlar nitelikteydi.


"Ben de gün sayıyordum ne zaman söyleyeceksiniz diye."


"Neyi, ne zaman söyleyecekmişiz?" Dedi karşıdaki annem ile aynı yaştaki kadın hafif şaşkın bir ifadeyle.


Arya ise alaylı olduğu her hâlinden


belli olan bir gülüş sundu karşısındaki kadına.


"Allah aşkına bilmiyor gibi davranmayın, dışarıdan gören birisi bile evlatlık olduğumu bilebilir. Fiziksel olarak ikinizle yakından uzaktan alakam yok, üstüne bir de Melih'e davranma şekliniz ile bana davranma şeklinizden belliydi. Ben bunları anlamayacak kadar mal değilim, siz de benden saklayabilecek kadar zeki değilsiniz."


Acaba ona nasıl davranıyorlardı da evlatlık olduğunu anlamıştı.


Ben düşüncelerim ile baş başa kalırken babamın sert sesi yankılandı odada, eminim o da Arya'ya ne yaşattıklarını


düşünüp sinirlenmişti. Ama ortamın daha fazla gergin olmaması için ortaya konu atmıştı.


"Biz en iyisi DNA testini biran önce yaptıralım."


Salih Abim önce babamdan daha sonra ise diğer adamdan kan alırken ben yanımda oturan Arya'nın hafif kanlanmış ve derisi soyulmuş ellerine bakıyordum.


Merve'nin attığı çığlık ile kafamı ona çevirdim, dikkat çekmek için iğneden korkuyor numarası yapıyordu adım gibi emindim bu duruma.


"Yapmayın yaaa kolum acııır, babaaa."


Babam daha Merve'ye kafasını çevirmemişken Arya'nın sesi ile tekrar dikkatler ona dönmüştü.


"Ne bağırıyorsun kızım can çekişen iguana gibi?" Sesindeki soğukluk içimi ürpertmişti ama benzetmesi ile gülme isteğimi bastıramayıp kıkırdama çıkmıştı ağzımdan.


Merve'nin sinirli bakışları bana dönerken, "Sen kessene sesini." Diyerek sadistçe olan bakışlarını üzerime dikerken eskiden yaptığı şeyler aklıma gelince içim ürpermiş ve gözlerimin dolmasına engel olamamıştım.


Omzuma atılan kol ile daha ne olduğunu anlayamadan Arya'nın kısık sesi geldi kulağıma.


"Şimdi ufaklık sil o gözlerini ~sanki onun demesini bekliyor gibi hemen gözlerimi silmiştim~ aferin şimdi kaldır kafanı ve ona korkmadığını belli et, sen ondan daha güçlüsün hadi."


Kafamı kaldırıp gözlerimi Merve'nin gözleri ile birleştiridim benim yaptığım şeye o şaşırırken omuzumdaki el omuzumu güç vermek ister gibi sıkıp çekilmişti.Ben ise yaptığım şeyin şaşkınlığındaydım.


Biz hâlâ sonuçların çıkmasını beklerken Arya'nın çalan telefonu ile herkes ona bakmıştı, o ise kimseyi umursamayıp telefonu açıp kulağına götürdü. Hemen yanımda olduğu için ben de karşı tarafın konuşmasını duyabiliyordum ama diğerleri sadece Arya'yı duyuyordu.


-"Efendim?"


-"Nasılsın abla." Abla mı? Kardeşi mi vardı?


-" iyi, sen?"


-"Ben de iyiyim, sabah babamı aradım telefonları açmadı sen konuştun mu hiç?"


-"En son spor salonunda konuştuk başka da konuşmadım."


-"O zaman işlerle meşguldür, sen neredesin?"


-"Hastanedeyim ben seni sonra arasam olur mu?"


-"Sen iyisin değil mi abla?" Dedi endişeyle.


-"Iyiyim sonra ben sana özet geçerim hadi görüşürüz."


-"Görüşürüz abla, seni çok seviyorum."


-"Ben de seni." Dedi ve telefonu kapatıp cebine koydu.


Bir süre sonra Salih Abi elinde dosyalar ile içeri girerken herkes onun ne söyleyeceğini bekliyordu ama kimse söyleyeceği sözlerin ateş gibi ortaya düşmesini beklemiyordu.


"Merve Soyer ile Hasan Atakul arasında %99 kan bağı var ve Arya Atakul ile de Ahmet Soyer arasında da %99 kan bağı vardır.Soyer ailesine hoşgeldin Gece Arya SOYER." Dedi Salih abim.


Bu saatten sonra ne olacak kim kiminle kalacak belli olacaktı, artık gerçekler ortaya çıkmıştı elde kalan ise yaşanmış olan yalan hayat ve koskoca 17 yıl yaşanılanları unutma vakti gelmişti.


Soyerler'in ön yargısı, Arya'nın sert karakteri ve güzelliği herkesin dillerine düşecek.


Bundan sonra devir birlik olma beraberlik olma devriydi,ya yapboz parçası gibi hepsi birleşecek ya da bazı parçalar kaybolup resim tamamlanamayacaktı.


Gelin bu parçaları beraber birleştirelim siz de bu serüvende bana destek çıkın😇


Başladığınız tarihi ve en beğendiğiniz sahneyi yazmayı unutmayın lütfen😇 ve tabiki takip etmeyi deede🥰


Loading...
0%