Yeni Üyelik
11.
Bölüm

11. Bölüm

@sirius_70

Kaan'ın Anlatımından;


Annemin seslenmesi ile uyanırken, birkaç saniye uyku sersemi etrafımı süzdüm. Gözüme yatağımın ayak ucunda dikilen annem çarparken, ufak bir tebessüm ettim ona.


"Kaan hadi babanlar ve abinler işe gitti, Arya da bugün hastaneden çıkacak, sen getireceksin onu hastaneden Furkan ve Demir de oradan okula geçmiş zaten." diyen annemle sıkıntılı bir nefes vererek başımla onayladım onu.


Üzerimi hızlı bir şekilde giyinerek annemin söylenmeleri üzerine hızlı bir kahvaltı yaptım ve arabamın anahtarlarını alarak evden çıktım .


Hastaneye geldiğimde dün geldiğimden dolayı bildiğim odaya çevirdim adımlarımı. Odaya girdiğimde Arya hâlâ uyuyordu. Tekli koltuğa oturarak bakışlarımı tekrar ona çevirdim. Siyah saçları hastane yatağına serilmiş yatıyordu hareketsizce.


Aradan yarım saat geçmişti ki, Arya'nın hareketlenmesi ile sanki geldiğimden beri onu izlemiyormuş gibi elimdeki telefona bakmaya başladım.


Yerinden daha çok hareketlenmesi ile bakışlarım onu buldu, hastane kıyafeti üzerine bol gelmişti. Ama yine de güzelliğinden hiçbir şey kaybetmemişti.


Annemin dün Furkan ile hastaneye gönderdiği tüylü terliklere tuhaf bir bakış atan Arya ile kahkaha atmamı engelleyerek ne yapacağını izlemeye başladım. Terliklere iğrenç bir varlık gibi bakarak klasik beyaz hastane terliklerini giyerek ayağa kalktı. Yavaş adımlar ile lavaboya gittikten sonra tekrar telefona girerek sosyal medyada takılmaya başladım. Önüme çıkan komik video ile gülerken lavabodan gelen kırılma sesi ile yüzümdeki gülümseme yavaş yavaş solarak yerini endişe almıştı. Elimdeki telefonu hızla oturduğum koltuğa bırakarak ayaklandım.


Lavabonun kapısını çalarken bir yandan da Arya'ya sesleniyordum.


"Arya, iyi misin, bak giriyorum." dememe rağmen ses gelmemesi ile kapıyı açarak içeri girdim. gözüme ilk başta yere düşüp parçalara ayrılan sabunluk denk gelirken, bakışlarımı hızla yerden kaldırdım.


Arya lavabo tezgahına yaslanmış derin nefesler alırken hızla yerdeki sabuna basmamaya dikkat ederek yanına ulaştım. Sağ kolumu beline sararak düşmesini engellerken bir yandan da sol elim ile Arya'nın önüne gelen saçlarını çekmeye çalışıyordum. Arya hızlı hızlı nefes alıp verirken ne olduğunu anlamaya çalışıyordum.


"Arya, neyin var, iyi misin?" dememe rağmen alamadığım cevap anlamsızca beni daha çok endişelendirirken, hızla Arya'yı belinden ve bacaklarından tutarak kucağıma aldım ve yerdeki sabuna basmamaya dikkat ederek lavabodan çıkarak Arya'yı yatağına yatırdım. Acı ile gözlerini kapatmış derin nefesler alıyordu. Hâlâ ona baktığımı farkına varmış olacak ki gözlerini açarak bana baktı bir süre.


"Ben yüzümü yıkamak için lavaboya eğildim, sonra bir anda gözüm karardı ve nefes alamadım, çok canım yandı." dedi ve tekrar gözlerini kapattı. Sanki o anı yaşıyor gibiydi sesi, bu sesine de yansımıştı ve istemsizce beni rahatsız etmişti. Başımla onu onaylayarak birazdan geleceğim diyerek yanından ayrıldım. Adımlarım hızla beni doktorun kapısına getirirken derin bir nefes aldım ve kapıyı çalarak aldığım komut ile içeri girdim. Doktor önündeki evrakları incelerken beni görmesi ile hızlı bir şekilde kağıtları kenarıya bıraktı. Eli ile koltuğu işaret etmesi ile derin bir nefes alarak koltuğa oturdum.


"Gece Arya Soyer, abisiyim ve bugün taburcu olacağı için almaya geldim, elini yıkamak için lavaboya girdiğinde eğildiği ân gözünün karardığını ve nefes alamadığını söyledi. Dün bir şeyi olmadığını söylemiştiniz doktor bey, bir açıklamanız var mı?" dedim öfkeli sesimle. Doktorun dediklerim karşısında kaşları çatılırken oturduğu sandalyeyi geri çekerek çekmecesine uzandı ve birkaç evrak çıkardı. Mavi dosyanın üzerisinde birkaç emar ve tomografi resmi vardı sanırım Arya ile ilgili bilgilerdi.


Bir süre sonra doktor birşeyleri inceledikten sonra bakışları tekrar beni buldu, sıkıntılı bir nefes verdikten sonra konuşmaya başlaması ile dikkatimi ona verdim.


"Kaan Bey Arya Hanım'ın dosyasına bakılırsa kaburgasında kırık var eğildiği için kendini belli eden bir kırık... ve eski hastane bilgilerine bakılırsa Arya Hanım'ın kalbinden bir rahatsızlığı var. Nefesinin kesilmesinin sebebi bu da olabilir. Kaburgasındaki kırığa hiçbir müdahale edemeyiz kendi kendine kemiğin kaynaşmasını beklemeliyiz, bu süreçte Arya Hanım ani hareketler yapmamaya dikkat etmeli."


Doktorun dedikleri ile başımı anladığımı belli eden bir şekilde salladım.


Arya'nın çıkmasında bir sakınca olmadığını söyleyen doktor ile birlikte tekrar Arya'nın kaldığı odaya adımladım. Yavaş bir şekilde odaya girdim, Arya yatakta pencereye doğru dönmüş gökyüzünü izlerken kapı sesi ile bakışları beni buldu.


"Doktor kaburganda bir kırık olduğunu ama bir şey yapamayacaklarını söyledi, sadece âni hareket etmeyecekmissin. Üzerini değiştir de çıkalım. Ben dışarıda bekliyorum." demem ile başıyla beni onayladı, tekrar odadan çıkarak kapının karşısındaki bekleme koltuklarına oturdum.


Bir süre sonra kapının açılması ile görüş açıma Arya girdi. Üzerine bol, siyah bir tişört giymiş altına ise siyah bir eşofman giymişti. Saçını arkadan geniş bir şekilde bağlayarak solgun yüzünü ortaya çıkartmıştı. Başındaki beyaz yapıştırmalı bant kendini belli ederken, her haliyle güzel olduğu bir kere daha aklıma kazındı.


Yavaşça oturduğum yerden kalktım ve sol elinde duran poşeti aldım, duvardan destek alarak yürümesi ile sağ elimi beline dolayarak benden destek almasını sağladım. O da yürüyemeyeceğini anlamış olmalı ki sol kolunu belime sararak tişörtümü sıkıca sarmış destek alıyordu benden. Sessiz bir yürüyüşten sonra arabaya ulaşmamız ile elimdeki poşeti arka koltuğa bırakarak, Arya'nın ön koltuğa oturmasına yardım ettim. Sanırım otururken canı yanlış olmalı ki bir ân nefesi kesilir gibi olmuştu ama belli etmemişti bana bunu.


Arya iyice yerleştikten sonra beklemesini söyleyerek dün ambulans ile gelen eşyalarını almak için resepsiyona ilerledim. Resepsiyondaki gözlüklü kadının bakışları beni bulurken ne istemiştiniz der gibi baktı yüzüme. "Gece Arya Soyer, abisiyim eşyalarını alacaktım." kadın başı ile onaylayarak arkasındaki dolaplara ilerledi bir süre sonra elinde deri ceket ve gitar ile geldi. İkisini de uzatması ile şaşkınlıkla aldım deri ceket neyse ama gitarın kaza esnasında yanında ne işi vardı acaba, diye sorgulamadan edemiyordum. Kadına baş selamı vererek elimdeki eşyalarla arabaya doğru ilerliyordum.


Bagajı açarak önce deri ceketi daha sonra ise gitarı bıraktım. Dikkatimi çeken şey ile gitarı incelerken şekilli bir şekilde yazan 'Gölge' yazısı çarptı gözüme. Gölgenin nereden tanıdık geldiğini düşünürken aklıma Poyraz abimin sürekli izlediği youtube kanalı geldi. Gitar Arya'nın ise Arya gölge miydi yani?


Hızla bagaj kapısını örterek koltuğuma oturdum, ara sıra gözlerimi Arya'ya çevirsem de o bana bakmıyor ve sürekli olarak dışarıyı izliyordu. Hafif bir şekilde öksürerek dikkatini üzerime çektim. "Resepsiyonda eşyalarını istediğimde deri ceket ve bir gitar verdiler, gitarın üzerinde Gölge yazıyordu sen misin o şarkı söyleyen youtuber." Bakışları ilk başta düşünceli bir hâl alırken son dediğim ile derin bir nefes aldı. "Benim." dedi hiç tereddüt etmeden.


" Korkmuyor musun başkasına söylememden?" Gözlerime baktı bir süre, hiçbir şekilde duygu barındırmayan gözleriyle, daha sonra hafif bir tebessüm etti.


"Hayır korkmuyorum, sen benim gölge olduğumu tüm dünyaya yaysan da benim gerçek adım Gece Arya...Soyer, Gölge sadece gerçek kimliğimin arkasına saklanan bir karakter. Söylemek istiyorsan buyur söyle, söylediğinde değişen tek şey insanların bana sahte sevgi beslemeye başlamaları olacak." dedi ve sustu. Haklıydı insanlar en çok sahte sevgi göstermekte uzmandılar bu hayatta. İkimizde konuşmadık bir süre, daha sonra yol kenarında gördüğüm bir eczaneden ilaçları almak için durdum. Hızla arabadan inerek ilaçları aldım, geri döndüğümde Arya başını koltuğun arka kısmına yaslamış ve gözlerini kapatmıştı.


Eve geldiğimizde ilaç poşetini elime alarak diğer kapıya gittim, kapıyı açtığım ân Arya yerinde sıçrarken bakışları beni buldu. "Kucağıma mı alayım, yoksa yürüyecek misin?" başını iki yana salladı "Hayır sadece koluma girsen yeter." Başım ile onaylayarak üzerine eğildim ve belinden destek vererek ayağa kalkmasına yardımcı oldum sağ kolu kırık olduğu için sol tarafına geçerek elimi beline sardım o da sol kolunu bana sararken yavaşça yürümeye başladık.


Açılan kapı ile bakışlarım kapıyı bulurken şaşkınca baktım herkes buradaydı annem, babam, abimler, kardeşlerim ve Arya'nın diğer yakın olduğu iki kişi. Furkan hızla yanımıza gelerek Arya'yı kucağına alıyordu ki son ânda engel oldum. Kaşları çatılan Furkan bana bakarken sonra diye göz kaş işareti yaptım. Furkan hızla Arya'ya diğer tarafından destek olurken yürümeye devam ettik. Eve girmemiz ile Annem Arya için hazırladığı giriş kattaki odaya yönlendirdi bizi.


Arya'yı yavaşça yatağa oturtarak elimdeki ilaç poşetini komedine bıraktım. Arya duş alacağını söyleyerek bizi gönderirken annemin yardım teklifini de reddetmişti. Selim denen adam Arya'yı odada bekleyeceğini söylerken Arya'nın onaylaması ile bir şey diyememiştik. Hepimiz salona geçerken doktor ile konuştuklarımızı hepsine anlattım. Hepsi dikkat etmek konusunda dikkatli olacağını söylerken sadece Poyraz abim cevap vermemişti. Hâlâ istemediği belli oluyordu gözlerinden...


Loading...
0%