Yeni Üyelik
14.
Bölüm

14. Bölüm

@sirius_70

   


  BARIŞ AYAZ SOYER ANLATIMIYLA


    Kaan Abim'in arabası okulun önünde durduğunda derin bir nefes alarak arabadan indik, Furkan Abim ve Kaan Abim arabayla üniversitenin garajına girerlerken, Demir, Arya ve ben de kendi okulumuza ilerledik.


    Demir'in katına geldiğimizde Arya'ya öpücük kondurarak sınıfına giderken ben de Arya'nın kırık olmayan kolunun tarafına geçerek elini tuttum sıkıca.


    Telefonuma gelen mesaj ile arka cebimden çıkararak ekranını açtım, babam sınıfımızın değiştiğine dair bir mesaj atmıştı. Büyük ihtimal kaza olayı olmadan önce sınıftaki kavgadan dolayı değiştirmişti. Mesajı Arya'ya da okutarak yönümüzü değiştirdim. Yeni sınıfımızı girerek en arkadaki sıraya oturdum, sıralar tekliydi bu yüzden beraber oturamıyorduk. Arya da boş masalardan birini itekleyerek benimkinin yanına koydu. Biz öylece sessiz sessiz otururken kapının açılması ile içeri giren biyoloji hocası ile sıkıntılı bir nefes aldım. En nefret ettiğim dersti biyoloji, yani dersi severdim ama hocası sağolsun soğutmuştu.


      Bir süre belki anlayabilirim umuduyla dersi dinlesem de kafam basmayınca kafamı sıraya gömerek gözlerimi kapattım, yanımda oturup dikkatle dersi dinleyen ikizimin burnuma dolan kokusu ile iyice mayışırken dün akşam da uyumadığım için yorgun vücudum yavaş yavaş beni gözlerimi kapatmaya itti.


      Omuzumdan dürtülmem ile yerimde sıçrarken karşımda Arya'yı görmem ile kafamı sıradan kaldırdım. Kolumdaki saate baktığımda saat öğlene gelmişti. Sıramdan kalkarak Arya'ya elimi uzattım, her ne kadar iyileşse de kaburgasındaki kırık onu zorluyordu. Sağlam eli ile sıkıca elimi tutarak ayağa kalktı. Beraber yemekhaneye doğru ilerlerken Demir'in sınıfına uğrayıp onu da almayı unutmamıştık. Normalde öğlen araları yemek yemek için eve giderdik ama Arya'nın çok hareket etmemesi için bu ay okulda yiyecektik.


    Yemekhanedeki yemek sırası için geçen öğrencilerin arkasına biz de sıra olduk. Yavaş ilerleyen sıra sinirimi bozarken bunu dışa yansıtmayarak sakince etrafa baktım. Ben önde arkamda Arya onun arkasında da Demir vardı. Abimler büyük ihtimal yemek yemek için  eve gitmişti.


    Sıranın bize gelmesi ile sevdiğim yemeklerden aldım ve boş bir masaya geçtim, peşimden Arya'gilinde gelmesi ile yemeğimizi yemeye başladık.


    Arya yemeğini bitirdikten sonra lavaboya giderken biz hâlâ yiyorduk. Yan masadan gelen konuşma sesleri ile istemsizce kulağımı konuşmalarına verdim.


  "Yanlız şu giden kız da güzelmiş, ateş saçıyor adeta, mavi gözleri beni kendine çekiyor vallaha."  Diyen sarışın çocuğu buldu gözlerim ama o kapıya bakıyordu melül melül.


   "Sen gelmediğin gün bizim sınıfta kavga çıkardı bu güzellik, acayip havalıydı." dedi hemen yanında oturan hafif esmer, yeşil gözlü olan. Konuşmalar böyle devam ederken sinirden büyük ihtimal kırmızıya dönmüştüm. Demir de duymuş olmalı ki gözlerinden ateş çıkıyordu. Sakin olmaya çalışarak konuşmalarını dinlemeye devam ediyorduk ki konuşmaların iğrenç bir konuya gelmesi ile hızla oturduğum yerden kalktım, sandalye devrilirken korkulu gözler beni bulmuştu.


     Hızla masaya ilerleyerek konuşan çocuğu yakasından tuttuğum gibi kafa attım. Arkadaşları hızla kalkarken Demir de aceleyle yanıma gelip kavga etmeye başladı, sayıca bizden fazla olsalar da içimizde giderek büyüyen öfkemizden dolayı tüm öfkemiz vücudumuza güç olarak gidiyor ve onlardan daha güçlü oluyorduk sanki.


    Bir süre sonra kolumdan çekilmem ile daha ne olduğunu anlamadan Demir de yanıma çekilmişti, bakışlarım bizi çeken Arya'ya kayarken, onu umursamadan tekrar yerde yatan pisliğe haddini bildirmek için ilerliyordum ki Arya önüme geçerek durdurdu. "Ayaz öldürecek misin çocuğu? Peki Demir Bey siz?  Abim kavga ediyor gidip ben de edeyim mi dedin? Şu sinirinizi bir kontrol altına alın da pansuman yapalım."


     Derin nefesler alarak sakinleşmeye çalıştım, Demir de büyük ihtimal sakinleşmek için Arya'ya sarılmış kafasını boynuna gömmüştü, bir süre sonra sinirimiz yatışırken Arya anlamış olmalı ki Demir'den ayrılarak kafası ile işaret yaparak gitmeye başladı. Dayak yiyen çocukları bazı öğrencilerin yardımı ile hastaneye götürmüşlerdi.


     Arya öğretmenler odasındaki ilk yardım kutusundan bir kaç malzeme alarak sınıfa giderken biz de annesini takip eden bir ördek yavrusu gibi onu takip ediyorduk.


Arya ikimizi de sıraya oturatarak önce Demir'in dudağına, kaşına ve elmacık kemiğine pansuman yaparak  benim önüme geldi. Sadece kaşıma yumruk yemiştim, krem sürerek bant yapıştırdı ve kutuyu masaya koydu. İkimize de sert bakışlar atarak kavga nedenini sorunca Demir masum bir şekilde anlatmaya başladı, Arya'nın gitgide çatılan kaşları ile sinirlendiğini anlarken, yumruk yaptığı elini tutarak üzerine öpücük kondurdum.


     Bir süre beraber oturmuş sohbet etmiştik, zilin çalması ile Demir sınıfına giderken biz de yerlerimize oturarak hocayı beklemeye başladık. Fizik hocasının sınıfa girmesi ile yerimizden kalkarken hocanın oturun demesi ile geri yerimize oturduk.


   Dersin yarısında giren nöbetçi öğrencinin ismimizi söylemesi ile Arya ile sınıftan çıkarak müdürün odasına ilerlerken kapıda gördüğüm Demir ile sıkıntılı bir nefes aldım müdür odasından babamın bağırış sesi gelirken sıkıntılı bir nefes aldım ve kapıyı çaldım.


     İçeriden  gelen yanıt ile içeriye girdim. Kavga ettiğimiz karşı grup müdür masasının sağ tarafında dururlarken abimgil koltuklara oturmuş, babam ise ayakta sinirle volta atarak müdüre bağırıyordu. Dikkatler bize yönelirken babam bizi tek tek süzüp hasar kontrolü yaptı. Gözleri Arya'yı bulurken dikkatle onu da süzdü, bir şey olmadığı kanısına varmış olmalı ki derin bir nefes aldı.


    "Kavga sebebiniz neydi çocuklar?" diyerek sesinde ve gözlerindeki bariz öfke ile bize bakmaya başladı, öfkesi bize değildi, zarar görmemizeydi ya da karşı taraftaki çocuklaraydı.


    Demir sahte bir öksürük ile dikkatleri üzerine toplarken, ben de bakışlarımı ona odakladım. "Baba, şey oldu aslında,  ımm Arya, ..." diyerek söze başlıyordu ki biz daha ne olduğunu anlamadan Poyraz Abim oturduğu koltuktan kalkarak Arya'yı geriye itmişti, düşmek üzere olan Arya'yı son anda belinden tutarken şokla Poyraz Abime bakıyordum.


   Toprak Abim Poyraz Abimi tutmaya çalışırken o ısrarla Arya'ya saldırmaya çalışıyordu. "Ne mal olduğunu öğrendik işte, kardeşlerim senin yüzünden zarar gördü,  git artık hayatımızdan istemiyoruz seni evimizde, hayatımızda, okulumuzda. Defol git ve bir daha gelme. O lanet olası yüzünü görmek istemiyoruz ama sen o kadar arsız bir kızsın ki hayatımızdan gitmiyorsun. Merve bile senden daha iyiydi, sen yüzsüzün önde gidenisin ve tam bir pisliksin."  Abim okulu inletecek derecede bağırırken Arya tepkisiz bir şekilde ona bakıyordu.


     Babam Poyraz Abime tokat attığında ortam buz gibi kesilmişti abim yana düşen kafasını hırsla kaldırarak babama bakarken babam yakasından tutarak sinirle "O eline sahip çık, oğlum demem öldürürüm seni..."  Babam tam sözüne devam ediyordu ki Poyraz Abim lafını keserek kendisi konuşmaya başladı.


    "Bana onu savunma baba! Senin çocuğun biziz ve bizim kız kardeşimiz yok, bizim için öldü." dedi nefret dolu bakışlarla Arya'ya bakarken.


    "Kendine gel Poyraz, sen oğlumsan o da benim kızım. Olayı tam olarak dinlemeden kimseyi yargılayamazsın. Ben sana koca 25 yılda bunu öğretemediysem yazıklar olsun benim gibi babaya." diyerek sinirle soludu. Abim babama kısa bir bakış atarak sinirle koltuğa oturdu. Babamın bakışları bizi bulurken derin bir nefes alarak o da abimlerin karşısına koltuğa oturdu ve yönünü bize döndü. Demir olayları anlatırken ben de Arya'ya döndüm yüzü kıpkırmızı olmuş ve terden dolayı saçları boynuna yapışmıştı. Babamgile arkamı dönerek Arya'ya baktım bakışları beni bulurken belini sıkıca tutarak kendime çektim onun da elleri belimi bulurken tişörtümü sıkıyordu. Düşerken çok sert bir şekilde tutmuştum belini, büyük ihtimal kaburgasındaki kırık kendini hatırlatmıştı.


"İyi misin bebeğim?" dedim boynundaki saçlarını geriye çekerken. Kafasını omzuma koymuş olduğu için yüz ifadesini göremiyordum. "Canım yanıyor." dedi titreyen sesiyle. Kalbime çöken ağırlık ile nefes alamadığımı hissettim. Titreyen sesi sanki bir hançer gibi oturmuştu yüreğime.


      Hiçbir şey diyemedim, teselli edecek kelimeler bulamadım. Öylece sarıldım sadece. Canının yandığı aklıma gelirken elimi bacaklarından geçirerek kucağıma aldım. Zorlansam da kapıyı açarak dışarı çıktım. Kaan Abim'in arabası bahçeye girerken bizi görünce durdu . Furkan Abim yanımıza gelirken Kaan Abim öylece sürücü koltuğunda bize bakıyordu. "Noldu Arya'ya, iyi değil mi?" Arya abimin sesini duyunca kafasını tekrar göğsüme koyarken onu kendime daha çok çekerken abimi yanıtladım. "Babamlar okulda abi, onlarla konuşun, biz eve geçiyoruz." Abim kafası ile onaylayarak Arya'nın saçlarına öpücük kondurdu ve okula doğru adımladı. Ben de kucağımdaki Arya ile okulun karşısındaki taksi durağına gelerek bir arabaya bindik. Şoföre evin adresini verirken bir yandan da Arya'yı kendime daha çok çektim.


  


  


   


Loading...
0%