@sirius_70
|
Barış Ayaz Soyer'den; Kollarım arasında uyuyakalan ikizime bakarken içim gidiyordu. Bir insanın acıya alışması o kadar kolay değildi, yıllarca acı çekmesi gerekiyordu ve Arya yıllardır biz bu evde keyifle oturup sohbet ettiğimiz akşamlarda veya gündüzlerde acı çekmişti. O kahve bardağı bizden birinin eline dökülseydi acıyla oturup ağlar veya sinirle etrafa bağırır çağırır acımızı öyle dindirmeye çalışırdık. Arya'nın eline kahve döküldüğü ân geldi gözlerimin önüne, sadece tepsiyi refleks ile yere atmıştı. Ne bağırmıştı, ne de en ufak bir acı belirtisi göstermişti. Ben hissetmiştim o acıyı onun yerine, kalbime bıçak saplamışlar gibi hissetmiştim. Ben Arya gibi acıya alışık olmadığım için hissetmiştim. Keşke Arya bu ailede büyüseydi de acıya alışan ben olsaydım... Gözlerim kapanırken son kez ikizime baktım, Arya hastalığın da verdiği yorgunluk ile uyuyakalırken, ben Arya'nın söylediği şeyleri düşünmekten uyuyamamıştım. "Özür dilerim ikizim, senin yerine ben karışmadığım için, acıya ben değilde sen alıştığın için çok özür dilerim. Daha önce Merve'nin ikizim olmadığını anlayamadığım için özür dilerim can parçam." diyerek kendimi ikizimin güzel kokusu ile derin bir uykuya bıraktım. ******* Durmadan çalan telefon ile gözlerim aralanırken Arya yattığı yerden kalkmadan dolabın üzerindeki telefona uzanmıştı. Kafasını omuzuma yaslamış mırıldanırken telefonu açarak kulağına götürdü. "Efendim Kuzey?" Arya yanımda olduğu için karşı tarafın konuşmasını da net bir şekilde duyabiliyordum. "Abla nasıl oldun? En son hafif üşüttüm diye mesaj atmışsın aradığımızda da açmayınca endişelendik, babam geliyordu az kalsın oraya da zor tuttum." dedi Kuzey. "İyiyim ablacım, hafif üşütmüşüm sağolsun buradakiler ilgilendi de çabuk toparladım kendimi. Siz ne yaptınız görüşmeyeli?" dedi Arya uykusu açılmış bir şekilde omuzumda yatarken. "Vallaha aynı abla ne olsun? babam spor salonuna gidip geliyor, ben okula değişen bir şey yok her zamanki rutinler. Bir de abla şey iyiysen bugün dışarı çıkalım mı dolaşırız biraz hem?" "Olur, ben evdekilere haber vereyim kaykay merkezinin orada buluşalım." diyerek kısa bir vedalaşma faslından sonra telefonu kapattılar. Arya uzandığı yerden kalkarak lavaboya giderken uykum açıldığı için ben de oturur pozisyona geçtim. Bir süre sonra lavabodan çıkan Arya'nın üzerinde siyah dar paça, beyaz kısa bir tişört gibi bir şey ve üzerinde mavi kareli oduncu gömleği vardı. Siyah saçlarını serbest bırakmıştı. Hayran hayran ona bakarken bakışları beni buldu. "Gelmek ister misin sen de?" dedi meraklı bakışları benim üzerimdeyken. Telefon konuşmasını duyduğumu belli etmemek için şaşırmış gibi yapıp ona bakmaya başladım "Nereye gidiyorsun ikizim? Ya da nereye gidiyoruz?" Arya tek kaşını kaldırmış alayla bana bakarken, ben ise bu bakışına anlam vermeye çalışıyordum. "Dedi telefonla konuşmamı baştan sona dinleyip, nereye gidip kiminle buluşacağımı bilen ikizim." Mahcup bakışlarım ile ona bakarken yüzünde gamzesini belli eden bir gülümseme ile yanıma gelerek yanağıma öpücük kondurdu. "Sadece şaka yaptım sizden gizlediğim bir şey yok." diyerek tekrar aynanın karşısına geçti. Bende yataktan kalkarak kendi odama geçerek dolabımı karıştırmaya başladım. Gözüme çarpan mavi kareli gömlek ile içimde tarifsiz bir duygu oluşurken beyaz bir tişört ve siyah bir kot pantolon çıkarttım. Aynanın karşısına geçtiğimde Arya'nın erkek versiyonu karşımda duruyormuş hissi heyecanlanmama neden olurken telefonumu alarak odadan çıktım. Merdivenlerden inerek salona geçtiğimde Toprak abim ve Poyraz abim masada dosyalar ile ilgilenirken Furkan abim ve Kaan abim oyun konsoludan maç yapıyorlardı. Merdivenlerden gelen ayak sesi ile arkamı dönerek ikizimin beni gördüğünde vereceği tepkiyi beklemeye başladım. Arya başını kaldırarak önce bana kısa bir bakış atsa da kafasını hızla telefondan kaldırarak üzerimi incelemeye başladı. Ben onun bu hâline sırıtırken onun bakışları içimde gülme isteği oluşturuyordu. Şaşkın bakışlarla beni süzerken yüzündeki gülümseme ile yanıma ulaştı. Gamzesinin üzerine öpücük kondurarak elini tuttum. Arya da sıkıca elimi tutarken evdekilere çıkacağımızı söylemiş ve ayakkabılarımızı giyerek evden çıkmıştık. Şoföre adresi veren Arya ile derin bir nefes alarak heyecanla nereye gideceğimizi beklemeye başladım sonuçta ikizim ile ilk kez dışarı çıkıyordum okul dışında. Yeşillik bir alanda duran araç ile arabadan inerek ağaçların arasındaki kaykay pistine ilerlemeye başladık. Kuzey bizden önce gelmiş ve banklardan birine oturarak kayan insanları izliyordu. Kısa bir selamlaşma faslından sonra Arya kenarıda duran kaykaylardan birini alarak sürmeye başlarken Kuzey ve bende beklemenin anlamsız olduğunu varsayarak birer tane kaykay aldık ve kendimizi piste bıraktık. ******** Yorgunlukla kendimizi çimenlerin üzerine bırakırken hiç bu kadar eğlendiğimi hatırlamıyordum. Yani ailem ile eğlenmiştim tabii ki ama ikizimle ilk defa beraber bir şey yapmanın sevinci ve heyecanı vardı içimde. Hava ne kadar hafif serin olsa da yine de hiç oturmadan kaykay sürdüğümüz için terlemiştik. Alnıma yapışan saçlarımı geriye doğru yatırarak nefesimi düzenleyemeye çalıştım. Bakışlarım gökyüzünü izleyerek soluklanan ikizime ve onun göğsüne yatmış Kuzey'e kaydı. Kaşlarım istemsizce çatılırken Arya'yı belinden tutarak kaldırdım. Başı boşluğa düşen Kuzey etrafa şaşkın balık gibi bakarken onun bu hâline sırıtarak ikizimi kendime çekerek daha sıkı sarıldım. Bir süre sonra olayı kavrayan Kuzey'in çatık kaşları bize dönerken, kucağımdaki mayışmış ikizime baktı ve yerde sürünerek başını Arya'nın omuzuna yasladı. Arya olduğu yerde iyice yayılırken dizimin üzerindeki elini Kuzey'in boynuna doladı. Ne kadar sinir olsamda ikizimin yanında biz yokken o ve babası vardı, Arya onlara değer veriyordu. Eğer Arya'yı onlardan uzaklaştırmaya çalışırsam aramızın bozulacağına adım kadar emindim. ***** Uzun bir süre çimenlerin üzerinde oturup sohbet etmiştik. Şimdi ise hava hafiften kararmaya başladığı için eve geçecektik. Masum bakışları ile bana bakan ikizimi başım ile onaylayarak tekrar çimenlerin üzerine oturdum. O da yanıma otururken cebinden telefonunu çıkarttı. İnstegrama girerken başımı Arya'nın omuzuna koyarak telefonuna bakmaya başladım. "Kullanıcı adın ne ikizim? Takipleşelim." Arya tedirgince bana bakarken elinde kullanıcı adı görünmeyen instagram hesabına bakmaya çalışıyordum. Arya telefonu çekmeye çalışırken hızla telefonu elinden kaparak ismine bakmaya çalıştım. Arya telefona uzanmaya çalışırken ayağa kalkarak elimi yukarıya kaldırdım. Ne vardı acaba bu kadar gizleyecek? Arya telefona uzanmaya çalışırken Kuzey ise dudaklarını dişleri arasına almış bize bakıyordu. Hızla profilim yazan yere girerek kullanıcı adına baktığımda gördüğüm şey ile şaşkınca havadaki elim yere düşerken, Arya'ya baktım. "Vallaha sana söyleyecektim, sadece birbirimizi iyice tanımadan söylemek istemedim, açıkçası nasıl bir gözle bakacağını bilemedim işte Ayaz, lütfen kızma." diyerek dolan gözleri ile bana bakmaya devam ediyordu. Çimenlerin üzerine oturarak profilini ve paylaştığı resimleri incelemeye başladım. Hepsinde arkası dönük bir şekilde ya uçurum kenarında, ya da yüksek bir binanın tepesinde oturuyordu. Şaşkınca tekrar ikizime bakarken, Kuzey itinin omzuna kafasını gömmüş sessizce beklediğini gördüm. Tepkimden çekiniyordu ve kendini boş yere harap ediyordu. Yaptığımdan pişman olarak hızla ayağa kalktım, Arya'yı kolundan tutarak kendime çekerken hiçbir şey demeden sıkıca sarıldım. O da konuşmuyordu. Gölge olduğunu bana söyleyecekti ama korkmuştu. Onu korkutanlardan bir kere daha nefret ettim... |
0% |