Yeni Üyelik
22.
Bölüm

22. Bölüm

@sirius_70

 

Ahmet Soyer'den;

 

 

Babamın yanına gittiğimizde Arya ile Merve olayı yüzünden kalp krizi geçirdiğini öğrenmiştim.

 

 

Bu olay neden bu kadar etkiledi bilmiyorum ama babamın yüzünde endişe kırıntıları belli oluyordu.

 

 

******

 

 

Abimler ile hasret gidermiş, uzun bir aradan sonra bir arada olmuştuk.

 

 

Merve ve Arya olayından sonra hepsi tek tek arayıp bir ihtiyacım olup olmadığını sormuştu, sağolsunlar...

 

 

Görmek istemeleri ile her ne kadar habersiz gitmek istemesem de kabul etmiştim, mahanalık sıra babamı da bizim hastaneye gösterecektik.

 

 

Babamın son kararı vermesi ile herkes hazırlanmış ve yola çıkmıştık. Hayat hizmetlilere mesaj atmış özellikle Mardin yemekleri yapmalarını istemişti.

 

 

Normalde uçakla gidecek olsak da çok kalabalık olduğumuz için herkese aynı gün yer yoktu, bizde beraber gitmek istediğimiz için arabayı tercih etmiştik.

 

 

Kısa kısa molaların sonunda İstanbul'a gelmiştik, sonunda eve ulaşmamız ile hava hafiften kararmaya başlamıştı.

 

 

Herkes arabalardan inerek eve geçerken ben Arya'nın ne tepki vereceğini düşünüyordum. Umarım çok kızmazdı habersiz geldikleri için.

 

 

*****

 

 

Görevliler montları alırken dışarıdan duyulan araba sesi ile herkes olduğu gibi dışarı akın etmişti, Ayaz bir şeyler derken Arya şaşkın balık gibi herkesi inceliyordu.

 

 

Herkesi içeri alarak kızımı kollarım arasına aldım. Kısa bir konuşma faslından sonra bizde içeri geçmiştik.

 

 

Tek tek herkesi tanıtıp kısa bilgiler verdikten sonra yemeğin başına geçtik. Ne kadar çocuklarımdan ayrı masada oturmak istemesem de büyüklerin bir arada oturması gerekiyordu, en azından bu bizim sülalemiz için geçerliydi.

 

 

Kısa sürede yemekler yenmiş büyükler salona geçmiş küçükler ise terasa çıkmıştı.

 

 

Çay ve tatlı hoş bir muhabbet eşliğinde yenirken yukarıdan kısa bir gürültü koptu, gençler kendi arasında şakalaşıyordur diyen Mustafa Abim ile sohbet tekrar devam ederken, içeri koşarak Asım girdi. "Amca Arya ablaya bir şey oldu yetiş, çabuk ol." demesi ile neye uğradığımı şaşırırken hızla elimdeki bardağı sehpaya bırakıp terasa doğru koşarken diğerleri de peşimden geliyordu.

 

 

Terasa ulaştığımda yerde Toprak'ın dizinde kıpkırmızı olmuş kızım ve Poyraz'ın dizinde kıpkırmızı olmuş oğlumla ne yapacağımı şaşırsam da. Kızımın yanına diz çökerek yüzünü ellerim arasına aldım, tıkanmış gibi nefes alamayan Arya, Ayaz'dan farklı değildi.

 

 

"Yedikleri bu şey mi dokundu acaba?" diyen Yusuf ile bende düşünmeye başladım.

 

 

Kaan'ın araya girmesi ile bakışlar onu bulurken "Bize de olurdu o zaman bir şeyler, çabuk olun da hastaneye gidelim, orada öğreniriz." demesi ile yüzü ellerim arasından düşen Gece'm bir olmuştu. Endişeyle kucağıma alarak merdivenlerden inmem ile Azat sürücü koltuğuna geçerek arka kapıyı da benim için açmıştı. Kaan da binerek hızla Arya'nın nabzını ölçmeye başladı.

 

 

Kollarım arasında yatan baygın kızım öylece dururken bir şey yapamıyor olmak sinir ediyordu beni.

 

 

" Ayaz nasıl Kaan?" diye sormam ile bakışları kısa bir ân beni buldu. "Arya'dan daha iyi o, müdahale etmek için bu arabaya bindim." diyerek arka cebinden telefon çıkardı. Fenerini yaktığı telefon ile Arya'nın boğazını incelerken bir yandan da Azat'a bağırıyordu. "Hızlı sür şu arabayı, boğazı şişmiş böyle gidersek hastaneye gidemeden nefesi kesilecek." İçim daralırken Azat daha fazla gaza yüklendi.

 

 

*****

 

 

Endişe dolu bir yolculuktan sonra sonunda hastaneye gelmiştik.

 

 

Kaan'a bırakmadan kızımı kucağıma alarak acil girişinden hastaneye girdim. Birkaç hemşire ile acil doktoru etrafımıza doluşurken, hasta bakıcıların getirdiği sedyeye Arya'yı bıraktım.

 

 

Poyraz'da arabadan hastaneye güç bela getirdiği Ayaz'ı sedyeye bırakırken ikisini de götürmeleri ile sıkıntıyla koltuklara çöktüm .

 

 

Kimse bir şey demezken, koşarak girip çıkan hemşireler izliyorduk içimizdeki endişe kırıntıları ile.

 

 

Bir süre sonra çıkan iki sedye ile endişeyle yerimizden kalkıp doktorun yanına adımladık.

 

 

"Ahmet Bey küçük hanım ve küçük bey ikizler sanırım." Diyerek onaylamam için gözlerime baktı. Başımla onaylamam ile tekrar yarım kalan sözlerine devam etti. "Boğazlarının durumunu inceledik görünüşe göre alerjik bir reaksiyon ama biz yine de emin olmak için kan testi yaptırdık. Şimdi ikisinin de midesi yıkanıp normal odaya alınacaklar, hemşirelere aynı odaya almaları için uyarımı yaparım ben. Anlaşılan ikizler sadece görünüş olarak benzemiyor alerjilerini de biribirlerinden almışlar." Diyerek ilerlemeye başladı.

 

 

İçimiz rahatlarken abimleri zor da olsa evlerine göndermiştim. Sadece biz bize kalmıştık.

 

 

*****

 

 

Odaya alınan ikizler ile hemşire görebileceğimizi söyleyerek gitmişti.

 

 

Başta Hayat ve ben arkamızda ise oğullarım yavaşça odaya girmiştik. İkisine de serum takılmış üzerlerindeki hastane önlükleri ile yatıyorlardı. Arya'nın siyah uzun saçları yastığa serilmişken, Ayaz'ın saçları ise alnına düşmüştü.

 

 

Hayat koşarak Ayaz'ın yanındaki koltuğa otururken ben de kızımın ve oğlumun arasındaki boş refakatçi koltuğuna oturdum. Kaan ve Poyraz Arya'ya hiç bakmadan Ayaz'ın yanına geçerken diğer üç oğlum iki yatağın arasındaki koltuğa oturmuşlardı.

 

 

   *****

 

 

Aradan geçen yarım saat sonra hâlâ ikisininde uyanmamış olması endişemi artırırken Ayaz'ın hareketlenmesi ile ona baktım. Gözlerini kısarak etrafa bakarken nerede olduğunu anlamaya çalışıyordu.

 

 

"Hastanedeyiz annecim yediğin bir şeye alerjin varmış sanırım, bayılınca geldik." Diyerek alnına öpücük kondururken Hayat'ın bu kadar yapmacık olması sinirimi bozuyordu.

 

 

Kaç yıldır hayat arkadaşım olan bu kadını artık tanıyamıyordum. Arya'ya numara yapıyordu bunu adım gibi biliyordum, geldiğinden beri bir kez olsun içten gülümsememişti benim kızıma.

 

 

Merve tek kız olduğu için istediği her şeyi yapmasına izin veriyor doğru ya da yanlış olmasını umursamadan onu diğer çocuklarımıza karşı savunuyordu. Kimin haklı olduğuna değil kimi sevdiğine bağlıyordu sonucu.

 

 

Bunca sene oğullarıma hem anne hem baba olmak için çok çabalamıştım. Ne kadar yapabildiğim tartışılır ama denemiştim en azından.

 

 

Beş dakika içinde olayı kavrayan Ayaz hızla doğrulmaya çalıştı. "Ayaz, annecim yat lütfen daha serumun bitmedi." Ayaz korku dolu bakışlarını etrafta gezdirirken bakışları Arya'yı görünce değişti. "O iyi mi? Neden hâlâ uyanmadı baba?"

 

 

"Uyanır birazdan aslanım endişelenme sen." Diyerek Ayaz'ı teselli etmeye çalışsam da kendimi teselli ediyordum aslında. Ben de en az oğlum kadar endişe içindeydim çünkü. Onu yeni bulmuşken kaybetmek istemiyordum.

 

 

   *****

 

 

Aradan geçen 10 dakikanın sonunda kıpırdanmaya başlayan kızım ile heyecanla oturduğum koltukta doğruldum.

 

 

"Meleğim, iyi misin babacım?" Demem ile bakışları kısa bir ân beni buldu. Anlaşılan o da Ayaz gibi nerede olduğumuzu anlamaya çalışıyordu. "Hastanedeyiz bebeğim, ikizinle birlikte yediğiniz bir şey dokunmuş, mideniz yıkandı." Diyerek alnına ufak bir öpücük kondurdum.

 

 

Gözlerini etrafta çevirerek herkesi incelemeye başladı tek tek, bakışları Ayaz'ı bulurken endişeyle ona bakmaya başladı. Ayaz'ın tebessüm etmesi ile kızım da ikizine tebessüm ederken yanağında beliren gamzesine ufak bir öpücük kondurdum. Şaşkın bakışları beni bulurken, tebessüm etmem ile bakışlarını kaçırdı. Minik kızım benden utanmıştı anlaşılan.

 

 

*****

 

 

İkizlerin serumlarının bitmesini beklerken kontrole gelen doktor ikisinin de tarçına alerjisi olduğunu söylemişti. Mardin usulü puding olarak bilinen tatlıda tarçın vardı büyük ihtimal o yüzden böyle olmuşlardı ikizler.

 

 

Ayaz tarçının kokusundan nefret ettiği için bir kez bile ağzına sürmemişti. Ama Arya bu yaşına kadar nasıl yemedi hiçbir bilgim yoktu açıkçası.

 

 

"Ahmet Bey sizinle özel olarak konuşabilir miyiz?" Diyen doktor ile şaşkın bakışlarım onu buldu. Önemli bir şey olduğunu anlayarak ayaklandım. "Toprak sen kardeşlerinin çıkış işlemlerini hallersin oğlum ben de doktor ile konuşup geleyim." Toprak başı ile onaylamak ile yetinirken ben de doktoru takip ederek odasına kadar geldim.

 

 

"Hemşirelerimiz hasta kıyafeti giydirirken Arya hanımın vücudunun belirli yerlerinde izlere rastlamışlar, kusura bakmayın ama ne kadar bu hastanenin sahibi olsanız da bu yaralar ile bir ilginiz olup olmadığını sormak istiyorum ki ilginiz varsa polise haber vereceğim."

 

 

"Nasıl yani, ne izleri bunlar tam olarak?" Diyerek aklımdaki soruyu sormam ile kaşları havalandı.

 

 

"Anlaşılan haberiniz yoktu, kızınız uzun süreli bir şiddete maruz kalmış olabilir Ahmet Bey, duyduklarıma göre kısa bir süre önce kızlarınızın karıştığını öğrendiniz." Doktorun dedikleri ile sinir hücrelerim tavan yaparken sakin olmak adına derin nefesler aldım.

 

 

"Üvey ailesi yapmış olabilir mi?" diyerek soru soran doktor ile bir süre düşündükten sonra cevap verdim.

 

 

"Bilmiyorum ama olabilir, ailesi ile anlaşamadığını biliyordum sadece, onları tanımıyorum." derken sesimin titrememesi için çabalamıştım.

 

 

"Herhangi bir şikayet olayında her ân darp raporu çıkartabiliriz ne yazık ki izler kalıcı gibi görünüyor." Demesi ile başımdan aşağı kaynar sular dökülürken kızımın vücudunda kalıcı izler bırakan o şerefsize cezasını vermeyi aklımın bir köşesine kazıdım ve doktora bir şey demeden odasından çıktım.

 

 

Kalbime bıçak saplıyorlarmış hissi ile erkekler lavabosuna girerek yüzüme soğuk su çarptım.

 

 

Gözlerimden akan yaşlara engel olamazken ailem için güçlü kalmaya çalışarak son kez yüzüme şu çarptım ve adımlarımı ikizlerin yattığı odaya çevirdim.

 

 

Oy vermeyi ve takip etmeyi unutmayın lütfen😇

 

 

 

 

 

Loading...
0%