Yeni Üyelik
69.
Bölüm

3. Özel Bölüm

@sirius_70

"Karan, hadi bitanem geç kalacağım, biliyorsun ilk ders Özgün Hoca'nın, adam gıcığın teki." Diyerek bağırırken bu rahatlığım Aslı ablaların evde olmamasından kaynaklanıyordu.

Karan sonunda merdivenlerde görünürken elindeki bir çok dosyayı görmem ile neden geç kaldığını anlamıştım.

"Bugün dava vardı güzelim dosyaların eksik olmadığından emin olmak istedim." Diyerek saçlarıma öpücük kondurmuştu.

Hızlı adımlarla evden çıkarak arabaya binerken babamlar hâlâ Semih Amcalar ile bahçedeki kahvaltı masasında oturuyorlardı.

"Şu bahsettiğin dava mı?"

"Evet güzelim, şu mafya davası."

"Adamın evine arama gönderip kameralarını felan incelettiğin için sana öfkeli olmalı, kendine çok dikkat et sevgilim. Zaten tehdit de etmiş."

"Merak etme güzelim, sadece boş tehditler bunlar, adam onlarca çocuğu kaçırıp organ mafyacılığı yapıp üstüne de tek taraflı sevdiği bir kadına zorla sahip olmaya çalışırsa ben buna sessiz kalmam. İstediği tehditi savursun. O adam bugün ömrü boyunca demirlerin ardında kalmak üzere hapse girecek."

"Sana güveniyorum hayatım, bana mutlaka haber et olur mu?" Diyerek çantamı aldım ve yanağına ufak bir öpücük kondurarak duran arabadan indim.

Karan da beklemeden inip yanıma adımlarken boynuma ufak bir öpücük kondurarak kolunu sıkıca belime dolamıştı.

Sanırım artık boynumdan olan tikimi yenmiştim, çünkü Karan her fırsatta öpüyordu. Artık alışmıştım.

"Haber ederim güzelim, kendine dikkat et." Diyerek son kez sarılmış ve arabaya binerken davanın olacağı adliyeye sürmeye başlamıştı. Arkasından bir süre baktıktan sonra fakülteye adımlarken aklım davada kalmıştı.

 

........

 

"Dava daha yeni bitti güzelim, aldık davayı, ama benim işim daha bitmedi, geç gelirim eve sanırım."

"Tamam hayatım ben de beş dakika yanına uğrayıp öyle geçerim, dersler çok yoğun."

"Gelince haber et bitanem, görüşürüz." Diyerek telefonu kapatırken karşıdan elinde büyük bir maketle gelen Demir'e baktım gülümseyerek.

Sonunda başarmış ve mimarlığı kazanmıştı benim yakışıklım.

"Abla, eve bırakayım mı seni, dersin bitti sanırım."

"Yok bebeğim ben Karan'ın yanına uğrayacağım. Hem maket ağır gözüküyor bekleme sen sınıfına geç hadi ben taksiyle giderim." Diyerek yanağına ufak öpücük kondurarak okulun hemen karşısındaki taksi durağına ilerlemiş ve boş bir taksiye binerek adliyenin adresini söylemiştim.

 

.......

 

Duran taksi ile parayı ödeyip inerken karşısındaki polis memurları ile konuşan sevgilim ile gülümsedim.

Üzerinde siyah bir takım vardı, gömleği yine her zamanki gibi siyahtı. Hafif kirli sakal bırakmıştı ama bu hâli onu çok karizmatik gösteriyordu.

Sert bakışları yine etrafa dikilirken, hâlâ karşısındaki polislere bir şeyler anlatıyordu.

Yüzümdeki gülümseme ile bir süre onu izledikten sonra, yanına doğru adımlarken bakışlarım yaka paça sürüklenen adama kaydı. Sanırım bugün ki davanın sonucu belli olmuştu.

Adama öfkeli bir bakış atarak yanından geçerken ne olduğunu anlamadan boğazıma sarılan kollar ve boynuma dayanan bıçak ile şokla olduğum yerde kaldım.

Polisler doğrulttukları silahları yaklaşmamaya çalışarak uzaktan adama doğrulturken kopan çığlıklar sonucu kalabalığın arasına Karan da karışmıştı.

Bakışlarımız çakışırken korkuyla boynundaki bıçağa bakıp gözlerini gözlerime dikti.

"Yaklaşmayın, öldürürüm yoksa." Diyerek bıçağı daha da bastırırken hafifte olsa boynumun kesildiğini hissediyorum.

"Bu şerefsizde bıçağın ne işi var, arama yapılmadı mı?" Diyen Karan öfkeyle polislere bakarken biri tedirgince silahını daha sıkı kavrayarak.

"S-savcım, sanırım onu götürmeye çalışırken benim cebimdeki çakımı almış." Diyerek mırıldanırken keskin bakışları adamın üzerindeydi.

"Sen fazla cesursun savcı bey, seni araştırmadığımı düşünmen tam bir aptallık olmuş. Kollarımdaki kızın canından çok sevdiğin nişanlın olduğunu bilmediğimi sanmış olamazsın. Senin elin uzunsa benim elim senden de uzun." Diyerek alayla gülerken dikkatsizliğinden yararlanarak dirseğimi karnına geçirip kolları arasından sıyrılırken ani hareketimle geriye çektiği eli boynumu boydan boya, enseme kadar hafifçe çizmişti.

Polisler suçlunun üzerine atılıp onu tekrar yakalarken bedenimi geriye doğru çekerek sıkıca sarılan sevgilim ile bir süre şokla karşımda çırpınan adama baktım.

"Özür dilerim güzelim, çok özür dilerim. Seni koruyamadığım için çok özür dilerim." Diyerek bedenimi daha sıkı sararken aklına yaram gelmiş olmalı ki hızla benden ayrılarak hafifçe çizilmiş, kan akan boğazıma acıyla bakarak hızla adliyede çalışan görevlilerden ilk yardım malzemeleri istemeye başladı.

"Buyrun savcım." Diyen adam kutuyu bırakarak geri giderken Karan içinden çıkardığı bezle yavaşça boynumu temizleyerek tendürdiyot sürmeye başladı. Acıyla geri çekilmeye çalışırken eliyle başımın arkasından canımı yakmayacak şekilde tutarak dikkatlice ve yavaşça işini halletmiş ardından ise ince bir bant yapıştırdığı boynuma öpücük kondurmuştu.

"Sana bir şey olacak diye çok korktum bitanem." Diyerek beni göğsüne çekerken yorgunlukla gözlerimi kapattım. "Yanımda sen olduğun sürece bana bir şey olmaz." Diyerek mırıldanırken kendimi uykuya bıraktım.

 

.......

 

Bir yıl sonra...

     

"Güzelim şu takımda güzelmiş bak, sade ve geniş." Diyerek eliyle işaret ettiği takımı gösteren Karan ile bakışlarım siyah ve gri tonların ağırlıklı olduğu takıma kaydı.

"Bence bunu alalım, gayet hoş duruyor, sabahtan beri baktıklarım arasında en içime sinen bu oldu."

"Tamam güzelim, sen otur bir yere yoruldun bugün, bende görevliyle konuşup alma işini halledeyim." Diyerek saçlarımı öpüp yanımdan uzaklaşırken bende koltuklardan birine oturarak ağrıyan bacaklarımı ovdum.

Okulumun son senesine geldiğim için artık düğün hazırlıklarına başlamıştık.

Ev konusunda çok düşünmüştük ve en sonunda, babamların ve Aslı Ablalar'ın evlerinin karşısındaki boş arsaya yeni bir ev yaptırmaya karar vermiştik. Bizim onlardan başka kimsemiz olmadığı için ayrı kalmak istememiştik.

Ev bittiği için eşya bakmaya başlamıştık. Yarın da Aslı Abla'nın anlaştığı temizlik şirketinden bir kaç görevli gelip evi temizleyecekti.

Her şey çok güzel gidiyordu.

Çok mutlu ve heyecanlıydım.

 

.......

 

Herkes yemeğini yemiş salonda hep beraber otururken bende kendimi Toprak abim ile Karan'ın arasına bıraktım.

Bugün çok yorulmuştum gerçekten de.

Gezmediğimiz mobilyacı kalmamıştı Karanla.

Babamlar düğün tarihi hakkında karar vermeye çalışırken, sessizce bacaklarımı kendime çekerek başımı dizime yasladım ve onları dinlemeye başladım.

"Kına ile düğün arasında mutlaka bir gün olsun. Arya kınada çok yorulur büyük ihtimalle." Diyen Aslı Abla ile bakışlarım onu bulmuştu.

"Olur o şekil ayarlarız." Diyen babamda onu onaylarken dudaklarımı ıslatarak. "Kına olmayacak ki." Diyerek mırıldanırken sessizliğin hâkim olduğu salonda herkesin bakışları beni bulmuştu.

"Neden bebeğim?" Diyen babama kısaca bir bakış atarken kaşları çatılmış beni izleyen sevgilime buruk bir tebessüm sundum.

"Kına kadınlar arasında olur baba. Sadece Aslı Abla ve benim olacağım bir kına için boşa para vermenize gerek yok." Diyerek mırıldanırken babamın hüzün dolu bakışları üzerimde geziniyordu.

"Yapma meleğim böyle, babannenler gelir, yengenleri çağırırız, komşular gelir, iş arkadaşlarımızın eşleri gelir." Diyerek beni ikna etmek istercesine bana bakarken başımı dizlerimden kaldırarak olumsuzca salladım. "Baba, ben onları hayatımda bir kere gördüm sadece. Babannemler zaten beni sevmiyor. İstemiyorum kına felan, lütfen ısrar etmeyin." Diyerek koltuktan indim ve dolu gözlerimi kimse görmesin diye salondan çıkarak kendi odama gelmiştim.

Yatağıma uzanarak sessizce gözlerimden akan yaşların yanağımda hissettirdiği yaşları hissederken açık bıraktığım kapı kapanarak içeriye biri girmişti.

"Çok istiyorsun." Diyerek yanıma uzanan Karan beni göğsüne çekerken iyice kolları arasına sindim.

"Ama berbat olmasından, tanımadığın insanların samimi olmayan bir eğlence ile etrafında dolaşmasını istemiyorsun bitanem." Diyerek saçlarıma ufak bir öpücük kondururken beni nasıl bu kadar kolay anladığını sorguluyorudum kendi içimde.

"Kına olmayacak güzelim, ama annemle kendi aranızda küçük bir kutlama yaparak az da olsa içini rahatlatmanı istiyorum. Sende her kadın gibi kına yapmayı, bu evden telli duvaklı, belinde kırmızı kurdele ile çıkmayı hakediyorsun. İçinde kalmaması için elimden geleni yapacağım." Diyerek saçlarıma ufak bir öpücük kondurarak belime sardığı eli ile beni kendine daha da çekmişti.

 

.........

 

2 ay sonra.

 

Saçlarım yapıldıktan sonra kuoför uzun duvağımı başımdaki taça sabitleyerek düzeltmiş ve baştan aşağı onaylarcasına beni süzmüştü. "Gayet hoş duruyorsunuz Arya hanım.

Aynadan kendimi süzerek başımla onu onaylarken heyecanla Karan'ı beklemeye başladım.

Gelinlik için çok fazla mağaza gezmiştik ama hiçbiri içime sinmeyince Aslı Abla kendi gelinliğinin hâlâ durduğunu ve istersem ona da bakmamı söylemişti.

Gelinliğin tül kısmındaki dantel modelleri nostaljik bir hava katmış ve çok hoşuma gitmişti. Üst kısmı biraz hoşuma gitmese de terzi aracılığı ile oraya da güzel bir model eklenmiş ve omuzları hafif işlemeli tülle kaplanmıştı.

 

......

 

Odaya giren babamlar ile onlara bakarken buruk bir tebessüm sunmuştum.

Babam elindeki kırmızı kurdele ile yanıma gelerek alnıma öpücük kondururken sessizce kısık sesli bir dua eşliğinde kurdeleyi belime bağlamış ve son kez alnımdan öperek kenarıya geçmiş ve yerini abimlere bırakmıştı.

Her önüme geçen kurdeleyi sıkı bir düğüm daha atarken onların bu hâline gülmeden edememiştim.

 

......

 

Sonunda gelen Karan ile kısa bir süre birbirimize hayranca bakarak anons yapılması üzerine aşağıya inmiştik.

İlk dansımızı etmek için piste çıkarken bizimle birlikte bir çok çift sahneye çıkmış ve dans etmeye başlamıştı.

"Çok güzelsin." Diyerek fısıldayan sevgilime gülerek "Sende çok yakışıklısın." Demiştim.

İkimiz birbirimize huzurla gülümserken bu hâlimize şükretmekten de geri durmuyorduk elbette.

Hâlâ dalgınca Karan'a bakarken onun çatık kaşları ise belimdeydi.

"Noldu bitanem, neden öyle bakıyorsun?"

"Bu gece uzun olacak anlaşılan, adamlar resmen kördüğüm atmış kurdeleye." Diyerek abimlere öfkeli bir bakış atmış ardından ise bakışlarını bana çevirmişti.

Kaşları çatık bir şekilde dansa devam ederken kolumu omzuna sıkıca dolayarak.

"Merak etme sevgilim, elbet bu düğümü çözecek bir makasımız vardır." Diyerek kulağına fısıldamış ve etrafta dans eden çiftleri incelemeye başlamıştım.

   

Bölümde çok fazla zaman atlaması vardı biliyorum ancak aklıma hiçbir şey gelmediği için mecburen atlamalı bir bölüm oldu.

      

 

 

Loading...
0%