Yeni Üyelik
30.
Bölüm

30. Bölüm

@sirius_70

Oy vermeyi ve takip etmeyi unutmayın lütfen😇


Evet berdel ile evlenmiştik Hayat ile. Abisi Malik Melek'i kaçırmıştı. Melek'in erkek kardeşi olmadığı için berdel ihtimali yokken, babam Mardin Ağası olarak ortaya atlayarak ikisinin de ölmesine müsaade etmemiş ve bizden birini evlendireceğini söyleyerek hayatlarını kurtarmıştı. Yusuf ve Mustafa Abim o zamanlar nişanlı oldukları için onlar evlenememişti, Mehmet de okullu olduğu için kendimi feda etmiştim. Ama artık yeterdi, bu berdel bugün bitecekti.


***********************


Kaan Soyer'den:


Aklımda hâlâ kamera kayıtları dolaşırken bir insanın bunu neden yaptığını düşünmekten kendimi alamıyordum.


Anne tarafı biraz gıcıktı ve sadist yönleri vardı, insanları ezmeyi, masumlara zarar vermeyi, fakirleri hor görmeyi severlerdi. Belki de bu yüzden Merve ananemler ile iyi anlaşıyor, onları daha çok seviyordu.


Ben babacı bir insandım. Erkek çocukları annelerine düşkün olurken biz babacıydık. Çünkü bizim asla bir annemiz olmamıştı, olduysada biz hissetmemiştik varlığını.


Şimdi ise sedyenin bir ucuna oturmuş, Toprak abimin göğsünde ağlayan Arya'nın hıçkırık seslerini dinliyordum sessizliğin hakim olduğu odada.


Annemin sözleri benim bile içimi sızlatırken onun ne düşündüğünü ya da hissettiğini bilmemek beni merakta bırakıyordu açıkçası.


Odaya giren babam kızarmış gözlerini odada gezdirdikten sonra Arya'nın üzerinde durdurdu. Diğer tarafındaki boşluğa otururken Arya'yı çoktan kendine çekmişti bile. "Baba, yemin ederim ben o kadını itmeye çalışmadım. Birden oldu, benim arkam dönüktü o beni itti." diyerek kendini inandırmaya çalışan Arya ile babamda gözyaşlarını dökmeye başlamıştı.


O videoda her şey fazlası ile açıkken Arya'ya inanmamak aptallık olurdu zaten. "Biliyorum meleğim, elimizde kanıt var, sana zarar veren herkesin cezasını çekmesini sağlayacağım." diyerek oturduğu yerden kalkarak Toprak abime başıyla dışarıyı işaret etti. Bakışları beni bulurken elimden tutarak Arya'nın yanına oturttu ve başını göğsüme yaslattı. İkisi dışarı çıkarken benim elimde istemsizce Arya'nın saçını bulmuştu. Yavaş yavaş saçlarını okşarken derin bir nefes aldım.


"Sence annen haklı mıydı? Keşke hiç doğmasa mıydım? Ya da hayatınıza hiç girmese miydim?" derken ağladığından dolayı sesi boğuk ve titrek çıkmıştı, boğazıma oturan yumruyu yok etmeye çalışırken sesimin titrememesi için kendimle savaş veriyordum. "Hayır Arya annem haklı değildi, hiçbir insan o sözleri duymayı haketmez, özellikle de annesinden." dememle gözyaşları yine akmaya başlamıştı.


"Bana inanıyor musun?" dedi titreyen sesi ve akan göz yaşlarıyla beraber.


"Ne konuda inanıyor muyum?" dedim anlam vermeye çalışarak. "Ananenizi itmediğimi söyledim ya ona işte, inanmayabilirsin sonuçta ben daha yaklaşık iki aydır sizinleyim." dedi ama sesi sanki inanmamı istiyor gibi çıkmıştı. "Babamın bahsettiği kanıtı bende gördüm Arya, yani videoya nereden bakarsam bakayım ananem ve kuzenlerim demeye utandığım insanlar suçlu." Arya sessizce beni dinlerken küçük elleri arasına dizimdeki elimi almıştı. "Ellerin çok büyük." diyerek ellerimizi ölçerken sessiz kalarak onun bu tatlı halini izlemeye başladım.


Başını iyice göğsüme yaslarken saçlarını okşadığımdan olsa gerek iyice mayışmıştı. "Neden Soyer erkeklerinin göğsü beni hem güvende hissettirip hemde huzur veriyor." derken sesi uyku ile uyanıklık arasında gibi çıkmıştı. Gözlerinin tamamen kapanması ile derin bir nefes alarak alnına hissedemeyeceği kadar ufak bir öpücük kondurdum. "Belkide yıllar sonra buldukları huzur, Soyerler'e seni korumak zorunda hissettiriyordur meleğim." diyerek ince hastane örtüsünü Arya'nın üzerine örterek odadan çıktım.


Babam ve Abim bekleme koltuklarında oturarak hararetli bir şekilde konuşurken bende yanlarına adımlayarak konuşmalarına kulak verdim. "Toprak o videoyu bugün hemen polise teslim et, Kaan seninle de biraz konuşalım biz." Toprak abim babamı onaylayarak bana kısa bir baş selamı vererek hastaneden çıkarken babam beni yanına oturtmuştu bile.


"Kaan senden Arya için darp raporu çıkarmanı istiyorum." diyerek yüzüme bakarken kaşlarım şaşkınlıkla havaya kalktı. "İyi ama video kaydı yeterli olur hapse attırmak için, neden darp raporu çıkartmamı istiyorsun baba?"


Babam gözünü bulayan öfke ile ellerini yumruk haline getirirken, neden bu kadar sinirlendiğini anlayamıyordum. "Ananenlerin yaptığı şeyler için değil, Arya üvey ailesinden de şiddet görüyormuş, alerji için hastaneye getirdiğimizde doktor söyledi 'kalıcı izler var istediğiniz zaman darp raporu alabilirsiniz' dedi. Bende Arya ile konuştum o da onayladı üvey ailesinden şiddet gördüğünü. Şikayetçi olacağız, kızıma zarar veren herkesten."


İnsanların yaptığı işlere akıl sır erdiremezken, neden böyle olduğunu anlayamıyordum bile. Bir insan neden birine durduk yere şiddet uygulardı ki. İnsanların iğrenç zihniyetleri gerçekten de midemi bulandırıyordu.


Her şeyden geçtim, Arya nasıl dayanmıştı bunca acıya, ben annem bizi sevmiyor diye üzülürken babam ve abimler bana hem annelik hem babalık yapmışken o nasıl gelmişti bu zamana kadar. Kimse korumamış mıydı onu ailesinden ya da polise gitmemiş miydi hiç?


Babam sanki iç sesimi duymuş gibi cevap verirken duyduklarım öfkelenmeme neden oluyordu. "Üvey babasının kardeşi yüksek mevkide bir polismiş, o yüzden her zaman bir şekilde atlatmayı başarmışlar polisi." diyerek tekrar Arya'nın yanına girerken bende ayağa kalkarak yanında staj gördüğüm hocamdan rapor hazırlaması için ricada bulunmaya gittim.


******


Ben hocamla, babam ise Arya ile konuşmuş rapor işini kesinleştirmiştik. Birazdan Arya'yı odaya alarak rapor hazırlayacaktık.


Toprak Abim, flaşı polise teslim edip şirketten bir avukatı ayarlamıştı olaylar ile ilgilenmesi için. Şimdi ise hastaneye gelmiş Arya'nın yanında babam ile birlikte oturuyorlardı.


Hocamın onayı ile görevliler ile birlikte odaya girdik. "Hazırsan alalım seni Arya."


"Kaan bizde girsek yanında?" diyen babamı buldu bakışlarım. "Olmaz baba maalesef, bu gibi raporlar bazı polis ve doktorlar dışında kimsenin olmadığı bir ortamda yapılır. Ben bile girebilmek için çok çabaladım." babam anlayışla başını sallarken Arya'nın alnını öpüp geri çekildi.


Hasta bakıcılar sedyeyi götürürken babam elini omzuma koyarak destek olurcasına sıktı. "Kardeşine destek ol olur mu oğlum, yalnız bırakma onu orada." babamı başımla onaylayarak odadan çıktım.


*******


İki bayan polis, asistanlık yaptığım hocam, ben ve Arya'nın dışında kimsenin olmadığı odada sessizlik hakimken yavaşça Arya'nın ellerine uzanarak tuttum. "Nerede izler var Arya?" Bakışları beni bulurken, güven verircesine elini sıktım. "Sırtımda var bir de bacaklarımda." Sinan Hoca başı ile onaylayarak Arya'nın hasta kıyafetinin sırt kısmını açtı.


Ellerimi sıkan eller ile Arya'nın başını göğsüme bastırarak Sinan Hoca'yı izlemeye başladım. Sırtında uzun çizgiler halinde olan yaralara bakarken dolmak üzere olan gözlerimi zar zor tutarak Arya'yı kendime daha çok çektim, Arya'da karşılık olarak ellerini belime sarmıştı. Polisler not alırken, Sinan hoca da izlerin sebebini açıklıyordu. "Sırtında kemer ve yanık izleri var bir kaç tane de bıçak ile atılmış olma ihtimali olan derin çizikler . Aynı şey bacakları için de geçerli. Rapora bunları not olarak geçerim sizde Arya'nın ifadesini alarak bu izleri yapanların ismini alırsınız." diyerek yanındaki diğer asistan kızın aldığı notlarla birlikte odadan çıktılar. Polislerde kapıda bekleyeceklerini söyleyerek çıkarken sedyeye çökerek sıkıca Arya'ya sarıldım.


Ağzından kaçan hıçkırık ile içi çıkarcasına ağlarken benimde gözlerim çoktan dolmuş da taşmıştı.


On dakikalık bir ağlamanın sonucunda Arya'dan ayrılarak önce kendi gözlerimi sildim daha sonra ise onun mavilerini sildim.


Arya ağladığı için parlayan gözlerini üzerime dikerken alnına bir öpücük kondurarak arkasına geçtim. Yaralarla kaplı sırtı gözlerimin önünde dururken daha fazla bu manzarayı izlemek istemediğim, daha doğrusu izlemeye dayanamadığım için sırtına ufak bir öpücük kondurarak düğmelerini ilikledim tek tek. "Geçmeyeceklermiş, öylece bir ömür benimle olacakmış yara izleri." diyen Arya ile gözlerimin dolmaması için çabalayarak önüne geçtim.


Bakışları ellerindeyken önünde diz çöktüm. "Geçmesin Arya, isterse bir ömür orada dursunlar, biz seni vücudun için sevmiyoruz meleğim, seni seven insan kalbin için sevsin sevecekse, yoksa yanından bile geçmesin. İstersen yüzünde dahil heryerin yara olsun, sen bu kalbi bozmadığın sürece hepimizin kalbi senin için atacak." diyerek ellerini ellerim arasına alarak öpücük kondurdum. Polisler içeri girmek için kapıyı tıklatırken son kez sarıldım "Sen bu hayatta gördüğüm en güçlü kadınsın, güçlü dur ve bir Soyer olduğunu onlara kanıtla." diyerek odadan çıktım.


Babamlar kapıda dururken beni görmeleri ile hızla yanıma geldiler. "Ne oldu oğlum nasıl geçti görüşme, rapor felan?"


"Yani Sinan Hoca raporu çıkardı sağolsun, biraz ağladı sadece. Şimdi de polislere kimin yaptığına dair ifade verecek." Babam koltuklara oturarak elleri ile yüzünü kapatırken odadan çıkan polisler ile ayaklandık.


Bir süre sonra kapı tekrar açılırken, hafif kızarmış yanağı (annesi vurduğu için kızardı) ve kızarmış gözleri ile Arya çıktı içeriden. Duvardan destek alarak yürürken, babamda ayağa kalktı hemen.


"Kızım."


"Baba" derken sesi titreyen Arya ile babam hızla yanına gidip yavaşça sarılırken Toprak abim ile ben ise yüzümüzde buruk bir tebessümle onları izliyorduk.


Arya'nın daha fazla ayakta durmasının doğru olmadığını bildiğim için babama göz kaş ile olayı anlattım. Babam hızla Arya'yı kucağına alırken bizde abimle peşlerinden ilerledik.


*******


Odada oturmuş öylece dururken odanın kapısı çalınarak açıldı. "Ben son kez rutin kontrolleri yapmak için gelmiştim." diyerek açıklama yapan doktoru başımızla onayladık.


Asistanların her saat başı rapor yazdığı dosyayı inceledi, daha sonra ise Arya'nın başındaki bandajı çıkartarak yaralarını kontrol etti.


"Serum bittikten sonra çıkabilirsiniz, reçetede kalbi için olan ilacın ve morlukların geçmesi için olan kremi var. Ayriyeten de ağrı kesici yazdım ağrısı olursa diye. Tekrardan geçmiş olsun. " Diyerek reçeteyi verip gitti.


Babam çıkış işlerini hallederken, abimde karşıdaki mağazaya bir kaç kıyafet almak için gitmişti.


Arya'nın bakışları beni bulurken "Ben o eve gitmek istemiyorum." diyerek derdini belli etmişti.


Yanına giderek önüne oturdum. "Orası bizim evimiz Arya, hiç kimsenin sana zarar vermesine izin vermeyeceğiz merak etme. Hem abim kamera kayıtlarını polise verdi ananemler ve kuzenler şuan hapistedir. Korkmana gerek yok tamam mı abicim?"


"Ama Hayat Hanım ve Poyraz var?"


"Annem ile babam konuşur, Poyraz da ne kadar kötü biri olsa bile hasta ve kendini koruyamayacak durumda olan birisine asla zarar vermez." demem ile başı ile onayladı beni.


Bitmiş olan serumu gözüme çarparken elini ellerim arasına alarak yavaşça serumu elinden çıkardım.


Abim odaya elinde poşetler ile girerken, babam hala gelmemişti.


Poşetteki kıyafetleri çıkartarak baktığımda hafif bol bir kot pantolon, beyaz bir dar tişört ve beyaz bir erkek gömleği gibi bir gömlek vardı.


"Ben üzerimi bir değiştireyim de hemen gelirim." diyerek üzerimdeki doktor kıyafetlerini göstererek giyinme odasına gittim.


Mavi bir kot pantolon ve beyaz bir gömlek giymiştim, tabii ki de Arya ile uyumlu olmak için değil, canım istediği için.


Odaya girdiğimde abim üzerimi süzerek öldürücü bakışlar atarken, yalandan gülümseyip babamın yanına adımladım.


*********


Hep beraber hastaneden çıkarken Arya yine ve yine babamın kucağındaydı.


Hep beraber babamın arabasına ilerlerken babam Arya ile beraber arkaya oturmuş biz ise abimle öne oturmuştuk.


Arka koltuktaki pamuk şekerlere gözüm çarparken, babam eline alarak Arya'ya uzattı. "Hangi rengi sevdiğini bilmediğim için hepsinde aldım meleğim, ama sadece dört renk varmış bu şekerden." Arya dolu gözleri ile bir elindeki şekerlere birde babama bakarken şekerleri atarak babamın boynuna sarıldı sıkıca. "Teşekkür ederim baba, her şey için."


Babam da Arya'nın alnından öperek kendine çekti sıkıca. Pembe olan şekerin pakedini açarken bende dikiz aynasından pür dikkat onları izliyordum.


Arya şekeri çubuğundan tutup yerken babam ise gülerek onu izliyordu. İlk günkü asabi kız gitmiş yerine minnoş kız gelmişti resmen.


********


Arabanın durması ile ne çabuk geldiğimizi düşünürken gözümü dikiz aynasından çekerek önüme döndüm. "Ben ilaçları alıp geleyim hemen." diye arbadan inen abimle daha gelmediğimizi anlayarak tekrar Arya'ya döndüm. Elindeki şekerlerden pembe ve mavi olanı yemiş sarı ve yeşil kalmıştı. "Yemiyorsan ben yiyeyim verde, şekerim düştü." Arya uyuyan babamın göğsünde duran başını kaldırarak kaşlarını çattı. "Olmaz, babam aldı onları bana, ben yiyeceğim." mızmız bir çocuk gibi kaşlarını kaldırıp indirirken gülmemek için kendimi zor tutuyordum. "Babam sana bir daha alsın sonra, ver de bunları ben yiyeyim." Arya geriye doğru kaçmaya çalışırken şekerleri kucağına saklamıştı.


Arabaya binen abimle Arya, göz kaş işareti ile 'seni şikayet ederim' derken umursamadan ne tepki vereceğini merak ederek elindeki şekere uzandım. "Abiii, Kaan şekerlerimi almaya çalışıyor." Toprak Abim bir bana birde şekerleri kucağına hapsetmiş Arya'ya bakınca yüzünde oluşan gülümsemeyle arkasını döndü. "Ver de yesin meleğim, ben sana alırım yenisini." Arya çatık kaşlarını havaya kaldırarak başını olumsuz anlamda salladı.


"Babam aldı bunu bana, sen Kaan'a al onu yesin." diyerek şekerleri babam ile kendisi arasına sıkıştırdı. Beş yaşındaki çocuk gibi davranması komiğime gitmişti açıkçası.


Önüme dönerken yüzümde oluşan gülümsemeyi engelleyemiyordum. Abimin bakışları beni bulurken göz kırparak arabayı çalıştırdı.


Eve doğru ilerlerken arada Arya'nın gözlemlemesine maruz kalmıştım. Sanırım hâlâ şekerini alacağımdan korkuyordu. Gözünden uyku akmasına rağmen uyumaması da bunun kanıtıydı...


   Oy vermeyi ve takip etmeyi unutmayın lütfen 😇


Loading...
0%