@sirius_70
|
Oy vermeyi ve takip etmeyi unutmayın lütfen😇 Toprak Soyer'den; Eve gelmemiz ile arabayı bahçeye park ederek indim. Kaan da inerken arka kapıyı açarak uyuyan babam ve Arya'ya baktım. Arya'yı kucağımıza alabilirdik ama babamı uyandırmak zorundaydık. Kaan Arya'yı kucağına alırken bende babamı yavaşça omuzundan dürtmeye başladım. "Baba, hadi geldik." Babam uyku mahmuru kalkmaya çalışırken koluna girerek destek oldum bende. Arya'yı aşağıdaki odalardan birine yatırırken bende babamı yatak odasına götürdüm. Annem valizini toplarken, bize kısa bir bakış atıp eşyalarını toplamaya devam etti. Gitme demeyecektim, çünkü o bizden gideli çok olmuştu. Babamı yatağa yatırtarak aşağıya indiğimde annem arkasına bile bakmadan çıkıp gitmişti. Haketmişti bunu. Bize yaptıklarından sonra hastanede Arya'ya yaptıklarını görmezden gelemezdik. ******* Salonda kimse ses çıkarmadan otururken, sadece Demir, Ayaz ve Arya yoktu. Anne tarafı zaten kalmaya yüzleri olmadığı için gitmişlerdi. Kaan, Kemal ve Aras'ı polise şikayet etmiştik tabi ananemide, ama daha video kaydı izleneceği için tutuklamamışlardı . Kaan ile ikimiz kardeşimizin hıncını çıkararak Arya'ya attıkları her tekmenin karşılığını misliyle ödetmiştik. Biraz zor ayakta tutuyorlardı en son kendilerini... Merdivenlerden gelen ses ile bakışlarımız salon kapısına dönerken önde Arya ve ona destek olarak yürüten Demir, arkada ise söylenip duran Ayaz girmişti. Arya hiçbirimize bakmadan babamın yanına otururken başını göğsüne yaslamıştı bile. Ayaz da Arya'nın yanına oturup kısık sesle bir şeyler söylerken Arya daha çok babama yaslanmıştı. "Baba, senin bu oğlun ben uyurken şekerlerimi yemiş yaa." diyerek dert yanarken bakışlarım Kaan'ı buldu, yüzündeki gülümseme ile Arya'yı izliyordu. "Arya, ikizim ben sana yenisini alırım niye böyle yapıyorsun?" diye söylenen Ayaz ile bakışlarımız ikisi arasında gidip gelirken Arya kaşlarını çattı. "Ben onları Kaan'a bile yedirmemiştim, ben yiyecektim hepsini, babam almıştı onları bana." " Ben sana yenilerini alırım meleğim, boşver sen Ayaz'ı." diyen babam ile Arya başını olumsuz anlamda salladı. "Ama baba onlar benim ilk şekerlerimdi, hepsini ben yemeliydim." diyerek derdini belli ederken babam Arya'nın alnına öpücük kondurarak saçlarını okşamaya başladı. "Ulan eşek sıpası ne diye yedin sen benim kızımın şekerlerini?" Babam numaradan kızdığı belli olan bir şekilde Ayaz'a söylenirken, Arya ise yerinde durmuyor Ayaz'a 'oh olsun' çekiyordu. Ayaz bir yandan babamı dinliyorken diğer yandan ise Arya'nın saçını çekiyordu. "Ahh, babaa saçımı yoluyor Ayaz." diyen Arya bir yandan da saçlarını kurtarmaya çalışıyordu. Arya saçını kurtaramamış olmanın verdiği sinirle Ayaz'ın saçını asılırken karşılıklı birbirlerinin saçını asılarak didişiyorlardı. Bu halleri yüzümüzde tebessüm oluştururken keyifle onları izliyorduk. "Aslanım bırak Arya'nın saçını, meleğim bırak sende ikizinin saçını." diyerek ikiliyi ayıran babamla biz gülerken onlar ise birbirlerine trip atıyorlardı. "Cidden, sizin çocukluk yapmanızı seyretmeyeceğim burada." diyerek gözlerini deviren Poyraz ile babam uyarırken Poyraz ise umursamıyordu. "Poyraz, yeter aslanım, şurda iki gram huzurumuz var bozma." diyen babamla Poyraz oturduğu yerden ayaklandı. "Ne huzuru baba annem gitti, yok evde, neden gitti acaba? Bu kız ne yaptı da gitti annem?" diyerek deli danalar gibi bağırırken herkes oturduğu yerden ayaklanmıştı. "Ben senin annene hiçbir şey yapmadım Poyraz, hastanede gelip o kadar şey söyleyip üstüne de tokat attı bana, ama ben ağzımı açıp tek kelime etmedim." diyerek Arya da Poyraz'ın karşısına dikilirken bağrışmalar gitgide artıyordu. "Niye gitsin Arya, 30 yıldır gitmeyip neden sen geldikten sonra 2 ay bile geçmeden gitsin, hastanede öyle bir olay olduysa ki ben buna inanmıyorum, neden sen değilde o gitsin?" diyerek bağırmanın dozunu bir gram daha arttıran Poyraz ile babam susturmaya çalışırken ikiside bizi duymazlıktan gelip sadece kendileri varmış gibi bağırışmaya devam ettiler. "Bilmiyorum tamam mı, neden gitti bilmiyorum, ben tek bir şey biliyorum o da, o kadının benim yüzümden gitmediği." diyerek Poyraz'ın gözlerine bakarken Poyraz'ın ateş saçan gözleri mümkünmüş gibi daha da artmıştı. Poyraz alayla gülümserken, birden yüzüne ciddi bir ifade yerleştirdi. Biz durdurmaya çalışırken durmuyordu, delirmiş gibiydi ikiside, sinir boşalması yaşıyorlardı. Poyraz, bir anlık sinirle Arya'yı iterken Arya arkasında duran babama çarpmıştı. Acıyla iki büklüm olurken, Poyraz'ın yüzündeki alaylı ifade yerinde durmaya devam ediyordu. "Dikkat çekmek için daha iyi numaralar bul, bunlar işlemiyor artık eskidi. Ya da üvey ailen seni fazla nazlı yetiştirdi, acıya gelemiyorsun." Arya kafasını sinirle kaldırırken Poyraz'a adımladı. "O kadar nazlı yetiştirdi ki benim hayatımda acı diye bir kavram kalmadı, o kadar nazlı yetiştirdi ki koskoca cihanda kendimi yere göğe sığdıramadım ben, o kada....." diyerek konuşmasına devam edecekken Poyraz sözünü kesmişti. "Orasını anladık zaten canım, biraz acıya alış Arya, dünya senin hayallerindeki gibi bir yer değil maalesef." Arya sinirle güleken Poyraz tek kaşını kaldırmış ona bakıyordu. "Niye öyle bakıyorsum Aryacım, yoksa üvey aileni mi özledin, bizim kapımız her zaman açık her an defolup gidebilirsin yani hiç sıkıntı yok bizden yana. Eğer babanı özlediysen direkt git yani biz hiç üzülmeyiz." Sinir seviyeleri yükselirken Arya'nın gözleri hafif dolmuştu. "Biliyor musun Poyraz, seni üvey ailemden daha çok seviyorum." derken sesi titremişti. Poyraz afallarken Arya'nın yüzünde buruk bir tebessüm oluştu. Kollarını babamdan kurtardıktan sonra üzerindeki tişörtünü çıkardı. Gözlerim kendiliğinden kapanırken başımı yere eğmiştim. "Neden biliyor musun Poyraz, çünkü sen onlar gibi vücudumda kalıcı izler bırakmadın, sen beni sevmedin, nefret ettin ama bunu bana dürüstçe söyledin, onlar bana yalan bir hayat yaşattı. Bak" dedi arkasını dönerek. "Bunlar kemer izleri biliyor musun, hani şu sizin belinize taktığınız deri kemerin izleri, öyle bir aileye kurban gittim ki ben yıllarca kendimden nefret ettim, KİMSE BENİ SEVMİYORSA SORUN BENDE DEYİP KENDİMDEN NEFRET ETTİM BEN. Şu sırtımdaki izler var ya hepsi kalıcı onların. Ben her aynanın karşısına geçtiğimde o dayak yediğim ânı yaşıyorum zihnimde. Karnındaki yeni olduğu morlukları gösterdi Arya. "Bak bunlar yeni, o annen olacak kadının annesinin ve senin üç kuzeninin eserleri. Ben daha eskilerdem kurtulamamışken yenileri eklendi vücuduma." "Sen diyorsun ya hani Merve'den çok çektim diye, senin yanında baban, abin, kardeşlerin vardı. Benim yanımda kimse yoktu Poyraz. Ben bugüne kadar kendim geldim. Sen şanslıydın çocuk oldun, ben olamadım, biliyor musun ben ömrümde bir kere bile salıncağa binmedim, lunaparkı geç parka bile gitmedim. Hep uzaktan izledim belki babam bir gün benide götürür diye, götürmedi, istedim bu seferde canımı yaktı. Göz yaşlarım akarken diğerleri de benden farklı değildi, az önce bağırıp yıkan Poyraz gitmiş yerine yıkılan Poyraz gelmişti, herkes duyduklarının ağırlığı ile kalktığı yere geri oturmuştu. Sadece Arya ayaktaydı. "Ben çikolata da yemiyorum biliyor musun? Küçükken okuldaki çocuklar konuşurken duymuştum ismini, babamdan istemiştim bu seferde bıçakla elimi kesmişti, bir iki kere gizli saklı yedim üçüncü de yakalanıp ölesiye dayak yedim." "Annen sana belki sevgi göstermedi ama en azından benimki gibi nefret de etmedi. Babam bana vururken kızıma dokunma diyeceğine 'görünmeyen yerlerine zarar ver' dedi. Bu o kadar kötü bir duygu ki ben ne hissedeceğimi bilmiyordum o zaman." Arya kendini tekli koltuğa bırakırken başını geriye yaslamış göz yaşlarını döküyordu. Ağzından bir hıçkırık kaçarken anlatacakları bitmemiş olsa gerek tekrar konuşmaya başladı. "Ben az kalsın öz babam sandığım adam tarafından t-tecavüze uğruyordum. O an Allah yardım etti de kafasında vazo kırıp kurtuldum elinden. Sonra sokakta da son anda Toprak abim kurtardı. Geceleri üç - dört saatten fazla uyuyamıyorum ben. Ya kabuslar uyutmuyor ya da korku." Diyerek soluklanırken ağzından bir hıçkırık daha kaçmıştı. Ayağa kalkarak Poyraz'ın ayaklarının dibine oturdu. "Ben o ailedeki abimden de çok dayak yedim, hemde sırf arkadaşlarının yanında abi dediğim için, ilk geldiğim gün size abi demekten çok korktum ben biliyor musun? Ben sizi nasıl Melih (üvey abisi) ile aynı kefeye koymuyorsam sende beni o Merve ile aynı kefeye koymayacaksın." diyerek son kez Poyraz'ın gözlerine baktı "Seni onlardan daha çok seviyorum Poyraz, bunu unutma olur mu?" diyerek ayağa kalktı ve sarsak adımlar ile salondan çıktı, arkasında bıraktığı enkazdan bir haber... "Keşke iyi olsalardı da onları benden daha çok sevseydin Arya, buna katlanabilirdim senin için." diyerek titrek bir sesle sessizce mırıldanan Poyraz'ı benden başka kimse duymamıştı... Arkadaşlar rica ediyorum bu bölüme kadar geldiyseniz oy verin burada bir emek söz konusu... Oy sınırı 15, dolmadığı sürece yeni bölüm gelmeyecek maalesef |
0% |