Yeni Üyelik
36.
Bölüm

36. Bölüm

@sirius_70


Poyraz Soyer'den:

Yattığım yerde olan hareketlenme ile gözlerimi açarken görüş açıma Arya girmişti.

yattığım yerden doğrulurken karanlık odada Arya'nın ne yaptığını görmeye çalışıyordum.

Gece lambasını açarak odayı aydınlattığımda saçları yüzüne yapışmış, başını durmadan iki tarafa çeviren Arya ile irkildim. Kabus görüyordu sanırım.

"Dokunma, dokunma bana, istemiyorum, yardım edin, yardım ediin!" diye bağırarak yattığı yerden sıçrarken korku dolu gözleri bir süre odada dolandı.

Gözlerimiz kesiştiğinde ikimizdende aynı anda birer damla göz yaşı dökülmüştü.

Arya'nın ağzından bir hıçkırık kaçarken belinden tutup kendime çektim sıkıca. "Gelmeseydin, beni kurtarmasaydın ne olacaktı?" diyerek konuşurken başı göğsüme yaslı olduğu için sesi boğuk çıkmıştı.

"Arya, yapma güzelim bunu, geçti gitti bak ben seni kurtardım ve öyle bir olay yaşanmadı. Bir daha da yaşanmasına izin vermeyeceğim." diyerek onu rahatlatmaya çalışırken hiçbir şey demeden sessiz kalmıştı.

Yatağa geri uzanırken başını göğsümden kaldırmayan Arya da benimle birlikte yatmıştı. Şaşırtıcı bir olaydı, daha bu sabah yüzyüze gelmeye korktuğum kız şimdi göğsüme yatmış, bana sığınıyordu. Bu çok güzel bir histi, ama keşke böyle bir olayla yaşanmasaydı. Keşke Arya bir ay, bir sene sonra benimle konuşsaydı da bu olay yaşanmasaydı.

Geçen gün abimle konuştuklarımız düştü aklıma.

Arya ile sizin gibi yakın olamayacağız diyerek omuzunda ağladığımda verdiği cevap gelmişti aklıma. Sahi ne demişti?

"Belli olmaz aslanım o konular, yarın bir olay yaşarsınız bakarsın benden de babamdan da çok yakınlaşırsınız." demişti...

Arya uyuyakalırken, kapı hafifçe aralandı. Babam başı ile dışarıyı işaret ederken Arya'yı yavaşça yatağa bırakarak yataktan kalktım.

Babamla beraber salona geçerken içeridekiler çekti dikkatimi. Herkes buradaydı. Babam koltuklardan birine otururken gözlerim bir süre tahriş olup kanlanmış ellerinde gezsede daha fazla oyalanmadan bende koltuklardan birine oturarak onlara bakmaya başladım.

"Ne oldu Arya'ya Poyraz?" diyen Toprak abimle bakışlarım onu buldu.

"Ben Arya'yı ararken çığlık sesi duydum, sese gittiğimde ise üç dört tane iri yapılı adam vardı. İkisi kenarıda beklerken biri ise Arya'ya d-dokunmaya çalışıyordu. Kavga felan ettik sonrada Arya'yı kucağıma alıp getirdim zaten." diyerek her şeyi kısaca özet geçmiştim.

Salondaki sessizlik ân ve ân artarken Demir ve Ayaz göz yaşlarına hakim olamamış, ağlayarak odalarına çıkmışlardı.

Biraz sonra koridorda duyulan ayak sesleri ile bakışlarım salon kapısına kaydı. Arya kızarmış gözleri ve siyah pijama takımı ile kapıda dikilirken bakışlar onun üzerindeydi.

Oturduğum yerde dikleşirken, Arya hiçbir şey demeden yanıma gelerek dizlerime uzandı.

Şaşkınca dizlerime uzanan Arya'ya bakarken o sadece bir eliyle gömleğime tutunmuş ve gözlerini kapatmış bir şekilde duruyordu. Şaşkınlıktan çıkıp Arya'nın saçlarını okşarken Kaan odadan çıkmıştı, biraz sonra elinde ilk yardım çantası ile gelirken yavaşça Arya'nın önünde diz çöktü.

Kaan yavaşça Arya'nın yaralar ile dolu elini elleri arasına alırken kutudan çıkardığı kremi sürmeye başlamıştı. Biraz da kızaran yanağına ve patlayan dudağına sürerken herkes dikkatle ikiliyi izlerken Arya derin bir nefes alarak "Kendimi korumaya çalışırken oldu." diyerek kısa bir açıklama yapmıştı. Kimse bir şey diyemezken Kaan kremi sürüp oturduğu yerden kalkmıştı.

"Dikişlerinde bir sorun oldu mu, bakabilir miyim güzelim?" demesi ile Arya başı ile onaylarken yavaşça tişörtünü yukarıya sıyırdı.

Biz hafif kanlanmış olan bandaja korkuyla bakarken Kaan hafifçe yapışkanların olduğu yerden çıkartarak yaraya pansuman yapmaya başladı. "Dikişler patlamamış, sadece çok zorlandığı için hafif açılma olmuş, onunda pek zararı olmaz, kapanır kısa zamanda." diyerek pansuman eşyalarını topladıktan sonra odadan çıkmıştı.

Arya tişörtünü geri indirerek tekrar gözlerini kapatırken boştaki elide gömleğime sıkıca tutunmuştu. Gözlerinin çevresi ağlamaktan kızarmış öylece yatıyordu dizlerimde.

Bir süre sonra gömleğimi tutan elleri gevşerken uyuyakaldığının anlamıştım.

Babam yanımıza gelerek Arya'yı yavaşça kucağına alarak salonun çıkışını adımladı. "Bu gece kâbus felan görürse diye benim yanımda yatsın, aramayın boşuna." diyerek salondan çıkarken yavaş yavaş görüntüsü gibi ayak sesleri de kayboldu.

İçeridekiler şaşkınca bana bakarken bir tek Furkan şaşkın değildi. "Böyle travmatik olaylardan son saniye kurtulan kadınlar daha doğrusu kişiler, psikolojik olarak kendilerini kurtaran kişilerin yanından ayrılmak istemezler, Arya'nın sana yakınlığı bu yüzden abi, psikolojik bir şey. Senin onun koruyacağını düşünüyor ve sana güveniyor." derken şaşkın bakışlar gitmiş yerini buruk bakışlar almıştı.

Hiçbiri bir şey demezken ben de salondan çıkarak odama çıktım. Daha dün benden korkan kız bugün bana sığınıyordu.

Odamın önüne gelmem ile içeriye girerken hiç hâlim olmadığı için pijamalarımı giyip kendimi direkt yatağa bıraktım. Yanıbaşımda duran telefondan müzik açarken, sevdiğim sanatçının huzur dolu sesi kulaklarıma dolmuştu.

Affedemem yine yaşanır mı bunu bile bile

Yalanlar vurmuş bir anda ikimizi acılar derinlerde

Affedemem yine yaşanır mı bunu bile bile

Yalanlar vurmuş bir anda ikimizi acılar derinlerde.. .

*******

Açılan kapı sesi ile gözlerim aralanırken, karanlık odada içeriye kimin girdiğini algılamaya çalışıyordum.

Bakışlarım öylece kapının olduğu tarafa dönükken kapalı olan perdeler ve gecenin bir saati olduğu için hiçbir ışık yoktu etrafta.

Bir süre sonra yatağıma doğru sessiz adım sesleri geldi ve yatağımın köşesine birisi uzandı, uzanan kişinin eli tişörtümü bulurken ben şaşkınca kim olduğunu anlamaya çalışarak yanımdaki dolabın üzerindeki abajura uzanıp ışığı açtım. Uzun siyah saçlar görüş açıma girerken, gözlerini sımsıkı kapamış bir Arya duruyordu karşımda.

"Arya, bir şey mi oldu?" diyerek yerimden doğruldum. Kapalı gözleri aralanırken dolu gözleri girdi görüş açıma. Elim saçlarına giderken konuşmaya başlaması ile bakışlarım tekrar gözlerini buldu.

"Ben, s-sadece k-kabus gördüm." diyerek fısıldamıştı. Hani olur ya bazen sessiz konuşursunuz, sesli konuşursanız ağlayacak gibi olursunuz öyle çıkmıştı sesi, sanki sesli konuşsa hıçkırıkları arka arkaya dizilecekmiş gibi çıkmıştı sesi.

Aklıma Furkan'ın salondaki sözleri geldi.

"Böyle travmatik olaylardan son saniye kurtulan kadınlar daha doğrusu kişiler psikolojik olarak kendilerini kurtaran kişilerin yanından ayrılmak istemezler, Arya'nın sana yakınlığı bu yüzden abi, psikolojik bir şey. Senin onun koruyacağını düşünüyor ve sana güveniyor."

Dolu gözlerim ile onu izlerken böyle iğrenç bir olayla bana yakınlaşması kendimi kötü hissetmeme neden oluyordu. Keşke beni hiçbir zaman affetmeseydi ama bu olayı yaşamasaydı.

Telefonumda çalan müziğin kısık sesi kulaklarıma dolarken Arya'da farketmiş olmalıki telefonuma baktı. "Gölge lakaplı bir sanatçı, sesi huzur verici." derken şaşkın bakışları ile beni süzdü. "Çok mu seviyorsun? Ya da en çok hangi müziğini seviyorsun?"

"Çok seviyorum, sesi bana huzur veriyor, tüm söylediği müzikleri çok seviyorum ama eskilerden çok az parça çalıyor. Mesela ben Sezen Aksu şarkılarını severim, ama o sadece bir kere söyledi şarkısını."

"Sezen Aksu mu? Değişikmiş." diyerek kaşları kalkık bir şekilde bana bakarken başımla onayladım.

"Merve bize kötü davranmaya başladığında dinlerdim hep onun şarkılarını, daha sonra hayranı olmaya başladım, şimdi de Gölge var işte."

"En çok hangi şarkısını seviyorsun?" diyen Arya ile bir süre düşündüm.

"Sanırım 'ihanetten geri kalan.' şarkıyı çok seviyorum bilmediğim bir şekilde. Immh....neyse bugünlük bu kadar sohbet yeter hadi uyu artık." diyerek saçlarını okşarken gözlerini çoktan kapatmıştı.

******

Odanın kapısının aniden açılması ile sıçrarken odaya giren babam ve kardeşlerim ile onlara baktım onların ise bakışları direkt Arya'daydı. Gece bir çok kez uyanmış ağlayarak tekrar uykuya dalmıştı. Gözlerinin etrafı kızarmış, göz yaşları yüzünde kurumuş ve iz bırakmıştı.

Babam yavaşça yanımıza gelerek yatağın kenarına oturdu. "Ne zaman geldi?" derken bir eliyle de Arya'nın yüzüne gelen saçlarını topluyordu.

Abim ve diğerleride içeriye girerek yatağın köşelerine otururlarken herkesin bakışları Arya'daydı.

"Gece geç saatte geldi, kabus görmüş sanırım." dedim.

"Sadece kabus görüyor, içini dökemiyor ve bu onu yıpratıyor. İçini dökmesini sağlamalıyız sadece göz yaşı dökerek kendini rahatlatamaz." diyerek sessizliği bozan Furkan ile bakışlar onu bulmuştu.

"Spor salonuna götürsek, kum torbasını felan yumruklasa." diyerek fikir sunan Toprak abim ile Kaan itiraz etmişti.

"Dikişleri var zarar görebilir, ayriyeten doktor kalbini zorlamasın hızlı atmasın demişti bu onu daha da tehlikeye sokmaz mı?"

"Başka ne yapabiliriz ki, Arya bunu yaparken hepimiz yanında olacağız zaten. Bizim gözümüzün önünde yapması daha iyi olur bence, yoksa biz evde yokken kendine zarar verebilir." diyen Ayaz ile herkes düşünce seline kapılmıştı.

"O zaman ben bugün hastaneden sıkı, dikişlerin patlamaması için kullanılan özel sargılardan getireyim, kalbi için yapabileceğimiz tek şey yemekten sonra ilacını içirmek. Çünkü eninde sonunda duygu patlaması yaşayacak ve kalbi her ihtimalle hızlanacak, ben yine de hocam ile görüşeyim akşam yaparız bir şeyler." diyen Kaan ile herkes onaylamıştı, zaten başka daha iyi fikri olan da yoktu büyük ihtimalle.

Hiç kimseden ses çıkmazken herkes Arya'yı izliyordu.

Akşam çok şey olacaktı, başı çeken ise Arya'nın içini dökmesi olacaktı... Hepimizi zorlu bir akşam bekliyordu.

oy vermeyi ve takip etmeyi unutmayın lütfen 😇

  

Loading...
0%