Yeni Üyelik
37.
Bölüm

37. Bölüm

@sirius_70


Kaan Soyer'den:

Hastaneden aldığım sargı bezi ve kalbin hızlanmasını kısa bir süreliğini önleyen iğne ile eve giderken, abimler ve babamla da haberleşmiştik. Onlar bugün işe gitmemişti Arya'nın yanında kalmak için.

Akşam bizim için, en çok da Arya için zor bir ân olacaktı. İçini böyle dökmesi sağlığı açısından zararlı olsa da sağlık kadar psikoloji de önemliydi.

*****

Evin önüne gelmem ile derin bir nefes alarak arbayı park ettim. Mutfağın lambası yanarken görevlilerin çoktan yemek hazırlığına başladığını anlamıştım bile.

Hastaneden aldığım poşetleri alarak arabadan indim, bahçedeki koltuklarda oturuyordu herkes.

Arya, Toprak abimin göğsüne yaslanmış etrafa boş bakışlar atarken, Demir ise Arya'nın diğer tarafına oturarak Arya'nın omzuna yatmıştı. Diğerlerinin gözü sürekli Arya'da olsa da onu çok sıkmamak için iş hakkında konuşuyorlardı.

Yanlarına adımlayarak hepsine selam verdim ve boş bir koltuğa oturdum.

Babam ile günümün nasıl geçtiği hakkında konuşurken arada abimler de konuşmamıza dahil oluyordu.

"Ahmet Bey yemek hazır." diyen görevli abla ile herkes ayaklanırken Arya da Toprak abimin yardımı ile ayaklanmıştı.

Hep beraber masaya otururken babamın afiyet olsun demesi ile yemeye başlamıştık. "Arya hadi güzelim bak sabahtan beri bir şey yemedin." diyen abim ile Arya zorla ağzına birkaç lokma alırken bakışlar yine ona dönmüştü. Son olay çok yıpratmıştı onu, çok sessizleşmişti, ama elimizden hiçbir şey gelmiyordu.

Yemekler yenildikten sonra abim Arya'ya ilacını içirirken bende hastaneden getirdiğim iğneyi hazırlamaya başladım.

İğne hazır olunca Arya'nın yanına adımlayarak sweetinin kollarını sıyırdım, tepki vermeden öylece beni izlerken Toprak abim elini tutmuş ve Arya'yı kendine çekmişti.

Pamuğa kolonya sıkarak iğneyi batıracağım bölgeye hafifçe sürdükten sonra Arya'nın canını acıtmayacak derecede yavaşça iğneyi vurdum.

Hâlâ mutfakta sandalyelerde oturuyorduk, tek fark masadaki tabaklar kalkmış yerini kahve bardakları almıştı.

Arya'nın kolunu geri düzelttikten sonra abime işaret etmem ile Arya'nın sweetini hafifçe yarası ortaya çıkacak şekilde açmıştı.

Poşetten çıkardığım bandajı masaya bırakarak ilk önce yarasına pansuman yapıp daha sonra ise dikkatle bandajı beline sardım. Korse gibiydi bir nevi.

Arya acıyla inlerken, ellerini sıkıca abimin koluna sardığı gözümden kaçmamıştı. Parmak boğumları beyazlamış bir şekilde abimin koluna tutunuyor, acısını hafifletmeye çalışıyordu.

Bandaj dikişlerin açılmasını önlediği için çok sıkıydı ve büyük ihtimal kısa bir süre vücudu bandaja alışana kadar canını yakacaktı.

Bir süre sonra abimin kolunu bırakması ile alıştığını anlarken pansuman malzemelerini toplayarak poşete doldurdum ve çöpe attım.

Kahveler içildikten sonra herkes evden çıkıp geniş arabaya yerleşirken, sessizlik devam ediyordu. Herkesin içinde korku vardı kötü bir şey olursa diye.

*********

Spor salonunun önünde duran araba ile herkes teker teker inerken gözlerindeki endişe kırıntıları kendini belli etmeye başlamıştı.

Babam başta olmak üzere salona girerken, kimseler yoktu. Babam kapattırmıştı salonu.

Toprak abiim yanındaki dolabın üzerinde duran beyaz bandajları yavaşça Arya'nın eline sararken Arya etrafa şaşkın bakışlar atıyordu.

"Bekle abicim, oynatma elini." diyen abim ile Arya elini sabit tutarken bizde adımlarımızı boks torbasının önüne çevirmiştik. Arkamızdan gelen adım sesleri ile abimlerinde geldiğini anlarken herkes dikkatle ne olacağını bekliyordu.

"Arya, güzelim yaşadığın olaylardan sonra hiçbir tepki vermeden sadece ağlaman ve kabus görmen hiç normal gelmiyor. Bağır, çağır, kır, dök ama içine atma. Bak seni buraya getirdik, elinide sardım. Kaan abin dikişlerinin zarar görmemesi için bandaj getirdi hastaneden. İğnede kalbinin çok tepki verip hızlanmaması içindi. Hadi abicim biz yanındayken dök içini rahatla." diyerek Arya'nın alnına öpücük kondurarak Arya'yı belinden boks torbasına itekledi Toprak abim.

Arya bir süre sessizce bize baktıktan sonra, hiçbir şey yapmayacağımızı anlamış olmalı ki tekrardan boks torbasına döndü. Biz merakla ona bakarken o elindeki beyaz sargıları izliyordu. Böyle olmayacağını anlayan Furkan, Arya'nın yanına giderken dikkatle ikiliyi izlemeye başladık. "Karşındakinin boks torbası olduğunu düşünme, üvey babanı düşün, üvey abini düşün, sana dokunmaya çalışan adamları düşün,..."

Furkan konuşmaya devam edecekken Demir'in araya girmesi ile bakışlar onu buldu.

"Abla Poyraz abimi düşün sen en iyisi, ya da düşünme yaa o zaten canlı kanlı karşında duruyor onu yüzyüze de döversin. Immh... Furkan abi sen devam et konuşmana." herkesten kısa bir gülüş duyulurken Furkan'ın konuşmaya başlaması ile tekrar odaklar ona dönmüştü.

"Sana zarar verenleri düşün ya da vermeye çalışanları. Hadi meleğim rahatlat kendini, içine atma daha fazla." diyerek Arya'nın omuzuna elini koyarken Arya yavaşça boks torbasını yumruklamaya başladı.

Gitgide hızlanan Arya'nın göz yaşları ve bağırışları sessiz spor salonunda yankılanırken babam ve Furkan müdahale etmemize izin vermiyordu, kendini tamamen rahatlatmasını beklememizi söyleyip duruyorlardı.

Boks torbası Arya'nı yumruklarıyla sarsılırken, Arya bir öncesine oranla her yumrukta daha sert vuruyordu. "Ne yaptım ya ben size, ben kime ne yaptım da böyle bir bedel ödüyorum. Niye herkes düşman ya niye?" diyerek çığlık çığlığa bağırırken hiçbirimiz müdahale edemiyorduk.

Toprak abim yavaşça Arya'nın yanına giderek bir adım mesafe ile arkasında durdu. Arya hâlâ boks torbasını yumruklarken her geçen saniye bağırışları artıyordu.

******

Arya'nın susan çığlıkları ile salon sessizliğe bürünürken Arya kendini yere bırakmıştı, neyse ki Toprak abim yere düşmeden belinden yakalamıştı. "Abii, ben kimseye bir şey yapmadım." diyen Arya başını Toprak abimin omzuna yaslamış ağlarken abim ise Arya'nın terden yüzüne yapışan saçlarını çekiyordu. "Biliyorum abim, sen kimseye bir şey yapmazsın, benim minik kardeşim, masum meleğim." diyerek alnına öpücük kondururken bizde onların etrafına diz çökerek oturmuştuk.

"Babacım, rahatladın mı biraz meleğim?"

"İyiyim baba, bunu yapmak iyi geldi." derken bağırdığından ve ağladığından dolayı sesi kısık ve çatallı çıkıyordu.

Babam da Toprak abimin yanına oturarak Arya'yı kendine çekerek sıkıca sarıldı. "Baba, ben çok yoruldum." diyen Arya'nın sesi kısık çıkmıştı. Bu yorgunluk dolu sesi bu yaşadığı olaydan ziyade hayattaki tüm yorgunluğu yansıtıyordu.

"Kendini bana bırak meleğim, omuzlarındaki yükleri bana bırak. Üvey ailendeki abin ve baban hapse girdi, üvey annen içinde kanıtlar toplanıyor ve komşulardan ifade alınıyor yakında o da girer hapse. Birde geçen gün sana saldıran adamları Merve tutmuş, adamlar ifade verirken 'Merve Atakul tuttu bizi' demişler, yani o da çocuk suçları için olan cezaevine girecek az bir süre yatıp çıkacak. Ananen olacak kadın ve kuzenlerin de mahkeme kararı ile cezaevine sevk edildi. Hayatını, hayatımızı mahveden herkes yavaş yavaş çıkıyor yaşamımızdan." diyerek Arya'nın saçlarını okşayan babam ile Arya'nın gözünden düşen yaşlar biraz olsun dinmişti.

"Artık rahat mıyız, kimse bize zarar veremeyecek mi?" diyen Arya'nın sesine, küçük, umutlu bir çocuğun sesi yansımıştı. babam tebessümle başını iki yana salladı. "İzin vermem meleğim, kimse benim kızıma dokunamaz bundan sonra." diyerek oturduğu yerden hafifçe doğruldu.

"Hadi evimize gidelim artık, Arya'm da yorgun düştü." diyerek Arya'yı kucağına alan babamla bizde ayaklanarak yüzümüzdeki buruk tebessümle onları takip ettik.

    ********

Eve girmemiz ile hepimiz rahat nefes alıp kendimizi salondaki koltuklara atarken aklıma Arya'ya sardığım bandaj geldi.

Odamdan pansuman malzemelerini alarak tekrar salona dönmem ile bakışlar bana dönerken Arya'nın oturduğu koltuğun önüne diz çöktüm. "Sen uzan bende pansumanını halledip şu sargıyı çıkarayım güzelim." demem ile babamın dizine uzanarak tişörtünü sıyırırken bende malzemelerimi çıkartarak sehpaya dizdim.

Elimdeki makasla yavaşça bandajı keserken Arya canı yanmış olmalıki refleksle makas olan elimi tutarak inledi. "Sakin ol güzelim, çok az kaldı." dememle elini çekerken hızlıca bandajı çıkarttım.

Pansumanı yaptıktan sonra normal bandajlardan sararken Arya'nın "şey...ıhm ben duşa gireceğimde sıkıntı olur mu yara için." demesi ile bakışlarım onu buldu. "Yok çok sıkıntı olmaz da sen yine de dikkatli ol. Zaten bu bandaj o kadar çok su geçirmiyor, duştan sonra yanıma gel, sargını yenileyelim." dememle başı ile onaylarken yavaşça yattığı yerden kalktı. "Ben duşa girip yatarım o zaman, iyi geceler." hepimiz karşılık verirken Arya yavaş adımlar ile çoktan salondan çıkmıştı bile.

"Rahatladı biraz, iyi oldu bunu yapmamız." diyen Ayaz ile herkes başı ile onaylarken uzun bir sessizliğin ardından herkes yavaş yavaş odasına dağılmaya başladı.

Bende kullandığım malzemeleri çöpe atarak odama çıktım.

Arya ıslak saçları ile odama gelince pansumanını yapıp, tekrar bandajını sardıktan sonra tekrardan odasına gitmişti.

Bende gözlerimi kapatarak kendimi uykuya bıraktım.


oy vermeyi ve takip etmeyi unutmayın lütfen😇


Loading...
0%