Yeni Üyelik
39.
Bölüm

39. Bölüm

@sirius_70


Ayaz Soyer'den:


Demir'in sinir krizi geçirmesinin üzerinden sadece birkaç gün geçmişti, bu birkaç günde Arya ve babam ona çok destek olmuş ve bu da onun hemen toparlanmasına neden olmuştu.

Şimdi ise Poyraz abim bu haftasonu yurt dışına gideceği için erkenden doğum gününü kutlayacaktık. Babamlar onu oyalayabilmek için şirkete götürmüşler bende kutlayacağımız yerin yani bahçemizin süslemeleri ile uğraşıyordum.

Saat öğlen ikiye gelmişti ve babamlar akşam üzeri beşte burada olacaklardı.

Sadece abimin birkaç arkadaşı, aile dostlarımız gelecekti.

Biz bize olacağımız için kutlama yeri tutmaya ihtiyaç duymamıştık.

**** 

Herkes telaş içinde hazırlıkları yetiştirmeye çalışırken görevliler yiyecekleri ve içecekleri geniş masaya diziyorlardı.

Bende üzerimi değiştirmek için son kez hazırlıkları kontrol ederek odama çıktım. Arya ile uyumlu giyinmek istediğimiz için siyah rengi seçmiştik.

Hemen üzerime siyah gömleğimi ve siyah pantolonumu giydim. Parmağıma üzerinde Türk bayrağı olan yüzüğümü takarak, siyah kordonlu saatimi de bileğime geçirdim. Saçlarıma son kez şekil vererek boy aynasından kendimi inceledim, harbi yakışıklı adamdım hee.

Odadan çıkmam ile gözlerim Arya ile kesişirken ufak bir ıslık çalarak elinden tutup etrafında dönderdim. "Yavrum bu ne güzellik böyle, gözlerim kamaştı."

"Sizde çok şıksınız Ayaz Bey." diyerek gülerken gamzelerinden öperek kolumu omuzuna attım ve merdivenlerden onunla beraber inmeye başladım.

Demir giymiş olduğu takım elbise ile görevlilere talimat verirken bizi görmesi ile ikimizi de baştan aşağıya süzdü. "Ablam olmasan yavş*rdım sana da neyse. İyiki Asım ş*refsizi yok, seni böyle görse üzerine atlardı." diyerek söylenirken yanımıza gelip Arya'nın yanağına öpücük kondurmuştu.

"Hadi hadi oyalanmayın saat neredeyse beş olmuş, son kontrolleri yapalım." diyerek Demir'i ikizimden uzaklaştırarak bahçeye çıktım.

Tabi ki ikizimi kardeşimden kıskanmamıştım, sadece işlerin hızlanması gerkiyordu canım, yoksa niye şey yapayım.

*******

Her yerin kapıları ve perdeleri kapatılmış, evde kimse yok süsü verilirken babamlar bahçe kapısından gizlice yanımıza gelmişlerdi.

Poyraz Abim eve girdikten sonra bir süre etrafa bakmaya başladı, kimseyi göremezken merdivenleri çıkmaya başlaması ile endişeyle birbirimize baktık. İyide plan böyle değildiki, abim bizi arayıp bahçeye felan bakacaktı. Süprizin mahvolduğunu düşünüp hüzünle arkamı dönmemle görüş açıma elinde gitar, yüzünde maske ve başında şapka ile Arya girdi veya gölge mi demeliydim?

Bulduğu boş bir sandalyeyi bahçenin ortasına çekerken herkesin dikkati evde olduğu için kimse görmemişti.

Başını gitarına eğerek, yüzü görünmeyecek şekilde tıpkı Gölge gibi konuşmaya başlarken tek tek tüm şaşkın bakışlar ona dönmüştü.

Boğazını son kez temizleyerek "Evet Soyer malikanesinin doğum günü çocuğu Poyraz Soyer bahçeye bekleniyorsunuz." demesi ile evden bir gürültü koparken, basamaklardan düşen abim girdi görüş açımıza.

Hızla bahçe kapısını açıp dışarıya çıkarken bakışları etrafa değmeden direk gitarına bakan başı eğik gölgeyi bulmuştu. Kocaman olmuş gözleri şaşkınlık ve heyecanla parlarken, beyaz gömleğinin ilk iki düğmesini açmıştı çoktan.

"Evet, doğum günü çocuğumuz Sezen Aksu hayranıymış duyduklarıma göre, eee o zaman bize de en sevdiği şarkıyı söylemek düşer." diyen kişinin Arya olduğunu bilmeme rağmen sesi o kadar değişik çıkmıştıki ben bile bir ân Arya olduğundan şüphe etmiştim.

Gitarın melodisi kulaklarda hoş bir melodi bırakırken Arya'nın şarkıya girmesi ile içim huzur dolmuştu.

(Ne kadar doğum gününe uyan bir şarkı olmasada, bu sahneye uyan hiçbir şarkı bulamadım bende gözlerim ağrımaya başlayınca bildiğim bir şarkı olsun diyerek bunu koydum. Aklıma başka gelmedi vallaha)

Duydum ki el koynundan                         

Çok çabuk sıkılmışsın

Dönmek için bin çare

Bin yol arıyormuşsun


Duydum ki el koynundan

Çok çabuk sıkılmışsın

Dönmek için bin çare

Bin yol arıyormuşsun


Gel gör ki bende rüzgâr

En sert poyrazdan esti

Taze çiçeklenmiş bahar

Ayaza kesti


Gel gör ki bende rüzgâr

En sert poyrazdan esti

Taze çiçeklenmiş bahar

Ayaza kesti


İstemem artık geriye dönme

Dönersen bile bu evde sönme


İstemem artık geriye dönme

Dönersen bile bu evde sönme


Buz gibi soğuk suya benzer

İnan bitmiş her aşk

Tuz gibi bassan yarana

Derman olmaz sana


Ne narindir, ne haindir

Ne vefalı, ne zalim


Bir hasrettir, bir intikam

İhanetten geri kalan


Bir hasrettir, bir intikam

İhanetten geri kalan


İstemem artık geriye dönme

Dönersen bile bu evde sönme


İstemem artık geriye dönme

Dönersen bile bu evde sönme


Şarkı biterken etraftan şaşkın nidalar dökülmeye başlamıştı.

Poyraz abim ağzı açık bir şekilde gölgeye bakarken Arya önce maskesini daha sonra ise şapkasını çıkartarak başını gitarından kaldırdı. Poyraz abim geriye doğru sendelerken, yüzü çok komik bir hâl almıştı.

Toprak abim ve babam da şaşkınca etrafa bakarken, babam etrafa ekstra bu benim kızım bakışları da atıyordu.

Furkan abimin elindeki konfeti yere düşerken onunda Poyraz abimden pek bir farkı yoktu.

Kaan abim şaşkın değildi, yüzündeki gülümseme ile izliyordu.

"Doğum günün kutlu olsun abi." diyen Arya ile abimin gözünden bir damla yaş düşerken, hızla Arya'ya ilerleyerek belinden tutup kendine çekti. "Abim benim." diyerek kendine daha çok çekerken ikisinin de gözleri dolmuştu.

"Sen niye söylemedin bize gölge olduğunu?" diyen abimle Arya, abimden ayrılırken şapkasından dolayı bozulan saçlarını düzeltmeye başladı.

"Söyleyecektim, ama doğum gününün yaklaştığını duyunca sürpriz olsun dedim. Evdeki kuşlar bana bir Gölge hayranı olduğunu öttüler de."

Abim gülerken Arya'ya bir kere daha sarıldı. İkili ayrılırken Arya'nın bakışları Kaan abime döndü. Araları iyiydi ama hâlâ ufak da olsa bir soğukluk vardı.

"Meleğim."

"Abi." diyerek boynuna sarıldı. Abimde çok geçmeden Arya'nın beline sarılırken yüzümüzdeki gülümseme ile onları izliyorduk.

"Hadi pasta keselim." diyen Demir ile bakışlar ona dönerken herkesten ufak bir kıkırtı çıkmıştı.

Poyraz abim pastayı kestikten sonra pasta görevliler tarafından götürülüp, herkese yetecek kadar kesilerek getirilmişti.

*******

Geniş masada otururken Poyraz abim arkadaşlarının yanında babam ve biz ise ortakların yanındaydık. Arya ise içeriye gitmişti.

"Meleğim, gel seni ortaklarımızla tanıştırayım." diyen babam ile Arya'nın geldiğini anlarken tüm dikkatler ona çevrilmişti.

Arya babamın yanında dururken, babam bir kolunu Arya'nın beline atarak "Bak meleğim, bu kardeşim diyebileceğim tek dostum Semih, eşi Aslı, oğulları Aras ise Furkan abinden bir yaş küçük, ve bu küçük beyefendi ise Rüzgar, henüz bir yaşına yeni girdi." Diyerek kısaca tanıtmıştı.

"Merhaba Arya'cım babandan ismini çok duyduk ama tanışmak bugüne kısmetmiş, bana teyze veya abla diyebilirsin resmiyete gerek yok. Ve sesin muhteşemmiş canım." diyen Aslı abla ile Arya gülümsedi.

"Teşekkür ederim Aslı abla. Tanıştığıma memnun oldum." derken babam Arya'yı Semih Amca'ya yönlendirdi. "Kızım sen Semih'e dede de istersen, çok yaşlı bu adam." diyerek sesindeki alayla Semih Amca'ya bakarken Semih Amca sahte bir sinirle babama baktı.

"Hadi lan oradan senden küçüğüm ben, bana dede derse sana ne diyecek? Sen bana amca de Arya'cım."

"Memnun oldum Semih Amca."

"Bak güzelim Aras ile daha öncede karşılaşmıştınız ama pek iyi bir karşılaşma değildi. Aras ile aynı yaşta sayılırız, yakın arkadaşım olur kendisi." diyen Furkan abim ile Arya baş selamı vermişti.

"Abi demene gerek yok güzellik, lazım felan olur belki." demesi ile Kaan abim Aras'ın ensesine tokadı geçirmişti bile.

"Aras, kardeşimden uzak dur, tamam mı abiciğim?" diyerek sinirle tısladı.

Geveze dediğiniz kelime tam olarak Aras'a oturuyordu. Lüzumsuzun tekiydi ama katlanıyorduk işte.

Yakın bir zamanda Semih Amcalar ile sürekli yanyana olacaktık, evimizin yanına villa yaptırıyorlardı babamla daha yakın olabilmek için ve villa neredeyse bitmişti, sadece bir kaç eksiği vardı.

    *********

Gönül gözüm kapalı

Bilerek sana yazılıyorum

A penceresi aralı

Her yerine bayılıyorum


Yavrum baban nereli

Nereden bu kaşın gözün temeli

Sana neler demeli

Ay seni çıtır çıtır yemeli


Anam babam aman

Kaçın kurası bu

Ne baş belası bu

Gönül kirası bu


Anam babam aman

Kaçın kurası bu

Ne baş belası bu

Gönül kirası, ah


Aman bize nasip olur inşallah

Boyuna da posuna da bin maşallah

Senden gelecek cefalara

Nazlara sözlere sazlara eyvallah


Aman bize nasip olur inşallah

Boyuna da posuna da bin maşallah

Senden gelecek cefalara

Nazlara sözlere sazlara eyvallah


Gönül gözüm kapalı

Bilerek sana yazılıyorum

A penceresi aralı

Her yerine bayılıyorum


Yavrum baban nereli

Nereden bu kaşın gözün temeli

Sana neler demeli

Ay seni çıtır çıtır yemeli


Anam babam aman

Kaçın kurası bu

Ne baş belası bu

Gönül kirası bu


Anam babam aman

Kaçın kurası bu

Ne baş belası bu

Gönül kirası, ah


Aman bize nasip olur inşallah

Boyuna da posuna da bin maşallah

Senden gelecek cefalara

Nazlara sözlere sazlara eyvallah


Aman bize nasip olur inşallah

Boyuna da posuna da bin maşallah

Senden gelecek cefalara

Nazlara sözlere sazlara eyvallah

  

Arya bir yandan şarkıyı söyleyip bir yandan ise bahçenin ortasında Poyraz abim ile dans ederken izleyenler ise alkış tutuyordu.

Arya gece boyunca şarkı söyleyip sürekli bizden birileri ile dans ettiği için terden yüzüne yapışan saçlarını geriye doğru çekerek şarkıyı bitirmişti. "Vallaha benden bu kadar, iki dakika oturmadım yerime, birde şu ayağımdakiler var tabi, kimseyle sarılmıyorum çünkü acayip terledim, ben odama çıkıyorum hepiniz tekrardan hoş geldiniz ve iyi akşamlar." diyerek eve ilerlerken misafirler de yavaş yavaş dağılmaya başlamıştı.

   *******

Kısa bir duştan sonra üzerimi değiştirirerek Arya'nın yanına gitmeye karar verdim, bu gece ikizimle uyusam hiç fena olmazdı.

Odanın kapısına gelmemle hafif aralık kapıdan Poyraz abim ile Arya görünüyordu.

Abim Arya'nın ıslak olduğu belli olan saçlarını tararken bir yandan da konuşuyorlardı.

   "Abi?" 

"Söyle abimm." Abimin gözlerinin parladığını burdan ben bile görürken, heyecanı sesine yansımıştı.

"Gitmesen olmaz mı?" diyen Arya'nın sesi titrerken merakla abimin vereceği cevabı beklemeye başladım.

"İstemiyor musun gitmemi?" Arya başını iki yana sallarken gözünden akan yaş ile abime döndü. "Hem ben seni affettim, hemde ailemiz daha fazla dağılmasın." diyerek konuşurken abim Arya'nın alnına öpücük kondurdu.

"Yarın babamlarla konuşurum meleğim, burdan bir yönetici göndermesini isterim." demesi ile Arya sevinçle abimin üzerine atlarken ikisinin kahkahaları evi doldurmuştu.

"Hadi meleğim bugün yorulduk, yatalım artık." diyerek kendini yatağa burakırken Arya da yanına uzandı.

"En güzel doğum günümdü ve hayatımdaki en değerli hediyemi aldım, teşekkür ederim ayparçam." diyen abime, Arya uyku mahmurluğu ile çıkardığı mırıltılı sesler ile cevap vermişti.

Bana da odamın yolu görünmüştü.

  

Loading...
0%