Yeni Üyelik
4.
Bölüm

4. Bölüm

@sirius_70

Furkan Soyer'in anlatımından;


         Aradan uzun zaman geçmişti, annemler ile Merve yüzünden uzun bir süre yüzyüze görüşememiştik. Okullarımızın tatile girmesi ile abimler de bizimle beraber şirket işlerine biraz ara vermek istemişlerdi.


Annemleri ziyaret edecektik her ne kadar Merve'yi görmek istemesek de annem, babam ve Demir için birkaç gün katlanacaktık.


      Sürpriz yapmak istediğimiz için hiçbirine haber vermememiştik.


Uçaktan indikten sonra, yurt dışından getirttiğimiz geniş siyah arabamıza bindik. Şoför koltuğuna Poyraz Abim otururken Kaan Abim de onun yanına oturmuştu Ayaz ve ben ise arkaya oturmuştuk.


    Kulaklığımı takıp yorgunluğumun biraz geçmesi için indirdiğim şarkıların en sevdiğim listesine girdim. Gölge'nin şarkılarıydı her ne kadar kendisi şarkı yazmasa da her şarkıya ve ritme uyuyordu sesi. Gitarını da kendisi çalıyordu.


Yüzünü kimseye göstermiyordu bu yüzden gölge lakabını almıştı hayranlarından. En büyük hayranlarından birisiydim ve onu tanımak için her şeyden vazgeçebilirdim.


    Arabanın durması ile gözlerimi açıp etrafa kısa bir göz gezdirdim. Eve gelmiştik.


Valizlerimizi elimize alıp evin kapısına çevirdik adımlarımızı. Kapıyı hizmetçimiz olan Fadime Abla açmıştı bizi görünce şaşırsa da hemen kapıdan cekilip geçmemiz için müsaade etmişti.


     Salondan anne ve babamın konuşma sesleri geliyordu Poyraz ve Kaan Abim önden giderken Ayaz ve ben arkalarından onları takip ediyorduk. Salona adım atmamız ile ev şenliğe dönmüştü babam ve annem hepimize sıkıca sarılmıştı. Bir süre oturup sohbet etmiştik. Ortalıklarda ne Merve ne de Demir görünüyordu Poyraz Abim de fark etmiş olmalı ki anneme yönlendirdi sorusunu.


    "Anne Demir nerede?" Bunu dememiz ile babam sevinçle gülümserken annem ise hafif sıkıntılı hali ile babama çevirdi bakışlarını. Babam anlamış olacak ki ciddiyete bürünüp söze başladı.


  "Geçenlerde Merve kaza yaptığında hastaneye gitmiş ve Merve'ye kan vermek istemiştik ama amcanızın oğlu Salih kanlarımızın Merve ile uyuşmadığını söyledi. Merve ameliyattan çıkınca da gizlice kan örneği aldık. Merve bizim kızımız, yani sizin öz kardeşiniz değilmiş."


  " Nasıl böyle bir şey olur anlamıyorum yaa, o kız bize o kadar çektirdi, yalan mıymış bu yaşadıklarımız?" Dedi Kaan Abim sinirden yerinde duramazken.


    Haklıydı, çok çektirmişti Merve bize zamanında.


Ayaz gözleri dolu bir şekilde bana bakıyordu anlamıştım gözlerinden ne demek istediğini. Hissetmişti gerçek ikizinin Merve olmadığını ve bana söylemişti ama  terslemiştim ben onu, haklıydı Merve onun ikizi, bizim de kardeşimiz değildi.


    İçim umutlar ile dolarken annem ve babama çevirdim bakışlarımı annem ön yargılı davranmıştı büyük ihtimal gözlerindeki duygusuzluktan belliydi, ama babamın gözündeki parıltılar onu kabul ettiğinin en büyük kanıtıydı.


    Poyraz Abim'in anneme Demir'i sormasıyla yeni fark etmiştim onun yokluğunu, hepimizi anneme bakarken o burun kıvırıp babama çevirdi bakışlarını. Babam annemin yaptığını önemsemeden bize çevirdi bakışlarını "Ablası ile vakit geçirsin diye beraber dışarı yolladım."


   " Baba nasıl yaparsın böyle bir şeyi Merve'nin ona yaptıklarından sonra  onları nasıl yalnız gönderirsin?" Dedi Kaan Abim büyük bir öfkeyle.


   " Kaan sen kendi ağzınla diyorsun Merve yaptı Arya hiçbir şey yapmadı. Ona böyle ön yargılı yaklaşamazsınız." Dedi o da sinirine hakim olmaya çalışarak.


    Biraz sonra bahçe de duyulan motor sesi ile kısa bir sessizlik oluşurken babam sevinçle oturduğu yerde dikleşti. "Geldiler sonunda." Diyerek bize de belli etmişti sevincinin nedenini.


    Demir salon kapısından koşarak içeri geldi ve sevinçle hepimize sarıldı biz de karşılık vermiştik ama görünürlerde hâlâ Arya yoktu. Hepimiz sessizlik içinde beklerken adım sesleri ile odada kısa bir gerginlik baş göstermişti. Kafası yere eğik siyah uzun saçları yüzünü kapatıyordu kafasını kaldırıp saçlarını omuzunun kenarına atarken biz pür dikkat onu izliyorduk.


    Çok güzeldi, masmavi gözleri beyaz teni ve siyah saçları ile her kızı kıskandırabilecek potansiyelde güzelliği vardı.


   Kafasını kaldırması ile gözgöze gelmemiz bir olmuştu. Mavi gözleri boş bakışlar ile bizi süzüyordu. Gözleri hepimizde gezerken en sonda duran beni incelemeye başladı. "Abi......" dediğinde duyduğum kelime ile kalbim teklerken diğerleri şok olmuşçasına bir bana bir de Arya'ya bakıyorlardı.


Arya'nın tekrardan konuşmaya başlaması ile içimi hüzün kaplarken hâlâ  ona bakıyordum. "Abi, ben seni sonra arasam olur mu?" Diyerek kablosuz kulaklığını kulağından çıkardı ve babama çevirdi  bakışlarını.


     Babam olayı anlamış olmalı ki açıklamaya koyuldu. "Kızım Poyraz Abin 25 yaşında, Kaan Abin 23 yaşında, Furkan Abin 21 yaşında, Ayaz ikizin."


      Arya kaşları havaya kalkmış şaşkın bakışlarla tekrar hepimizi süzdü. Poyraz Abim ve Kaan Abim soğuk ve nefret dolu gözler ile ona bakarken onların bakış tarzına göz devirip bu sefer bana baktı hafif tebessüm etmemle sert bakışları yumuşadı bir ân gülümseyecek gibi olsa da  baş selamı vererek bakışlarını Ayaz'a yani diğer yarısına çevirdi. Ayaz gözleri dolu bir şekilde Arya'ya bakarken, Arya ona da kısa bir baş selamı verip beklemeye başladı.


    Demir'e baktığımda parıldayan gözlerle Arya'ya bakıyordu, bugün güzel bir gün geçirmişlerdi anlaşılan. Arya'nın bakışları Demir'i bulduğunda göz kırpıp odasına  çıkmak için izin istedi ve merdivenlere yöneldi.  "Merve ne kadar size kötülük yapmış olsa da Arya'ya sakın kötü bir imâ veya söz de bulunmayın, zaten iki günde anneniz ve Demir evden kovmaktan beter ettiler kızı." Diyen babam ile şaşkın bakışlarımız onu buldu.


     Demir az önce bu kıza parıldayan gözlerle bakmıyor muydu?


Evet, bakıyordu.


Nasıl evden kovmaktan beter etti o zaman?


   Babam daha fazla bir şey demeden odasına giderken biz hâlâ annem ve Demir'e bakıyorduk. Demir'in pişman olduğu her hâlinden belli oluyordu ama annem biraz yumuşasa da hâlâ aynı bakışlar ile düşünüyordu. Ben de daha fazla orada kalmadan odama çıktım.


     Rahatlamak için aldığım duş bedenime iyi gelirken kendimi yatağa bırakıp kardeşimi düşünmeye başladım, kız kardeşimi...


      Barış Ayaz Soyer'den


      Abimler ile annemlere süpriz yapmak için gelmiştik ama asıl süpriz bize olmuştu. Gerçekleri öğrenmiştik Arya benim gerçek ikizimdi, sevinmiştim çünkü Merve'nin ikizim olmadığını tahmin edebiliyordum.


    Salona giren Demir ve ardından ise Arya girmişti, sanırım hayatımda ilk kez erkek olduğuma lanet etmiştim. Benim kız halim karşımda duruyordu ve çok güzeldi. Resmen birbirimizin kopyasıydık.


    Babamın dedikleri ortama bomba gibi düşmüştü, Demir ve annem ön yargılı yaklaşıp kalbini kırmışlardı. Büyük ihtimal Kaan ve Poyraz Abim de öyle yapacaktı ama yanında ben olacaktım diğer yarımın.


    Babamın salondan çıkması ile annem ve abimler de çıkmıştı Demir de iyi geceler diyerek odasına giderken salonun lambalarını kapatıp odama geçtim. Kısa bir duş alıp gri eşofman ve beyaz tişört giyinerek odamdan çıkarak Arya'nın odasının önüne geldim. Işığı hâlâ yanıyordu, kapının altından çok az belli olsa da uyumuyordu yüksek ihtimal.


     Yavaşça kapıyı tıklatmam ile "Gelebilirsin." Diyerek seslenmesi bir olmuştu. Kapıyı açıp içeri girdiğimde pencereden manzarayı izliyordu. Bakışları pencereden yansımasından beni bulurken eli ile oturmam için tekli koltuğu işaret etti. Yavaşça koltuğa oturup onu izlemeye başladım.


   "Beni izlemek için gelmediğin çok belli, ne konuşacaksın?" Diyerek karşımdaki koltuğa oturdu.


   "Eski ailen ile aran nasıldı?" Diyerek ilk soruyu sorduğumda gözlerinde beliren kısa süreli nefretten sonra bakışları boş bakışlara döndü ve gözlerine dikti mavi gözlerini.  "İyi değildi." Dedi kısa bir cevap vererek. Umarım düşündüğüm şey değildir diyerek içimden geçirirken tekrar Arya'ya çevirdim gözlerimi.


    " Ben beş yaşından beri doktora gidiyorum kalp doktoruna, sürekli ansızın kalbime ağrılar saplanırdı ama annemler hep Demir'i kıskandığımı iddia ederlerdi. Haklılardı da önceden Demir'e çok zarar vermişim kendimi hasta gibi gösterirmişim, her zaman doktora giderdik ama doktorların hepsi bir sıkıntı olmadığını söyledi en sonunda da bir doktor psikolojik olabileceğini söyledi, bir yıl tedavi gördüm psikoloji de ama hâlâ ağrılar oluyordu." Dedim ve gözlerimi Arya'ya çevirdim merakla bana bakıyordu devamını bekler gibi. Daha fazla bekletmeden devam ettim konuşmama.


    "Birgün bir doktora gittim, 'aniden kalbime ağrılar saplanıyor, çok kötü oluyorum' dedim o da muayene etti yine bir şey çıkmadı, ama doktor benim için araştıracağını söyledi bir ay geçti aradan yine ağrılar oluyordu doktor aradı 'hastaneye gel, buldum sanırım'diye annemlere haber vermeden gittim gizlice hastaneye, girdim doktorun odasına. 'Tıpta her ne kadar olmasa da bazı kişilerde denenmiş bir deney var, ikiz hissi diye bir olay, bir kişi ikizine bir şey olduğu zaman kalbime âni ağrılar girdiği saptanmış, var mı senin ikizin?" Diyen doktor ile şaşırmıştım." Diyerek tekrar derin bir nefes aldım.


     Arya ise kafasında  bir şeyler hesaplıyordu büyük ihtimal. Daha sonra yüzünde derin bir hüzün, nefret ve dehşet oluşmuştu bakışları tekrar bana döndüğünde anlatmaya devam ettim.


  " 'Var' dedim doktora o da ondan kaynaklı olabileceğini söyledi. Ben de Merve'yi izlemeye başladım canı yanıyor mu diye, ama bazen ağrılar Merve yanımda gülerek telefonla konuşurken girerdi, şüphelendim Merve'den, ikizim değil mi acaba diye çok düşündüm. Değilmiş." Dedim gözlerine bakarken. Benim bakışlarımı kaldırmam ile yüzünü direk gizledi. Gözleri dolmuştu, olmuştu bir şeyler eskide ama ne olmuştu? Gözlerimin dolmasını ve sesimin titremesini umursamadan tekrar konuştum.


   "Arya'm, diğer yarım verdiler mi sana zarar, yaktılar mı canını güzelim?" Dedim cevabının hayır olmasını dileyerek.


    Ağzından kaçan hıçkırık ile gözümden akan yaş eş zamanlı zamanlı olmuştu. Oturduğum yerden kalkıp önünde diz çöktüm ama o bana bakmıyordu bile, sabahki sert bakışlı kız gitmiş yerine masum bir kız çocuğu gelmişti sanki. Yavaşça Arya'yı kucağıma aldım ve yatağa bıraktım bana arkasını dönerek göz yaşı dökmeye başlaması ile ben de yanına uzanarak arkasından sıkıca beline sarıldım.


      Uzun siyah saçlarını geriye doğru çektim ve boynuna bir öpücük kondurdum. Ağzından çıkan kıkırtı ile şaşkınca ona bakıyordum, boynundan tiki vardı. Onun gülümsemesi ile ben de gülümsedim. Kafamı boynuna gömüp kokusunu derince içime çektim. Aldığım nefesle burnuma dolan muhteşem koku ile bir kere daha nefes aldım. Huzur vardı, tamamlanmışlık hissi vardı artık içimde...


     Sessizce göz yaşı dökerken, hiç konuşmamıştık, biraz zaman geçmişti ki Arya'nın düzenli nefes alış verişinden uyuduğunu anlamıştım. Ne yapmışlardı da canı yanmıştı acaba? Benim kalbime saplanan ağrı nefes almamı engelliyorken o nasıl dayanmıştı bunca acıya?


     Ben hâlâ düşünürken Arya'nın nefes alış verişleri hızlanmış ve çok fazla terlemişti, hafif bir sesle bir şeyler mırıldanıyor ama ne dediğini duyamıyordum, kâbus görüyordu sanırım.Ne kadar seslensem de uyanmamıştı. Ne yapacağımı bilemez halde tekrar sıkıca sarıldım Arya'ya, hareketleri yavaşlayıp bir süre sonra durunca şaşkınlıkla ona baktım. "Öyle bakma, sarılman iyi geldi." Diyerek kafasını göğsüme koyarak kollarını belime saran Arya ile yüzümde oluşan gülümsemeyi saklama gereği duymadan gözlerimi kapattım.


   Sabah uyandığımda Arya yoktu yanımda, gözümü etrafta gezdirirken diğer yandan da yataktan kalkıp banyonun kapısına adımlayarak ismini seslendim, ama orada da yoktu. Banyonun kapısını açıp baktığımda yine yoktu, gözüm kapağı  açık olan gardropa değerken boş olan dolabı görmem ile başımdan aşağı kaynar sular dökülmüş kadar kötü olmuştum. Gitmişti, bizi bırakıp gitmişti. O da Merve gibiydi umursamamıştı bizi...


     Sinirle kendi odama geçip pijamalarımı çıkartıp gündelik bir pantolon ve tişört geçirdim. Kahvaltıya daha vakit vardı ama büyük ihtimal annemler salondaydı. Salona geçip bir köşeye oturdum, Poyraz Abim ile babam şirket hakkında konuşurlarken, annem, Kaan Abim ve Furkan Abim de kendi aralarında sohbet ediyorlardı. Demir ise büyük ihtimal uyuyordu. Ben de kimseyle konuşmak istemediğimi belirtmek istercesine elime telefonumu alıp oyuna girdim.


     Biraz zaman geçmişti ki annemin kahvaltıya çağırması ile telefonu sehpaya bırakıp ayağa kalktım. Yemek masasına otururken yemek odasının kapısında siyah eşofman ve siyah kapşonlu ceketi ile Arya belirdi. Ben şaşkınca ona bakıyorken, o duygu barındırmayan gözleri ile hepimize hitaben günaydın diyerek duş alacağını söyleyerek odasına çıkmıştı. Gitmemişti, ama dolabı boştu.


   Annemin konuşması ile düşüncelerimden sıyrılıp masaya ve konuşulan konuya odaklandım. "Ahmet sabah çıkmadan Arya ile karşılaştık dolabındaki tüm kıyafetleri valize doldurmuş, bana verdi 'ihtiyaç sahibine felan verin, gerçi içinde kumaş parçasından başka bir şey yok ama sizde kalsın benim kendime yetecek kadar kıyafetim var' dedi. Hanımefendiye kıyafet beğendiremiyoruz." Dedi burun kıvırarak.


     Annemin konuşmasını bitirmesi ile içeri önde Arya arkasından da Demir'in girmesi bir olmuştu, babam Arya'nın duyma ihtimaline karşı mahçup bakışlar atarken annem yemeğini yemeye devam etti rahatça.


  Arya üzerine koyu yeşil bir kargo pantolon, siyah boğazlı ince bir badi ve siyah havalı bir deri ceket giyinmişti.



    Saçlarını ise hepsini sağ omuzunda toplamış boynunun sol kısmını açıkta bırakmıştı. Aklıma boynundan huylandığı gelince yüzümde kısa bir gülümseme olmuştu.


      Hep beraber salona geçmiş sessizce oturuyorduk, ortam fazlasıyla gergindi ve bu beni ister istemez huzursuz ediyordu.


     Kaan Abim'in söze başlamasıyla tüm bakışlar onu bulmuştu. "Eee Arya kendinden bahsetsene biraz." Dedi. Hepimiz ona şaşkınlıkla bakarken o bizi umuramayıp direk Arya'nın gözlerine bakıyordu, nefretle. "Yani adımı,soy adımı, yaşımı zaten biliyorsunuz fazladan bir bilgiye gerek yok. " diyen Arya ile Kaan Abim bozulsa da belli etmeyip tekrar konuştu. "Ama öyle deme Aryacım biz senin aileniz, neleri sevdiğini, hobilerini, fobilerini söyle bize biraz."


     "Gözlerindeki şeytani parıltıları görmeyecek kadar kör değilim Kaan, bu yüzden fobileri geçiyorum hobiler kaykay felan yaparım genelde ya da spor felan sevdiklerime gelirsek beni seveni ya da değer vereni severim, ama üzücü bir haberim var sana sen bu listede yoksun, yemek ayırt etmem ama ekmek tüketmiyorum yani bu kadar." Dedi oturduğu koltukta geriye yaslanırken. Abim üzerine gidip açığını bulmaya çalışıyordu ama bulamazdı çünkü Arya zeki bir kızdı kolay kolay kimseye kendini ezdireceğe benzemiyordu.


     "Dııııtttt, Yanlış cevap sevdiklerin arasında sevgililerini saymayı unuttun canım." 


    "Bir ara beni de tanıştır sevgililerimle, ben de merak ettim kimmiş onlar." Diyerek Kaan Abim'e dikti gözlerini.


     "Kaan kardeşin hakkında doğru konuş." Diyen babamla Kaan Abim bir hışım ayağa kalktı. "Benim kardeşlerim belli baba, o pisliği bana savunma." Diyerek işaret parmağı ile Arya'yı gösterdi.


     Arya hızla yerinden kalkıp Kaan Abim'in yakasına yapıştı. "Geldiğimden beri bi afralar bi tafralar, ne lan bu, ben senin ergence hareketlerini çekmeye gelmedim bu eve. Annen beni istemiyor evde, Demir desen akşam abla deyip sabah yüzüme bakmıyor, Ayaz zaten ne istediği veya yaptığı belli değil, Furkan desen akşam yüzüme gülüyor ertesi gün suratıma bakmıyor, sen ve Poyraz zaten hiç istemiyorsunuz, yeterince belli ettiniz istenmediğimi, git deseniz giderdim, gurursuz değilim, kalp kırmanıza gerek yok. Bir tek babanız istiyor beni bu evde, o da zorla tutuyor, yarın polisle kapıma dayanmayacağını bilsem ben de defolup olup gitmek taraftarıyım ama olmuyor işte." Diyerek derin bir nefes aldı ve nefret dolu bakışlarını dikti hepimize, doğru söylüyordu hepimiz bir öyle bir böyle davdanıyorduk ona karşı.


     Arya gözlerini bir yere dikip bakmaya başladığında kafamı baktığı yere çevirdim.


    Ama beklediğim şey boş gözlerle Arya'ya bakan bir Toprak Soyer değildi...


Loading...
0%