@sirius_70
|
Koşar adım son hazırlıkları da yaparak heyecanla Karan'ı beklerken çalan kapı ile beklemeden açmıştım. "Naptın güzelim?" Diyerek alnıma öpücük kondururken kollarını sıkıca belime dolamış ve açık kalan kapıyı kapatmıştı. "İyiyim hayatım, sen naptın, çok yoruldun mu?" "Biraz yoruldum bitanem ama şimdi kucağına kıvrılıp yatsam geçer yorgunluğum." "Yemek yiyelim önce bitanem." Diyerek kolundan tutup onu masaya çekerken sessizlik içinde yemeğimizi yemeye başladık. Heyecandan elim titrerken bir ân önce yemeğin bitmesini bekliyordum.
......
Salonda otururken, bir yandan da dizime uzanmış olan Karan'ın saçlarını okşuyordum. "Keşke üzerini değiştirseydin bitanem, böyle rahat edemezsin." Diyerek mırıldanarak ona baktım. Siyah gömleği yattığından dolayı gerilmiş, kaslarını ortaya seriyordu. Yan bir şekilde yüzü karnıma doğru yatmış, elinin biri ise belimdeydi. "Karan." Diyerek fısıldarken bakışları bana döndü. "Gözleri güzel mi?" Diyerek tebessüm ederken bakışları anlamsızca yüzümde gezindi. "Kimin gözleri güzelim?" "Bebeğimizin." Anlamsızca mırıldanarak "Sana benzerse eminim çok güzel olur sevgilim." Demiş ve iyice kucağıma yerleşmişti. "Maalesef bunu öğrenmek için 8 ay kadar beklememiz gerekiyor." Diyerek mırıldanırken dikkatlice Karan'ı izliyordum. "Evet güzelim, ama dayanabiliriz sanırım." Diyerek mırıldanırken kapalı gözleri yavaş yavaş açılmış ve kısa bir ân karnıma bakarak başını bana çevirmişti şaşkınlıkla. "8 ay derken bitanem?" Diyerek şaşkınca bana bakarken dolu gözlerimle ufak bir tebessümle ona baktım. "1 aylık hamileyim." Diyerek fısıldarken bakışları heyecan dolu bir hâl almış ve hızla yanıma yaklaşarak sıkıca sarılmıştı. "Neden daha önce söylemedin bebeğim, daha dikkatli davranırdık." "Bir kaç haftadır midem bulanıp, başım da dönünce bugün hastaneye gittim, orada öğrendim bende." Diyerek göğsüne sokulurken. Eli yavaşça karnımın üzerine gelerek hafifçe okşamıştı. "Baba mı olacağım şimdi ben?" "Evet, sanırım bende anne." Derken kahkaha atarak ayağa kalkmış beni de kucağına alarak sıkıca sarılmış ve etrafımızda dönmemizi sağlamıştı. "Teşekkür ederim güzelim, beni böyle bir makama çıkardığın için çok teşekkür ederim." Diyerek sevinçle bağırırken koşar adım bahçeye çıkmıştı. Üzerindeki ince gömleği ve dışardaki karı umursamadan çıkarken ben de şaşkınca peşinden çıktım. "HERKES DIŞARI ÇIKSIN." Diyerek bağırırken şaşkınca evlerin açılan kapısından dışarı çıkan babamlara ve Aslı annemlere baktım. "Noluyor damat, ne bu gürültü?" Diyen babam çattığı kaşları ile Karan'a bakarken, Karan koşarak yanına giderek "Dede oluyorsun baba." Diyerek sevinçle bağırmış ve donakalan babamı umursamadan arkasında şaşkınca onları izleyen abimlere dönerek. "DAYI OLUYORSUNUZ LAN, DAYI. " diyerek sevinçle bağırmıştı. Şaşkınlıkla onları izlerken kısa bir süre içinde kendilerini toplamış ve bağırarak hepsi kümelenmiş bir şekilde zıplıyorlardı. "Ayy çok sevindim canım, sana çok iyi bakmamız lazım." Diyen Aslı anne sevinçle bana sarılırken bende karşılık vermeyi ihmal etmemiştim. "Her zaman yanında olacağım canım." Diyerek mırıldanırken kollarımı daha sıkı sardım bedenine. Olmayan annem olmuştu benim bu süre içinde, her zaman destek olmuş sanki öz annem gibi ilgi göstermişti. "Bebeğim." Diyerek mırıldanan babam ile Aslı annemden ayrılırken kendimi onun kollarına bırakmıştım. "Belki senin çocukluğunu görüp, babalık yapamadım ama. Torunumun her ânına şahit olup onu en ufak bir şeyden bile koruyacağım. Çok sevindim babacım." "Baba." Diyerek sessizce fısıldarken kolları daha sıkı sarmıştı bedenimi. "Söyle babam." "Ben nasıl anne olunur bilmiyorum ki. Ya iyi bir anne olamazsam." Diyerek fısıldarken acıyla yutkunduğunu duymuştum. "Sakın öyle düşünüp de kendini de torunumu da üzme, sen dünyanın en harika annesi olacaksın." Diyerek alnımı öpmüştü. "Ooo güzel kızım benim, ben şimdi dede mi olacağım?" Diyerek beni babamın kolları arasından çeken Semih babam ile gülerek göğsüne sokuldum. "Güzelim benim, sağ salim gelsin inşallah torunum." "İnşallah baba." Derken tek tek abimler ile de sarılmıştık sıkıca. "Benim küçük meleğim, anne mi olacak?" Diyerek göğsüne çeken Toprak abime daha da sokulurken hâlâ buz gibi havada dışarıda duruyorduk. Tek sorunsa kimsenin üzerinde kalın bir şey yoktu, herkes incecik giyinmişti ev sıcak olduğu için. "Artık eve mi geçşek, çünkü yengem soğuktan titriyor." Diyen Aras ile herkes daha yeni aklına gelmiş gibi vedalaşarak ve son kez hayırlı olsun diyerek evlerine geçerken bizde geçmiştik. "Özür dilerim bitanem, heyecandan ne yaptığımı bilemedim. Çok üşüdün mü?" "Yok hayatım, çok üşümedim." Diyerek kapıyı kapatmış ve kendimi salondaki koltuğa bırakmıştım. Karan da biraz sonra elindeki kalın yorgan ile yanıma gelirken yanıma oturmuş ardından ise beni kucağına çekerek sıkıca yorgana sarmıştı. "Canlarım benim." Diyerek sıkıca beni kendine çekerek sarılırken bende göğsüne sinerek sessizce huzur içinde beklemeye başladım. "Yarın hastaneye gidelim güzelim, genel bir kontrol yaptırıp ne yapmamız gerektiğini soralım doktora." "Yarın sabah davaya gideceğim bitanem, öğleden sonra boşum." Derken başıyla beni onaylamıştı. "Tamam bebeğim ben seni alırım arabayla, bir süre baş dönmelerin geçene kadar araba kullanmanı istemiyorum. Size zarar gelmesin." "Olur, ben sana sabah dava bitince haber ederim."
.........
4 Ay sonra
Hızlı bir şekilde kahvaltıyı hazırlamaya çalışırken bir yandan da Karan'a sesleniyordum. "Karan hadi artık geç kalacağız." "Geldim güzelim geldim, dosyaları bir türlü bulamadım." Diyerek arkamda sıkıca sarılırken elleri her zamanki gibi karnımı bulmuştu. "Günaydın babacım." Diyerek karnımı dairesel hareketlerle okşarken hissettiğim şey ile şaşkınca Karan'a döndüm. "T-tekme attı." Diyerek fısıldarken şaşkın bakışları beni bulmuştu. "B-bende hissettim, bu çok güzel." Diyerek o da benim gibi fısıldarken eli daha fazla hissetmek ister gibi yine karnımı okşamaya başlamıştı. "Hadi bebeğim, babana bir tekme daha at." Diyerek sabırsızca beklerken bende elimi karnıma sardım. İkinci bir darbe de gecikmezken, heyecanla Karan'a dönerek sarıldım. "İlk tekmesiydi." Diyerek fısıldarken yüzümdeki gülümseme ile sevgilime baktım. "Evet bitanem, çok güzeldi." Diyerek boynuma öpücük kondurmuş ve ikimizide sofraya yönlendirmişti. "Ben yemeyeceğim hayatım, hastane randevusu var bugün, kan tahlili felan derken aç gitmem gerekiyor." Diyerek çayını da masaya bırakırken beni başıyla onaylamıştı. "Tamam güzelim, beraber gideriz sen üzerini giyin ben toplarım buraları." "Peki." Diyerek saçlarına ufak bir öpücük kondurarak yukarı çıktım. Kıyafetlerim artık olmadığı için Karan ile yeni aldığımız kıyafetlerden siyah askılı diz kapaklarımın biraz üzerindeki elbisemi giyerken ayağıma beyaz spor ayakkabılarımı giymiştim. Hâlâ yemek yiyen Karan'a kısa bir bakış atarak. "Hayatım ben beş dakika babamların yanına gideceğim yemeğin bitince çıkalım. "Tamam güzelim, selam söyle." Derken başım ile onaylayıp evden çıktım. Yaz ayında olduğumuz için babamlar bahçede kahvaltı yaparken yanlarında Semih amcalar da vardı. "Herkese günaydın." Diyerek babamın yanındaki boş yere otururken onlardan da aynı şekilde karşılık almıştım. "Nasılsın bebeğim?" Diyen babam çayını bırakarak eliyle saçlarımı okşarken sandalyemi yanına yaklaştırarak başımı göğsüne yasladım. "İyiyim babacım, sadece acıktım." Diyerek iştahla sofradaki yiyeceklere bakarken kendimi tutmam gerekiyordu. "Neden aç duruyorsun güzelim, bir şeyler atıştırsaydın keşke, ben sana hemen tabak getireyim." Diyen Aslı anne ayaklanırken başımı olumsuzca salladım. "Yok anne getirme, bugün randevuya gideceğiz, kan tahlili felan yapacaklarmış aç gitmem gerekiyor." Babam saçlarıma öpücük kondurarak elini karnıma dolarken torununu hissetmeye çalışıyordu. "Benim minik torunum acıkmış mı?" Diyerek karnımı okşarken yediğim tekme ile gülerek babamın karnımda duraksayan eline baktım. "O neydi?" Diyerek şaşkınca bana bakarken kıkırdayarak göğsünden kalktım. "Torunun bu sabah tekme atmaya başladı." Diyerek gülerken herkesten sevinç nidaları yükselmişti. Toprak abim elini karnıma koyarken bir süre tekmeyi bekledi. "Hadi dayıcım, bir tekme de bana at." Diyerek karnımı okşarken gelen tekme ile gülerek başını karnıma yaslamıştı. "Şimdiden anlaşalım annenin canını yakmak yok." Diyerek mırıldanarak diz çöktüğü yerden ayaklanarak sandalyesine otururken gülerek ona bakmıştım. "Bende hissedeceğim torunumu." Diyerek ayağa kalkan Aslı annem yanıma gelip diz çökerken Semih babamda gelmişti. "Karnına dokunabilir miyim güzelim?" Diyerek bana bakan babamın düşünceli hâline ufak bir tebessüm ederek başımı evet dercesine sallamıştım. İkisinin eli de karnımı bulurken heyecanla beklemeye başlamışlardı. Karnıma elimi götürerek hafifçe okşarken yeni bir tekme darbesi ile gülerek onlara bakmıştım. "Dedecim, ne kadar güçlü tekme atıyorsun sen öyle." Diyen Semih babam şaşkınca karnıma bakarken gülerek ayağa kalkmış ve tekrar yerine geçmişti. Aslı anne de şaşkınlığını atlatıp yerine geçerken. Bizim evin açılan kapısını duymam ile ayaklanacakken Toprak abim kolunu belime dolayarak kalkmama yardım etmişti. "Günaydın herkese." Diyen sevgilim kolunu belime sararak elini karnıma koyarken yeni bir tekme istercesine karnımı okşuyordu. Gülerek onlarla sohbet ederken ağzıma gelen acı sıvı ile Karan'ın kolları arasından koşar adım çıkarak eve kadar dayanamayacağımı bildiğim için duvarın yanındaki ağacın önüne hızla diz çökerek akşam yediğim şeylerin hepsini çıkarmıştım. Saçlarımı toplayan Karan midemde bir şey kalmadığını anlayarak beni kucağına alırken yorgunca omuzuna yattım. "İyi misin bebeğim?" Diyen babam masadan aldığı peçete ile ağzımı silerken yorgunca başımı salladım. Karan beni kucağından indirmeden sandalyeye otururken babamların etrafımda olduğunu hissediyordum ama gözümü açmak istemiyordum. Ne zaman kussam üstüme bir halsizlik çöküyordu. "Anne, bulantıları niye hâlâ geçmiyor?" Diyerek söylenen Karan saçlarımı kulağımın arkasına doğru çekerken Aslı anne cevap veremeden babam vermişti. "Annesi gibi aynı, o da tüm hamileliklerinde dokuz ay boyunca mide bulantısı çeker, sürekli çıkarırdı midesindekileri." Derken sesinde hiçbir duygu yoktu. "K-karan, su." Diyerek fısıldarken Karan masadan aldığı bardağı ağzıma tutmuştu. İçmeyecektim, sadece ağzımı çalkalayacaktım. O acı tat tekrar midemi bulandırsın istemiyordum. Karan ne yapacağımı anlamış olmalı ki beni sırtımdan destekleyerek kaldırırken su bardağını ağzıma tutmuştu. Ağzımı çalkalayarak acı tattan kurtulurken kendimi tekrar Karan'ın kucağına bırakmıştım. "Dayıcım hani anneyi üzmek yoktu." Diyen Toprak abim önümde diz çökmüş şiş karnımı okşarken ufak bir tebessümle ona baktım. "Ablamı üzme bak dayıcım, valla yeğenim demem döverim seni hee." Diyen Demir de elini karnıma koyarken bebeğim sinirlenmişçesine sürekli tekme atıyordu. "Kızdırdınız bebeğimi." Diyerek kıkırdarken onlarda tebessüm etmişti. "Hadi bitanem randevuya geç kalmayalım, zaten yediklerini de çıkardın, daha fazla aç kalmanı istemiyorum." Diyen Karan beni dikkatlice yere indirerek ayaklanırken babamların dikkat edin söylenmeleri ile evden ayrılmıştık.
.......
Sessiz geçen yolculuğun ardından hastaneye yaklaşmamıza rağmen yavaşlamayan Karan'a ne oldu dercesine bakarken, onun korku dolu bakışları arabada geziniyordu. "Frenler tutmuyor, kemerini bağla ve sıkı tutun güzelim, elimden geldiği kadar yavaş çarpacağım." Diyerek endişeyle bağırırken hızla önce zor da olsa Karan'ın daha sonra ise kendi kemerimi bağlayarak sıkıca torpidoya tutundum. Araba şiddetle sağa sola savrulurken kolumun birini Karnıma dolayarak bebeğimi korumak istercesine sıkı sıkıya sardım. Araba çok bir süre geçmeden büyük bir gürültüyle bir yere çarparken son hatırladığım başımı cama çarpmam ve üzerimize sıçrayan cam parçalarıydı. |
0% |