@sirius_70
|
Furkan Soyer'den: Çalan alarm sesi ile yataktan kalkarken, dışarıda adım sesleri duyuluyordu. Neden bu kadar erken kalkmak zorundaydık ki, bu yaşıma geldiğim halde hâlâ erken uyanmaya alışamamıştım. Okulum bitince kendime klinik açıp geç saatlere kadar uyuyacaktım. Yoksa başka türlü uyku haramdı bu öğrenci milletine. Yatakta fazla oyalandığımı düşünerek kalktım ve lavaboya girdim. Kısa bir düşünmenim ardından üzerime siyah kot pantolon ve beyaz bir gömlek giymiştim. Siyah kordonlu saatimi bileğime takarken beyaz spor ayakkabılarımı giyerek kendimi dünyanın en yakışıklı insanı yapmıştım. Zaten öyleydim ama neyse. Telefonumu cebime koyarak odamdan çıkıp, merdivenlere yöneldim. Arya üzerinde formasıyla çantasını dolabın üzerine bırakırken bakışları beni buldu. Baştan aşağı mavi gözleri ile beni süzerken, ufak bir ıslık çaldı. Dudakları ağlayacak gibi büzülürken gözlerini kapatmıştı. "Aslında sen üveysin Furkancığım, ben daha yeni öğrendim bu aileden olduğumu üvey olma ihtimalim yok yani, o yüzden sen üveysin. Üvey abiyle evlenmek haram değilmiş biliyor musun? Bu konuda ne düşünüyorsun?" diyerek saçlarını geriye atarken kahkahama engel olamamıştım. "Sen yine kime yürüyorsun Arya, abimlerden uzak dur artık." diyerek içeriden bağıran Ayaz ile gülerek Arya'yı kendime çektim. "Bende kardeşim olmasan seninle evlenmek isterdim ama maalesef güzellik, her istediğimiz olmuyor." diyerek saçlarına ufak bir öpücük kondurdum. Merdivenlerden inen Toprak abime dönmemizle onun bakışı ikimiz arasında gidip gelirken giydiği takım elbisenin içinde karizmatik duruyordu, kimin abisi sonuçta. Arya kolumun altından çıkıp Toprak qbimin yanına ilerledi. "Toprakcığım bugün boş musun acaba?" Abimin kaşları havaya kalkarken Arya'yı belinden tutup kendine çekerek saçlarına öpücük kondurdu. "Şirkette birkaç işim var, hayırdır yavrum, bir şey mi oldu?" "Yok canım bir şey olmadı, sadece müsait olduğun bir ân nikah dairesine gidelim diyecektim." derken saçlarını savurmuştu. Biz onun bu hâline gülerken o ise somurtuyordu. "Üzülme meleğim hiçbir zaman evlenmeyeceğim ve evlenmeyeceğin için sürekli beraber olacağız." diyerek bizi kahvaltı masasına yönlendiren abim ile yerlerimize geçtik. Kısa sürede kahvaltımızı yapıp evden çıkarken Ayaz dün ki baş ağrısından sonra biraz üşüttüğü için okula gitmeyecekti. Bu yüzden Arya ve Demir ile evden çıktık. ********* Okulda Aryalar ile vedalaşıp üniversiteye geçerken Kaan'ın bozuk morali gözümden kaçmamıştı. "Hayırdır abi senin moralin niye bozuk?" Bakışları beni bulurken sıkıntılı bir nefes aldı. "Yan sınıftan Ateş ile kavga ettik, adam çekemiyor beni. En ufak bir şey de saldırmaya çalışıyor. Çocuk zaten psikopat. Geçen gün de annem ile ilgili bir şeyler zırvaladı, yok biriyle yatmış da, yok babamı aldatmış da felan filan işte, ona canım sıkıldı." diyerek arabadan indi. Bende peşinden inerken sıkıntılı bir nefes aldım. "Demir geçen gün kriz geçirdiğinde, anneme gitmişler Arya ile, annem de bunu itip kakmış, sonra odadan da üstü çıplak biri çıkınca bizimki bağırmış felan annem tokat atacakken Arya tutmuş." diyerek anlatırken abimin kaşlarının ân ve ân çatıldığına şahit oldum. "Bende kendimi adama savunuyorum, annem öyle değil diye, meğer varmış bir bildiği de konuşuyormuş." diyerek sinirle tıslarken gözlerinden akan öfke beni bile korkutmaya yetmişti. "Takma kafana abi, zaten boşandılar, Mardin'e geri dönecek mecburen. Orda da aşiret ağaları izin vermez artık böyle bir şey yapmasına." derken abim başı işe beni onaylayarak kendi fakültesine gitmişti. Ben de kendi fakülteme geçerek bugün ki ilk dersim için sınıfıma gitmiştim. ******* Dersim bittiğinde bahçeye çıkarak banklardan birine oturdum, abimin ve çocukların bir saatleri kaldığı için onları bekleyecektim. Elime telefonumu alarak biraz takılmaya başladım. Bir süre sonra omuzuma değen el ile irkilerek başımı kaldırdım. Demir üzerinde spor kıyafetleri ile nefes nefese bana bakıyordu. "Abi seslendim ama duymadın, biz hocayla birlikte ilerideki geniş spor salonuna gideceğiz. Diğer okullar ile maç var ya antremen yapacağız. Kantinden bir şeyler yedim ben, akşam da geç olmadan gelirim. Ablam derste diye haber veremedim sen söylersin ona da. Hadi görüşürüz." diyerek ileride onu bekleyen arkadaş grubu ve hocasına doğru koşmaya başladı. O kadar hızlı konuşmuştu ki bir şey demeye fırsatım bile olmamıştı. Bir süre arkasından bakarak tekrar telefonuma döndüm. Saati görmemle şaşkınca bakakaldım neredeyse derslerinin bitmesine 7-8 dk kalmıştı. Vaktin geçmesi için bir kaç dakika daha telefona bakmaya başladım. ******** Çalan zille oturduğum yerden kalkarak üzerimi düzelttim. gönderilen: Arya Bebeğim Demir arkadaşları ile antrenmana gitti, onu beklemeden fakültenin oraya gel. Diye yazarak abimin arabasına doğru ilerlemeye başladım. Bir süre sonra gelmeyince fakültesine doğru ilerlemeye başladım. Normalde okuldan ilk çıkan adamın gelmeyeceği tutmuştu resmen. Fakültenin oraya bakarken hâlâ görünmeyen abim ile biraz daha ilerledim. Fakültenin arka kısmından gelen sesler ile koşar adım oraya ilerlerken görüş açıma Kaan abim girmişti Duvara yaslanmış sinirlendiği zaman yaptığı gibi ayağını yere vururken karşısında sırıtarak bir şeyler söyleyen Ateş'i buldu bakışlarım. Ne söylediyse abimin elleri yumruk olurken birden Ateş'e yumruk atması ile koşar adım yanlarına ilerledim. Teke tek olsa karışmazdım ama Ateş şerefsizinin yanında altı kişi daha vardı. Hepsi birden abime çullanırken koşarak bende kavgaya daldım. Şerefsizler hem sayı olarak hemde fiziksel olarak bizden daha güçlü ve büyüklerdi. Kaşıma yediğim yumruk darbesi ile karşımdakini yumruğum ile yere sererken arkamdan yediğim tekme ile yere düşmüştüm. Abim görebildiğim kadar hâlâ direnirken onun da yüzünün bir kaç yerinde kan vardı. Karnıma yediğim tekme ile inlerken önümdeki adamın diz çökmesi ile başımı kaldırdım Arya adamın diz kapağına tekme atarak dengesini bozmuştu. "Şerefsizler ikiye yedi dalmak ne lan." diyerek o da kavgaya girerken zorlukla düştüğüm yerden kalkarak bende kavga etmeye devam ettim. Adamlar dokuz canlıydı resmen, biri düşerken diğeri kalkıyor, diğeri düşerken öbürü kalkıyordu. Hâlim kalmamıştı artık bir yumruk daha atmaya, ama elimden geleni yapıyordum. Hepimiz son güçlerimizle direniyorduk, daha doğrusu direnmeye çalışıyorduk. Abimle hem kendimizi hem de Arya'yı korumaya çalışıyorduk ama şerefsizler erkek, kadın demeden önüne gelene vurdukları için Arya da yaralanmıştı. "Yeter lan ikinizde durun yoksa kızı öldürürüm." diyen kişi ile hızla kavgadan sıyrılıp sese doğru gittim, abim de peşimden geliyordu. Ateş'in sağ kolu diye anılan Tolga bir kolunu sıkıca Arya'nın boynuna dolamış diğer elindeki bıçağı boynuna bastırıyordu. "Tolga tamam bırak Arya'yı, bana yapın ne yapacaksanız." diyen abime alaylı bir gülüş gönderirlerken Tolga bıçağı biraz daha bastırmıştı Arya'nın boğazına. "Yok öyle Kaan efendi, kavga edip edip sıyrılmak yok öyle, yazık olacak bu güzelliğe." diyerek hafifçe gülümsedi. Arya'ya baktım bir süre, kaşından yanağına süzülen kan ve hafifçe moraran çenesi ile bize gülümseyerek bakıyordu. Ben neden gülümsediğini anlamaya çalışırken boğazını temizledi ve elini hafifçe Tolga'nın koluna doladı. "Ben daha kavga bitti demedim, daha yeni başlıyoruz beyler nereye hemen. Daha karpuz kesecektik." diyerek bıçağı avuçladığı gibi Tolga'nın elinden kurtulup karnına tekme attı. Biz şaşkınca ona bakarken koşarak bize doğru gelen kişiyle dikkatimizi geri topladık. Yaklaşan kişi tanıdık gelse de bunu sorgulamak için uygun bir zaman olmadığını varsayarak kavgaya geri döndüm. Bu sefer uzun sürmeden kısa sürede biten kavga ile kendimi yere bırakırken derin bir nefes aldım. Yorulmuştum. Kaan abim de kendini yere bırakırken bakışlarım Arya ve arkasında duran adama kaydı. Hâlâ kim olduğunu çözememiştim. Arya geriye doğru sendelerken âni bir refleksle arkadaki adam belinden tutmuştu onu. Endişeyle yerimizden doğrulup yanına giderken beline elimi sararak kendime çektim. Kaan abim öylece durmuş adamı incelerken birden gözlerini kocaman açarak şaşkınca ve sevinçle bakmaya başladı karşımızdaki adama. "Karan, kardeşimm." |
0% |