Yeni Üyelik
44.
Bölüm

44. Bölüm

@sirius_70

Gece Arya Soyer'den:

"İntihar etmekten vazgeçip değişmene sevindim. Ama keşke kendin olarak kalsaydın, kimse senin değişmene değmez."

Karşımdaki adamın kaşları şaşkınlıkla havaya kalkarken yavaşça ondan ayrıldım.

"Beni hatırlayacağına ya da tanıyacağına pek imkan vermiyordum açıkçası." diyerek şaşkınlığını dile getirirken yüzümde bir gülümseme oluştu.

"Ben insanların görünüşüne değil, gözlerine ve gözlerindeki acılara bakarım. Sana o gün söylediğimi hatırlıyor musun? 'Her şey dış güzellik değildir ki olsa bile senin o iki gözünün rengi her şeye bedel bir güzellikte.' şaka yapmamıştım gözlerin gerçekten de güzel ve hâlâ aynılar." diyerek sessizliğe gömüldüm, çünkü yanımıza abimler gelmişti.

"Gel meleğim, eve gidelimde dinlen artık." diyerek belimden destek veren Poyraz abiim ile yürümeye başladık arkadan abimlerin konuşma sesi geliyordu kısık da olsa. "Sağol Karan, çok yardımcı oldun kardeşim." dediğini duymuştum en son Kaan abimin.

Arabaya binip eve gelmemiz kısa bir sürede gerçekleşmişti. Babam, Kaan abimler ile konuşmuş olmalı ki bana hiçbir şey sormamıştı.

Arabadan Toprak abimin yardımıyla inip eve doğru ilerlemeye başladık. Normalde kendim yürürdüm ama hâlâ başım dönüyordu ve bir şey yemeden geçeceğini sanmıyordum.

Babam önden gidip kapıyı çalarken görevliler çok geçmeden hemen açmıştı.

Abim beni salona yöneltirken adımlarımı durdurarak engel oldum. "Abi, önce bir duş alayım, çok terledim rahat edemem." dememle beni kucağına alırken sıkıca boynuna sarıldım. Başımı omuzuna yaslarken merdivenleri izliyordum öylesine boş boş.

Odaya gelince abim beni bırakıp çıkmıştı rahat edebilmem için.

Toprak abimin çıkması ile banyoya girerek elimden dolayı zorla üzerimi çıkartıp ılık bir duş aldım. Alnımdaki yaraya ve elimdeki yaraya poşet sardığım için su değmemişti.

Tekrar kıyafetlerimi giyerken fazlasıyla zorlansamda yardım istemekten çekindiğim için kendim giyindim.

Altıma siyah bir tayt giymiştim üzerime ise abimin sweetlerinden giyeceğim için sadece iç çamaşırımı giyinmiştim. Kapıdan kimse var mı diye kontrol ederek Toprak abimin odasına girdim.

Hızla dolabını açarken içindeki koyu renk sweetlere bakarak lacivert bir tanesini alarak giyindim, ama çok fazla bol olmuştu. Yinede hoş duruyordu bence.

Saçlarımı kurutamadığım ve tarayamadığım için arkama doğru atmıştım, üzerimdeki sweet saçlarım yüzümden ıslanırken bunu umursamadan aşağıya indim.

Salondan sesler gelirken içeride olduklarını anlayarak salona yöneldim. Yemek yiyeceğimizi sanıyordum ben oysa ki. Hem çok da acıkmıştım ama yapacak bir şeyim yoktu, babamlara bakıp tekrar mutfağa geçip yerdim yemeğimi.

Salona girmem ile kısa bir sessizlik olurken herkesin bakışları beni bulmuştu. Karan da vardı, ne zaman gelmişti o bilmiyordum.

Toprak abim yanına oturmam için eliyle işaret yaparken, yavaşça yanına oturarak başımı omuzuna yasladım. Diğer tarafımda Karan oturuyordu ve biraz çekiniyordum sanırım.

"Mis kokulum benim, niye saçlarını kurutmadın." diyen abim başını saçlarıma gömmüş boğuk sesiyle konuşurken omuzlarımı silktim. "Elim böyle olunca uğraşmak istemedim iki saat. Hem kendisi kurur ne gerek var kurutmaya." dedim.

Abim saçlarıma öpücük kondururken Poyraz abim yanıma gelerek beni oturduğum yerden kaldırdı. "Gel ayparçam, ben kurutayım saçlarını, hasta olmanı istemeyiz hem." diyerek beni aşağı kattaki odalardan birine sürükledi ve lavabodan kurutma makinesini getirdi. Bir elinde ise tarak vardı. On dakika süren işlemden sonra abim saçlarımı öpüp toplarken huzurla gülümsedim.

"Teşekkür ederim abi."

"Abin kurban olsun sana ayparçam, hadi içeri geçelim." diyerek benide kaldırdı ve beraber salona girdik. Karan hâlâ yerinde otururken bir yandan da babamlar ile sohbet ediyordu.

Herkesin bakışları bize dönerken Toprak abimin gözleriyle yanını işaret ederek oturmamı istemesi ile yanına adımlayarak oturdum. Kolunu omuzuma dolarken saçlarıma öpücük kondurdu. "Üzerinde sweetim olduğunu daha yeni fark ediyorum güzelim. Çok yakışmış."

"Bundan sonra sizin tişörtlerin giyeceğim, çok rahatlar ve birde bol olmaları hoşuma gidiyor. Kendinize dolap dizmeye başlasanız iyi olur çünkü hepinizin eşayalarına el koyacağım."

Tek kaşı havaya kalkarken "Öyle mi küçük hanım?" diyerek boynuma öpücük kondurmaya başlaması ile geri kaçmaya çalıştım. Kahkahalarımı durduramazken abim inadına daha çok öpüyordu. Abimin belimdeki elinden kurtulup geriye kaçmaya çalışırken sırtım başka bir göğse denk gelmişti. Yaslandığım sert göğüs kasılırken Karan olduğunu anlamam çok sürmemişti.

Abim öpücük kondurmayı bırakarak beni kendine çekti. "Giyebilirsin meleğim, kıyafetler senin kölen olsun." diyerek başımı göğsüne yasladı ve dikkatlerini bize vermiş bizi izleyen babamlar ve Karan ile sohbet etmeye başladı.

Gözlerim kapanırken yanımdan gelen, Toprak abimin olmayan bedenden gelen hoş koku da beni uykuya itiyordu.

******

Karan Pusat Çağdaş'tan:

Hastanedeki o olaydan sonra direkt çıkmışlardı Ahmet Amcalar.

Ben de Kaan ve Furkan'ın büyük ısrarları ile akşam yemeğine onlara gidecektim, annemlere de Ahmet Amca arayıp söyleyecekmiş yemeğe çağırdıklarını.

Herkes arabalara yerleşirken bende kendi arabama binerek Kaanlar'a önce eve uğrayacağımı söyleyerek direksiyonu ters istikamete çevirdim.

Hızlı gittiğim için ve hastane eve yakın olduğu için kısa sürede eve gelirken arabayı geri gideceğim için evin önüne park ederek bahçeye girdim. Annemler bahçede otururlarken bakışlar kısa sürede beni bulmuştu. "Oğlum, hoş geldin, acıktın mı, hemen bir şeyler hazırlayalım." diyerek ayaklanırken kucağındaki Rüzgar'ı da çimenlerin üzerine bırakmıştı. "Yok annem Ahmet Amcalar akşam yemeğine çağırdı, babamı arayacaktı Ahmet Amca ama." dedim.

"Sen üzerini değiştir git istersen oğlum, biz de baban gelince yemeğe yetişmeye çalışırız." diyerek yerde yuvarlanan Rüzgar'ı tekrardan kucağına aldı. Başımla onaylayarak odama çıktım ve kısa bir duş aldım üzerime hastane kokusu sindiği için.

Siyah pantolonumu ve aynı renkteki gömleğimi giyerek koluma saatimi taktım, saçlarımı banyodan çıktığımda kuruttuğum için geriye doğru atarak şekil verdim. Yurt dışından özel aldığım parfümümü de sıkarak geriye doğru çekildim kendimi süzebilmek adına.

Gayet iyi görünüyordum.

Son kez aynada kendimi süzerek telefonumu aldım ve odamdan çıktım.

Merdivenlerden inerken duvardaki eski resimler çekti dikkatimi, koca koca tablo halinde resimlerimiz vardı. Ben şişman ve çirkin bir şeydim resimlerde. Ama ailem utanmıyordu benden böyle olduğum için aksine benim onların oğlu olduğumu herkese duyuruyordu. Bazı aileler bundan acizdi ama benim ailem çok güzeldi. Belki de böyle bir aileye evlat olduğum için şükretmeliydim.

Nice aileler vardı çocuğunu dışlayan, şiddet uygulayan, kendini değersiz gibi hissetmesine neden olan.

Gözümün önüne uçurum kenarında yaşananlar gelirken derince yutkundum. O da şiddet görüp kendini değersiz hissetmişti ama benim gibi kaçmamıştı, savaşmıştı ve şimdi çok güzel bir aileye sahip olmuştu.

Hayat Hanım ile Ahmet Amca ne kadar boşansa da Ahmet Amca ve oğulları Arya'ya çok güzel aile olurlardı. Hayat Hanım'ın yokluğunu hissetmezlerdi eminim ki, çünkü varken bile yoktu o.

En azından Soyer ailesi için durum böyleydi.

Duvarın önünde fazla oyalandığımı düşünerek merdivenlerden inmeye devam ettim. Annemler salonda oturuyordu, Aras okuldaydı sanırım, babam ise işteydi. Rüzgar koltuklara tutunarak ayağa kalarken annemin gözleri ise onun üzerindeydi.

"Ben gidiyorum anneciğim, siz de geç kalmamaya çalışın." Annem irkilirken bakışları beni buldu.

"Tamam oğlum ben babanı ararım bir kere daha, sen söylersin geç kalacağımızı." diyerek bakışlarını tekrar Rüzgar'a çevirirken ben de evden çıkarak arabama bindim.

Evlerimiz arası mesafe beş dakikaydı yani kısaydı ama yine de bu uzaklık babamlara fazla gelmiş ve Ahmet Amcalar'ın geniş bahçesine bir villa daha yaptırma kararı almışlardı. Yakın zamanda ev biter görevliler tarafından temizlenip yerleştirilirdi.

*******

Derin bir nefes alarak kapıyı çaldım, bir süre sonra görevli kapıyı açarken yıllardır bildiğim eve adımımı atarak içeri girdim. Her yer aynı ve tıpkı çocukluğumuzdaki gibiydi.

Merdivenlerden gelen sesler ile başımı çevirdim Toprak Abi iniyordu.

"Karan hoş geldin, neden burada bekliyorsun? Salonun yerini felan unutmadın inşallah?" dedi alayla.

"Sadece evi inceliyordum, her şey aynı duruyor." dememle beni kolumdan tutup salona çekti. Arya, Ayaz ve Demir hariç herkes buradaydı. "Değiştirmedik hiçbir şeyi, istemedik daha doğrusu." diyerek beni ikili geniş koltuğa yönlendirdi.

Hâl hatır sormayla geçen bir sürenin ardından derin bir sohbet başlamış, eskilerden çıkan konular ile sohbet daha da koyulaşmıştı.

*****


Merdivenlerden gelen ayak sesi ile salonda sessizlik oluşurken herkesin bakışı salon kapısına dönmüştü. Bende merak edip dönerken kahverengi gözlerim mavi gözlerle buluştu. Arya üzerine kendisine baya büyük gelmiş bir sweetle kapıda dururken Toprak Abi'nin işaretiyle aramıza oturdu. Islak saçlarından yayılan kokuyla gözlerimi kapatmamak için büyük bir çaba sarf ederken yıllar sonra aynı kokuyu almak değişik hissettirmişti.


Bakışlarım kısa bir ân ona dönse de onu izlemenin Ahmet Amca'ya saygısızlık olacağını bildiğim için önüme çevirdim bakışlarımı.

Birkaç kısa konuşmadan sonra Poyraz saçlarını kurutmak için onu götürürken tekrardan başlamıştı sohbet.

On dakika sonra içeri girmeleri ile etraf tekrar sessizliğe bürünürken Arya tekrar Toprak ile aramıza oturmuştu. Saçları hafif kabarmış ve arkadan geniş bir topuz yapılmıştı. Üzerindeki sweetin kolları ise bir kaç kat katlanmış ve elleri ortaya çıkmıştı.

Toprak Abi ile konuşmalarını duyarken yüzümde oluşacak olan tebessümü engellemeye çalışıyordum, kızların abilerinin sweetini giydiklerini duymuştum ama hepsini sahipleneni ilk kez duyuyordum.

Toprak kaşları havaya kalkmış bir şekilde Arya'nın üzerine eğilirken boynuna öpücük kondurması ile Arya kahkaha atarak geriye kaçmaya çalıştı. Ama arkasında benim olduğumu unutmuştu sanırım.

Kaçmaya çalışırken göğsüme düşen sırtı ile vücudum kasılmasına engel olamamıştım. Bir elim refleksle belini tutarken onun da yavaşça kasıldığını hissettim. Burnumun dibindeki muhteşem koku ile başımı boynuna gömmemek için kendimi zor tutarken Toprak Abi'nin, Arya'yı kendine çekmesi ile kendime geldim.

Şoktan çıkmış gibi bir süre kendime gelemesem de Kaan'ın tekrar sohbeti başlatması ile ben de katıldım az önceki olayı unutmaya çalışarak.


Sınır 30 oy😇


Loading...
0%