Yeni Üyelik
55.
Bölüm

55. Bölüm

@sirius_70

Toprak Soyer'den:

Sinirli bir şekilde arabayı kullanırken yanımdaki babamında bende eksik kalır yanı yoktu.

"İlaç verdim diyor birde yani, hangi akla hizmet yaptıysa bunu, ama ben kızımı bir göreyim sağ selamet o zaman gösterecem o herife." diyerek Semih Amca'ya saydırırken yüzündeki ifade ile ona ne kadar sinirlendiğini belli ediyordu.

*****

Hastaneye gelmemiz ile arabayı hızla bir köşeye park ederek indim. Poyraz, Kaan, Furkan ve babamda inerken Ayazlar evde hâlâ uyuyordu. İlacın etkisi yaşları küçük oldukları için daha uzun sürmüştü.

Koşar adımlarla önde babam olmak üzere hastaneye girerken, adımlarımız yoğun bakıma yönelmişti direkt.

Camdan içeriye bakmamızla bizi yaşlı, solunum cihazına bağlanmış bir amca karşılarken şokla birbirimize baktık. Neredeydi benim meleğim?

"Kalp hastasıydı, gencecik yaşında hayata gözlerine yumdu. Çok üzüldüm."

"Evet, bende üzüldüm, güzel de bir kızdı, dünya adaletsiz bir yer işte, kimini erken alıyor toprak." diyerek köşede konuşan iki hemşirenin sözleriyle kalbimde bir acı oluşurken ne yapacağımı bilemez durumdaydım.

"Nergis hemşire, kimden bahsediyordunuz siz?" diyen Kaan ağlamamak için kendini sıkarken zorlukla sormuştu soruyu.

"Geçen gün hastaneye gelen kız vardı ya hocam, kalp nakli için ondan bahsediyoruz. Bu arada müjdemi isterim kardeşiniz uyandı normal odaya alındı, 356 numaralı oda." derken duyduğum şey ile yüzümde bir gülümseme oluşmuştu. Arya değildi ölen, çok şükür.

Kaan'ın baş selamı verip hareketlenmesi ile bizde peşinden giderken heyecanla göreceğim o mavi gözleri hayal ediyordum. Çok özlemiştim. Nede olsa 3 gündür görmüyordum o gözleri.

Sonunda odaya gelmemiz ile hızla girerken boş bir yatak beklemiyorduk, bu kız daha yeni uyanmamış mıydı? Nereye gitmişti böyle?

"Neredeler acaba, Karan da yok ortalarda?" diyerek telefonunu çıkaran Semih Amca ile odaya kucağında baygın yatan Arya ile dalan Karan bir olmuştu. Gözlerim ikilinin üzerine bulaşmış olan kana kayarken korkuyla incelemeye başladım kimin kanı olduğunu anlamak için.

"Ne oldu Karan nerden geliyorsunuz böyle oğlum?" diyen Semih amcayı duymayan Karan Arya'yı yatağa bıraktıktan sonra koridora çıkarken bende daha fazla yerimde durmayarak Arya'ya ilerledim. Karın kısmındaki kan ile ne yapacağımı şaşırırken içeriye dalan doktor ve yanındaki hemşireler ile odadan çıkarılmamız bir olmuştu.

"Doktor yürüyüş yapsın demişti, bizde biraz yürümeye çıktık, koridordan koşarak elinde silahla gelen adamı görünce Arya'yı refleksle kendime çektim ama sanırım hızlı çekmişim, dikişlerin zarar görmüş olabilir." diyen Karan yüzündeki korku ve endişeli bakışlarını üzerimizde gezdirirken korkuyla nefes aldım.

"Senin kolun iyi görünmüyor git bir baktır oğlum." diyen babam ile bizde koluna bakarken hafifçe yırtılmış gömlek ve kanlı bir kolla karşılaşmayı beklemiyorduk. Karan ne kadar gitmek istemese de babamın ısrarı sonucu Semih Amca kolundan tutup zorla doktorun yanına götürmüştü Karan'ı.

 

******

 

Odadan çıkan doktor ile yerimizde doğrulurken, korkuyla ona bakmaya başladık. "Küçük hanım gayet iyi, sadece yürüyüşü biraz fazla yapmış ve âni hareketten dolayı dikişleri hafif zedelenmiş. Çok bir sıkıntı yok yani." diyen doktor ile rahatlarken doktorun gitmesi ile odaya girdik.

Uyuyordu meleğim.

Hemen başucuna geçerek alnına bir öpücük kondururken babam da diğer tarafına oturmuş saçlarını okşuyordu.

Karan biz beklerken hemen muayene olup gelmişti, kolunu sarmışlardı hafifçe, neyseki kurşun sadece sıyırmıştı da ciddi bir şeyi yoktu.

 

******

Arya'nın hafif kıpırdanması ile hızla yerimden doğrulurken sevinçle onu izledim. Mavi gözleri önce tavanı bulurken daha sonra ise seslerden dolayı bizi bulmuştu.

Yüzümdeki gülümseme ile alnına ufak bir öpücük kondurdum. "Özlemişim güzelim maviş gözlerini." diyerek gözünün üzerine öpücük kondurdum.

Yüzünde gülümseme oluşurken gamzelerine de öpücük kondurarak boynuna kokulu bir öpücük kondurdum. "Huzurlu kokunun yerini ilaç kokusu almış, bir daha buna izin verme olur mu meleğim?" diyerek saçlarını okşarken dolan gözlerime engel olamamıştım. "Söz verdim ama koruyamadım seni, özür dilerim abicim." derken sesimin titremesine engel olamamıştım.

"Saçmalama istersen abi, olacağı varmış olmuş işte, hem orada bile değildin, normal değil mi koruyamaman." diyerek ellerimi elleri arasına alırken şakağına öpücük kondurarak gözlerimi sildim. Geri yerime oturarak ellerini ellerim arasına almıştım.

Arya kısa sürede uyuyakalırken, bizde sessizliğe bürünmüş şekilde onu izliyorduk.

Semih amcalar ne kadar ısrar etsek de gitmemişlerdi, zaten Aslı Abla da Arya'ya yardımcı olabilmek için taşınma işlemlerini hızlandırmıştı sağolsun.

 

******

Odaya giren iki doktor ile herkesin dikkati onlara yönelirken söyleyeceklerine dikkat kesilmiştik.

"Ben Arya'nın ameliyatına giren doktorum, dikişlerini bugün zaten kontrol etmiştik, herhangi bir sıkıntı yok, sadece bir iki hafta boyunca ani hareket yapmamaya çalışsın ama günde yarım saat felan yürüyüş yapması iyi olur. Onun dışında dikişlerini Kaan kontrol edebilir, gereken günlük pansumanı o yapar bir hafta sonra da dikişleri alırız. Benim için şuan taburcu olmasında sıkıntı yok." diyen orta yaşlı doktor sözünü bitirdikten sonra baş selamı verip odadan çıkarken boğazını temizleyen yaşlı doktor ile bakışlarımız ona döndü.

"Küçük hanımın kalbi iflas eşiğindeyken böyle bir olay yaşaması bunu tetiklemiş, üstüne üstlük ambulansta gelirken kalbi durmuş, bu bir kalp hastası için ölüm fermanından başka bir şey değildir. Söylediklerim ağır gelebilir ama lütfen iyi dinleyin. Küçük hanımın kalbi gitgide kötüleşiyor, ben meslek hayatım boyunca bir çok kez hafif kalp hastasıyken yaşadığı olaylar sonucunda kalbi iflas eden, yıllarca kalp nakli bekleyen ama hiçbir kalbin uymadığından dolayı vefat eden yüzlerce genç gördüm. Küçük hanımında hastane köşelerinde sürünmesini istemiyorum, lütfen daha çok dikkat edin, etmeyeceksenizde her şeye hazırlıklı olun. Taburcu olabilir benden yana da sıkıntı yok." diyen doktor kalbimizde büyük bir sancı bırakıp odadan çıkarken kimsenin sesi soluğu çıkmıyordu. Ellerim sedyenin demirini sıkarken aklıma yangın merdivenlerinde yaşanan olay gelmişti.

Ne demişti Arya?

"Benim ç-çok uykum var, uyusam geri uyanabilir miyim. B-ben ölmek istemiyorum b-baba, çok korkuyorum."

Korkuyordu, benim meleğim ölmekten çok korkuyordu. Bakışlarım onu buldu yavaşça. Oturduğu yerde başı önüne eğik bir şekilde ellerine bakarken dudaklarını dişlerinin arasına almıştı. Gözünden düşen yaş eline damlarken oturduğum koltuktan kalkarak sedyenin kenarına oturdum. Omuzlarından tutup göğsüme çekerken kendini tutamayıp hıçkırarak ağlamaya başlamıştı.

"A-abi."

"Yok bir şey abicim, sen bakma doktorun dediklerine biz sana çok iyi bakacağız, sende dikkat edeceksin. Korkmak yok sen çok güçlüsün meleğim." derken titreyen sesime engel olamamıştım.

"Abi, b-benim gücüm kalmadı artık, ben güçlü olmak i-istemiyorum." gözümden süzülen yaşla bakışlarımı diğerlerinde gezdirirken babam acı içinde gözlerini kapatmış ağlıyordu tıpkı diğerleri gibi. Semih Amca elini omuzuna koymuş babama destek olmaya çalışırken Karan'ın gözleri ikimizin üzerinde gidip geliyordu acı içinde.

"Deme öyle babam, ben senin yükünü alırım, sen yeterki kendini bırakma." diyerek babam yanımıza gelirken Arya'yı kendi göğsüne çekmişti.

Odada Arya'nın hıçkırıkları yankılanırken babam saçlarını okşayarak teselli veriyordu. Arkasından da ben sırtını sıvazlarken Kaan, Furkan ve Poyraz da yanımıza gelerek Arya'ya sarılmışlar aile yumağı oluşturmuşlardı. Hepsi geri çekilip destek verici sözler söylerken babamın sesi ile dolu bakışlarım ona kaydı. Arya göğsünde gözyaşları akıtırken o ise saçlarını okşuyordu.

"Toprak çıkış işlemlerini hallet oğlum, burada olmak iyi gelmiyor. Poyraz sende bir kaç parça giyecek getir Aryam'a." demesi ile ikimizde odadan çıkarken gözlerimizi silmeyi unutmamıştık.

******

Çıkış işlemlerini halletmiş şimdide odada Arya'nın yanında Poyraz'ı bekliyordum. Kimseden ses çıkmıyor herkes sessizce bekliyordu.

Semih Amca telefonunun çalması ile odadan çıkarken aralık olan kapıdan elinde poşetlerle Poyraz girmişti.

Babamın talimatı ile herkes odadan çıkarken sadece babam ben ve Arya kalmıştık.

Poşetteki bol beyaz yarım tişörtü elime aldığımda tişörte kötü bir bakış atarak önüme döndüm. Poyraz yarasına değmemesi için bunu almıştı sanırım.

Hastane önlüğünü çıkarmadan önce siyah eşofmanı bacaklarından geçirerek giyinmesine yarfımcı olmuş ardından ise elbisenin arkasında duran düğmelerini açmıştık.

Sırtındaki yaraları her gördüğümdeki gibi gözlerim dolarken babamın bakışları ile uyarması ile yavaşça oyalanmadan tişörtünü de giydirdim. Bandajı görünüyordu karnı açık olduğu için.

Saçlarını hafifçe geriye doğru çekerek toplayan babam ile her şey tamam olmuştu.

Arya'yı dikkatlice kucağıma alarak babamın açtığı kapıdan çıktım. Herkesin bakışları bize dönerken önden yürümem ile peşimizden gelmeye başladılar.

"Ahmet, Aslı sizdeymiş kardeşim, yiyecek bir şeyler yapmış Arya için." diyen Semih amca ile babam mahcupça gülümsemişti.

"Sağol kardeşim, gerek yoktu. Görevliler ayarlardı bir şeyler."

"Olsun bir şey olmaz, hem zaten bu hafta içinde geçeriz villaya, taşımacı ve temizlik şirketleri ile görüştüm. Bu hafta içinde biter dediler."

"Desene iki dostun vuslat vakti." dedi babam yüzündeki gülümseme ile.

"Öyle kardeşim, öyle."

Arabanın kapısını açan Karan ile Arya'yı dikkatlice oturtarak kendimde yanına binerken sürücü koltuğuna Poyraz yanına da babam geçmişti. Semih amcalar da arkamızdan bizi takip ediyorlardı.

******

Evin önünde duran araçla önce kendim inerek daha sonra Arya'yı almak için kollarımı uzattım ama başını iki yana sallayarak reddetmişti.

"Biraz yürüyeyim abi, ayaklarım açılsın." bir şey demeden arabadan inmesine dikkat ederek elimi beline sardım. Parmaklarım sargını üzerine denk gelirken canını acıtmaktan korkarcasına gevşekçe tutuyordum belini.

Yavaş adımlarla yürürken Arya her an düşecekmişçesine tetikte bekliyordum.

Babamlar bize ayak uydurmuş şekilde yanımızda yürürken, Arya'nın diğer tarafında Karan, onun yanında ise Poyraz vardı.

Evin kapısı açılırken görüş açımıza uykudan yeni uyanmış Demir ve Ayaz girmişti. İkisininde bizi görmeleri ile yüzünde tebessüm oluşurken bende istemsizce gülümsemiştim.

Bakışlarım onlardayken kollarım arasından kayan beden ile korkuyla başımı çevirdim. Karan'ın kolları arasında düşmek üzere olan Arya'yı görmem ile derin bir nefes alırken telaşla kollarından tutup doğrulmasını sağladım. "Abim, iyi misin, niye böyle oldun?"

Arya yarı açık gözleri ile bana bakarken elleri düşmemek için sıkıca Karan'ın kollarına sarılmıştı. "Başım döndü birdenbire, bende anlamadım." diyerek doğrulmaya çalışırken Karan'ın dizlerinin altından tutarak kucağına alması ile kaşlarım çatıldı. Niya kucağına almıştı ki bu herif benim kardeşimi. Poyraz da benim gibi kaşları çatık bakarken yürümeye başlayan Karan ile arkasından takip etmeye başladık.

Arya başını omuzuna yaslamış bir kolunu Karan'ın boynuna dolamış bir şekilde kucağında yatarken damarlarımdan geçen kıskançlığı hissediyordum.

İçeriye girmemiz ile Karan salona gidip Arya'yı koltuğa uzandırırken bizde boş bulduğumuz yerlere oturmuştuk. "Abi, ben bir duş alsam olur mu? Rahat edemedim üzerimde ilaç kokusuyla. Bandaj ıslansa sorun olur mu?" diyerek Kaan'a bakması ile bakışlar onu bulurken Kaan başını iki yana sallamıştı. "Su geçirmesin abim, yanımda su geçirmeyen bandaj yok şimdilik poşet ya da streş film saralım onlar fa idare eder, ben senin bandajını yenilerim sonra."

Arya başı ile onaylarken uzandığı yerden dikkatle kalktı ve Kaan'ın yardımı ile odasına çıkmaya başladılar bizde babamların sohbetini dinlemeye başladık.

 

Sınır 25 oy😇

Loading...
0%