Yeni Üyelik
6.
Bölüm

6. Bölüm

@sirius_70

    


    Gece Arya Soyer'den


   Ahmet Bey'in söyledikleri ile olduğum yerde kalırken, bakışlarım onu buldu, söylediklerinde oldukça ciddi duruyordu.


"Neden yapıyorsunuz bunu, çocuklarınız beni istemediğini gayet net bir şekilde ifade etmişken, beni burada kalmaya zorlayamazsınız."  


"Hatırlatırım ki, onlar oğullarımsa sen de benim kızımsın ve benim iyi bir baba olabilmek adına yapmam gereken şey, karımı ve çocuklarımı bir arada tutabilmek." 


   Ahmet Bey haklıydı, her ne kadar onu haklı bulmak istemesem de haklıydı. Diğerlerine baktığımda Demir, Furkan ve Ayaz sevinmişe benzerken Toprak, Poyraz ve Kaan öfkeli bakışlarını Ahmet Bey'e dikmişti, Hayat Hanım da mutlu görünüyordu, ilk başlarda her ne kadar kötü davransa da artık iyi davranmaya başlamıştı.


   Derin bir nefes alarak hızlı adımlarla merdivenleri çıkmaya başladım, tekrar odama girerek valizi odanın bir köşesine fırlatıp kendimi yatağa bıraktım. Gözlerim bugünün yorgunluğu ile kapanırken kendimi rahat bir pozisyona aldım.


   Hafif olan uykumdan kapının hafif tıklanması ile uyanırken rahatımı bozmadan olduğum yere iyice yayıldım. Kapı hafif bir şekilde gıcırdayarak açılırken ardından adım sesleri duyuldu. Aklıma eski günlerin gelmesi ile gözlerimi sıkıca kapatıp derin bir nefes aldım.


    Saçıma konulan elin kime ait olduğunu düşünürken alnıma değen yumuşak dudaklar ile bir anlık refleksle alnımı öpen kişiyi yatağa sırt üstü yatırıp kollarından tuttum, Demir şaşkınca bana bakarken, gelen kişinin o olması rahatlığı ile kendimi Demir'in yanına bırakarak gözlerimi tekrar kapattım.


    "Abla ben seni kahvaltı için çağırmaya gelmiştim ama, yorgunsun sanırım."   "Aman boşver kahvaltıyı, gel beraber uyuyalım." diyerek Demir'i kendime çektim.  Demir de kafasını boynuma koyarak kollarını belime sardı ve gözlerini kapattı. Boğuk çıkan sesi ile "Çok güzel korkuyorsun ama boynun daha güzel kokuyor." Diyerek boynuma öpücük kondurması ile boynumdaki tikim kendini belli edince ağzımdan ufak bir kıkırdama kaçtı.


     "Neden güldün?" diyen Demir ile bakışlarım, gözleri kapalı şekilde boynumda yatan Demir'e kaydı "Boynumdan tikim var, ama umarım bunu söylediğime beni pişman etmezsin ufaklık." Dedim ve tekrar gözlerimi kapattım.


     Tekrar kapının açılması ile Demir bana daha çok sokulup uykuya devam ederken, gözlerimi  kapatıp gelenin kim olduğunu anlamaya çalıştım. Gelen kişi büyük ihtimal durmuş şaşkınca bize bakıyordu, çünkü adım sesleri gelmiyordu. "Ulan o benim ikizim, bir de sıkıca sarılmış pezevenk, biz uyandır diye gönderiyoruz, ama beyefendi kendisi de uyumuş." Diyerek sinirle soluyan kişi tabiki de Ayaz'dan başkası değildi.


     Adım sesleri ile Ayaz da yanıma gelip saçlarıma ufak bir öpücük kondurdu. "Arya, güzelim kalk hadi, kahvaltı yapacağız." Diyerek bana seslenmesiyle onu da kolundan tutup diğer tarafıma yatırdım . "Boşver kahvaltıyı hadi uyuyalım." Diyerek ona da sarıldım Ayaz sanki bunu söylememi bekliyormuş gibi hızla olduğu yere yayılarak sıkıca sardı kollarını belime. O da gözlerini kapatıp uyumaya başlarken ben de kendimi karanlığa bıraktım.


     Tekrar açılan kapı ile bu sefer kimin geldiğini umursamadan olduğum yere iyice yerleştim. "Aa çocuklar ben sizi Arya'yı uyandırıp gelin diye gönderiyorum siz kendiniz de uyumuşsunuz, çabuk kalkın, hadi hadi doğru eller yüzler yıkanıyor."  Diyerek sesli bir şekilde odaya dalan Hayat Hanım ile olduğum yerden hızla doğruldum.


      "Noluyo ya, kimse beni kahvaltıya felan çağırmadı." Demem ile Demir ve Ayaz şokla bana bakarken ben kendimi hemen banyoya atıp elimi yüzümü yıkadım. Lavabodan çıktığımda gördüğüm manzara ile kahkaha atmamak için dudaklarımı dişlerken hızla odadan çıktım. Hayat Hanım elinde terlikle bir Ayaz'a bir de Demir'e vuruyordu ve onların yüz ifadeleri çok komikti. Üzerimdeki siyah pijama takımını umursamadan hızlı adımlarla aşağıya indim biyolojik abiler ve babam salonda otururken hızla kendimi Furkan Abi'nin yanındaki boş yere oturdum.


      Biraz sonra Ayaz ve Demir koşarak içeri girerlerken yüzümdeki gülümsemeye engel olamayarak onları izlemeye başladım. "Baba, kurtar bizi yoksa annem o muhteşem silahı ile bizi öldürecek."  Babam ciddiyetle onlara bakarken, ben kahkahama engel olmaya çalışarak onlara bakıyordum. "Ne silahı oğlum, ne öldürmesi?" diyen babama baktım, o sırada annem elindeki terliği ile salona girdi. "Ben Demir'i Arya'yı uyandırsın diye odasına gönderdim, beyefendi yatmış ablasının yanına uyumuş, Demir gelmeyince Ayaz'ı gönderdim, o beyefendi de uyumuş kahvaltıya çağırmadan. Gittim kaldırdım bunları ben Arya dedi ki 'ne kahvaltısı kimse beni kahvaltıya çağırmadı' dedi eşşek sıpaları."


     Ben onların bu haline gülerken birden yanağımın öpülmesi ile bakışlarım Furkan Abi'yi buldu. Kolunu omuzuma atıp beni kendine daha çok çekerken, yüzümdeki gülümseme solmuş ona bakıyordum. "Bakma öyle yaaa, hem gamzelerin çok tatlılardı, tutamadım kendimi öptüm, hem abiye kötü kötü bakılmaz öyle, cısss." Dedi ve saçıma da kısa bir öpücük kondurdu.


    O bana diğerleri gibi davranmamıştı ve ilk geldiğim gün yüzüme tebessüm bile etmişti. Abimdi o benim, kendimi rahat bırakarak kafamı Furkan Abi'nin omuzuna yasladım. Vücudu kaskatı kesilirken bir süre sonra beni kendine daha çok çekerek sıkıca sarıldı.


     Salondakiler kavgayı bırakmış şaşkınca bize bakarken, onları umursamadan gözlerimi kapatıp olduğum yere iyice yerleştim, ta ki biri belime sarılıp göğsüme yatana kadar, gözlerimi açtığımda yatan kişinin Demir olduğunu görmem ile yumuşak saçları ile oynamaya başladım. Biyolojik abiler bize hiçbir duygu barındırmayan gözlerle bakarken onları takmadan anne ve babama baktım, onlar ise bizi yüzlerindeki ufak bir gülümseme ile izliyorlardı. Ayaz ise sinirle kaşlarını çatmış bize bakıyordu.


     "Hadi artık kahvaltıya geçelim çaylar da soğudu." diyen annem ile herkes olduğu yerde doğrulurken  ben de yemek odasına çevirdim adımlarımı. Herkes yerine otururken bana kalan yer Toprak ve Ayaz'ın arasıydı. Toprak'ın bakışları ile gerilsemde umursamamaya çalışarak kahvaltıma odaklandım.


    "Kızım ben velayet işlemlerine başladım, mahkeme bir haftaya yakın zaman alırmış, sen bana kimliğini ver de yeni kimlik kartı çıkartmamız gerek. Artık tamamen bir Soyer olmalısın." diyen babam ile bakışlarım onu buldu. Başımla onu onaylanıp "Şuan kimliğim yanımda değil, kahvaltıdan sonra getireyim." diyerek tekrar kahvaltıma odaklandım.


    Kahvaltı yapılmış, şimdi ise herkes salonda oturuyordu babam, Toprak ve Poyraz iş konuşurken, Kaan ve Furkan üniversite hakkında konuşuyorlardı. Ayaz ve Demir ise Playstation oynuyorlardı. Telefonumdan Pubg açıp sesini kıstım.


     Aradan ne kadar geçti bilmiyorum ama ortam şuan acayip sessizdi, kimin ne yaptığını oyuna odaklandığım için göremiyordum ama herhalde ya gitmişlerdir ya telefon oynuyorlardır.


     Furkan Soyer'den


    Sabah kalktığımda yüzümü yıkayarak lavabodan çıktım, üzerimdeki  siyah eşofman takımını değiştirme gereği duymadan aşağıya indim babam ve abimler iş hakkında konuşurken, annem.büyük ihtimal mutfaktaydı. Artık yurt dışına gitmeyi düşünmediğimiz için oradaki şirketleri buraya tranfer edip binalarımızı satışa çıkaracaktık, bu yüzden babamlar fazla yoğundu bu aralar. Kaan Abim ile sohbet ederken içeri hızlı adımlarla Arya girdi, yanımdaki boş yere otururken, herkesi tek tek inceledi.


    Bir süre sonra salona Ayaz ve Demir arkasından ise terlikle annem girdi, ben hafif kaşlarımı çatmış onları izlerken konunun Arya olması ile bakışlarım onu buldu yüzündeki gülümseme ile annemlere bakıyordu yanağındaki gamzesi ben burdayım dercesine kendini belli ederken, onun bu tatlı hâline dayanamayıp yanağına bir öpücük kondurdum.  Arya şaşkın bakışlarını bana çevirdiğinde ben ise ufak bir tebessümle onu izliyordum, ne kadar tatlı olduğundan haberi var mıydı acaba şuan?


    Daha fazla öyle bakmasına dayanamadan onu omuzundan tutup kendime çektim bir süre donup kalsa da daha sonra kafasını omuzuma yaslayarak annemleri izlemeye başladı, vücudum bir an kaskatı kesilse de onu kendime daha çok çektim.


     Salonda sesler kesilirken, hepsi susmuş bize bakıyorlardı şaşkınca. Arya da bu bakışları görmesine rağmen umursamadan kafasını omuzuma iyice yatırıp gözlerini kapattı. Abimler boş gözlerle bize bakarken annem ve babam onların aksine anlaşmamıza sevinmiş, bizi tebessümle izliyorlardı. Demir ve Ayaz kaşlarını çatmış kıskançlıkla ikimizi süzerken.


      Demir annemden kaçmak için saklandığı babamın arkasından çıkıp hızla yanımıza geldi, koltuğa oturup kafasını Arya'nın göğsüne yasladı, kollarını da sıkıca beline dolaması ile Arya gözlerini açtı Demir'i görmesi ile elini Demir'in saçlarına götürüp okşamaya başladı.


    Annemin kahvaltı için seslenmesi ile her ne kadar kalkmak istemesem de yerimden doğrulup yemek odasına geçtim. Babamın Arya'dan kimliğini istemesi ile artık tamamen Soyer olacaktı, aynı soy ismini taşıyacaktık. Resmi olarak da kız kardeşim olacaktı.


    Hepimiz kahvaltımızı yapmış salonda sohbet ediyorduk Kaan Abim ile artık kendi üniversitemizde okuyacaktık. Abim ile sohbet ederken gözüm yanımda saydıran Arya'ya kaydı. "Gerizekalı ya, öldürecek beni, of mermim bitti yaa." demesi ile bakışlarım elinde oynadığı telefona kaydı pubg oynuyordu resmen.


     Salonda sessizlik oluşurken bakışlarım ile etrafı süzdüm, herkes dikkatle Arya'ya bakıyordu ama Arya kendini oyuna kaptırdığı için kimseyi görmüyordu. Telefona biraz daha yaklaşıp baktığımda sadece üç kişi kalmıştı oyunda. Arya hem saydırıp hem de oynarken çok tatlı görünüyordu. Önüne gelen uzun saçlarını nazikçe tutarak hafif geriye ittim, o anlık dalgınlıkla Arya yerinden sıçrarken telefonun elinden düşmesi ile küfür savurup telefonu yerden geri aldı.


    Bakışları beni bulurken sinirle kaşlarını çattı, "Yaa kimse sana oyun oynayan birisine aniden dokunulmaz demedi mi? Ne güzel tam kazanıyordum." diyerek dudaklarını büzdü. Onun bu hâline tebessüm edip saçlarını oynamaya başladım. Yumuşacık ipek gibiydi saçları, uzun olduğu için de çok güzel görünüyordu. Arya kendini hafif geriye çekerek "Ya oynama uykum geliyor." demesi ile yüzümde gülümseme oluştu.  "Sen uyu, ben seni taşırım güzelim."


    "Hayır uyumak istemiyorum, bugün zaten çok uyudum." diyerek koltukta geriye yaslandı. Sehpanın üzerindeki Arya'nın telefonunun çalması ile bakışlarım sehpaya döndü.


    Abim arıyor...


   Yazısı ile sinirlerim gerilirken, derin bir nefes aldım, Arya kimin aradığına baktıktan sonra oturduğu yerden hafif doğrularak telefonu alıp açtı.


   "Efendim abi." dedi Arya. Yanımda oturduğu için karşı tarafı da duyabiliyirdum.


   "Bebeğim, nasılsın, eve baktın mı, ailemin yanından ayrılacağım demiştin dün gece." dedi karşıdaki kişi.


   "Yok abi o iş yattı yaa." diyen Arya ile karşı taraftan bir süre ses gelmedi.


   "Neden, dün o eve gitmek istemediğini kesin bir dille belirtmiştin."


   "Reşit değilim ve yanlarından ayrılırsam polis kararı ile geri alabilirler, biyolojik babam bunu yapmaktan çekinmeyeceğini dün kesin bir dille belirtti maalesef." diyen Arya ile babamın bakışları onu buldu. Gözleri parlıyordu çünkü biyolojik de olsa babası olduğunu kabul etmişti Arya.


    "Bir sorun yok değil mi bebeğim, sana kötü davranır veya zarar verirlerse her zaman bizim kapımız sana açık." karşı tarafın dediği şey sinirlerimi bozmuştu biz onun ailesiydik ve ona asla zarar vermezdik ve o bizimle kalacaktı, gitmesine asla izin vermezdim.


   "Biliyorum Abi, teşekkür ederim yine de ama bir sorun olursa kendim halledebilirim." Diyen Arya ile kısa bir vedalaşma faslından sonra kapattılar.


     Babamın boğazını temizlemesi ile tüm gözler onu buldu. "Arya, okulların açılmasına az bir süre kaldı biliyorsun, bizim ortak olduğumuz bir aile ile ortak bir okulumuz var Demir oraya gidiyor, Ayaz, ve abinler de oraya gidecek seni de oraya aldırsak sorun olur mu?" babam konuşurken hizmetli limonataları getirmiş, herkese vermişti Arya küçük bir yudum alıp babama baktı.


    "Okulun adı ne?" demesi ile Kaan Abim'in konuşması bir oldu "Hanımefendiye bak kalitesiz okul olsa gitmeyecek misin sanki?"  Arya onu umursamadan limonatasından bir yudum almıştı ki babamın okulun ismini söylemesi ile püskürtmesi bir oldu.


    "Çağsoy koleji,  ortaklarımız ile soyadlarımızın birleşimi." Arya şaşkınca babama bakarken söyledikleri ile herkes şaşkınca ona bakıyordu.


     "Ben burslu olarak o okula gittim, ama kovuldum."


    


Loading...
0%