Yeni Üyelik
60.
Bölüm

60. Bölüm

@sirius_70

 

1 hafta sonra...

Gece Arya Soyer'den;

Mahkemeden sonra bir hafta veçmişti, eve geldiğim güne oranla daha iyiydim artık, kendi işlerimi yapabiliyordum.

Bugün babam ne kadar izin vermese de gizlice üzerime formamı giymiş ve okul çantamı hazırlamıştım. Ne zamandır okula gitmiyordum, bugün gidip hava değişikliği yapmak istiyordum. Tabi kapıda abimler tarafından tutulmazsam...

Gömleğimin uçlarını dikkatlice eteğin içine koyduktan sonra okul ceketimi ve çantamı elime alarak odamdan çıktım.

Dikkatli adımlarla merdivenleri indiğimde gelen sesler ile Semih amcaların her sabah olduğu gibi yine bizim evde olduklarını anlamıştım.

Artık alışmıştık, babamla ikisi çok iyi dostlardı ve kardeş gibi her ân bir arada olmak istiyorlardı.

Aslı Abla bir ara babamın kendi kuması olduğunu söylüyordu, Semih amcayı babamdan baya kıskanıyor ve bunu da bize dert yanıyordu...

"Günaydın" diyerek mutfağa giriş yapmam ile Toprak abim oturduğu yerden hızla kalkarken yanıma adımlamıştı. "Güzelim niye tek başına iniyorsun aşağıya, çok tehlikeli senin için, daha tam iyileşmedin bile." diyerek kolunu belime sararken beni de yanındaki boş sandalyeye oturtmuştu. "Artık daha iyiyim abi, kendi kendime hareket ederken zorlanmıyorum."

"Olsun güzelim, ihtimalleri de düşünmek lazım." diyerek tabağıma kahvaltıları dizmeye başlarken, benim bakışlarım ise diğer tarafımda oturan Karan'a kaymıştı. Hafif çatılmış kaşları ile formama bakarken gözgöze gelmemiz ile dudağının kenarı kıvrılmıştı. "Sen okula başladın da bizim mi haberimiz yok güzelim?" derken neyseki son kelimesini sadece benim duyacağım şekilde söylemişti.

"Artık iyiyim, derslerden de çok geri kaldım başlamak istiyorum." derken bakışlarımı Karan'dan çekip babama çevirmiştim.

"Emin misin babacım, bence biraz daha evde dinlenmelisin, hiç olmadı özel hoca tutarım hem derslerinden de geri kalmazsın."

"Baba evde çok bunaldım, okul eminim ki iyi gelecektir, gerçekten çok daraldım."

"Tamam meleğim git ama kendine çok dikkat et olur mu? Aklım sende kalır yoksa."

"Ederim ederim, yeterki şu evden çıkayım." diyerek heyecanla yerimden doğrulmuştum.

"Sizi Furkan abin götürsün güzelim, Kaan abinin hastanede stajı var sanırım." derken bakışlar Kaan abime dönmüştü.

"Evet güzelim benim hastaneye gitmem gerekiyor, siz Furkan ile gidin." diyerek babamı onaylarken masanın köşesinde pijamaları ile uyuklayan Furkan abime dönmüştü bu sefer bakışlar. "Benim dersim yoktu bugün ama sorun değil bırakırım sizi okula." diyerek esnerken tekrar kahvaltısına dönmüştü.

"Dersin yoksa sen kal Furkan, ben zaten gidecem götürürüm Aryagil'i de. Arabada da yer var." diyerek onay ister gibi babamlara bakarken aldığı onay ile başını sallamış ve tekrar kahvaltısına dönmüştü.

Kısa sürede herkes karnını doyurup masadan kalkarken, bende son kez babamın ve abimlerin dikkatli ol sözünü dinleyerek evden zoruzoruna çıkmıştım.

Karan sürücü koltuğuna geçerken benide hemen yanındaki koltuğa oturtmuştu, arkada ise Aras, Demir, Ayaz vardı.

Aras ortaya oturmuş kafasını koltukların arasından çıkarmış bize imalı hareketler yaparken Karan'ın kızmalarına aldırmıyordu bile.

"Kız yenge, geçen gün bu abim var ya ahtopot gibi sarılmış sana, başını da senin boynuna gömmüş rahat rahat uyuyordu. E tabi o da haklı yengem olmasan bende kokuna aşık olabilirdim sanırım." diyerek elini bağladığım saçlarıma götürürken Karan'ın sinirle "Aras!" diye tıslaması ile hemen elini çekerek geriye kaçmıştı. "Aman kıskanırmış da." derken sessiz konuştuğumuz için neyseki arkadakiler duymamıştı sesimizi. Yoksa bu kadar sakin kalmazlardı.

"Aras benim canımı sıkma okula gidene kadar sessiz sessiz otur." diyerek tekrar önüne dönen Karan ile bende camdan akan yolu izlemeye başladım.

 

******

 

Okulun önümde duran araba ile hepimiz yavaşça inerken Ayaz hemen yanıma gelip kolumdan destek olmaya başlamıştı. "Gel güzelim beraber yavaş yavaş yürüyelim." diyerek bana destek olurken diğer tarafıma da Demir geçmiş o da destek olmak adına koluma girmişti. Arkamı döndüğümde Karan öylece bizi izlerken Aras ise ona bir şeyler anlatmak ile meşguldü. Gözgöze gelmemiz ile Karan göz kırparken utanarak geri önüme dönmüştüm.

 

    ****

 

Teneffüs zilinin çalması ile yerimden dikkatle kalkarken Ayaz'ın sorgulayıcı bakışlarını görmem ile "Lavaboya gidip geleceğim hemen." diyerek sıradan çıkmış ve uzun koridorun sonundaki lavaboya ilerlemiştim.

Sınıf sıcak olduğu için terlemiştim.

Saçlarımı açarak tepeden klasik ev topuzu yaparak boynumun açıkta kalıp ferahlamasını sağlamıştım, cidden uzun saçlar güzel olsa da sıcak havalarda yakıyordu.

Elime aldığım suyu boynuma ve enseme değdirerek kendimi serinletirken kollarımdaki düğmeleri açarak kolumu dirseğime kadar sıyırdım. Gömleğin ilk düğmesini açarak boğazımı rahatlatırken kravatı boynumdan çözerek elime aldım ve lavbodan çıktım.

Kendimi serinlemiş hissediyordum.

Karşıdan gelen siyahlar içindeki Karan ile adımlarım bir an duraksasa bile durmadan tekrar ona doğru ilerlemeye başladım.

Bakışları beni bulurken baştan aşağı süzmüş ve hafif kaşlarını çatmıştı. "Güzelim bu ne hâl böyle, savaştan çıkmış gibisin?" diyerek baştan sona incelerken şaşkınca bakıyordu. "Çok sıcak olunca ceketimi çıkardım, yüzümü yıkadım."

"Anladım, peki neden tek başınasın?"

"Zaten sınıf hemen şurda, Ayaz'ı yormak istemedim peşimden."

"Olsun yinede dikkat etmelisin." diyerek belimden tutarak beni kendine çekerken sırtımı duvara yaslamıştı. Duvarla arasında ne yapmaya çalıştığını anlamaya çalışırken ellerini gömleğimin üst kısmına götürerek lavaboda serinlemek için açtığım düğmeyi geri kapatmıştı. "Kapalı kalsın güzelim, katil olmayalım durduk yere." diyerek hafif geri çekilirken bende az önceki olayın şokundan çıkarak sırtım ile duvar arasındaki bağlantıyı kestim.

Elleri bu seferde saçlarımı bulurken tokamı dikkatli bir şekilde canımı yakmak istemezcesine çıkardı. Kendi bileğine tokamı takarken iki eliyle saçlarımın bir kısmını omuzumdan arkama atıp bir kısmını ise ön tarafıma getirdi. Elleriyle şekil verdikten sonra beni inceleyerek başıyla onaylamıştı. "Gayet iyi oldun güzelim."

"Ama saçlarım boynumu yakıyor, rahat edemiyorum." diyerek mızmızlanırken başını iki yana salladı."

"Birazcık dayan küçüğüm, zaten zil çalacak dersin bitmesine az kaldı, hem bence abinler seni böyle görmek istemezler, boynun böyle açıkta kalırsa herkesin gözünün sende olacağına ve kokunu rahatça duyabileceklerine eminim. Hem sen hemde biz rahat edelim." derken başparmağı ile boynumu okşamıştı.

Kalp atışlarımın hızlandığını hissederken ona bir cevap veremiyor olmam beni şaşırtmıştı.

Normalde böyle bir olay yaşasam direkt düşünmeden karşımdakine tepki verirdim ama Karan yapınca donmuş kalmış gibiydim.

Uzun süre sessizliğin ardından ders zili çalarken Karan belime kolunu sararak beni sınıfıma doğru ilerletmişti. "İyi dersler güzelim, ben seni çıkışta bekliyor olacağım." diyerek yavaşça koridordan uzaklamşmış ve kısa sürede gözden kaybolmuştu.

Bende üzerimdeki şaşkınlığı atarak sırama geçip oturmuş, nasıl olduğuma dair sorular soran Ayaz'a iyiyim diyerek başımı sırama yaslamıştım. Birazcık uyusam fena olmazdı.

 

******

 

Karan Pusat Çağdaş'tan

 

Arabaya yaslanmış liseden çıkan öğrencileri izlerken bir türlü çıkamayan Arya ve Ayaz ile artık endişe etmeye başlamıştım. "Aras siz Demir ile beraber beni bekleyin ben hemen Aryalar'a bakıp geleceğim." diyerek bir şey demelerine müsaade etmeden hızla okula adımlayarak yerini bildiğim sınıfa doğru ilerlemeye başladım.

Kimsenin olmadığı koridorlarda hızlı adımlarla ilerleyerek sınıfın önünde dururken açık olan kapıdan görünen iki bedene baktım. Arya başını masaya yaslamış büyük ihtimalle uyuyakalmıştı.

Ayaz ise dirseğini masaya, başını da eline yaslamış bir şekilde ikizini izliyordu.

"Ayaz, ne yapıyorsun aslanım?" diyerek fısıltı şeklinde konuşurken irkilerek bakışlarını bana çevirdi.

"Uyuyakaldı bende uyandırmaya kıyamadım, belki kucağıma alırken de canı yanar diye korktum. Uyanmasını bekliyordum, dalmışım öyle abi." diyerek sessizliğe bürünürken yüzümde oluşan tebessüme engel olamamıştım. "Sen eşyalarınızı al ben alırım Arya'yı kucağıma."

Bir süre kararsızca yüzüme baktıktan sonra, ikisininde eşyalarını toplayarak sınıftan çıkarken bende yavaşça Arya'yı kucağıma aldım.

Mırıldanarak göğsüme sokulurken kendime biraz daha çekerek dikkatlice sınıftan çıktım. Çıkmadan önce Ayaz'a ceketini Arya'nın üstüne örtmesini söylemiştim. Sırtı baya terlemişti, şimdi hava azda olsa rüzgarlıyken çıkarsa hasta olması yüksek ihtimaldi.

Okuldan dışarı çıkmamız ile Demir ile Aras'ın bakışları bizi bulurken Demir korku dolu ifade ile koşarak yanımıza gelmişti. "Ablama noldu, düştü mü yoksa niye böyle?" derken yere uzanırcasına saçılmış saçlarını okşuyordu elleri. "Derste yoruldu biraz, o yüzden uyuyakaldı aslanım." diyen Ayaz ile derin bir nefes alan Demir önümden çekilerek geçmem için yol açmıştı.

Dikkatli bir şekilde Arya'yı ön koltuğa oturturken, koltuğu hafif geriye doğru yaslamıştım. Üzerindeki ceketi omuzlarına örterek üşümemesini sağladım. Saçlarını bir araya toplayarak sabah bileğime taktığım tokayla gevşekçe bağlayabildiğim kadar bağlamıştım. Daha rahat ederdi böyle.

Gençlerinde arkaya binmesiyle bende yerime geçerken son kez Arya'ya bakarak arabayı çalıştırdım. Dikkatli şekilde yola çıkarken bakışlarımı yola odaklayarak sessizlik içimde yola devam ettik.

 

********

 

Eve gelmemiz ile arabayı açılan bahçe kapısından içeriye sokarken bahçede oturan annem ve Rüzgar girmişti görüş açıma. Annem telefonuyla ilgilenirken Rüzgar oyun oynuyordu.

Sesi duymaları ile bakışları bize dönerken oturdukları yerden yavaşça ayaklanmışlardı.

Arabayı park edince herkes teker teker inmiş en sonda bende inerek Arya'nın kapısına ilerlemiştim. Ama o çoktan uyanmış şaşkın bakışlarla etrafa bakıyordu. "Ne zaman geldik?"

"Daha yeni geldik güzelim, kucağıma alayım mı, yoksa yürümek mi istersin?"

"Yürürüm ben sıkıntı olmaz." diyerek yavaşça arbadan inerken bende her ihtimale karşı, uyku mahmuru olduğu için kolundan destek olmuştum.

Herkes bizim eve geçmiş mutfakta yemeğini yerken bizde Arya ile birlikte peşlerinden içeriye girdik ve elimizi yıkayarak mutfağa geçtik.

Annem herkese yemeklerini servis yaparken gelen kokular ile iştahımın açıldığını hissediyordum.

Vakit kaybetmeden masadaki yerimi alırken Arya'yı da yanıma oturtmuştum.

 

******

 

"Ayaz ben öğleden sonra gidemeyeceğim biraz ağrım var." diyen Arya ile Ayaz telaşla yanına gelirken koltukta oturan Arya'nın önünde diz çökmüştü. "Seninle kalıyım mı bebeğim, çok ağrıyorsa hastaneye de gidebiliriz istersen." diyerek endişe ile konuşurken benimde bakışlarım Arya'nın yüzünde geziyordu. Ama herhangi bir acı ifadesi barınmıyordu yüzünde.

"Yok gerçekten gerek yok, hem o kadar çok ağrımıyor, ilaç alıp uyurum direkt."

"Emin misin güzelim?"

"Eminim ikizim, hem çok ağrısa sende hissederdin, az ağrıyor."

"Tamam ama evde tek kalma, Aslı abla ile kal, en azından aklım sende kalmaz."

"Evet Arya, burda kal, hem akşam babanlar da bize gelecek yemek için, Ayaz da eşyalarını getirir bize, misafir odalarımız var ilacını alıp dinlenirsin." diyen annem ile Arya başı ile onaylarken Ayaz da rahatlamıştı.

Kısa süre içinde herkes hazırlanıp çıkarken, bu sefer gençleri okula Aras bırakacaktı, Benim öğleden sonra dersim yoktu bu yüzden kısa süre şirkete uğrayıp eve geçecektim.

"Anne ben çıkıyorum, bir kaç saate gelirim." diyerek evden çıkıp arabama binmiş, ardından ise direksiyonumu şirkete çevirmiştim.

 

   *****

 

"Arya'nın okulu nasıl geçti Karan senin haberin var mı?" diyen Toprak Abi ile bakışlarımı dosyadan çekerek ona çevirdim.

"Evet abi, bugün uğradım yanlarına, son ders uyuyakalmış, eve gelincede ağrım var gitmeyeceğim dedi, annemle beraber bizim evdelerdi en son." derken yüzlerindeki endişeye şahit olmuştum. "Ben bir arayım onu, çok mu ağrısı vardı acaba?" diyen Ahmet Amca ile başımı olumsuz anlamda salladım.

"Yok amca Arya, Ayaz'a ilaç içip yatacağım demişti sen annemi ara istersen, hatta ben arayayım bir dakika." diyerek telefonumu masadan alarak annemi aramış ardından ise hopörlere almıştım.

"Efendim oğlum?"

"Naptınız anne?"

"Rüzgar bey ile bahçede takılıyoruz, Arya da ilacını alıp yattı, uyuyakalmış."

"Ahmet Amcalar Arya'yı merak etti de ondan bir sorayım dedim."

"İyi gibiydi, ilacı içince direk uyuyakaldı. Birde okula gidince yorulmuştur kız, o kadar ameliyat oldu normaldir."

"Öyledir annem büyük ihtimalle, neyse ben kapatıyorum yarım saat sonra felan gelirim eve bir şey lazım olursa mesaj atarsın."

"Tamam oğlum, oradakilere de selam söyle, öpüyorum görüşürüz." diyerek telefonu kapatmıştı.

Ahmet Amca ne kadar rahatlasada gözündeki endişe kırıntıları kendini belli ediyordu.

Uzun bir sessizlikten sonra herkes işine dönerken bende son dosyamı incelemeye kaldığım yerden devam ettim.

 

    *****

 

Biten dosya ile yerimden doğrulurken babamın bakışları beni bulmuştu. "Senin işin bittiyse bekleme oğlum, bizim girmemiz gereken önemli bir toplantı var, o bitince geliriz bizde."

Başımla onaylayarak odadan çıkarken, son kez herkese selam vermiştim.

Hiç vakit kaybetmeden arabama binerken bir ân önce eve gidip Arya'yı görmek istyordum. Ağrısı geçmiş miydi acaba?

Hiç ara vermeden son gaz eve giderek yarım saatlik yolu on dakikaya düşürmüştüm. Evde birinin bekliyor olması insana heyecan veriyordu. Şimdi anlamıştım sanırım babamın eve gelirken normalde yapmadığı kadar hız yapmasının sebebini.

Arabayı açık bahçe kapısından girdirerek kenarıya park ettim ve arabadan indim. Annem bahçede oturuyordu hâlâ, Rüzgar ise minderde uyuyordu üstündeki ince örtüyle. "Anne, naptınız?"

"Napalım oğlum oturduk, biraz Rüzgar ile oynadık ama yoruldu uyuyakaldı."

"Arya hala uyuyor mu?"

"Yok yeni uyandı da ağrısı artmış, eve krem almaya gitti, bende gidecektim ama Rüzgar uyuyor olunca Arya istemedi."

Endişeyle kaşlarım çatılırken bakışlarım bizimle aynı bahçede duran diğer villaya kaymıştı. "Ben bir bakayım anne, başına bir şey gelmesin." diyerek koşar adım yan eve ilerlemiştim...

 

   

 

 

Loading...
0%