@sirius_70
|
Gece Arya Soyer'den;
Arabanın durması ile arka koltuktan çantamı alıp tam inecekken Karan kolumdan tutarak durdurdu. Ne oldu derecesine ona bakarken yanağıma ufak bir öpücük kondurdu. "İyi geceler güzelim." diyerek kendini geri çekerken dalgınca bakışlarımı gözlerine çevirdim. Ne kadar sert baksa da derinlerde ki o sevgiyi ve merhameti görebiliyordum. Bunu sadece bana gösteriyordı. Daha fazla beklemeden bende yanağına ufak bir öpücük kondururken eli çoktan belimi tutmuş sıkıca sarmıştı. Bende ellerimi sırtına sararken kısa bir süre öyle durduk. Boynuma sürtünen hafif kısa sakalları ile gülerek geri çekilirken yüzünde gülümseme oluşmuştu. Arabada fazla kaldığımızı düşünerek çantamı da alarak inerken o da inmişti benimle birlikte. "Babanlardan bir şey saklama güzelim, her şeyi bilsinler, sonradan öğrenirlerse sana kızmasınlar." diyen Karan'ı başımla onaylarken yavaş adımlarla bizim eve doğru yürüyorduk aynı zamanda. "Bende annemlere anlatacağım, benden öğrensinler." demesi ile bir ân utansamda normal bir şey olduğunu düşünerek kendimi telkin etmeye çalıştım. "Hadi sen gir eve bende geçerim birazdan." diyerek cebinden sigara paketini çıkarırken vücudum nikotin eksikliğini daha yeni fark etmiş gibiydi. Hasan felan derken neredeyse 2 hafta içememiştim. Karan evin yan tarafındaki taşın üzerine otururken çantamı kapının önüne bırakarak bende yanına adımladım. Bakışları bana dönerken, çatılan kaşları ile kafasını ne oldu anlamında sallayarak elindeki yanık okan sigarayı geriye doğru çekti dumanı bana gelmesin diye. Bir şey demeden yanına otururken elinde duran paketi ve çakmağı aldım. "Sakın bana sigara içeceğini söyleme." diyerek paketi elimden almaya çalışırken çatılan kaşlarım ile geri çektim paketi. "Tabi ki içeceğim, ne zamandır içmiyorum, vücudum nikotin istiyor." "İçmeyeceksin güzelim, zararlı, özellikle de senin gibi bir kalp hastası için çok zararlı." diyerek sert sesiyle konuşurken onu umursamadan paketten bir dal çıkardım. "Sen de içmeyeceksin ben içmiyorsam." "Ben içeceğim, sen içmeyeceksin güzelim kaçmaya çalışma." "Olmaz dedim Karan, ben içmeyeceksem sende içmeyeceksin." "O zaman anlaşma yapalım, günde bir taneyi paylaşalım, yavaş yavaş beraber bırakalım bu şeyi." dediği fikir aklıma yatarken başımı onaylar mânâda salladım. Elinde tuttuğu sigarayı söndürerek benim sigarayı yakmamı beklerken dudaklarımın arasına koyduğum dalın ucunu çakmakla ateşe verdim. İçime derin bir nefes çekerken sert bakışlarını üzerimde hissediyordum. Bir şey demeden sessizce sigarayı içime çekerken elimi bulan sıcak el ile bakışlarım onu buldu. Sigarayı parmaklarımdan almadan ellerimi elleri arasına almış ve sigaradan derin bir nefes çekmişti. Çektiği büyük nefesler yüzünden küçülen sigara ile kaşlarımı çatarak elimi kendime çekerek sigarayı yeniden kendi içime çektim. Dumanı ağzımdan dışarıya doğru üflerkem kızgın bakışlarımı üzerinde gezdirdim. "Ben daha az içeyim diye bilerek derin nefesler çektin değil mi?" diyerek homurdanırken dudağının ufakça kıvrılan tarafına bakış atarak önüme döndüm ve son nefesi de içime çekerek sigara izmaritini yerdeki taşa bastırdım. "Hadi artık hava serinlemeye başladı, eve geçelim artık güzelim." diyerek saçlarıma ufak bir öpücük kondururken hala alışamadığım hisle derin bir nefes alarak başımı salladım ve iyi geceler diyerek eve doğru ilerledim. Çantamı alırken açılan kapı ile bakışlarım karşımda heyecanla bana bakan Demir'i bulurken yüzümdeki gülümseme ile kollarımın arasına aldım onu. "Naber yakışıklı?" diyerek saçlarına ufak bir öpücük kondururken elleri sıkıca belimi sarmıştı. "İyidir abla senden naber? Maşallah eniştemle çok romantik sigara içiyordunuz." diyerek imâyla sırıtırken sahte bir şekilde kaşlarımı çattım. "Sen bizimi izliyorsun küçücük başınla?" diyerek ensesine vururken gülerek kollarım arasından çıkıp salona doğru koşmuştu. Bende yavaş adımlarla peşinden ilerleyerek herkese selam verirken kendimi Toprak abim ile Poyraz abimin arasına bırakmıştım. Toprak abim başını omzuma yaslarken sinirli sesi ilişmişti kulağıma. "İçme şu lanet şeyi, zarar verme kendine güzelim." diyerek sonunda yumuşayan sesi ile söylenirken saçlarına ufak bir öpücük kondurdum. "Merak etme abi, bırakacağım, bağımlı birisi olarak söylüyorum ki kurtulması çok zor ama elimden geleni deneyeceğim merak etme." diyerek bende mırıldanırken sohbet açan babam ile bende onlara katılmıştım...
******
"Hadi güzelim uyan, okula geç kalacaksın." diyerek alnıma ve saçlarıma öpücük konduran Poyraz abimle gözlerimi kısıkça aralayarak bakışlarımı ona çevirdim. "Bugün gitmesem olmaz mı abi, çok uykum var, gece ders çalışırken dalmışım gece üçte uyudum." "Maalesef güzelim gideceksin, okulu çok ektiniz ama artık disiplinli bir şekilde gideceksiniz." diyerek beni kollarımdan tutarak bir hamlede yataktan kaldırmıştı. Uyku sersemliği ile elimi yüzümü yıkadıktan sonra hızlıca okul formamı giyerek akşamdan hazırladığım çantam ile birlikte odamdan çıkarak merdivenleri inmeye başladım. "Oo uykucu uyanmışsın sonunda." diyen Furkan abim Kaan abimle birlikte gülerek bana bakarken kaşlarımı çatarak bahçede hazırlanmış olan sofraya oturdum. "Günaydın bebeğim." diyen babamın yanağına ufak bir öpücük kondurarak yerime geçtim. "Sana da günaydın yakışıklı." Babam söylediğim kelimeye karşın karizmatik bir şekilde gülerken yanıma oturan Toprak abim ile bakışlarım onu buldu. "Günaydın güzelim, akşam geç mi yattın gözlerin kızarmış?" diyerek hafif çatık kaşları ile bana bakarken ona da söylemiştim ders çalışmaya dalıp geç yattığımı. Tabi sonucunda sıkı bir azar yemiştim dikkat etmem konusunda.
******
Kahvaltımız bitmiş hepimiz çayımızı içerken karşı evden çıkan Semih amca, Karan ve Aras çekmişti dikkatimi. Karan yine her zamanki gibi siyah bir gömlek ve siyah bir pantolon giymişti. Bende siyah giymeyi özlemiştim, bu formayı hiç sevmiyordum. Çok renkli olmasa da siyah değildi en azından, bu da sevmememin en büyük nedeniydi. Karan sert ifadesiyle masaya doğru gelirken, abimler onu çoktan gözleriyle etkisiz hâle getirmişlerdi. Çok çekeceği vardı... "Afiyet olsun." diyerek bakışlarını üzerimizde gezdirirken sert bakışları bir süre kızarmış gözlerimde takılmıştı. Semih Amca direkt babamın yanındaki yerini alırken babamın bakışları ayakta dikilen ikiliye kalmıştı "Siz de oturun oğlum, çay için bir bardak öyle gidersiniz." Diyen babam Karan'a ne kadar sinir olsa da bir yandan da yıllardır tanıdığı birine beni emanet etme konusunda mutluydu. "Yok amca gidelim biz, çayı biten bizimle gelebilir, araba boş zaten." Derken bakışları kısa bir ân elimdeki boş bardağa kaymıştı. "Yok gerekirse ben bırakırım kardeşlerimi okula." Diyen Toprak abim sinirle tıslarken Kaan ve Furkan abim dün akşam bahsettiğim sevgili konusuna pek olumsuz bakmıyorlardı. Ne de olsa yıllardır tanıdıkları birisiydi. "Sen git Karanlar ile güzelim, kardeşlerin de çayını bitirip gelirler arkanızdan." Diyen babamla bir ân tereddütte kalsam da ayağa kalkarak yanağına ufak bir öpücük kondurdum. "Dikkatli ol güzelim." Diyerek o da saçlarıma ve alnıma ufak bir öpücük kondurmuştu. Abimlere de uzaktan ufak bir öpücük atarak Karanlar'ın arabasına doğru ilerlemeye başladım. "Naber kız yenge?" Diyerek kolunu omzuma atan Aras ile omuzlarını silkerken "Aynı sende ne var ne yok?" Diyerek cevap vermiştim. "Valla ne olsun her şey aynı, derslerle uğraşıyoruz." Karan hizamıza gelerek Aras'ın kolunu sertçe omuzumdan çekerken kardeşine sert bakışlarını yolluyordu. "Derslerle uğraştığın için sınıfta kaldın zaten Aras." Diyerek alayla söylenirken kolunu belime sarmıştı tek hamlede. "Ve kardeşim, sevgilimden uzak dur, kırmayayım o kolunu." diyerek yanına geldiğimiz arabanın ön kapısını açarak arabaya binmemi sağlamıştı. Aras arka koltuğa otururken homurdanmayı da ihmal etmiyordu. "Yemedik sevgilini abi, bu kadar kıskanç olma." "Ben kıskanırım oğlum, sen uzak dur gerisini boş ver." diyerek arabayı çalıştırırken bu konuyu kapatıp başka konu açan Aras ile sohbet ile geçen bir yolculuğa başlamıştık...
|
0% |