Yeni Üyelik
65.
Bölüm

65. Bölüm

@sirius_70

 

Karan Pusat Çağdaş'tan:

 

Arabayı durdurarak el frenini çekerken aynadan göz göze geldiğim Aras ne dediğimi anlamış gibi hızla arabadan inerek okuluna doğru ilerlemişti.

Bende daha fazla dayanamayarak inmek için hazırlanan Arya'nın belinden tutup bedenini kendime çekerken boynuna başımı gömdüm.

"Karan bir gören olacak, az uzaklaş." Diyerek kafamı itmeye çalışması ile kokusunun kaynağına daha da gömülürken çekilmeyeceğimi anlamış olmalı ki vazgeçerek kollarını boynuma doladı.

"Çok özlemişim kokunu, gülüşünü, gamzelerini, saçlarını..." Diyerek boynuna öpücük kondurmam ile kahkaha atarak geriye kaçmaya çalışırken belinden daha sıkı tutmam ile kaçamamıştı.

"Karan yapma ama ya, tik oluyorum, şimdi tüm gün sanki biri boynumdan öpüyor gibi tikli gezerim. Hep senin yüzünden." Diyerek söylenirken çatılan kaşlarımla bakışlarımı yüzüne çevirdim. "Sadece ben öpüyorum gibi düşün, başkası benim nefesimi içine çekemez." Diyerek öfkeyle fısıldarken yüzünde alaylı bir gülümseme oluştu.

"Ohoo senin işin zor Karan Efendi, abimler, babam, bazı kuzenler, Selim Abim, Kuzey hepsi yapıyor bunu. "

Sinirle kaşlarım çatılırken derin bir nefes aldım. "Babanı ve abinleri anlarım güzelim ama geri kalan diğer herkesi kendinden uzak tut, özellikle de o seninle yatmak isteyen kuzenini ve Selim abin ile oğlunu, akrabalık bağı yok neticede."

"Seninle de yok akrabalık bağı." Diyerek alayla güldüm.

"Bizim kalp bağımız var o yeter güzelim, ama illa yetmez diyorsan beş kilometre ötede nikâh dairesi var hemen alırım nikahıma." Diyerek yüzünü incelerken başını kaldırdı aniden.

"Saçmalama Karan, daha okulumuz bile bitmedi. Daha çok dayanman gerekecek." Diyerek yanağıma öpücük kondurarak arabadan inmesi ile bende inerek yanına adımladım.

Daha dersin başlamasına çok olduğu için Arya'yı belinden destekleyerek üniversitenin bahçesindeki banka sürükledim.

Öğrencilerle dolu olan bahçede boş bir bank bularak otururken, Arya direkt çantasına yönelerek ön gözünden sigara paketini ve sigarayı çıkarmıştı. "Ne kadar bırakmak istesem de bunu içmediğim zaman elim ayağım titriyor." Diyerek bana zaten bildiğim belirtileri anlatırken derin bir nefes aldım.

"Vücudun alışık olduğu için sürekli nikotin istiyor sevgilim, yavaş yavaş bırakacağız sigarayı." Derken bir yandan da dudaklarının arasındaki sigarayı yakışını seyrediyordum.

"Bırakabileceğime emin değilim." Diyerek içine derin bir nefes çekerken çatılan kaşlarım ile bakışlarımı yüzüne diktim.

"Bırakacaksın, bırakacağız. Sadece sabretmemiz gerekiyor." Diyerek dudaklarının arasındaki sigarayı alarak kendi dudaklarıma yerleştirdim. İçime derin bir nefes çekerken Arya bir şey demeden başını omuzuma yaslayarak gözlerini kapatmıştı. "Umarım başarabiliriz sevgilim..." Diyerek sonuna doğru fısıldadığı cümle ile bedenim kısa süreliğine kasılırken boştaki elimi beline sardım sıkıca.

"Bırakacağız." Diyerek elimdeki bitmiş sigarayı külliğe bastırarak söndürdüm. Vücudum hâlâ sigara isterken bu isteği görmezden gelerek omuzumda yatan sevgilimin boynuna başımı gömdüm. Bu koku bana sigaradan bin kat daha iyi geliyordu.

"Saçlarını niye topladın?" Diyerek sinirle fısıldarken mavileri kısa bir ân beni bulup tekrar kapanmıştı.

"Boynumu yakıyor, zaten sabah sabah tikimle oynadın, birde saçlarım değerse daha beter olurum. Akşama kadar yerimde duramam artık." Diyerek söylenirken bu hâline ufak bir tebessüm ettim.

"Olsun sen yine de saçlarını açık tutmaya çalış, kokunu başkaları duysun istemiyorum, saçını toplayınca kokun daha belirgin oluyor." Diyerek kulağına doğru fısıldarken tepki vermeden iyice yaslanmıştı omuzuma.

"Zil çalacak gitmem gerek artık." Diyerek sigarayı ve çakmağı çantasına atarken, aynı gözden naneli şeker ve parfüm şişesi çıkarmıştı.

Şekerden bir tane bende alırken üzerine sıktığı parfümle kaşlarım çatıldı. "İnadına mı yapıyorsun güzelim, ben kokunu saklamaya çalıştıkça sen daha çok sıkıyorsun." Diyerek elindeki parfüm şişesini alarak üzerindeki yazılara baktım. Tanımadığım bir markanındı.

"Markası çok bilinen bir marka değil, üvey ailemdeki babannem almıştı, çok durumları olmadığı için mecbur ucuz bir şey almış ama çok hoşuma gitmişti ve benim için çok değerliydi, hâlâ saklıyorum ilk parfüm şişemi." Derken yüzündeki buruk gülümseme ile bende gülümsedim.

"Çok güzel kokuyor, ama sen yine de dikkat et, bilinmeyen bazı kozmetik mağazalar sağlık testinden geçirmiyor ürünleri, piyasaya kaçak mal satıyorlar, zarar vermesin sana." Diyerek şişeyi eline verirken yüzündeki gülümseme ile beni onaylamıştı.

"Benim dersim başlayacak birazdan, ben okula geçeyim." Diyerek ayaklanırken ben onunla beraber kalktım yerimden.

"Tamam güzelim dikkat et kendine, teneffüs aralarında uğrarım yanına." Diyerek saçlarına ufak bir öpücük kondururken o da dudaklarını hafif sakallı yanaklarıma bastırmıştı.

Okuluna doğru ilerlerken boyu uzun olduğu için kısa kalan eteğine kısa bir bakış atarak, etrafta kimsenin ona bakmadığına emin olmak adına gözlerimi etrafta gezdirdim.

Neyse ki herkes kendi derdindeydi.

 

********

 

"Çıkabilirsiniz arkadaşlar." diyen hocayla hızla kitaplarımı toplayarak ayaklandım. Adam dört saat blok ders yapmıştı resmen...

Hızlı adımlarla okuldan çıkarak lisenin bahçesine girerken etrafta kimsenin olmaması ile derste olduklarını anlamıştım.

Bunu umursamadan Arya'nın sınıfının olduğu kata çıkarak sınıfının karşısındaki oturağa oturacaktım ki açık olan kapıdan sınıfta kimsenin olmadığını fark etmem ile nöbetçi öğrenciye ilerleyerek nerde olduklarını sordum.

"Onların beden dersi var abi, aşağı katta spor salonundalardır, bir bak istersen." Demesi ile kitaplarımı ona emanet ederek adımlarımı aşağı kata çevirdim tekrar... Kokusuna hasret kalmıştım güzelimin...

 

   *****

Spor salonunda gözlerimi gezdirirken basketbol sahasında kızlı erkekli karışık basketbol oynayanlara takıldı gözüm.

Aralarında Arya ve Ayaz da vardı. Bu kız daha yeni yeni iyileşmeye başlıyorken derdi neydi acaba.

Diyerek izleyicilerin olduğu alana geçerken üzerindeki yarım askılı tişörte ve siyah tayta öfkeli bir bakış attım. Ne kadar güzel olduğunu farkında mıydı acaba?

(Ceket üzerinde olduğu için yaraları görünmüyor varsayın arkadaşlar)

İzleyici koltuklarına oturarak dikkatlice onu izlerken, sürekli elindeki topu sektirerek profesyonelce kaçırmasını izliyordum. Aynı zamanda ise topu almak için dibine kadar giren erkeklere öfkeli bakışlarımı atmaktan geri durmuyordum.

Sırtımı oturağa yaslayarak kendime rahat bir pozisyon ayarlayarak çekişmeli ilerleyen maçı izlemeye başladım.

Kısa süre içinde iki tarafta birbirine basketler atarken, bakışlarım tekrar topu sektiren Arya'ya kaydı. Havalı görünüyordu...

Yüzümdeki ufak tebessümle onu izlerken topu almak için arkasından yaklaşan kişi ile bakışlarım onu buldu, Arya'nın sırtına göğsünü yaslayarak topu almaya çalışırken eli Arya'nın giydiği tişörtten dolayı açık kalan karnını sarmıştı.

Benim sevgilimin karnını sarmıştı..

Hem de onun eli...

Oturduğum yerden sinirle doğrularak Arya'nın ne yapacağını merakla izlemeye başladım.

Tenine değen el ile topu sektirmeyi bırakmış ve kısa süre gözlerini kapatıp tekrar açmıştı.

Öfkeli gözüküyordu...

Basket topunu iyice kavrayarak yavaşça arkasındaki bedenden uzaklaşarak kim olduğuna baktı kısa süre.

Yüzünde bir gülümseme oluşurken tek kaşım ister istemez havaya kalkmıştı.

Ne yapacaktı acaba?

Elindeki basket topunu havaya kaldırarak sert bir hamleyle çocuğun yüzüne atarken burnunun kırıldığını ben bile hissetmiştim.

Çocuğun çığlığı salonda duyulurken kısa sürede tarafların birbirine girmesi ile yüzümdeki sırıtmaya engel olamayarak sevgilimi aralarından almak için kavganın arasına daldım.

Hâlâ yerde burnunu tutarak kıvranan çocukla kavga ediyordu.

Hızla beline elimi sararak kavga alanı dışına çıkardım. "Ulan sen kimsin, çek şu elini." Diyerek elimi itmeye çalışırken gülümsemeden edemedim.

Kulağına doğru eğilerek "Benim sevgilim." Diyerek fısıldarken hareketleri kısa bir ân durmuş, daha sonra ise başını göğsüme yaslanmıştı. "Ne güzel kırdın herifin burnunu." Diyerek sırıtırken ufak bir kıkırdama çıkmıştı ağzından.

"Neyse boşver onu bunu az uzak dur pis gibi ter kokuyorum." Diyerek kollarım arasından çıkmaya çalışırken daha sıkı kavradım belini.

Burnumu boynuna yaslarken terin bile gideremediği o güzel kokusu dolmuştu ciğerlerime. "Gayet güzel kokuyorsun bebeğim. Mis gibi." Diyerek boynuna öpücük kondururken gülerek geri kaçmıştı.

"Az geri dursana, herkesin içinde yapıştın." Diyerek kaçmaya çalışırken daha da sıkı sardım elimi beline.

"Ayrıl, ayrıl..." Diye bağırarak salona dalan müdür ve beden eğitimi hocası ile kollarım arasındaki beden bir ân irkilirken öfkeyle derin bir soluk aldım.

"Arya, Meriç çabuk odama." Diyerek arkasını dönüp ilerlerken Arya derin bir nefes almıştı. "Bana yol gözüktü, görüşürüz sevgilim." Diyerek kollarım arasından çıkarken, salondan çıkmış ardından ise Ayaz ile birlikte biz çıkmıştık.

 

*******

 

Müdürün kapısında beklerken, içeriden gelen bağırma sesleri ile içeri dalmamak için kendimi zor tutuyordum.

 

******

 

Yarım saatin ardından hâlâ kimse ses etmezken koridora Toprak Abi ile Ahmet Amca girmişti.

Öfkeyle müdürün odasına girerlerken ben de daha fazla dayanamayarak aralık kalan kapıdan içeri daldım.

Arya ve o çocuk yan yana durmuş müdürün olayı velilere anlatmasını izliyorlardı sessizce. Arya başı dik bir şekilde öfkeyle olayı dinlerken yanındaki çocuk ise kanayan burnuna peçete tutuyordu.

Arya'nın yanına adımlayarak ikisinin arasına girerken kolumu beline doladım. "Benim, minik, güçlü sevgilim." Diyerek saçlarına ufak bir öpücük kondururken yüzünde oluşan gülümsemesi ile gamzesine öpücük kondurdum. Üzerimde yoğun bakışlar hissetmem ile bakışlarımı kaldırarak Toprak Abi ile gözgöze geldim.

Bakışlarını üzerimden çekmeden yanımıza adımlayarak kollarım arasındaki bedeni kendine çekmişti. "İyi misin abim? Bir şeyin yok değil mi?"

"İyiyim abi merak etme." Diyerek başını abisinin göğsüne yaslayan Arya'ya son bir bakış atarak odaya dalan diğer velilere baktım.

"Hangi yaratık oğlumu bu hâle getirdi." Diyerek bağıran kadın ile yüzüm buruşurken herkesin kulağını tıkamak istediğine emindim

"Yine hangi kıza izni olmadan dokundu da buradayız Allah bilir. Eğitemedim ben bunu yarın yurt dışına gidip adam gibi dersini alacak, para da göndermeyeyim de iyi bir bedel ödesin. Çalışsın it." Diyen adam sert bakışlarıyla oğlunu süzerken, dersini alacak olmasına sevinmiştim. Hakediyordu...

"Düş önüme Meriç, müdür bey ben bugün kaydını almak için uğrarım yanınıza, sende kusura bakma kızım ama merak etme ben ona iyi bir ders vereceğim." Diyerek Arya'dan da özür dileyerek odadan çıkmış ve ardından kapıyı kapatmıştı.

"Hadi meleğim eşyalarını al da evimize gidelim." Diyen Ahmet Amcayla Arya ile ikimiz beraber odadan çıkmıştık.

Yanyana sessizce yürürken bakışlarım kısa bir ân hafifçe titreyen ellerine kaydı. O da nereye baktığımı farketmiş olacak ki bakışları ellerine kaydı.

"Nefret ediyorum o şeye muhtaç olmaktan. Ben sözümü tutamayacağım sanırım." Diyerek sigara ihtiyacını dile getirirken. "Benim de almam gerekiyordu, dersim bitti zaten, eve geçince beraber içelim." Diyerek saçlarına ufak bir öpücük kondurdum.

Başıyla beni onaylarken sınıfına girmesi ile bende öğrenci masasına ilerleyerek çocuktan kitaplarımı aldım.

 

 

Loading...
0%