Yeni Üyelik
66.
Bölüm

66. Bölüm (Final)

@sirius_70

Gece Arya Soyer'den:

 

Duvardaki saat gece dördü gösterirken yattığım yataktan kalkarak lavaboya girdim.

Kısa bir duş alarak üzerime siyah bir tayt ile Toprak abimden çaldığım siyah bol sweati geçirirken aklım tarihteydi.

09/05/2004...

Cezamın başladığı gün...

Hayatımın zehir olmasına adım attığım ilk gün...

Doğduğum ama aslında ruhumun öldüğü gün bugün...

Ben bugün doğdum, bugün öldüm...

Benim bedenim bugün doğdu, ama ruhum da bugün öldü...

Ben Gece Arya Soyer...

Doğduğu gün ölen kızım...

Ne çabuk geçmişimi unutup bu hâle geldiğimi bilmiyorum...

Ne çabuk eski sert, ifadesiz Arya'yı bırakıp her şeye ağlayan duygusal Arya oldum bilmiyorum.

Ne zaman eski bana ihanet edip, bir ân bile arkama bakmadan geleceği düşünmeye başladım onu da bilmiyorum.

Ben hiçbir şey bilmiyorum...

Ben kısa bir ân her şeyi unutmuştum...

Ya da unuttuğumu sanmıştım...

Ama unutmamışım meğer...

O acılar, o karanlık geçmiş hep benimleymiş...

Ben sadece kendimi kandırmışım, ya da insanları kandırmışım...

Mutluluk ve güven duygusu öyle kör etmişti ki gözümü, ben kendimi hayatın akışına kaptırmışım...

Ben kendim olmaktan çıkmıştım.

Gözlerim aynadaki bana baktı bir süre. Gece 12'den beri uyumamış hayatımı baştan sona analiz etmiştim.

Şöyle bir düşündüm de, ben çok değişmişim...

Gözlerime canlılık gelmişti resmen, tâ ki bugüne kadar...

Bugün benim için kötü bir gündü ve ben bugünü ailemin yanında üzgün geçirip onları da üzmek istemediğim için kendi başıma geçirecektim...

Eski benle başbaşa kalacaktım...

Kimse uyanmadan son kez aynada kendimi süzerek telefonumu masanın üzerine bıraktım ve küçük bir not kağıdına:

"Bugün yalnız kalmak istiyorum..."

Yazarak not kağıdını aynama yapıştırdım ve her şeyi ardımda bırakarak, bir günlüğüne kaçtım o evden...

Yanıma hiçbir şey almadan...

 

********

 

Yazardan:

 

Soyer erkekleri çaresizce Demir'in elindeki not kağıdına bakarken nefes almakta zorlaniyorlardı...

Melekleri gitmişti...

Bir günlüğüne de olsa, gitmişti...

Tüm acılarını yeniden omuzuna yüklemek için gitmişti.

Tek başına acı içinde kıvranmaya gitmişti...

Ahmet Bey üzerindeki gömleğinin düğmelerini aralarken gözünden akan yaşlara engel olamıyordu.

Düne kadar ikizlere nasıl bir kutlama yapacağını düşünen adam şimdi kızının yokluğu ile imtihan ediliyordu...

Çok heyecanlıydı... Sadece o değil herkes çok heyecanlıydı...

Hepsi ilk defa ikizlerin birlikte yeni yaşına girdiği günü görmek için sabırsızlanıyordu...Tâ ki Demir elinde o küçük not parçası ve ablasının telefonu ile gelene kadar.

 

....

 

Kapının çalması ile herkes Arya olması umuduyla kapının önüne dizilirken, karşılarında gördükleri Semih ve ailesi ile stresli bir nefes aldılar.

Onları içeri davet eden Ahmet Soyer kapıyı kapatmak üzereyken bahçe kapısından giren Selim ve oğlu ile kapıyı kapatmaktan vazgeçerek beklemeye başladı.

"Gitti değil mi?" Diyerek içeri adımlayan Selim üzüntüyle fısıldarken başıyla onaylamakla yetinmişti Ahmet Soyer.

Herkes içeride otururken meraklı gözler kapıdan giren Ahmet ve Selim'e dönmüştü.

Herkesin gözü Arya'yı arasada Soyer erkeklerinin hâllerine bakılırsa iyi şeyler dönmüyordu ortada.

Karan sevgilisini sormak istesede alacağı cevaptan korkarak sessizce bir şey demelerini beklemeye başlamıştı.

"Hiç sevmez doğum günlerini, hayatının en kötü günleridir belki de o günler... En çok dayak yediği, en acı çektiği, en kötü anlarının başıdır onun için bugün. İkinci dayağı beşinci yaş günündeydi, daha küçücük çocuktu, Melih (üvey abisi) ilk kez doğum gününden bir hafta önce el kaldırdı ona, ilk kez bugün attılar sokağa, ilk kez bugün t-tecavüz etmeye çalıştı Hasan (üvey baba), ilk kez bugün öldü ruhu... Kötülerin ilk günleri bugün onun için. Ben onu yaklaşık 12 yaşındayken tanıdım, ilk kez o zaman başladım yaralarını sarmaya... Yapamadım Ahmet, affet ama kızın yıllarca acı çekerken ben yaralarını sarmaktan başka hiçbir şey yapamadım. Ö-özür dilerim..."

Diyerek ağlayan Selim ile herkesin kalbi daralırken, Ahmet sessizce yanında ağlayan adamı omzundan kendine çekerek sıkıca sarıldı.

"Ben yokken babası olarak sen vardın yanında Selim, emin ol sen olmasan kızım bugünlere gelemezdi." Diyerek içi kan ağlayan Ahmet sessizce fısıldamıştı.

Karan sevdiği kadına bir kere daha hayranlık duyarken, içindeki endişeye engel olamıyordu bir türlü... Kim bilir neredeydi Arya şimdi.

"Nerededir şimdi Selim Abi?" Diyerek kısık sesle soran Toprak ile bakışlar tekrar Selim'e dönerken araya giren Kuzey ile ona dönmüşlerdi.

"Ablam bugünlerde hep kaybolur ortalardan, ama doğal bir alana gittiğine eminim, şarkılarını da hep orda söylüyor zaten." Diyerek dikkatleri üzerine çekmişti.

"Hadi bulalım küçük hanımı, Hadi Ahmet, hadi Selim kendinize gelin, bugün kızınız ilk defa mutlu bir doğum günü kutlayacak bunu da elinden almayın." Diyerek heyecanla söylenen Semih ile herkes oturduğu yerde ayaklanmıştı.

 

*****

 

Arabalar ardarda dizilmiş hep beraber Arya'yı ararken küçük Rüzgâr bile merakla camdan dışarıya bakıyordu Arya'yı ararcasına.

Umutları yavaş yavaş tükenirken, hepsinin yüzünde üzgün bir ifade yer edinmişti.

Son kez arabaların önüne geçerek herkesin kendisini takip etmesini isteyen Karan ile herkes tekrar arabalarına binmiş son umut önlerinde ilerleyen arabayı takip ediyorlardı.

 

*****

 

Karan'ın durması ile herkes arabalardan inerken Demir, ablası ve abisi için özel olarak yaptırdıkları pastayı çıkarmış son kez umutla önündekileri takip etmeye başlamıştı. Umarım burada bulurlardı aradıkları huzuru...

Karan, Arya ile dertleştikleri ağacın altına gelirken herkesin bakışları gibi onun bakışları da, siyahlar içinde yere uzanıp, cenin pozisyonu almış boş bakışlarla yere bakan kızdaydı.

Islak saçlarının bazıları yere saçılırken, bazıları kafasına geçirdiği sweatin içinde kalmıştı.

"Bulmuşsunuz..." Diyerek fısıldadı genç kız boş, hiçbir duygu barındırmayan sesiyle...

"Bulduk babacım, biz bugünlerde birbirimize destek olmayacaksak niye varız ki? Ağlayacaksak da güleceksek de beraber yapacağız bunu." Diyerek kızının yanına adımlamış ve kızını soğuk zeminden kaldırarak göğsüne çekmişti.

Diğer Soyer erkekleri de etraflarına çember oluştururken Arya hiçbirine bakmıyor sadece ellerine bakıyordu.

"Sadece, sizi üzmek istememiştim.." diyerek başını babasının omuzuna gömmüştü genç kız.

"Sen bizden gittikçe biz daha da üzülürüz güzelim, lütfen bir daha bu acıyı bize de kendine de yaşatma, biz bir aileyiz her şeyi beraber atlatmalıyız." Demişti Toprak kardeşine destek olurcasına.

"Evet, her şey güzele bağlandığına göre abla ve abi artık mumları üfleyebilirsin, kolum koptu pastayı yanımda gezdirmekten." Diyen Demir ablasının önüne diz çökerek otururken, Ayaz da ikizinin yanına adımlayarak ilk kez ikiziyle birlikte doğum gününü kutlamanın sevinciyle önünde ikisinin resminin olduğu pastaya baktı.

Arya yüzündeki tebessümle ikizine bakmış ardından ise önündeki pastada tek başına duran sigara desenli ve komik mumu ikiziyle aynı ânda üflemişti.

"Mumu ben buldum, hoşuna gitti değil mi? Eniştemle içerken seviyor gibiydin." Diyerek ortayı yumuşatan Demir ile herkesin yüzünde ufak bir gülümseme oluşmuştu.

 

******

 

Kısa sürede herkes eski hâline dönerken yüzlerindeki tebessüm eksik olmuyordu hiçbirinin.

Hepsi çember olmuş bir şekilde önlerinde Demir ve Kuzey'in yakında bulunan marketten aldıkları cipsi, kola, meyve suyu, kek... ile karnını doyuruyordu.

Arya ise sessiz ve huzurlu bir şekilde sevdiğinin omzunda ailesini ve ailesi olacak insanları (kaynanasıgili;) izliyordu.

İlk defa güzel bir doğum günü olmuştu.

İlk defa ikiziyle doğum gününü kutlamıştı.

İlk defa ailesiyle doğum günü kutluyordu.

İlk defa bugün onlarca hediye almıştı doğduğu için.

Yüzündeki gülümsemeyi silmeden sevdiğinin omzuna daha çok yaslanırken, Karan da başını sevdiği kızın saçlarına gömmüş huzurunu soluklanıyordu.

"İlk defa bu kadar mutluyum..." Diyerek fısıldadı genç kadın...

"İlk defa bu kadar huzurluyum..." Diyerek fısıldadı genç adam.

"Çifte kumrular bölüyorum ama, Arya Hanım bugün sizden şarkı istiyoruz." diyerek gitarı Arya'nın eline veren Kuzey ile herkes heyecanla derin bir nefes almıştı.

......

Uyu aşkım koynumda

Kaygısız mışıl mışıl

Bana emanet gül yüzünde

Gülümseyen huzur

 

Hani gitmiştik ya ikimiz birden

Ama bitmiştik harbiden

Yine bastırırsa kapkara

Bulutlar aniden

 

Ne olur bu evden kimse gitmesin

Bu hikayede hiç kimse kimseyi terketmesin

Mutlu son olmasın mutlu sonsuz olsun

Dualarım örtsün bizi hasret üşütmesin

 

Ah ölüm yalan

Ayrılık aman

Eğer incitirse bedenini

Ödesin bu adam

 

"Seni o kadar çok seviyorum ki şu an, şu an ölsem dünyanın en mutlu adamı olarak kalırım." Diyerek sevdiğinin kulağına fısıldayan adamı Arya'nın nakaratı coşkulu ve hayran bırakacak derecede söylemesi sayesinde kimse duymamıştı sevdiğinden başka.

Soyer erkekleri bir kere daha şükretmişti evlerine böyle bir melek geldiği için...

Karan bir kere daha şükretmişti o gün o uçurumda Arya ile karşılaştığı için...

Arya bir kere daha şükretmişti kötü zamanlar geçirse de yanında Selim abisi ve Kuzey olduğu, onlarla tanıştığı için...

Aslı Hanım bir kere daha şükretmişti oğlunun böyle bir kızla birlikte olduğu için...

Karan bir kere daha şükretmişti böylesine güçlü bir kadın sevdiği için...

Arya bir kere daha şükretmişti böyle bir adam sevdiği için...

"Seni çok seviyorum Gece'mm." Diyerek fısıldayan adam ile genç kadın yüzündeki huzurlu gülümsemesi ile son kez ailesine bakarak bakışlarını sevdiğine çevirdi.

"Bende seni çok seviyorum Karan'ım" diyerek sevdiğinin hafif uzamış olan sakallarına öpücük kondurmuş ve tekrar başını göğsüne yaslayarak mutlulukla kendilerini izleyen aile üyelerine büyük bir tebessüm sunmuştu gamzeleriyle...

 

Evlilik sonrasına dair birkaç özel bölümüzle sizlerle olacağım canlarım, takipte kalın😇😇

Loading...
0%