Yeni Üyelik
2.
Bölüm

SON DEFA

@siyah2_beyaz9

 

Yade'den

 

Kasım ayındayız... Kasımın dokuzundayız... Saat 13:40... Hapishanedeyiz babamı son defa görmek için bekliyoruz. Ben, annem ve abim.

 

 

Çok acı değil mi? Babanızı son defa göreceksiniz. Son defa kokusunu içinize çekeceksiniz. Ona son defa sarılacaksınız. Sesini son defa duyacaksınız.

 

Babam vatan haini damgası yedi hem de yıllarca bu ülke için çabalamasına rağmen. Bu ülke için yıllarca ölmeyi göze almasına rağmen. Bu ülke için sayısız defa vurulmasına rağmen.

 

Neden yedi peki bu damgayı? Bir kız çocuğuna daha yedi yaşındaki bir kız çocuğuna tecavüz etmeye kalkan bir hanedan üyesini vurarak öldürdüğü için.

 

İki hafta önce yani bu olay yaşandıktan sonra babamı hapishaneye getirdiler. Bize o gün kurduğu cümleler aklımdan hiçbir zaman çıkmayacak biliyorum.

 

Bize demişti ki "Bir sırrı saklayarak adalete zarar vermektense, adalet uğruna zarar görmeyi tercih ederim. O yüzden çıkan karar da benim için ağlamayın. Aksine başlarınızı benim için dik tutun. Herkes sizin kimin çocukları olduğunuzun bilincinde olsun. Adımı şerefiniz ile yaşatın."

 

"Sen güzeller güzeli kızım. Oku ve adalet için çalış. Özellikle kız çocuklarının ve şu an içeride suçsuzken tutulan adalet için çalışan insanlar için çalış. Olur mu babacım?"

 

"Sen mantığı her zaman duygularından ağır basan oğlum, Yalınım... Benim gibi bu ülke için çalış. Adaleti sağlamak için çalış. Her zaman yaptığın gibi iç dünyanda olayları yaşamaya devam et. Ama başını dik tut. Tamam mı babacım?"

 

"Anneniz... Ona iyi bakın o her ne kadar sizin gibi güçlü görünmeye çalışacak olsa da yapamayacak. Duygusal bir kadın sizin anneniz. Ama bir o kadar da güçlüdür. Siz o tam bitti artık kalkamayacak dersiniz. Leylam hepinizi şaşırtarak başka biri olarak karşınıza çıkar. Dikkat edin benim altın gözlüme..."

 

...

 

Şimdi yine o hapishane önündeyiz ve babamızı, Annemin Kemalini, benim kahramanımı ve abimin toprak gözlüsünü bekliyoruz.

 

" Abi saat kaç?"

 

"14:00 prensesim."

 

"B-Babam ne zaman gelecek?" sesim hiç istemememe rağmen titrek çıkmıştı.

 

"Beş dakika sonra gelecek güzelim."

 

"Anne..."

 

"Ağlamak yok Yade. Dik duracaksın, dik durmak zorundasın. Çünkü dışarıdasın çevrende bir sürü aşağılık insan var. Onların önünde ağlayarak babanın başını yere eğdiremezsin."

 

"Ama..."

 

"Aması maması yok abim lütfen."

 

Gözlerim dolmuştu. Her yeri bulanık görüyordum. Ama sanki göz yaşım bile şu an burada akmak istemiyormuş gibi akmıyordu.

 

Oysa ben bu kadar güçsüz değildim. Ben bu kadar duygusal da değildim. Aksine herkese karşı duvar örmüş kızsam da üzülsem de mutlu olsam da bunların hepsini o duvarın içinde kendi kendime yaşardım.

 

Ama söz konusu kahramanım olunca...

 

-5 dakika sonra-

 

Kapının önünde hareketlilik vardı bu da babamı ölüme götürecekleri zamanın geldiğini söylüyordu bize. Ve evet babamı gördüm iki kolundan onu tutan askerlerle birlikte.

 

Babamın yürümekte zorlandığını görebiliyordum. Yine işkence çektirmişlerdi anlaşılan. Babamı bu iki haftada on yıl yaşlanmış olarak görmek canımı sıkıyordu. Ama belki on belki yirmi beş dakika sonra artık yaşlanmayacak olmasını bilmek canımı daha fazla yakıyordu.

 

Her ne kadar yürümekte zorlansa da dik duruyordu. Hiçbir zaman dik durmakta zorlanmayan babam bu gün de zorlanmıyordu. Ama sanki dik dururken canı yanıyordu. Bunun gördüğü işkencelerden olduğunu anlayabiliyordum.

 

Babamı bize doğru ilerlettiler. Babam yanımıza geldiğinde ona ilk sarılan annem oldu.

 

"K-Kemal..." annemin sesinin titremesi gözlerimin daha çok dolmasına sebep oldu.

 

"Leylam, mis kokulum." babam annemin kokusunu içine çekti.

 

"Seni çok seviyorum."

 

"Ben daha çok seviyorum seni bir tanem." deyip anneme daha çok sarıldı babam. Annem artık dayanamadı ve ağlamaya başladı.

 

"Leylam. Altın gözlüm. Yapma böyle eğme başını önüne. Dik dur , dik dur ki insanlar adaletin tekrar doğabileceklerine inansınlar. Dik dur ki gözüm arkada kalmasın. Dik dur ki asaletin bozulmasın. Dik dur ki adım şerefin ile yaşasın."

 

"Kemal..." babam annemin gözlerinin içine som defa baktı ve ondan ayrıldı. Babam annemden ayrıldıktan sonra abim babama sarıldı.

 

"Babam."

 

"Yalım'ım oğlum. Annen ve kardeşim sana emanet."

 

Abim sadece kafasını sallamakla yetindi. Daha sına onun da gücü yok gibiydi.

 

"Emanetime ne pahasına olursa olsun sahip çıkacağını biliyorum. Sana bırakacağım bir emanetim daha var aslanım." babamın sözüne karşı abim yutkunarak cevap verdi.

 

"Nedir baba?"

 

Babamın abime kurduğu son kelime "Vatanın." oldu ve annemde yaptığı gibi son kez abimin gözlerinin içine baktı ve ona son kez sarıldı.

 

Ve evet işte o an. Babama son defa sarılacağım ve kokusunu son defa içime çekeceğim o an.

 

"Kızım." konuşmadım çünkü biliyorum konuşursam ağlardım.

 

"Susacak mısın bir tanem."

 

"A-ağlamak i-istemiyorum."

 

"Biliyorum prensesim biliyorum güzelim ama bu beni son görüşün."

 

"B-baba..."

 

"Babacım. Ağlamak istemiyorsun. Ağlamamalısın zaten. En azından şu an çevrede bu kadar karşıt görüşlü insan varken değil."

 

Hala onu bu hale getirenlere aşağılık demiyordu, kızmıyordu... Ya da belki son dakikalarımızı bununla harcamak istemiyordu...

 

" Evimizde istediğin kadar ağla bağır çağır kız. Ama şimdi başını önüne eğmemelisin. Kendin için değil babacım benim için."

 

"T-Tamam." deyip babama son kez sarıldım.

 

"Sana neleri emanet ettiğimi biliyorsun. Tekrar tekrar söylemeyeceğim. Sadece oku güzelim. Bu ülkeye adaleti tekrar sağlayın. Ve dediğim gibi adımı şerefiniz ile yaşatın."

 

"Söz veriyorum baba. Adını şerefin ile yaşatacağıma söz veriyorum."

 

"Sen sözlerini tutarsın güzelim bil-." Babamın sözünü kesen uzaktan bağıran bir gardiyan oldu.

 

"KEMAL BOLAT. VAKİT GELDİ.!"

 

***

 

-BÖLÜM SONU-

Loading...
0%