Yeni Üyelik
3.
Bölüm

3. Bölüm

@siyahbeyazyarim

Keyifli Okumalar

O olay üstünden iki güç geçmişti. Mia’nın aklında o gördüğü yabancı kişi vardı. ‘Neden orada olduğunu? Niçin evlerini gözetlediğini? Amacının ne olduğunu? Dost mu? Düşman mı?’ diye aklında sorular vardı. Bu sorularının cevabı o yabancıda olduğunu biliyordu elbette. Lakin o yabancının tehlikeli olabileceğini de düşünüyordu. Hisleri onun dost olduğunu söylüyordu ama o hislere güvenemezdi.

Perseus, Arman ve Aaron, iki gündür Mia’da ki değişimin farkındaydı. Ona ‘Neyin var?’ diye sorduklarında hep ‘bir şeyim yok’ derdi. Onlara o gördüğü yabancıdan bahsedemezdi. Mia, o yabancıdan bahsetmemekle hata yaptığını biliyordu. Lakin kendisine inanmamalarından korkuyordu.

“Mia hadi kahvaltıya gel! Daha kasabaya ineceğiz!” dedi Perseus.

Mia, Abisi Perseus’a ‘geliyorum’ diye yanıt vermişti. Fakat odasında biraz daha oyalandıktan sonra aşağıya inmiş, kardeşleri ve amcasıyla kahvaltısını yapmıştı. Dalgın olduğundan kahvaltısını doğru düzgün yapamamıştı Mia. Kardeşleri bu durumu fark etseler de bir şey dememişlerdi.

“Kahvaltınızı yaptıysanız çıkarım mı? Kasabada satmamış gereken ürünler var.” dedi Amcaları.

“Çıkarım amca. Kazandığımız parayla kışlık et mi alacağız?” dedi Arman.

Amcaları cevap vermek yerine başını sallamakla yetinmişti. Perseus, Arman, Aaron ve amcaları satılacak ürünleri alıp kasabaya gitmek için yola çıkmışlardı. Mia evde kalmış, onlar gelene kadar temizlik ve akşam için yemek hazırlayacaktı.

Oturduğu yerden kalkan Mia, evi temizlemeye koyulmuştu. Amcasının odası hariç diğer odaları dip köşe temizlemişti. Amcasının odasını temizlemedi, çünkü o odaya girmek yasaktı. Mia o odada ne olduğunu, amcalarının onlardan ne sakladığını hep merak etmişti. Lakin yakında öğreneceklerini hissediyordu.

Mia, temizliği ve yemeği bitirdiğinde akşamüstü olmak üzereydi. Temizlik ve yemek yapmak Mia’yı çok yormuştu. Fakat ikisini de yapmayı sevdiğinden ona tatlı bir yorgunluk geliyordu. Kardeşlerinin ve amcasının karanlık çökene kadar gelmeyeceklerini düşündü Mia. Onlar gelene kadar odasına çıkıp dinlenmeye karar verdi. Lakin odasına girdiğinde yatağının üstünde bir mektup olduğunu gördü.

O mektubun nereden geldiğini? Nasıl geldiğine ve kimin bıraktığına dâhil ufak bir fikri yoktu. Lakin bir o kadar da korkmasına neden olmuştu. Temkinli adımlarla yatağına oturmuş –etrafa göz atmayı ihmal etmemişti- ve mektubu eline almıştı. İçinde ne yazdığını çok merak ediyordu. Mektubu her kim bıraktıysa bilerek bıraktığını ve o mektubu okumasını istediğini düşünüyordu.

Bir süre kendisiyle çelişti Mia. O mektubu açıp okumayı tereddüt ediyor, içerisinde ne yazdığını bilmediğinden korkmasına neden oluyordu. ‘Ya bu mektup bir tehdit mektubuysa?’ diye düşünmeden edemedi Mia. Lakin, o ve kardeşleri kimseye hiçbir şey yapmamışlardı. Bunu öğrenmenin tek bir yolu vardı, mektubu açıp okumaktı. Mia, yavaş yavaş mektubu açmaya başlamıştı. Mektubu üsten göz gezdiren Mia, tehdit mektubu olmadığını anlamıştı. Satırları sakin ve bir o kadarda yavaş okumaya başladı.

Sevgili Mia,

Bu mektubu sana yazmamın nedeni, iki gün önce seni korkutmuş olmamdan dolayıdır. ‘Nereden korktuğumu biliyor’ diye düşüneceksin, çünkü korktuğunu görmüştüm. Benden korkma Mia, ben düşman değilim aksine sizin dostunuzum. Uzaktan da olsa sizi korumam görevi verildi bana. Zamanı gelince yanınıza gelip her şeyi size anlatacağım ben. O zamana kadar kendinize dikkat edin.

Bu mektubu sana yazma sebebim, sizi uyarmaktır. Kimseye güvenmeyin özelliklede amcanıza, çünkü onun dost mu düşman mı olduğunu henüz çözemedik. Düşmanlarımız tarafından saldırıya uğrama ihtimaliniz yüksek. Lakin ben elimden geldiğince sizi koruyacağım. Yakın da görüşmek üzere…

Elf Temsilcisi…

Legolas

Mektubu okuyan Mia şaşkınlıkla gözlerini kırptı. Mektupta yazanlar Mia’yı korkutmaya yetmişti. Aklı bunları anlamamakta dileniyor, böyle bir şeyin olabileceğini kabul etmiyordu. Düşmanları kimdi? Onlardan ne istiyorlardı? Ve en önemlisi amcası nasıl düşmanları olabilirdi? Mia’nın aklında bu tür sorular dolaşıyordu.

O sorularının cevaplarını zamanı gelince bulacaklarını biliyordu. Lakin şuan ne yapacağına karar vermesi lazımdı. Kardeşlerine bu mektuptan bahsedecek miydi? Yoksa mektubu yok edip hiçbir şey olmamış gibi mi davranacaktı? Bir süre ne yapacağını düşündü Mia. Düşündükçe aklı daha da çok karıştı. Kardeşleri ile konuşana kadar mektubu düşünmemeye karar verdi.

Odasında ne kadar süre oturduğunu bilmeyen Mia, aşağıdan sesle duymasıyla odasından çıkmış ve aşağıya inmişti. İnmeden önce mektubu bir yere saklamıştı. İnerken temkinli davranması gerektiğini biliyordu. Fakat kardeşlerinin ve amcasının eve geldiğini düşünüyordu. Tahmini de doğruldu, gelen kardeşleri ve amcasıydı. Mia koşarak Perseus abisinin yanına gitmiş ve ona sımsıkı sarılmıştı.

Diğerleri Mia’nın sarılmasına bir anlam verememiş, anlamaz ifadeleriyle bakmışlardı. Mia abisinden ayrılmış, bir-iki adım geriye gitmişti. ‘Hoş geldiniz’ diyerek onları karşılaşmıştı. Kardeşler ve amcalar kasabadan aldıklarını yerleştirmeye başlamışlardı. Herkes yorgun olduğundan ne sohbet edecek, ne de yemek yiyecek havalarında değillerdi.

Yerleştirmeyi bitirdikten sonra odalarına çekilmişlerdi. Mia, sakladığı mektubu yerinden almış ve kardeşlerinin yanına gitmişti. Kardeşlerinin daha uyumadığını gören Mia, mektubu vermenin tam zamanı olduğunu düşünmüştü.

“Perseus abi?” dedi Mia.

“Efendim Mia’m” dedi Perseus.

“Siz gittikten sonra ben temizlik ve yemek yaptım. İşlerimi bitirdikten sonra odaya çıktığımda bu mektubu buldum.” dedi Mia.

Elindeki Mektubu göstererek konuşmuştu. Perseus ve diğer kardeşler Mia’nın elinde ki mektuba bakmış ve yazdığını merak etmişlerdi. Perseus, Mia’nın elinde ki mektubu almış ve diğerlerinin duyacağı bir şekilde sesli okumuştu. Okumayı bitirdikten sonra onlarında aklının karıştığını görebiliyordu Mia. Ve nasıl bir tepki vereceklerini de merak ediyordu.

“Ne demek oluyor bu?” dedi Aaron.

“Hiçbir fikrim yok. Fakat sonunda kötü şeyler olmasından korkuyorum.” dedi Arman.

Onlarda Mia kadar kokmuş ve bir o kadar da şaşkınlık içerisindeydiler. Mektupta yazılanları onlarda anlam verememişlerdi. Akıllarında tek bir soru vardı; Şimdi ne yapacaklardı?

Yayınlanma Tarihi: 08.09.2024

Loading...
0%