Yeni Üyelik
8.
Bölüm

8. Bölüm

@siyahbeyazyarim

Keyifli okumalar...

 

Kardeşler odalarına çıktıktan birkaç saniye sonra Legolas yanlarına gelmişti. Lakin hareketlerinde bir telaş vardı. Kardeşler ‘ne olduğunu’ sorduğunda ‘bir an önce bu evden çıkmaları gerektiğini’ söylemişti. Neler olduğunu anlamayan kardeşler, birbirinin yüzüne bakmışlardı. Legolas’ın uyarısıyla eşyalarını hemen alıp pencereden dışarıya çıkmışlardı.

Legolas onları aceleyle o evden uzaklaştırmaya çalışıyordu. Çünkü bu gece saldıracaklarını son dakikada öğrenmişti. Sean’a haber veremediğine çok pişmandı. Lakin elinde şuan yapacak bir şeyi yoktu. Önceliği kardeşlere vermişti. Belki de hata yapmıştı bunu yaparak. Ama kardeşleri tehlikeye atamazdı.

“Neden bu kadar acele ediyoruz? Bir sorun yok değil mi?” dedi Perseus.

Yürürken sormuştu bu sorusunu. Kardeşler neler olduğunu merak ediyor, bir şeylerin ters gittiğini fark ediyorlardı. Legolas neler olduğunu söyleyip söylememek arasında gidip geliyordu. Söylese geriye dönüp amcalarını kurtarmak isteyeceklerdi. Söylemese sürekli soru sorup duracaklardı. Söylemekten başka çaresi olmadığının farkındaydı. Legolas olduğu yerde durmuş kardeşlere dönmüştü. Gözlerinde hem merak hem de korku vardı. Evden yeterince uzaklaşmış olduklarının farkındaydı. Fakat bu onlar için yeterli olmayacaktır. Yine de bulundukları yer tehlikeliydi.

“Cadının askerleri bu gece saldıracaklarını son dakika da öğrendim. Acele etmemiş bu yüzden.” dedi Legolas.

“Peki ya amcam? Onun haberi var mı?” dedi Arman.

Legolas, başını olumsuz anlamında sallamıştı. Kardeşler aldığı cevaptan korkmuş ve bir o kadar da endişelenmişti. Amcalarına bir şey olursa kendilerini affetmeyeceklerdi. Bu yaşlarına kadar o bakmıştı onlara. Üstlerinde bir o kadar hakkı vardı.

“Geri dönüp onu uyarayım o zaman.” dedi Aaron.

“Olmaz! Bunu yapamayız. Benim önceliğim sizsiniz. Sizi korumam ve başına bir şey gelmesini engellemem gerekiyor. Bu yüzden yolculuğumuza devam ediyoruz. Ve bu konuda kimseden itiraz istemiyorum!” dedi Legolas.

Legolas, kardeşlerin bu konuda itiraz edeceklerini biliyordu. İtiraz etmekte haklı olduklarını da biliyordu. Amcalarının hayatı söz konusuydu. Babaları dışında geriye kalan terk ailesiydi. Onu kaybetmeye korkuyorlardı.

“O bizim amcamız! Asıl sen bunu anla. Onu geride tek başına bırakmak ne kadar doğru.” dedi Aaron.

“Onu geride bırakmayı bende istemem. Lakin buna mecburuz. Size bir zarar gelirse o zaman ben ne yaparım. Siz söylerin bunu?!” dedi Legolas.

“Tamam tartışmayın. Şuanda tartışacak durumda değiliz. Legolas haklı o bizi korumakla görevlendirirdi. Geri dönersek büyük bir hata yapmış olacağız. Bu yüzden çıktığımız yola devam edeceğiz.” dedi Mia.

“Ama-“ dedi Aaron.

“Aması yok ikizim. Dediklerimin ne kadar doğru olduğunu sende biliyorsun.” dedi Mia.

Aaron kardeşine hak vermişti. Geri dönüşü olmayan bir yola çıkmışlardı. Bu yolda başlarına çok bela alacaklarının farkındaydılar. Tekrar yürümeye başlamışlardı. Uzunca bir yol ilerledikten sonra kardeşler yorulmaya başlamıştı. Legolas, az bir yollarının kaldığını ileride kalacakları bir konağın olduğunu söylemişti.

Uzun bir yürüyüşten sonra kalacakları konağın önüne gelmişlerdi. Kardeşler konağı incelemeye başlamışlardı. Dışarıdan bakılınca her an yıkılacakmış gibi görünüyordu. Tahtaları eskimeye yüz tutmuştu. Fakat içerisi dışarısına göre daha mükemmel duruyordu. Duvarları beyaz renge boyanmıştı. Birkaç tane çiçek vardı etrafta. Ve hoş koltuklar ile döşenmişti. Merdivenlerden orta yaşlarda bir kadın inmişti. Legolas’ların durduğu yere gelmiş ve güler yüzle karşılaşmıştı onları.

“Hoş geldiniz. Ne istemiştiniz?” dedi kadın.

“İki oda tutacaktık. Birisi Üç yataklı olsun lütfen.” dedi Legolas.

“Tabii. Buyurun beni takip edin size göstereyim odanızı.” dedi kadın.

Kadın onları kalacakları odalarına götürmüştü. İki oda yan yanaydı. Legolas özellikle böyle olmasını istemişti. Çünkü bir sorun olduğunda hemen onlara ulaşması gerekiyordu. Arman ve Aaron iki kişilik odada kalacaklardı. Diğerleri üç kişilik odalarda. Odalarına geçip güzelce dinlenmeye karar verdiler. Bir tek Legolas dışında. Legolas, yarı uyur yarı uyanık yatmıştı. Gücünü serbest bırakmış, etrafta ne var ne yok diye kontrol ediyordu. Bir şey olduğunda hemen fark edebilecekti.

Sabahın ilk ışıklarıyla herkes uyanmıştı. Arman ve Aaron diğerlerinin yanına gelmişti. Ne yapacaklarını karar vermeye çalışıyorlardı.

“İlk önce at bulmamış lazım. Yürüyerek gitmemiş günler, hatta aylar alır.” dedi Legolas.

“Nereden alabiliriz ki atı? Burada satın alabileceğimiz birisi var mıdır?” dedi Arman.

“Aşağıdaki kadına sorarız bunu. Atı aldıktan sonra yanımıza birkaç yiyecek bir şey alırız. Gideceğimiz yere kadar bizi idare etsin yeter ki.” dedi Legolas.

“Şimdiki durağımız neresi? Nereye gideceğiz peki?” dedi Mia.

Legolas onların anlayabilmesi için kağıt üzerine harita çizmeye karar vermişti. Hangi yoldan gideceklerini, nereden geçeceklerini bileceklerdi.

“Biz şuan Spine yakınlarındayız. Buradan Teirm’e geçeceğiz. Oraya vardığımızda yine yiyecek bir şeyler alırız. Son durağımız Waka köyü olacak, onun ötesinde Sahra çölü var. O çölü geçtikten sonra dağları geçeceğiz. Ve sonunda Derfia Ülkesine ulaşmış olacağız.” dedi Legolas.

“Çölü geçmek zor olacak desenize.” dedi Aaron.

“Evet, Çölü geçmek ile ulaşmalarım derseniz diğer yoldan gidebiliriz. O zamanda yolumuz uzamış olacak.” dedi Legolas.

“Diğer yol derken?” dedi Mia.

“Waka köyünden sonra yol ikiye ayrılıyor diyebilirim size. Birisi çöle giden yol, diğeri Dras-Leona giden yol. Oradan Saleran krallığına yolculuk yapacağız. Saleran ülkesinden dağlara gitmek üç-dört hafta sürer. Zorlarsak o süreği iki haftaya indirebiliriz.” dedi Legolas.

“Önümüzde baya yol var desene. Peki burada Derfia ülkesine ulaşmak ne kadar sürer?” dedi Perseus.

“Hesaplamalarıma göre, ilk dediğim yol en fazla altı hafta. İkinci yol ise sekiz hafta. Onlarda bir aksilik olmazsa eğer bu süre zaafında Derfia’da oluruz.” dedi Legolas.

“Çıktığımız yol bizim için daha güvenli olacak mı?” dedi Mia.

“Öyle olması için elimden geleni yapacağım. Size zarar gelmesini istemem.” dedi Legolas.

“İkinci yoldan giderim deyim. Yolumuz uzun olacak biliyorum. Fakat çölden geçmeyi tercih etmek istemem. Siz ne dersiniz?” dedi Arman.

Diğerleri de ona hak vermişlerdi. Nereden gideceklerine karar vermek biraz zamanlarını almıştı. Kardeşler bundan sonra her şeyin kolay olacağını düşünüyorlardı. Lakin yanılıyorlardı. Düşmanları çoktan peşlerine düşmüş, nereden gideceklerini çoktan öğrenmişlerdi. Onlar orada konuşurken, cadıya haberi çoktan uçurmuşlardı.

Legolas, sadece dört at bulabilmişti. Beşinci atı bulacak zamanları olmadığını biliyorlardı. Legolas atları bulurken, Mia ve Perseus yiyecek almışlardı. Yola çıkmadan önce mataralarına su doldurmuşlardı. Legolas, kaldıkları gece için kadına parasını ödedikten sonra oradan ayrılmışlardı.

Yayınlanma Tarihi: 12.09.2024

Loading...
0%