@siyahbirgece_
|
Bu kızı kanlı canlı karşımda görmek istiyorum." Dedi Mizar. Dergi kitaplarına öylesine bakarken rastlanmıştı Mira'ya.
Mira uzun zamandır ortalıkta yoktu. Bunun sebebi takma ismi 'Mizar' olan adamdan hamile olmasıydı. Bunu tek Mira biliyordu.
Mira'nın kötü geçmişi, ailesi, çocukluğu hepsi yıpratmıştı. Tek dileği oğluna iyi bakmaktı. Oğlu onun için yaşam sebebi olmuştu.
Emiray kafasını salladı. Ama Mizar onun kafa salladığını görmemişti ki sinirle bağırmaya başladı. "Anladın mı beni!" Diye kükremişti adeta. Emiray korkuyla cevap verdi. "Emrin olur abi hemen yapıyorum. Yani yapıyoruz."
Mizar belli belirsiz kafasını salladı. "Kızı kanlı canlı istiyorum." Kafası ile kapıyı gösterdi. Ve sözüne devam etti. "Şimdi çıkabilirsin."
Emiray çok beklemeden odadan çıktı. Mizar ise koltuğuna oturdu, kendisiyle beraber koltuğunuda camdan tarafa çevirdi. Sırtı kapıya bakıyordu. Bu hareketi genelde stresli olduğunda yapar ama şuan stresli değildi.
2 AY ÖNCE
Mira oldukça stresliydi. Çünkü hamile kalmıştı hem de bilmediği birinden. Geçenlerde ailesine sinirlenip bara gitmişti. Barda yaşadıklarını ertesi gün hatırlamıştı ama iş işten geçmişti. Elinde testi hızlıca çantasına koydu. Kimden hamile olduğunu hatırlıyordu ama doktora gidip bakmakta fayda vardı. Belki de hamile değildi. Belki...
Üzerine ceketini geçirdi. Ayakkabılarını da giydikten sonra içeriye seslendi. "Anne ben gidiyorum."
Kapıyı kapatmaya yakın annesinin sesini işitti. "Cehennemin dibine git de gelme emi." bu nasıl bir anneydi? insan kızına cehennemin dibine git de gelme der miydi? Diye geçirdi aklından.
Annesine alıştığı için pek takmadı. İstediği tek şey ölmekti. Eğer hamile kalmazsa ölecekti ama hamileyse hayatını çocuğuna adayacaktı. Çünkü onu bu şekil de ayakta tutan şey hamile olmasıydı. Eğer midesi bulanmasaydı şuan ölmüştü.
Çünkü aile baskısına dayanamamaya başladı. Omuzunda ki yükler çok fazlaydı. Haliyle omuzları ağırlaşmıştı. Buda onu iyice dibe çekiyordu. Hayatın dibini görmek bu olsa gerek?
Hastaneye geldiğinde testin sonucunu bekliyordu. Her şey ona bağlıydı.
Ne kadar garip demi? Küçücük bir şeyin yaşam sebebi olması?
Testin sonucu çıkmıştı ve hamileydi. Bunu bildiği için ne üzüldü ne sevindi. Tek isteği artık ölmek değil de çocuğuyla beraber yaşamaktı. Hem de sağlıklı ve huzurlu.
Bir an önce işe girmesi gerektiğini düşündü. Hızlıca hastaneden çıktı. Hastaneden çıktığı an karşısında küçük bir büfe gördü. Gözleriyle gazete kağıdı aradı. Çok geçmeden aradığını buldu. Koşar adımlarla büfeye yaklaştı. Gazeteyi alıp parasını ödedi. Göz ucuyla gazeteye baktı.
Gördüğü isim ve yüz siması ile şaşkına uğradı. "Mizar Mahzar aldığı arabayla gündeme düştü. Türkiye'de hiç kimsede olmayan araba artık 1 kişide. Bugatti La Voiture Noire 250 milyonla Mizar Mahzar'da." duyduğu haber ve gördüğü isimle adeta far görmüş tavşan gibiydi. Bu adam hamile kaldığı adamdı. Çocuğunun babası bu adamdı. Ama bunu tek Mira biliyordu.
GÜNÜMÜZ
Emiray kızı bulmuştu. Bir kafede garsonluk yapıyordu. Daha fazla beklemeden Mizar'ı aradı. Bir kaç kere çaldıktan sonra telefon açıldı. "Efendim Emiray." dedi oteriter bir sesle. Emiray, Mizar'ın eski bir tanıdığıydı. "Abi kızı bulduk. Bergamot Kafede garson olarak çakışıyor. Karnı biraz şiş ama hamile değildir." dedi emin olamayarak.
Mizar için hamile olma düşüncesi olanaktı. Çünkü bu kızla bir geçmişi vardı. Bunu tek Mira ve Mizar biliyordu. "Akşam çıkışta korkutmadan alın kızı. Tenine zarar veren olursa tenini alırım. Bunu da yanındakilere bildir." Emiray'a dememişti çünkü Emiray'ın kadınlara karşı ne kadar zarif olduğunu biliyordu.
Mizar telefonu Emiray'ın yüzüne kapattı. Bu her zaman ki hareketi olduğu için Emiray pek umursamadı.
Emiray telefonu kapattı ve cebine attı. Tek işleri akşamı beklemekti.
3 SAAT SONRA
Mira garson kıyafetlerini çıkardı. Dolabına bıraktı ardından kendi kıyafetlerini üzerine geçirdi. Tamamen hazırlandıktan sonra içeri geçti. Arkadaşı Kayra'ya seslendi. "Kayra ben çıkıyorum. Yarın görüşürüz." Kayra'nın cevap vermesini beklerken çantasına telefonunu koydu. "Tamam bebeğim, bende şimdi çıkarım zaten." dedi Kayra ellerindeki tabağı mutfağa koyarak.
"E o zaman seni bekleyeyim." dedi Mira, Kayra'ya bakarak konuştu. Kayra "Gerek yok bebeğim sen git ben zaten kafeyi kapatacağım daha." elini dudaklarına götürdü eline öpücük koyup elini Mira'ya uzattı. Mira da aynı şeyi yapıp kafeden çıktı. Çıkar çıkmaz yağmur karşıladı Mira'yı.
Durağa doğru yavaş bir şekilde yürüdü. Mira yağmurda ıslanmaktan korkmazdı. Aksine yağmura aşıktı. Bir oğluna iki yağmura...
Durakta beklemeye başladı. Yağmurda yavaş yavaş şiddetini artırdı. Üzerinde ki sweet onu koruyordu ama oda ıslanmaya başlamıştı. Ellerini karnına gördü. Yavaş hareketlerle karnını sevdi. Bebeği onun için yaşam sebebiydi. Bunu her zaman içinden geçirirdi. Hayatını ona borçluydu.
Arkasından duyduğu ses ile arkasına baktı. Arkasında bir şey göremeyince önüne döndü. Döner dönmez ağzına bir mendil dayandı. Sonrası karanlık.
25 DAKİKA SONRA
Mizar uzun bir süre uyuyan kızı izlemişti. Nedense hoşuna gitmişti. Kızla geçmişi olduğunu hatırlayınca ne kadar güzel fiziğe sahip olduğunu da hatırlamıştı. Gözleri, dudakları, yüzü... Daha nice yerleri Mizar'ı arzuluyordu.
Mizar'ı ilk defa bu şekilde arzulayan biri olmuştu. Özelliklede o kıpkırmızı dudakları... Deli ediyordu. Saçlarının vücuduna nasıl bu kadar uyumlu olduğunu aklı almıyordu. Saçlarına ayrı aşıktı. Ama Mira'dan nefret ediyordu.
Saçları bir yana, Mira bir yana.
Mira yavaş yavaş kıpırdanmaya başladı. Mizar onu izlediğini görmesini istemediği için yanından uzaklaşıp pencereye doğru yürüdü. Etrafı gözetmeye başladı.
Mira yerinde doğruldu. Gördüğü oda ile gözleri fal taşı gibi açıldı. Gözleri odayı süzerken, penceredeki adamda takılı kalmıştı. "Kimsin sen? Benim burada ne işim var?" biraz daha dikkatli baktı Mira. Mizar ise çok beklemeden önünü Mira'ya döndü. Mira gördüğü şey ile başından aşağıya kaynar sular dökülmüştü. Karşısında oğlusunun babasını görmeyi beklemiyordu.
Mizar dudaklarını yana kavradı, ardından konuşmaya başladı. "Beni gördüğüne çok sevinmişsin." bunu söylerken alayla söylemişti. İnsanlarla uğraşmayı sinir etmeyi pek sevmezdi, Mizar. Ama Mira başkaydı.
Mizar aklına gelen şey ile Mira'nın karnına baktı şişlik var mı diye. Mira sweet giydiği için şiş karnı belli olmuyordu. Mizar hamile olmadığını düşünüp sevindi. Çünkü ondan alacağı bir intikam vardı.
17 YIL ÖNCE (Miran 9 yaşındayken)
"Baba senin düşmanların almazlar, seni benden demi?" korkuyla sormuştu Miran. Miran babasına düşkündü. Annesini de severdi ama fotoğraflarda. Gerçekte annesini görmemişti. Buna rağmen asabi bir çocuk değildi Miran. Ama yaşadıklarını 9 yaşındayken kaldıramıyordu.
Babasını severdi ama babasının Miran'a bu yaşta eline silah verip nasıl isabet edeceğini öğretmesi pek hoş değildi. Miran'ın babası büyük bir mafya lideriydi. Annesini de babasının düşmanları vurmuştu.
O zamanlar Miran daha kırk günlüktü. Anne karnından yeni çıkmıştı. Annesiz olmasına rağmen yaşıtlarından daha erken olgunlaşmıştı. Daha birinci sınıfa giderken dördüncü sınıfa giden kişi ile aynı gibiydi. Asla birinci sınıf gibi değildi. Buda onu hayata karşı bir sıfır önde başlatmıştı.
Babası çok geçmeden oğluna cevap verdi. "Ben sana neden silah tutmayı öğretiyorum biliyor musun oğlum?" oğlusunun sorusunu es geçmiş kendi sorusunu yönetmişti. "Bilmem? Neden öğrettin bana?" demişti merakla Miran.
Miran öğrenmeye, düşünmeye, daha nice yeni şeylere her zaman açıktı. Severdi yeni şeyler öğrenmeyi.
Babası yani gerçek adıyla Pusat. "Kendini ve beni koruyabil diye. Hani anneni vuranlar var ya onları büyüyünce bulduğunda güçlü ve akıllı ol diye." dedi ve oğlunun omuzuna elini atıp sözüne devam etti. "Unutma, tarihte güçlü olan değil, aklını kullanabilen kazandı."
Miran babasının son sözlerinden etkilenmişti. Tarihte güçlü olan değil aklını kullanabilen kazanır sözcüğü Miran'ın hayata karşı bakış açısını değiştirmişti.
Miran aklından geçirdiklerini babasına söyledi. "Ben büyüyeceğim, ilk adam olacağım aynı: MUSTAFA KEMAL ATATÜRK gibi. sonra ise okuyacağım. Bilgisayar mühendisi olacağım. Sonra da annemin intikamını alacağım." Bunları söylerken hayal etmişti. Hayal ederken gözleri parladı.
Pusat oğlunu sözlerini duyunca karısı, Ayşim ile gurur duymuştu. Belki Ayşim büyütmemişti, Miran'ı ama Miran'ı doğurarak insan yaratmıştı. Miran küçüklüğünde ne kadar merhametli ise büyüdüğünde de aynıydı. Ama eskisi gibi sıcak kanlı değildi.
Pusat "Her şey gölünce olsun, Miran'ım aslan oğlum." dedi ve başını sevdi. Miran ise babasına sıcak bir gülümseme gönderdi. Pusat sözlerine devam etti. "Senden bir söz istiyorum. Eğer ben annenin katillerini bulamazsam sen bulup öldüreceksin." sözleri bitmeye kalmadan bir ses yankılandı.
Bir adet silah sesi. Miran duyduğu ses ile hemen babasına sarıldı. Silah sadece bir kere patlamıştı. Miran babasını sarılmayı bırakıp babasının yüzüne baktı. Babasının sözlerine cevap vermesi gerekiyordu. Ama babasına baktığı an gördüğü şey ile adeta bozguna uğramıştı. Babası alnının çatısından vurulmuştu.
Pusat daha fazla ayakta beklemeden yere yığıldı. Miran hemen diz çöküp babasına sarıldı. "Baba , baba kalk!" diye haykırdı. Kendisini ilk defa bu kadar çaresiz hissediyordu Miran.
Miran babasının göğsünden başını kaldırdı. Babasının gözlerine bakıp konuşmaya başladı. "Sana söz baba. Sana ve anneme yapılan kahpeliği unutursam adam olamayayım." dedi hüzünlü ama bir o kadar sinirli ve hırlı bir sesle.
O gün orada babasını ve çocukluğunu kaybetmişti. Babası ile birlikte çocukluğunu toprağa bırakıp gitmişti. Bundan sonra kimseye merhamet ve sevgi yoktu. Ama saygısını hep koruyacaktı.
Büyüyünce iyi dövüşebilmek için, o günden iki gün sonra boksa yazıldı. Dokuz yaşında boksa başlaması Miran için avantajdı. Küçük olmasına rağmen çoğu şeyi kavramıştı. Özelliklede yapılan kahpelikleri .
GÜNÜMÜZ
Mira karşısında gördüğü kişi ile bozguna uğramıştı. Karşısında oğlusunun babası vardı. Ama Allah'tan Mizar'ın haberi yoktu.
Mira çok beklemeden konuşmaya başladı. "Sen kimsin? Benim burada ne işim var?" diyerek hızlıca uzandığı yerden kalkmıştı. Ama duyduğu isim ile dili tutulmuştu.
"Ben Miran Mahzar. Namı değer Pusat Mahzar'ın oğlu. Bilirsin!" dedi Mizar oteriter sesi ile.
Mizar'ın gerçek ismi Miran'dı bunu bilen sayılı insanlardandı Mira. Mira, Mizar'ın gerçek ismini ve gerçekte kim olduğunu duyması ile şaşkına uğramıştı.
Resmen babasının düşmanının oğlu ile yatmış, üstüne üstük hamile kalmıştı.
|
0% |