@siyahincili
|
Gözümü açtığımda günlerdir kaldığım odada değildim . Nerede olduğuma ve neden burada olduğuma anlam vermeye çalışırken görüntüler bir bir gözümün önüne gelmeye başladı . Ayağa fırladım , kaybedecek bir dakikam bile yoktu . Burdan çıkmalıydım hemen ! Kapıya kadar seri adımlarla ilerledim , kilitli olma düşüncesiyle titreyen elim kapı koluna uzandı , cesaretimi toplayarak kapı kolunu yavaşça indirdim. Tık sesiyle yumdugum gözlerimi açtım . Etrafı kontrol ettim , görünürde kimse yoktu ama salondan bağrışma sesleri geliyordu . Avluya inmek için salonun önünden geçmeliydim . Beni görebilme ihtimallerine karşılık sessizce ve dikkatlice avluya inen merdivenlere ulaştım tam adım atacaktım ki o an başıma gelebilecek en kötü şey yaşandı . - Helin , sakın ! Arkamı döndüm , göz göze gelmemizle zaten yapacağımı anlamış olacak ki bana doğru koşmaya başladım . O an merdivenleri hızlıca inmeye başladım . Aramızda çok mesafe vardı ve beni kapidan çıkmadan yakalaması imkansızdı . Bu düşünce yüzümde umutla ışıldadı .Hala arkamdan bağırıyordu. - Benden kaçamazsın , deneme bile ! Avluya ulasmamla dudaklarım yana kıvrıldı. Bu sefer kaçacak hayatımı kurtaracaktim. - Ahmet ! Kapıları kapatın . Hemen lan ! Ahmet adındaki adam ve ben kapıya kosuyorduk . Ama o çok yakındı, dışarı çıkıp kapıyı üstüme kapatmasiyla çaresizce kapıyı yumruklamaya başladım. + Açın şu kapıyı , yalvarıyorum size . Açın ! Adımlari tam arkamda durdu , kolumdan tuttuğu gibi beni döndürüp kapıya yasladı. Yüzünü kulağıma yaklaştırıp - Benden kaçamazsın sevgilim , hiçbir zaman kaçamadın unuttun mu ? Gülerek benden uzaklasmasiyla suratına tükürdüm. + Senden nefret ediyorum , Allah belanı versin şerefsiz herif . Allah'ın belası manyak ! . Söylediklerimi duyuyordu ama tepki vermedi, kolumdan tutup beni sürüklemeye başladı . + Bırak beni , bırak!! Odasına çıkmıştık. Kolumdan tutup beni odanın içine fırlattı, yaklaşıp cenemi parmakları arasına aldı , canımı yakacak kadar sıkmasiyla acıyla inledim . - Sen benimsin hep öyleydin. Yıllar önce ayrıldık ama bak şimdi tekrar birlikteyiz minik kelebeğim . Aşıklar yıllar sonra da olsa birbirini buldu . + Sen kafayı yemişsin . Manyak herif . Ruh hastası senden kurtul... Elini dudaklarımın üstüne kapattı .Beş parmağının izinin çıktığına emin olacak kadar sıkı tutuşuyla gözümden bir damla yas aramiza süzüldü. -Sesinin tonuna dikkat edeceksin duydun mu beni ! Uslu durursan canın yanmaz . Bundan sonra hep birlikteyiz . Anladın mı güzelim. Cevap vermedim, gözümü bile kırpmadim ben bu adamı artık hiç tanıyamadığımı fark ettim . Gerçi ben bu ruh hastasını ne zaman tanıyabilmiştim ki... Hayatta birçok şeyin değerini kaybedince fark ederiz , bu daha çok alışkanlıktan kaynaklanır yokluğunu bilmediğimiz bir şeyi kaybedebilecegimiz hiç aklımıza gelmez çünkü o hep vardır ve öyle olmaya devam edecektir. Bir bitki suyun degerini kuraklikta , bir kuş uçmanın değerini kanadı kırıldığında fark eder . Peki ya insan özgürlüğünün değerinin hangi noktada farkına varır ? Yatağın kenarına yaşlanmış dizlerimi kendime çekmiştim . Saatlerdir olduğu gibi gözümü diktigim duvardan bir milim bile oynamamıştı. Bana kurduğu o deli saçması cümlelerden sonra kapıyı üstüme kilitleyip çıkmıştı. Saatlerce kapıyı açmalarını, beni bırakmalarını, bu herifin manyak olduğunu bas bas bağırmam hiçbir halta yaramamıştı. Kapı kilidinin sesini duydum . Gelmişti . Kapıyı açtı , içeriye girip göz ucuyla bana baktı . - Uyumadın mı hiç ? Histerik bir kıkırtı döküldü dudaklarımdan . Kısa sürede bir kahkaya dönüştü. Gözyaşlarımın birer birer kirpiklerimden düşmesiyle gülmeyi kesip ağlamaya başlamam eş zamanliydi . İfadesizce yüzüme bakmaya devam etti. + Uyumadım mi ? Öyle mi ? Tek sorun bu mu "uyumadım ". Sen benimle dalga mı geçiyorsun be !!! Ayağa kalktım omuzlarından ittirdim , bir milim bile kıpırdamamasiyla gittikçe öfkem arttı . Göğsünü yumruklamaya başladım . + Hayatımı karatttin , tam kurtuldum derken kedinin fareyle oynadığı gibi oynayıp bu kapana soktun beni ! Bileklerimi tuttup ona vurmamı engelledi , çırpınmaya ellerimi ondan kurtarmaya çalıştıkça tutuşunu sıklaşmasiyla canım öyle bir yandı ki hareket etmeyi kestim . Dişlerinin arasından tislayarak " kes şunu ! " Diye bağırdı . - Canını yakmak istemiyorum . Uslu dur artık ! Birden beni yatağın üstüne fırlatmasıyla neye uğradığımı şaşırdım , çaresizce yatakta geri kaçtım . Göz ucuyla bana bakıp az önce elinde olduğunu fark etmediğim poşeti bana doğru fırlattı . -Bunları giy , 15 dakikan var geri gelip seni alacağım. Geldiğimde giymemis olursan kendi ellerimle seve seve sana bunları giydireceğimi söylememe gerek var mı sevgilim ? Arkasını dönüp odadan çıktı , şaşkın bakışlarım kilitlediği kapının üzerinde kalmıştı. Gözlerimi az önce bana fırlattığı poşete çevirdim. Bana aldığı şey beyaz bir elbiseydi . O an yapacağının farkındalığıyla buz gibi bir titreme geçti vücudumdan. Öleceğimi bilsem onunla evlenmem , bunu o da çok net biliyor olmasına rağmen neden beni bunu giymeye zorluyordu. Hayatımda ilk defa bu kadar korktum . Yapabileceklerini düşündüm , bu defa beni kaybetmemek için ne kadar ileri gidebileceğini .Beni mecbur bırakabileceği , tehdit edebileceği şeyler bir bir zihnimde yer bulurken ağır bir çaresizlik ve korku üzerime çöktü. Öyle ki bir an nefes alamayacağımı zannettim . Daha ne olup bittiğini bile kavrayamazken beni soktuğu bu kapan yetmezmişcesine ayağıma geçirdiği prangayla beni burada tutmayı kolaylaştırıyordu kendince . Kapının tıklatılıp ardından beklemeden açılmasıyla kendime geldim. Dakikalar öncesindeki yerimden biraz bile kıpırdamamış beni buldu gözleri . Giymeyeceğimi tahmin etmiş olacak ki şaşkın değildi ama yine de bu öfkelenmesine engel olmayacak ki kaşları derince catıldı , ateş saçan gözleriyle gözlerimin içine baktı . Sıktığı dişlerinin arasından sakin çıkarmaya zorladiği sesiyle konuştu: - Az önce sana ne yapmanı söyledim ? Gözümden bir damla yaş süzüldü. Hızlıca kafamı iki yana sallıyor bir yandan da gözlerimden çaresizliğimi okumasını istiyordum. + Yapamam Mirza , yapamam . Nolursun beni anla Gözleri kirpiklerimden hızla akan yaslardaydi . Yanıma yaklaşıp yüzümü avuclari arasına aldı . Baş parmaklarıyla yanaklarımı siliyor , bir yandan da dudaklarının arasından fısıldayarak ağlamamı durdurmaya çalışıyordu. Derin bir nefes almaya çalışmıştım ki hıçkırıklarım dudaklarımdan firar etti . + Lü-lütfen yapma ! Bana bunu yapma . Yapma , yalvarırım Mirza . Lütfen yapma ! - Hişss ... Yapma güzelim , gözünden düşen her bir damla benim içime kor gibi değiyor . Yakma beni daha fazla . Yanıma yaklaştı . Omuzlarımdan tutup başımı göğsüne yasladı. Sessizce gözyaşlarımın dönmesini bekledik bir süre. Aglayışım iç çekişlere dönerken yavaşça benden ayrıldı . Çenemi tutup yüzüne bakmamı sağladı . - Hadi güzelim , elini yüzünü yıkayıp toparlan . Seni burada bekliyorum . + Mirza lü... Sözümü kesti . - Aynı şeyi konuşup durmak bir şeyi değiştirmeyecek. Toparlan gel bekliyorum Helin . Gözlerimin içine sertçe baktı . Bastıra bastıra kurduğu cümlenin ardından bir şey söyleyemedim. Hızlıca banyoya girdim . Aynaya baktım . Gözleri kan çanağına dönmüş , çaresizce titreyen kadın ben mıydım ? Seneler önce olduğu gibi yine ondan korkup ona boyun mu eğecektim ? Titreyen dudaklarıma sinirle baktım . Birbirlerine bastırdım sertçe . Şimdi çenem de titremeye başlamıştı. Aynada göz göze geldiğim o kadının güçsüz duruşundan nefret ettim . Kapı tıklatıldı . Hayır , hayır yapamam . B-bu ölüm gibi bir şeydi benim için . Karşıma geçmiş gençliğimi mahvettigi yetmezmiş gibi piskince önüme bir bez parçası atmış bana " gelinim ol " diyordu. Yıllarımı , umudumu, gülüşümü , güvenimi çaldığı yetmemiş şimdi de hayatimi istiyordu. Yapamazdımm! - Helin iyi misin ? Cevap vermedim . - Ses vermedigin için içeri girmek zorunda kalacağım. Kapı kolunun hafifçe gıcırdamasiyla korkuyla kapıldım . Tam kolu indirmişti ki bir anlık refleksle kapı kilidini çevirdim . Kapı kolunu indirdi ama ittirse de kapı açılmadı . Sakin sesiyle ; - Kapıyı mi kilitledin sen ? , dedi. + İstemiyorum seni ! Anlasana artık istemiyorum ! Hiçbir zaman istemedim , nefret ediyorum senden Mirza !. Etimle kemiğimle tiksiniyorum senden . - Bak , beni daha fazla kızdırmadan aç şu kapıyı konuşalım güzelim hadi . + Yapamam. İstemiyorum yapamam ! Anlasana ! İstemiyorum seni , nefret ediyorum senden . Hâlâ tehdit edip köşeye sıkıştırmaya çalışıyorsun beni . Yetmedi mi benden aldıkların yeter artık ya ! Kapıya attığı sert yumrukla yerimden sıçradım. - Şu siktigiğimin kapısını aç dedim sana ! Yüksek sesle bagirmasiyla ellerimi kulaklarıma sardım . Kapıyı tekmelemeye başladı . Menteşelerin gıcırtısı arttı, içimde büyüyen korkuyla kapıya diktim gözlerimi . Yere oturup ağlamaya başladım . Kapı kilidinin kırılma sesi banyoyu doldurdu . Açılan kapının ardından öfkeden titreyen ellerine değdi ilk bakışlarım. + Mi-mirza lütfen . Lütfen yapma Bana yaklaştı , kolumdan tuttuğu gibi ayağa kaldırıp beklemeden kapıya doğru sürüklemeye başladı. + Bırak beni , şerefsiz herif bırak . Allah belanı versin ! Çırpındıkça çırpındım . Ne yaparsam yapayım gücüne karşı koyamadim . Son çare kolumdaki elini ısırdım. Bir anlık refleksle kendini geri çekince eli kolumdan ayrıldı . Üzerime geldi , ben geriye adımlamaya başlamıştım ki yüzüme inen tokatla kendimi yerde buldum. - Sabrimi sınama dedim lan ! Canını yakarım dedim ! Yaklaştı çenemi tutup yüzüme yaklaştı. - İstediğin bu mu ? Ha ? Beni zorlama dedim lan ! Bu mu olsun istiyorsun Helin! Çenemden elini çekmesiyle suratına tükürmem bir oldu . + Adi şerefsiz köpek !! Ayağa kalkıp yakasına yapıştım . + Sen bana nasıl vurursun !! Bana nasıl vurursun sen serefsiz! Seni öldürürüm, beni duydun mu !! Sen kendini ne zannediyorsun , sen bana nasil el kaldırabiliyorsun adı köpek! Allah'ın belası hayvan ! Üzerine saldirmama hiçbir karşılık vermedi . Sadece bieklerimden tutup ona vurmamı engelledi. - Sesinin tonuna , ağzından çıkan her kelimeye dikkat edeceksin . Şaşkınsın ofkelisin diye sesimi çıkartmıyorum . Beni sonradan pişman olacağım şeyler yapmaya zorlama kadın ! Öfkeden deliye dönen bedenim titrerken dudaklarımı aralayıp cevap veremedim . - Simdi paşa paşa aşağıya iniyoruz , o imzayı atıyorsun . Duydun mu beni ! + Sen ne yaptığını sanıyorsun ya ! Asla !.. Öleceğimi bilsem yine de seninle evlenmem ben ! Kendimi öldürürüm yine de seninle ayni yatağa baş koymam ! Anlıyor musun beni ! Kendimi öldürürüm. Bir an da hızla üstüme gelmesiyle geriye birkaç adım atsam da duvarın dibine gelmemle köşeye sıkıştım. Ellerini boğazıma sarıp beni duvara çarptı. Dişlerini o kadar sıkıyordu ki çenesi kaskatı olmuş , boğazındaki damarlar patlayacak kadar şişmişti. - Az önce ne dedin sen ? Diye sordu sakin olmaya zorluyordu kendini . Dimdik gözlerini içine baktım . Beni öldürecek miydi ? Onunla evlenmektense seve seve kabul ederdim. Birden suratıma doğru bagirmasiyla gözlerimi sıkıca yumdum . Sesi patlayacak kadar çok bağırıyordu. Kulaklarımın cinladi, dik durmaya çalışsam da vücudumun korkudan titremesine engel olamadım . - Bir daha söyle hadi !! Kendimi öldürürüm de ! Söyle hadi ! Yüzüme yaklaştı tam kulağımın dibinde fısıltıyla ama baskın bir sesle " Beni canınla sakın bir daha tehdit edeyim deme"dedi Geri çekilip elini boğazımdan çekmesiyle yere düşüp öksürmeye başladım . Eğilip çenemi tuttu , üzerime eğildi . - Beni sakın zorlama , saçının teline dahi zarar verirsen bunu sana çok fena ödetirim. Beni çok iyi tanıyorsun . Canını öyle yakarım ki Helin , yandım Allah dersin de o cehennemden seni kimse alamaz . Geçmiş bir bir döküldü önüme. Onu taniyamasam da yapacaklarının bir sınırı olmadığının artık farkına varmıştım. Bileğimden tutarak beni peşinde sürükleyip avluya indi . Avlunun ortasına bir nikah masasi kurulmuş , ev halkı ise masanın karşısına dizilmişti.Beni çekiştirip sandalyeye oturttu , kendi de yanımdaki yerini aldı . Sinirlerim bozulmuştu iyice , sessizce nikah memurunun sanki her şey normalmiş gibi zirvaladigi ezbere sozcukleri dinledim. Hayır diyeceğim ve o deftere ölsem bile imza atmayacağım belliyken Mirza'nin bu saçmalığına anlam vermeye çalıştım. Nikah memuru o soruyu bana yöneltti. Zaten gün kadar ortada olan cevabımı vermek için dudaklarımı araladım. + Ha.. Tam cevabımı verecekken Mirza'nin sözümü kesmesiyle durdum . Avlunun etrafındaki korumalardan birine seslendi , elindeki tabletle bize yaklaşan korumaya dikmistim gözlerimi. Mirza'ya döndüm. Kendinden emin bir şekilde bana dönüp göz kırptı. Korku tüm bedenimi sardı . Bir şey yapmıştı, beni köşeye sıkıştırabileceği bir şey . Korkuyla nefesimi tuttum . Koruma elindeki tableti masaya tam benim önüme bıraktı. Ekranda gördüklerimle nefesim kesildi. Kız kardeşimin peşine birini takmış , uzaktan onu izletiyordu . Dehşetle Mirza'ya döndüm + B..bu ne demek oluyor ? - Şu demek oluyor bugün sana yöneteceğim iki sorudan birine evet demek zorundasın. Hazırsan sorularım geliyor sevgili karım. İlkini nikah memuru az önce zaten söyledi , bir diğerini ise ben söyleyeyim. " Kardeşin bu genç yasinda mezara girsin ister misin ? " + Yapamazsın. O kadar değil ya . Yapamazsın hiçbir şey yapamazsın. Sert bakışlarını üzerime dikti - Deneyip görelim ister misin ? + Seni öldürürüm, eğer onun saçının teline zarar gelirse yemin ediyorum seni öldürürüm ! Gülerek yüzüme baktı . - Senin elinden ölüm gelecekse elbet ona da varım . Ama eğer seçimin kardeşinin ölmesinden yana olursa emin ol bununla sınırlı kalmam tüm aileni gözünün önünde öldürürüm. Şokla ne yapacağımı bilememistim . Kardeşime zarar vermesine izin veremezdim ama onunla evlenirim demeye de dilim varmıyordu. Ev halkına göz gezdirdim , kimseden ses çıkmıyordu. Haftalardır evlerinde kaldığım ailem bildiğim insanların Mirza'nin yaptıklarına göz yumuyor olmaları içimdeki acıyı katladı. Çaresizce nikah memuruna baktım . Birazdan ağzımdan çıkacak sözcüklerin hayatımı bitirecegini bilerek çaresizce gözlerimi yumdum . + Bir şartla kabul ederim . Bir daha asla sevdiklerimin canıyla tehdit etmeyeceksin beni . Yoksa yukarıda söylediklerimi yaparım . Benim damarıma sakin basma . -Tamam . İmzayı attığın an ailenin canıni da güvence altina almış olacaksın . Aileni ailem bilip koruyup kollayacğim. Şimdi at şu imzayı ! İmzayı atmamla Mirza ayaklanıp beni de bileğimden tutarak odaya doğru sürüklemeye başladı . Bilegimi elinden kurtarmaya çalışsam da nafileydi. Beni sürüklemesine ayak uydurmaktan başka hiçbir şey yapamadım . + Napiyorsun , bırak beni . Yeter artık yaa !! İstediğin oldu işte daha ne olsun istiyorsun. -... + Konuşsana ruh hastası herif !! Beni duymazlıktan gelmeye devam ederek odaya girdi . İçeri girmemizle elini kolumdan çekmiş beni serbest bırakmıştı. Yatağın üstüne oturup bana bakmaya başladı . Ne yapmaya çalıştığına anlam veremedim . - Yanıma gel + Ne , ne saçmalıyorsun sen . Sadece yüzüme baktı . Farkına vardığım gerçekle dehşete düştüm . Ben az önce onun karısı olmuştum ve şuan odada başbaşaydık . + Bana dokunmana asla izin vermem . Duydun mu beni ! Asla! Benim aksime sakince yüzüme bakmaya devam etti. - Sadece konuşacağız . İznin dışında sana dokunmayacağım o kadar serefsiz bir insan değilim . Şimdi , yanıma gel. Temkinli adımlarla yanına yaklaşıp yatağın ona en uzak kısmına oturdum. Bir süre yüzümü inceledi , bense ona nefretle bakmaktan başka bir şey yapmadım . - Bugün sen benim karım oldun. Bu saatten sonra seni asla bırakmam bunu biliyorsun zaten . Seni anlıyorum Helin, her zaman anladım ama sen de beni anla . Senden ayrı kalmaya çalıştım, bunu için çok çabaladım. Senelerce de başardım ama artık yapamıyorum. Helin ben seni çok seviyorum . Geçmişte yaşananlar bir hataydı, sonrasında düşününce anladım ama zamanı geri alamam beni anlıyorsun değil mi ? İfadesizce yüzüne baktım . Ben tepki vermeyince konuşmaya devam etti . - Seninle yeni ve güzel bir hayat kurmak istiyorum. Sinirden gülmeye başladım . + Geçmiş bir hataydı öyle mi , tamam unutalım . Peki geçmişte kalmayanlar ne olacak ? Zorla , tehditle benimle evlendin sen . Az önce suratıma indirdiğin tokatı hemen sonra boğazıma yapışıp nefesimi kestigin ellerini ne yapacağız Mirza! Ayağa fırladım . + Sen bana bunları yasattiktan sonra hangi kafayla gelip güzel bir hayat istiyorum diyebiliyorsun . Hayatımı mahvettin benim , ne güzel hayatindan bahsediyorsun sen ! Sen ne saçmalıyorsun yaa!! Sen nasıl bir manyaksin ! - Haklısın, ne desen haklısın. Bunları geri alamam ama düzelteceğim her şeyi ben . Sadece senden istediğim tek şey Kurallarımın dışına çıkma , sınırlarımı zorlama . En önemlisi de kaçma Helin . Beni , beni kötü bir adam olmaya zorlama . Saçının teline kiyamazken beni o nefret ettiğim adama dönüştürme. Gidersen kötü bir adam olurum . Eğer uslu durursan ailenle görüşmene , dışarı çıkmana ve hastaneye gidip gelmene karışmam . + Anlamadım . Bir saniye. Uslu durursam hastaneye gitmeme karışmaz, ailemle görüşmeme izin verirsin öyle mi ? Histerik bir gülüş kaçtı dudaklarımdan ; + Sen beni çıldırtmaya mi çalışıyorsun ! Sen kimsin ! Kimsin ki ben senden izin alacağım. - Kocanim ben senin ! Ne dersem o olacak . Sen de buna ne kadar çabuk alışırsan o kadar iyi olur . + Ben itlere boyun eğmem . - Laflarına dikkat et ! + Hiçbir şeye dikkat etmiyorum .En kısa sürede kurtulacağım senden duydun mu beni ! Ayağa kalkıp üzerime geldi , duvarın dibine ulaştığımızda kaldırdığı elinin yüzüme ineceğini bilerek gözlerimi yumdum .Art arda duvara inen yumruklarıyla yavaşça duvardan kayıp yere çöktüm. - Yeter ! Yeter lan artık. Sus ! Suss! Geri çekilip hızla kapıya ulaştı , sertçe çarpılan kapıyla sarsılarak ağlamaya başladım . Ne kadar dik durmaya çalışsam da nafileydi. Ben bugün büyük kaybetmiştim. Yaa bir hevesle yazmaya başladım ama düşüncelerimi aktarabilecek kadar yazma becerim yok malesef :) Yine de elimden geleni yapmaya, zihnimdekileri toparladıkça da sayfaya aktarmaya çalışıyorum. Bu seferki bölüm kısa mı oldu bilemedim ama bir dahaki bölümde telafi etmeye çalışacağım. Belki geçmişe döneriz biraz . Sürpriz olsun isterdim ama malesef ağzımda bakla ıslanmıyor . Ben de böyleyim ne yapalim . Keyifli okumalar dilerim papatyalarım . Hatamız varsa affola. Geri dönüşlerinizi bekliyor olacağım . Papatya seven bütün kadinlara selam olsun 🌼🌼🌼 |
0% |