Yeni Üyelik
2.
Bölüm

2. Bölüm

@siyahincili

Gözümü açtığımda günlerdir kaldığım odada değildim . Nerede olduğuma ve neden burada olduğuma anlam vermeye çalışırken görüntüler bir bir gözümün önüne gelmeye başladı . Ayağa fırladım , kaybedecek bir dakikam bile yoktu . Burdan çıkmalıydım hemen ! Kapıya kadar seri adımlarla ilerledim , kilitli olma düşüncesiyle titreyen elim kapı koluna uzandı , cesaretimi toplayarak kapı kolunu yavaşça indirdim. Tık sesiyle yumdugum gözlerimi açtım . Etrafı kontrol ettim , görünürde kimse yoktu ama salondan bağrışma sesleri geliyordu . Avluya inmek için salonun önünden geçmeliydim . Beni görebilme ihtimallerine karşılık sessizce ve dikkatlice avluya inen merdivenlere ulaştım tam adım atacaktım ki o an başıma gelebilecek en kötü şey yaşandı .

- Helin , sakın !

Arkamı döndüm , göz göze gelmemizle zaten yapacağımı anlamış olacak ki bana doğru koşmaya başladım . O an merdivenleri hızlıca inmeye başladım . Aramızda çok mesafe vardı ve beni kapidan çıkmadan yakalaması imkansızdı . Bu düşünce yüzümde umutla ışıldadı .Hala arkamdan bağırıyordu.

- Benden kaçamazsın , deneme bile !

Avluya ulasmamla dudaklarım yana kıvrıldı. Bu sefer kaçacak hayatımı kurtaracaktim.

- Ahmet ! Kapıları kapatın . Hemen lan !

Ahmet adındaki adam ve ben kapıya kosuyorduk . Ama o çok yakındı, dışarı çıkıp kapıyı üstüme kapatmasiyla çaresizce kapıyı yumruklamaya başladım.

+ Açın şu kapıyı , yalvarıyorum size . Açın !

Adımlari tam arkamda durdu , kolumdan tuttuğu gibi beni döndürüp kapıya yasladı. Yüzünü kulağıma yaklaştırıp

- Benden kaçamazsın sevgilim , hiçbir zaman kaçamadın unuttun mu ?

Gülerek benden uzaklasmasiyla suratına tükürdüm.

+ Senden nefret ediyorum , Allah belanı versin şerefsiz herif . Allah'ın belası manyak ! .

Söylediklerimi duyuyordu ama tepki vermedi, kolumdan tutup beni sürüklemeye başladı .

+ Bırak beni , bırak!!

Odasına çıkmıştık. Kolumdan tutup beni odanın içine fırlattı, yaklaşıp cenemi parmakları arasına aldı , canımı yakacak kadar sıkmasiyla acıyla inledim .

- Sen benimsin hep öyleydin. Yıllar önce ayrıldık ama bak şimdi tekrar birlikteyiz minik kelebeğim . Aşıklar yıllar sonra da olsa birbirini buldu .


+ Sen kafayı yemişsin . Manyak herif . Ruh hastası senden kurtul...


Elini dudaklarımın üstüne kapattı .Beş parmağının izinin çıktığına emin olacak kadar sıkı tutuşuyla gözümden bir damla yas aramiza süzüldü.

-Sesinin tonuna dikkat edeceksin duydun mu beni ! Uslu durursan canın yanmaz . Bundan sonra hep birlikteyiz . Anladın mı güzelim.

Cevap vermedim, gözümü bile kırpmadim ben bu adamı artık hiç tanıyamadığımı fark ettim . Gerçi ben bu ruh hastasını ne zaman tanıyabilmiştim ki...


Hayatta birçok şeyin değerini kaybedince fark ederiz , bu daha çok alışkanlıktan kaynaklanır yokluğunu bilmediğimiz bir şeyi kaybedebilecegimiz hiç aklımıza gelmez çünkü o hep vardır ve öyle olmaya devam edecektir. Bir bitki suyun degerini kuraklikta , bir kuş uçmanın değerini kanadı kırıldığında fark eder . Peki ya insan özgürlüğünün değerinin hangi noktada farkına varır ?


Yatağın kenarına yaşlanmış dizlerimi kendime çekmiştim . Saatlerdir olduğu gibi gözümü diktigim duvardan bir milim bile oynamamıştı. Bana kurduğu o deli saçması cümlelerden sonra kapıyı üstüme kilitleyip çıkmıştı. Saatlerce kapıyı açmalarını, beni bırakmalarını, bu herifin manyak olduğunu bas bas bağırmam hiçbir halta yaramamıştı.


Kapı kilidinin sesini duydum . Gelmişti . Kapıyı açtı , içeriye girip göz ucuyla bana baktı .

- Uyumadın mı hiç ?

Histerik bir kıkırtı döküldü dudaklarımdan . Kısa sürede bir kahkaya dönüştü. Gözyaşlarımın birer birer kirpiklerimden düşmesiyle gülmeyi kesip ağlamaya başlamam eş zamanliydi . İfadesizce yüzüme bakmaya devam etti.

+ Uyumadım mi ? Öyle mi ? Tek sorun bu mu "uyumadım ". Sen benimle dalga mı geçiyorsun be !!!

Ayağa kalktım omuzlarından ittirdim , bir milim bile kıpırdamamasiyla gittikçe öfkem arttı . Göğsünü yumruklamaya başladım .

+ Hayatımı karatttin , tam kurtuldum derken kedinin fareyle oynadığı gibi oynayıp bu kapana soktun beni !

Bileklerimi tuttup ona vurmamı engelledi , çırpınmaya ellerimi ondan kurtarmaya çalıştıkça tutuşunu sıklaşmasiyla canım öyle bir yandı ki hareket etmeyi kestim .

Dişlerinin arasından tislayarak " kes şunu ! " Diye bağırdı .

- Canını yakmak istemiyorum . Uslu dur artık !


Birden beni yatağın üstüne fırlatmasıyla neye uğradığımı şaşırdım , çaresizce yatakta geri kaçtım . Göz ucuyla bana bakıp az önce elinde olduğunu fark etmediğim poşeti bana doğru fırlattı .


-Bunları giy , 15 dakikan var geri gelip seni alacağım. Geldiğimde giymemis olursan kendi ellerimle seve seve sana bunları giydireceğimi söylememe gerek var mı sevgilim ?

Arkasını dönüp odadan çıktı , şaşkın bakışlarım kilitlediği kapının üzerinde kalmıştı. Gözlerimi az önce bana fırlattığı poşete çevirdim.

Bana aldığı şey beyaz bir elbiseydi . O an yapacağının farkındalığıyla buz gibi bir titreme geçti vücudumdan. Öleceğimi bilsem onunla evlenmem , bunu o da çok net biliyor olmasına rağmen neden beni bunu giymeye zorluyordu.

Hayatımda ilk defa bu kadar korktum . Yapabileceklerini düşündüm , bu defa beni kaybetmemek için ne kadar ileri gidebileceğini .Beni mecbur bırakabileceği , tehdit edebileceği şeyler bir bir zihnimde yer bulurken ağır bir çaresizlik ve korku üzerime çöktü. Öyle ki bir an nefes alamayacağımı zannettim . Daha ne olup bittiğini bile kavrayamazken beni soktuğu bu kapan yetmezmişcesine ayağıma geçirdiği prangayla beni burada tutmayı kolaylaştırıyordu kendince . Kapının tıklatılıp ardından beklemeden açılmasıyla kendime geldim. Dakikalar öncesindeki yerimden biraz bile kıpırdamamış beni buldu gözleri . Giymeyeceğimi tahmin etmiş olacak ki şaşkın değildi ama yine de bu öfkelenmesine engel olmayacak ki kaşları derince catıldı , ateş saçan gözleriyle gözlerimin içine baktı . Sıktığı dişlerinin arasından sakin çıkarmaya zorladiği sesiyle konuştu:

- Az önce sana ne yapmanı söyledim ?

Gözümden bir damla yaş süzüldü. Hızlıca kafamı iki yana sallıyor bir yandan da gözlerimden çaresizliğimi okumasını istiyordum.

+ Yapamam Mirza , yapamam . Nolursun beni anla

Gözleri kirpiklerimden hızla akan yaslardaydi . Yanıma yaklaşıp yüzümü avuclari arasına aldı . Baş parmaklarıyla yanaklarımı siliyor , bir yandan da dudaklarının arasından fısıldayarak ağlamamı durdurmaya çalışıyordu. Derin bir nefes almaya çalışmıştım ki hıçkırıklarım dudaklarımdan firar etti .

+ Lü-lütfen yapma ! Bana bunu yapma . Yapma , yalvarırım Mirza . Lütfen yapma !

- Hişss ... Yapma güzelim , gözünden düşen her bir damla benim içime kor gibi değiyor . Yakma beni daha fazla .

Yanıma yaklaştı . Omuzlarımdan tutup başımı göğsüne yasladı. Sessizce gözyaşlarımın dönmesini bekledik bir süre. Aglayışım iç çekişlere dönerken yavaşça benden ayrıldı . Çenemi tutup yüzüne bakmamı sağladı .

- Hadi güzelim , elini yüzünü yıkayıp toparlan . Seni burada bekliyorum .

+ Mirza lü...

Sözümü kesti .

- Aynı şeyi konuşup durmak bir şeyi değiştirmeyecek. Toparlan gel bekliyorum Helin .

Gözlerimin içine sertçe baktı . Bastıra bastıra kurduğu cümlenin ardından bir şey söyleyemedim. Hızlıca banyoya girdim . Aynaya baktım . Gözleri kan çanağına dönmüş , çaresizce titreyen kadın ben mıydım ? Seneler önce olduğu gibi yine ondan korkup ona boyun mu eğecektim ? Titreyen dudaklarıma sinirle baktım . Birbirlerine bastırdım sertçe . Şimdi çenem de titremeye başlamıştı. Aynada göz göze geldiğim o kadının güçsüz duruşundan nefret ettim .

Kapı tıklatıldı .

Hayır , hayır yapamam . B-bu ölüm gibi bir şeydi benim için . Karşıma geçmiş gençliğimi mahvettigi yetmezmiş gibi piskince önüme bir bez parçası atmış bana " gelinim ol " diyordu. Yıllarımı , umudumu, gülüşümü , güvenimi çaldığı yetmemiş şimdi de hayatimi istiyordu. Yapamazdımm!

- Helin iyi misin ?

Cevap vermedim .

- Ses vermedigin için içeri girmek zorunda kalacağım.

Kapı kolunun hafifçe gıcırdamasiyla korkuyla kapıldım . Tam kolu indirmişti ki bir anlık refleksle kapı kilidini çevirdim . Kapı kolunu indirdi ama ittirse de kapı açılmadı . Sakin sesiyle ;

- Kapıyı mi kilitledin sen ? , dedi.

+ İstemiyorum seni ! Anlasana artık istemiyorum ! Hiçbir zaman istemedim , nefret ediyorum senden Mirza !. Etimle kemiğimle tiksiniyorum senden .

- Bak , beni daha fazla kızdırmadan aç şu kapıyı konuşalım güzelim hadi .

+ Yapamam. İstemiyorum yapamam ! Anlasana ! İstemiyorum seni , nefret ediyorum senden . Hâlâ tehdit edip köşeye sıkıştırmaya çalışıyorsun beni . Yetmedi mi benden aldıkların yeter artık ya !

Kapıya attığı sert yumrukla yerimden sıçradım.

- Şu siktigiğimin kapısını aç dedim sana !

Yüksek sesle bagirmasiyla ellerimi kulaklarıma sardım . Kapıyı tekmelemeye başladı . Menteşelerin gıcırtısı arttı, içimde büyüyen korkuyla kapıya diktim gözlerimi . Yere oturup ağlamaya başladım . Kapı kilidinin kırılma sesi banyoyu doldurdu . Açılan kapının ardından öfkeden titreyen ellerine değdi ilk bakışlarım.

+ Mi-mirza lütfen . Lütfen yapma

Bana yaklaştı , kolumdan tuttuğu gibi ayağa kaldırıp beklemeden kapıya doğru sürüklemeye başladı.

+ Bırak beni , şerefsiz herif bırak . Allah belanı versin !

Çırpındıkça çırpındım . Ne yaparsam yapayım gücüne karşı koyamadim . Son çare kolumdaki elini ısırdım. Bir anlık refleksle kendini geri çekince eli kolumdan ayrıldı . Üzerime geldi , ben geriye adımlamaya başlamıştım ki yüzüme inen tokatla kendimi yerde buldum.

- Sabrimi sınama dedim lan ! Canını yakarım dedim !

Yaklaştı çenemi tutup yüzüme yaklaştı.

- İstediğin bu mu ? Ha ? Beni zorlama dedim lan ! Bu mu olsun istiyorsun Helin!

Çenemden elini çekmesiyle suratına tükürmem bir oldu .

+ Adi şerefsiz köpek !!

Ayağa kalkıp yakasına yapıştım .

+ Sen bana nasıl vurursun !! Bana nasıl vurursun sen serefsiz! Seni öldürürüm, beni duydun mu !! Sen kendini ne zannediyorsun , sen bana nasil el kaldırabiliyorsun adı köpek! Allah'ın belası hayvan !

Üzerine saldirmama hiçbir karşılık vermedi . Sadece bieklerimden tutup ona vurmamı engelledi.

- Sesinin tonuna , ağzından çıkan her kelimeye dikkat edeceksin . Şaşkınsın ofkelisin diye sesimi çıkartmıyorum . Beni sonradan pişman olacağım şeyler yapmaya zorlama kadın !

Öfkeden deliye dönen bedenim titrerken dudaklarımı aralayıp cevap veremedim .

- Simdi paşa paşa aşağıya iniyoruz , o imzayı atıyorsun . Duydun mu beni !

+ Sen ne yaptığını sanıyorsun ya ! Asla !.. Öleceğimi bilsem yine de seninle evlenmem ben ! Kendimi öldürürüm yine de seninle ayni yatağa baş koymam ! Anlıyor musun beni ! Kendimi öldürürüm.

Bir an da hızla üstüme gelmesiyle geriye birkaç adım atsam da duvarın dibine gelmemle köşeye sıkıştım. Ellerini boğazıma sarıp beni duvara çarptı. Dişlerini o kadar sıkıyordu ki çenesi kaskatı olmuş , boğazındaki damarlar patlayacak kadar şişmişti.

- Az önce ne dedin sen ? Diye sordu sakin olmaya zorluyordu kendini .

Dimdik gözlerini içine baktım . Beni öldürecek miydi ? Onunla evlenmektense seve seve kabul ederdim.

Birden suratıma doğru bagirmasiyla gözlerimi sıkıca yumdum . Sesi patlayacak kadar çok bağırıyordu. Kulaklarımın cinladi, dik durmaya çalışsam da vücudumun korkudan titremesine engel olamadım .

- Bir daha söyle hadi !! Kendimi öldürürüm de ! Söyle hadi !

Yüzüme yaklaştı tam kulağımın dibinde fısıltıyla ama baskın bir sesle " Beni canınla sakın bir daha tehdit edeyim deme"dedi

Geri çekilip elini boğazımdan çekmesiyle yere düşüp öksürmeye başladım . Eğilip çenemi tuttu , üzerime eğildi .

- Beni sakın zorlama , saçının teline dahi zarar verirsen bunu sana çok fena ödetirim. Beni çok iyi tanıyorsun . Canını öyle yakarım ki Helin , yandım Allah dersin de o cehennemden seni kimse alamaz .

Geçmiş bir bir döküldü önüme. Onu taniyamasam da yapacaklarının bir sınırı olmadığının artık farkına varmıştım. Bileğimden tutarak beni peşinde sürükleyip avluya indi . Avlunun ortasına bir nikah masasi kurulmuş , ev halkı ise masanın karşısına dizilmişti.Beni çekiştirip sandalyeye oturttu , kendi de yanımdaki yerini aldı . Sinirlerim bozulmuştu iyice , sessizce nikah memurunun sanki her şey normalmiş gibi zirvaladigi ezbere sozcukleri dinledim. Hayır diyeceğim ve o deftere ölsem bile imza atmayacağım belliyken Mirza'nin bu saçmalığına anlam vermeye çalıştım. Nikah memuru o soruyu bana yöneltti. Zaten gün kadar ortada olan cevabımı vermek için dudaklarımı araladım.

+ Ha..

Tam cevabımı verecekken Mirza'nin sözümü kesmesiyle durdum . Avlunun etrafındaki korumalardan birine seslendi , elindeki tabletle bize yaklaşan korumaya dikmistim gözlerimi. Mirza'ya döndüm. Kendinden emin bir şekilde bana dönüp göz kırptı. Korku tüm bedenimi sardı . Bir şey yapmıştı, beni köşeye sıkıştırabileceği bir şey . Korkuyla nefesimi tuttum . Koruma elindeki tableti masaya tam benim önüme bıraktı. Ekranda gördüklerimle nefesim kesildi. Kız kardeşimin peşine birini takmış , uzaktan onu izletiyordu . Dehşetle Mirza'ya döndüm

+ B..bu ne demek oluyor ?

- Şu demek oluyor bugün sana yöneteceğim iki sorudan birine evet demek zorundasın. Hazırsan sorularım geliyor sevgili karım. İlkini nikah memuru az önce zaten söyledi , bir diğerini ise ben söyleyeyim. " Kardeşin bu genç yasinda mezara girsin ister misin ? "

+ Yapamazsın. O kadar değil ya . Yapamazsın hiçbir şey yapamazsın.

Sert bakışlarını üzerime dikti

- Deneyip görelim ister misin ?

+ Seni öldürürüm, eğer onun saçının teline zarar gelirse yemin ediyorum seni öldürürüm !

Gülerek yüzüme baktı .

- Senin elinden ölüm gelecekse elbet ona da varım . Ama eğer seçimin kardeşinin ölmesinden yana olursa emin ol bununla sınırlı kalmam tüm aileni gözünün önünde öldürürüm.

Şokla ne yapacağımı bilememistim . Kardeşime zarar vermesine izin veremezdim ama onunla evlenirim demeye de dilim varmıyordu. Ev halkına göz gezdirdim , kimseden ses çıkmıyordu. Haftalardır evlerinde kaldığım ailem bildiğim insanların Mirza'nin yaptıklarına göz yumuyor olmaları içimdeki acıyı katladı.

Çaresizce nikah memuruna baktım . Birazdan ağzımdan çıkacak sözcüklerin hayatımı bitirecegini bilerek çaresizce gözlerimi yumdum .

+ Bir şartla kabul ederim . Bir daha asla sevdiklerimin canıyla tehdit etmeyeceksin beni . Yoksa yukarıda söylediklerimi yaparım . Benim damarıma sakin basma .

-Tamam . İmzayı attığın an ailenin canıni da güvence altina almış olacaksın . Aileni ailem bilip koruyup kollayacğim. Şimdi at şu imzayı !

İmzayı atmamla Mirza ayaklanıp beni de bileğimden tutarak odaya doğru sürüklemeye başladı .

Bilegimi elinden kurtarmaya çalışsam da nafileydi. Beni sürüklemesine ayak uydurmaktan başka hiçbir şey yapamadım .

+ Napiyorsun , bırak beni . Yeter artık yaa !! İstediğin oldu işte daha ne olsun istiyorsun.

-...

+ Konuşsana ruh hastası herif !!

Beni duymazlıktan gelmeye devam ederek odaya girdi . İçeri girmemizle elini kolumdan çekmiş beni serbest bırakmıştı. Yatağın üstüne oturup bana bakmaya başladı . Ne yapmaya çalıştığına anlam veremedim .

- Yanıma gel

+ Ne , ne saçmalıyorsun sen .

Sadece yüzüme baktı . Farkına vardığım gerçekle dehşete düştüm . Ben az önce onun karısı olmuştum ve şuan odada başbaşaydık .

+ Bana dokunmana asla izin vermem . Duydun mu beni ! Asla!

Benim aksime sakince yüzüme bakmaya devam etti.

- Sadece konuşacağız . İznin dışında sana dokunmayacağım o kadar serefsiz bir insan değilim . Şimdi , yanıma gel.

Temkinli adımlarla yanına yaklaşıp yatağın ona en uzak kısmına oturdum. Bir süre yüzümü inceledi , bense ona nefretle bakmaktan başka bir şey yapmadım .

- Bugün sen benim karım oldun. Bu saatten sonra seni asla bırakmam bunu biliyorsun zaten . Seni anlıyorum Helin, her zaman anladım ama sen de beni anla . Senden ayrı kalmaya çalıştım, bunu için çok çabaladım. Senelerce de başardım ama artık yapamıyorum. Helin ben seni çok seviyorum . Geçmişte yaşananlar bir hataydı, sonrasında düşününce anladım ama zamanı geri alamam beni anlıyorsun değil mi ?

İfadesizce yüzüne baktım . Ben tepki vermeyince konuşmaya devam etti .

- Seninle yeni ve güzel bir hayat kurmak istiyorum.

Sinirden gülmeye başladım .

+ Geçmiş bir hataydı öyle mi , tamam unutalım . Peki geçmişte kalmayanlar ne olacak ? Zorla , tehditle benimle evlendin sen . Az önce suratıma indirdiğin tokatı hemen sonra boğazıma yapışıp nefesimi kestigin ellerini ne yapacağız Mirza!

Ayağa fırladım .

+ Sen bana bunları yasattiktan sonra hangi kafayla gelip güzel bir hayat istiyorum diyebiliyorsun . Hayatımı mahvettin benim , ne güzel hayatindan bahsediyorsun sen ! Sen ne saçmalıyorsun yaa!! Sen nasıl bir manyaksin !

- Haklısın, ne desen haklısın. Bunları geri alamam ama düzelteceğim her şeyi ben . Sadece senden istediğim tek şey Kurallarımın dışına çıkma , sınırlarımı zorlama . En önemlisi de kaçma Helin . Beni , beni kötü bir adam olmaya zorlama . Saçının teline kiyamazken beni o nefret ettiğim adama dönüştürme. Gidersen kötü bir adam olurum . Eğer uslu durursan ailenle görüşmene , dışarı çıkmana ve hastaneye gidip gelmene karışmam .

+ Anlamadım . Bir saniye. Uslu durursam hastaneye gitmeme karışmaz, ailemle görüşmeme izin verirsin öyle mi ?

Histerik bir gülüş kaçtı dudaklarımdan ;

+ Sen beni çıldırtmaya mi çalışıyorsun ! Sen kimsin ! Kimsin ki ben senden izin alacağım.

- Kocanim ben senin ! Ne dersem o olacak . Sen de buna ne kadar çabuk alışırsan o kadar iyi olur .

+ Ben itlere boyun eğmem .

- Laflarına dikkat et !

+ Hiçbir şeye dikkat etmiyorum .En kısa sürede kurtulacağım senden duydun mu beni !

Ayağa kalkıp üzerime geldi , duvarın dibine ulaştığımızda kaldırdığı elinin yüzüme ineceğini bilerek gözlerimi yumdum .Art arda duvara inen yumruklarıyla yavaşça duvardan kayıp yere çöktüm.

- Yeter ! Yeter lan artık. Sus ! Suss!

Geri çekilip hızla kapıya ulaştı , sertçe çarpılan kapıyla sarsılarak ağlamaya başladım .

Ne kadar dik durmaya çalışsam da nafileydi. Ben bugün büyük kaybetmiştim.


Yaa bir hevesle yazmaya başladım ama düşüncelerimi aktarabilecek kadar yazma becerim yok malesef :) Yine de elimden geleni yapmaya, zihnimdekileri toparladıkça da sayfaya aktarmaya çalışıyorum. Bu seferki bölüm kısa mı oldu bilemedim ama bir dahaki bölümde telafi etmeye çalışacağım. Belki geçmişe döneriz biraz . Sürpriz olsun isterdim ama malesef ağzımda bakla ıslanmıyor . Ben de böyleyim ne yapalim .


Keyifli okumalar dilerim papatyalarım . Hatamız varsa affola. Geri dönüşlerinizi bekliyor olacağım .

Papatya seven bütün kadinlara selam olsun 🌼🌼🌼


Loading...
0%