Yeni Üyelik
1.
Bölüm

- ÇOCUKLUĞUN İZLERİ -

@siyahkanatlimelek

Zümral... Evet ismim bu. Kimisine göre çok sıradan bi ismim var,kimisine göre ismimin kişiliğini sadece ben yansıtıyorum. Öyle diyorlar. Sanki benden başkası bu ismin sahibi olamazmıs gibi davranıyorlar bazen,bazense Zümral'i taşıyamıyormusum o bana hep bir beden büyükmüs gibi hissettiriyorlar. Yerine göre değerli,yerine göre de değersizim. Bu yaşıma kadar ailem dısında kimseden değer görmedim. Aşık olmadım,sevmedim sevilmedim. Hep ötekileştirildim aslında,hep ikinci plana atıldım. Telefon rehberinde bile en sondadır benim ismim. Kimsenin aklına ilk olarak ben gelmem. Ben aslında 'senden bi halt olmaz' diyip kenara atılan o kızlardan sadece biriyim. Adım Zümral. Yaşım 19. Hiçbir vasfım yok,sıradanım. Hep öyleydim ve hep öyle olacağım. Yine yeni yeniden vasıfsız sıradan bir sabahın içerisinde odamda oturmus sıkıcıklıktan boğulma derecesine gelmiştim. Tam o sırada odamın kapısı kırılırcasına açılınca bir hışımla yerimden sıçradım. Tâbirî caizse dalağım düsmüstü.

" Annecim " dedim " yani allah askına öyle mi girilir odaya dalağımı sökülüyordu yerinden "

" Sus kız " diye adeta cırladı tepemde " cevap verme de kalk hazırlan "

" Of Anne,yine nereye "

" Oflama anneye,Aysun ablan nisanlanıyor o'na davetliyiz,kalk hızlı ol hazırlan hayde. "

Düğün,nişan,kına... Oldum olası bu üçlüden nefret etmiştim. Diğer kızlar gibi isimlerini duyunca heyecanlanmazdım,aksine içimden 'saçmalık' diye geçirirdim. Farklıydım ben,diğer kızlar gibi değildim. Onlar gibi güzel de değildim. Ama güzel olmadıgım için de oturup ağlamadım. Zümral Alabey'dim ben. Farklıydım iste. Sırf bunları sevmiyorum diye annemi de kırmazdım.

" Tamam annecim,sen çık şimdi,bende beş dakikaya hazır olurum,çıkarız. "

Annem çıktıktan sonra dolabımın karşısına geçtim. Ama tabiiki öyle saatlerce kombin yapmadım. Dediğim gibi farklıydım. Her anlamda. Lacivert bogazlı kazagımı,siyah ispanyol paça pantolonumu ve hâkî yeşil kaşe kabanımı üzerime geçirip odamdan ayrıldım.

" Anne! " dedim " ben hazırım herkes hazırsa çıkabiliriz artık "

" Tamam kızım,sen ayakkabılarını giy,geliyorum hemen "

Hızlıca aşağı inip beyaz spor ayakkabılarımı ayağıma geçirip annemi beklemeye basladım. Söz verdiği gibi annem beş dakikaya inince taksiyle birlikte düğün salonuna yol aldık. Yaklasık yarım saat içinde artık düğün salonundaydık. Biz evden saat sekiz de çıkmıstık,şimdi ise saat sekiz buçuktu. Gerçekten ışınlanmayı bulmus olmalıydık. Aksi mümkün değildi. Annem taksicinin ücretini ödedikten sonra salona yöneldik,içeriden öyle yüksek desibelde müzik sesi geliyordu ki daha şimdiden daralmıstım. Kendi sesimi bile duyamazken anneme sesimi duyurmam mucizeydi.

" Anne,ben bi su alıp geliyorum,hem hava almıs olurum,bastı burası "

" Yavrum,bana da bi su al he çocugum "

" Alırım tabiiki anne "

Allahtan suyu dışarıdan alacaktım da bes dakika da olsa,hava almıs olacaktım. Gerçekten sevmiyordum toplu etkinliklerin hiçbirini. Neyse ki artık marketin logosunu görmüstüm bu da rahatlamam için bi işaretti. Çünkü su içecektim. Bu noktada artık adımlarımı hızlandırıp bir hısımla marketten içeri daldım.

" Abi kolay gelsin,sular ne kadar? "

" Beş lira bacım "

" Yuh abim,ne yaptın iki suya on lira mı ödeyelim? "

Tabiiki söylenmeninde bi sınırı vardı. Edepli bir kız olarak bu sınırı aşmadım. Daha fazla üstelemeden on lirayı kasaya bırakıp marketten ayrıldım. Tabiiki öncelikli olarak elimde ki sulardan bir tanesini kafaya diktim.

" Ayy,ohh nasıl iyi geldi "

Su içmenin ve rahatlamanın mutluluğuyla tekrar mecburi olarak adımlarımı salona yönlendirdim. Müzik başladıgına göre nişanda baslamıs olmalıydı ki salona yaklaştıkça bu düsüncem onaylandı. Evet yanılmamıstım nişan başlamıstı. Bu noktada yine adımlarımı hızlandırma ihtiyacı hissettim.

" Annem nerede ya? " dememle annemi karsıda görmem bir oldu. Adımlarımı annemin olduğu tarafa yönlendirip hızla annemin yanında ki sandalyeyi kendime çektim ve oturdum.

" Al annecim suyunu. Ay bi de bi su beş lira olmus biliyor musun? Az önce iki suya on lira ödedim. Saçmalık. "

" Ee,ne yaparsın kızım ekonomi böyle. Herşey ateş pahası "

" Konuştu ünlü ekonomist "

" Sus kız " diye cırladı tepemde " cevap verme bana da nişana odaklan "

" Tamam ya ne dedik sanki "

Neyse ki şu ilk dans zırvalıgı bitmişti de katlanmak zorunda kalmamıstım. Asıl eğlence başlıyordu artık. Orkestradan öyle bi ses geldi ki ben yerimden yine hopladım. Daral gelmisti kaçmalıydım. Tabiiki kaçamazdım. Saçmalıyordum. Herşeyi unutup nişana odaklanmaya çalıstığımda,tam karsımda ki silüeti görmemle birlikte dumur oldum.

" Efe mi lan o? "

iyi de bu efe olamaz ki,bu eskiden bu kadar yakısıklı değil di,bu kesinlikle efe olamaz.

Haklıydı. Efe eskiden bu kadar yakısıklı değildi. Bu Efe olamazdı. Ama Efe'ydi işte,onun gibi cesur bakıyordu. Artık gerçekten daralmaya başlıyordum. Dışarı çıkıp hava almalı ve kafamı toplamalıydım.

" Anne ben dışarıdayım,hava alacagım biraz "

" Uzaklasma. "

" Ta-mam "

Dışarı çıktıgımda beni öncelikli olarak serin bi hava karsıladı,bu serin hava beyin nöronlarımı bir nebze olsun açmıstı. Artık daha rahattım. Çünkü onun gözleri karsımda değildi. Gözleri karsımda olsaydı böyle rahat olabilecegimi sanmıyordum. Yine yeniden kendi kendime konusma moodumu aktif hale getirmistim.

" Yok Zümral,saçmalama kızım,bu çok yakısıklı,Efe olamaz bu,kafayı yiyorsun iyice "

" Kim,çok yakısıklı? "

Arkamdaydı.Ne zamandır oradaydı bilmiyordum. Ama arkamdaydı. Kokusu burnumun dibindeydi,nefesi saçlarımdaydı. Sırasımıydı şimdi yandıgımızı bile ateşi körüklenmenin. Değildi. Ama daha fazla arkam dönük kalamazdım şüphelenirdi. Yüz ifademi toparlayıp önümü tekrar o'na döndüm.

" E-fe... diyebildim sadece. Dumur olmustum. Çünkü gerçekten 'hoay maşallah' bir bey olmustu. Mallıga bi son verip lafımı devam ettirdim. Kendine gel kızım sen bu değilsin.

" S-sen ne zamandır arkamdasın? "

" En başından beri " diyip mızurca gülmeyi eksik etmedi

Yine dumur olmustum. Efe Herşeyi duymus olamazdı değil mi. Tam o an Efe tekrar lafa atladı ve beni yine dumura uğrattı,kas katı kesildim karşısında.

" Sen birinden hoslanıyorsun,çabuk söyle kim o hoslandıgın çocuk "

Hadi buyur cenaze namazına. Ne diyecektim şimdi. Hoşlandığım çocuk kendisiydi ama şuan bunu o'na söyleyemezdim. Acilen toparlanıp konuyu ele aldım.

" Ya,hahahahahhh Efe " diye gülümsedim " saçmalıyorsun yok öyle bisey. Dizide ki bi çocuktan bahsediyordum ben "

" Dizi de Efe diye biri var yani " yine mızurca gülmüstü. Aptaldı ama tatlıydı. Efe dedigimi de duymustu. Dilim tutulaydı o an keske. Ne diyecektim. Safa yat Zümral.

" Hıhım aynen,Efe diye bi karakter var ondan bahsediyordum " Yüzüm kızarmıstı ve kahretsin ki bunu o da görmüstü. Hareketlendi,yavaş adımlarıyla aradaki mesafeyi kapattı,parmakları usulca saçlarıma yol aldı,narince yüzüme düsen saçlarımı tekrar boynumun arkasına attı. Ne yapıyordu bu salak,sırasımıydı şuan bunun. Ateş bacayı sardı be oğlum bi dur sen de. Sonrasında parmakları yavaşca saçlarımdan ayrıldı,dudaklarımızın arasında milimlik mesafe varken konusmaya basladı. Dokunsak yanardım,ve şuan bile yanıyordum. Usulca nefes verip konusmaya basladı.

" Böyle kalsın " dedi " Yüzün böyle daha güzel,senin yüzün hep güzel ama,böyle çok daha güzel... "

 

Loading...
0%