Şuan ciddi ciddi hırsız şahsiyetleriyle bakışıyorduk, neden bakıştığımıza anlam veremesem de bakışlarımızı birbirimizden çekmiyorduk.

Hırsız olduğunu düşündüğüm adamlardan kafasına bardak fırlattığım kişi bana öfkeyle bakmayıda ihmal etmiyordu.

Tuğrul adamıda sanki karşımızda hırsız yokmuş gibi yayıla yayıla otuyordu.

Adamdaki rahatlık kimsede yoktu arkadaş, oğulları hariç.

Alp çatık kaşlarla onları süzüyor Asaf uyukluyor, arende telefonuna bakıyordu.

Babaları ne ki oğulları ne olsundu.

Hırsızlardan kafası sağlam olanı bu durumdan sıkılmış olacak ki, "Amca, kim bu kız? Söylesen mi artık?"

Tuğrul adamı bacağını bacağının üstüne atıp omuz silkti, "Yanında ki şahısa söylemiştim, sana söylememesi onun ayıbı."

Kafasına bardağı geçirdiğim -pişman değilim- adam öfkeyle Tuğrul adamına bakmış "Baba! Kafam yerimde değildi beni aradığın zaman pat diye söyleyince seni ciddiye alacağımı düşündüren ne sana?"

"Şuanda da pek yerinde sayılmaz, kapıdan gireceğine bacadan girdiğine göre." Alp'in konuşmasıyla asaftan salonu inletecek şekilde kahkaha atması, yanında olan arenin asafın karnına dirseğini geçirmesi bir oldu.

"Oğlum ne vuruyorsun lan! Yeter amı-" bu seferde Tuğrul adamından kafasına yastık yemesiyle yüzü yana doğru savruldu.

Alple beraber salona inince, herkes koltuklara götünü yaymış bir şekilde oturuyordu, neden böyle oturduklarını yarım saattir çözemesemde Tuğrul adamına baba diyen güya hırsızla(!) jeton düşmüştü.

"Her yerden çocuk fışkırıyor maşallah, şimdi şu kapı açılsa içeriye bir adam girip abinim dese şaşırmam." Diye yanımda ki Tuğrul azmanına doğru konuştum.

Adam fabrikaya bağlamıştı resmen.

Dediğim şeyle sırıtmış kolunu omzuma atıp beni yanına çekmişti, asafta bu durumdan sıkılmış olacak ki kuzenim olduğunu düşündüğüm adama bakıp, "İlhan saf mısın oğlum sen? Benzerliğimizden de mi çıkaramadın? Ahu lan bizim ahu!" Çokta önemli birşey değilmiş gibi söylemesi dışında sorun yoktu tabi.

"Ney?" Sorar gözlerle yanında ki elemana dönmüş "Doğru mu lan? Niye söylemiyorsun amı-" bakışlarını bana çevirmiş, duyduklarını sindirmeye çalışıyor gibiydi.

Tuğrul adamı oflayarak "Hepinizin olaydan haberi olduğunu sanıyorum? Eve uğramayan kişiler olarak haberi verdiğim an eve uçuşan sizler de bunun kanıtı." diyip bakışlarını bana çevirdi. "Herşeyin üst üste geldiğinin farkındayım, inan bunların yaşanmasını istemezdim güzel kızım."

"Yaşandı ama." Diyen alple Tuğrul adamı derin bir nefes aldı.

Umursamaz bir tavırla başını yardığım abi sıfatını inceliyordum, boşuna aksiyon yaratmıştı gerzek herif. Aklıma gelen şeyle kaşlarımı çatmış Tuğrul adamına dönmüştüm.

"Odaya ilk girdiğimde alarm yoktu, gecenin üçünde alarm çalmasaydı uyanmazdım belki de." Diyerek şüpheli bakışlarla karşımda ki adamları süzmüştüm gözlerim asafta durduğunda gözlerini kaçırmıştı it herif!

Ondan beklenen hareketlerdi. 'yok artık dercesine' bakıp "Asaf?" Demişti Tuğrul adamı.

Asaf rahat bir tavırla omuz silkip "Şakaydı."

"Senin şakana sokayım gevşek herif." Diye mırıldanan alp'i sadece ben duymuştum.

Tuğrul adamı "la havle," Diyerek başını geriye attı. Hırsız sandığım ama yanıldığım heriflere bakıp "Siz niye kapıdan değil de bahçe kapısından gidiyorsunuz itler! Anahtarın yok mu senin boran?"

Kafasını yardığım boran herifi bey, umursamazca omuz silkip "Kaybetmişim." Diyerek koltuğa iyice yayıldı.

"İyi bok yemişsin!" Katılıyorum Tuğrul adamı beyciğim.

Kafası sağlam olan kuzen şahsi ise bana sırıtarak bakıyordu benimde onu baktığımı fark edince "Kaç yaşındasın kız sen şimdi? On yedi, on sekiz?"

Demesiyle konuşacakken "On altı." Diyen boran herifiyle ona mal mal bakmakla yetindim.

O an sol melekle göz göze geldim, bizim dilimiz yokmuydu ahu?

Ne güzel işte bizim ağzımızı açıp yorulmamamızı istemiştir adamcağız.

Diyen sağ melekle sol meleğin göz devirmesi bir oldu. Katılıyorum sol yanım. Mallaşma sağ yanım!

İlhan onu pek sikine takmamış gibiydi, "Sana sormadık kardeşim, kes bi." Bana dönerek "Yaşın kaçtı ahududu?"

Asaf yüzünü buruşturup "Ahududu ne lan? Meyve mı bu kız?" Arende onu onaylamış ilhana ters bakışlar göndermişti.

İlhan onların bu haline sırıtmış, "Sizle mi konuşuyorum lan ben? Sevgili güzeller güzeli kuzenimle konuşuyorum."

"Güzeller güzeli?" Konuşan boran herifiydi ona aksi bakışlarımı göndermekten çekinmiyordum tabi. Bakışlarımı fark edip sırıttı "Bakışlara bak, ortalığı yıktı." Alayla konuşmasına daha da sinirleniyordum.

Daha fazla bu ortama dayanamayacağımı anlayarak ayağa kalktım, Tuğrul adamın bakışları bana dönünce "Uyuyacağım." Diyerek salondan çıktım.

Uykum vardı ulan uykum!

Mümkünse uyuyup uyanmayayayımdı.

Uykumu bölen Asaf itide görürdü.

Bedelini ödeyeceksin Asaf! Bedelini ödeyeceksin kanka.

Sol yanım kötü kahkahalar atarken, sağ yanım yapma etme diyordu.

Umursamayıp yatağa girdiğim gibi gözlerimi kapattım.

__________

Ve the end.

Bölümleri haftada bir atmayı düşünüyorum, okullar da açılıyor maalesef ki. Duruma göre bildireceğim bunda oyların da katkısı var tabi.

​​​​

​

​​​

​​​​​​​​​​​​