Yeni Üyelik
5.
Bölüm
@sizofrenbirisi

"Güzel oldu güzel." Dağıttığım kıyafetleri yerine koyup odadan çıktım.

Haftasonu olduğu için okula gitmiyordum son sınavımıda olduğumu varsayarsak son günlerde okula gitmezdim.

Bunun rahatlığıyla odadan çıkıp merdivenlere yöneldim, başlıyordu bizim mesai.

Allah için bu binayı yapan adamda hiç mi acıma yoktu kardeşim?

Ya insan der bunlar nasıl çıkacak bu kadar katı? Ben buraya bi de asansör yapayım diye.Bu kadar büyük eve de gerek yoktu fikrimce. Niye alırsın bu evi de böyle zahmete girersin yani.

Sol meleğin göz devirmesiyle adamlar kafalarına göre yapmıyor herhalde. bu kadar kat olduğunu bilip isteyerek almışlar herhalde ahucuğum ne konuştun be

Sağ melek ise bana onaylamaz bakışlar atıyordu.

"Ben kendi fikirlerimi söylemez miyim kardeşim? Herşeye maydanoz olmayın be!" Merdivenlerden inerken söylenmeyi ihmal etmiyordum.

"Ahu?" Gelen sesle olduğum yerde durup odasından yeni çıkan arene baktım.

Sorar gözlerle yanıma geldi, "Ne yapıyorsun burada?"

Sol tarafın güldüğünü hissediyorum Ne diyor la bu değişik?

Sağ taraf ise ayıplayacı bakışlarla bakıyordu soluma. Ne var burda soru sordu adam işte.

"Geçerken bir uğrayayım dedim." Alaylı ifademi görüp kaşlarını çattı.

"Dalga mı geçiyorsun benimle sen?" demesiyle ifademi bozup "Asıl sen benimle mi dalga mı geçiyorsun? Aşağıya iniyorum işte."

Çatık kaşlarını düzeltti, beni şöyle alıcı bir şekilde süzdü dudağını kenarı kıvrıldı.

"Ne bakıyorsun be öyle?"

"Arkana bak."

"Ne?" Dememle eliyle arkamı işaret etti, elini takip edip gösterdiği yere bakmamla karşımda duran asansörden başka birşey yoktu.

Boş bakışlarımı yüzüne çevirdim "Ee yan-" düşen jetonla ışık hızında geri döndüm arkama.

Asansör müydü lan o? Yanlış görüyorum dimi? Ben o kadar basamak boşuna inmedim dimi?

Birisi bana körsün,halüsinasyon görünüyorsun desin.

​​​​​​Klasik asansör işte abartmasak mı? Diyen sağ tarafıma sol melek hiddetle Ne klasiği be evde asansör var asansör! Demesiyle ağladı ağlayacak kıvama gelmiştim.

"Niye hiçbiriniz bana bu evde asansör var demedi? Ha? Ben bu merdivenleri çıkacağım diye son nefesimi veriyordum az daha." diye çıkışmama güldü.

"Artık biliyorsun." Demesiyle 'mal mısın' bakışlarımı atıyordum.

Bakışlarımı fark etmiş olacak ki daha çok güldü hayvan herif. Arkama doğru ilermeye başladı olduğum yerde durup gitmesini bekledim.

Gitmedi, omuz üstünden bir bakış atıp "Gelsene, aynı yere gidiyoruz sonuçta ikimizide bırakır."

Göz devirdim, kafasına çaktığımın herifi dalga geçiyordu benimle. Oflayarak ayaklarımı yere sürte sürte yanına gittim.

Asansörü şöyle alıcı gözüyle süzdüm, varlığından haberimiz yoktu. O yokken çok acı çekmiştim.

Aren beyinsizi asansörün duvarına omuzunu yaslamış, yüzünden eksik olmayan piç gülüşüyle içeri girmemi bekliyordu.

Onu umursamayıp yanına adımladım, girmemle düğmeye basmış, kafasını geriye yaslamıştı.

Kapanan kapıyla asansörün -bana acı çektiren- içinide incelemeye başlamıştım.

Duran asansörle yanımda duran arene göz ucuyla bakıp, açılan kapıyla hızla dışarı attım kendimi.

Gülen suratına çakacaktım birtane o olacaktı.

Sol tarafımın beni küçümser şekilde inceliyor oluşu da beni aşağılamak için yeriydi. Bu boyunla nah çakarsın sığır kadar herife tokatı.

​​​​​​(Sol melek kesinlikle yazar değil.)

Sağ tarafım hemen olaya müdahale etme girişiminde bulundu boyumuz kısa değil ki onun ki çok uzun.

​​​​​​Canım sağ tarafım benim. Seni çok sevdiğimi söylemiş miydim?

Hayır. Çok ayıp etmişim.

Sonunda varmış olduğum yemek odasının hızlı bir şekilde kapısını açtım, kapatmadan arenin gelişini izliyordum.

Yanıma doğru gelirken 'ne yapıyor bu gerizekalı' temalı bakışlarını yollarken sırıttım.

Tam bir kaç adımı kalmışken kapıyı yüzüne kapattım.

Dıştan gelen sesle burnuna kapıya çarpmış olma ihtimaline daha da çok sırıttım.

Ee Aren efendi, son gülen iyi gülerdi.

Arkamı dönmemle gülen yüzüm soldu, Arenle ben hariç herkes burdaydı.

Ve yaptığım şeyi görmüşlerdi, bunuda sırıtan yüzüyle bana bakan Tuğrul adamı kanıtlıyordu.

"Günaydın güzellik." Diyen İlhanla bakışlarımı Tuğrul adamından çektim.

Hafif tebessüm edip "Günaydın." diyerek kapıdan geri çekilmemle içeriye bana tip tip bakan Aren herifi girdi.

Sağ tarafım onaylamayan bakışlarla senden kaç yaş büyük adam Allah aşkına? Ne biçim sesleniyorsun?

Sol tarafım gülmüş Seslenmiyor yalnız içinden söylüyor.

İkisine de göz devirmiş Tuğrul adamının yanına boş olan yere oturmuştum.

Gözlerimi etrafta dolaştırıp bakışlarımı kaçırdım herkesten. Kime baksaydık göz göze geliyorduk anam.

Kafasına çaktığımın areni ise karşıma oturmuş, tabağına birşeyler koyuyordu.

Yanımda hissettiğim hareketle Tuğrul adamına döndüm, gördüğüm şeyle dehşetle gözlerimi açtım.

Herif tabağıma bütün masayı koymuştu resmen!

"Ne yapıyorsun?" Diye sessizce ama sinirle konuştum ona doğru.

Beni bir yerlerine takmadan doldurmaya devam etti, yeterli olduğunu düşünmüş olacak ki memnuniyetle gülümsedi, bense dehşet içinde onu izliyordum. "Hepsi bitecek."

"Burda dört adam doyuracak kadar yemek var farkındaysan! Nasıl yiyebilirim hepsini?"

Ciddi bir ifadeyle bana bakmış, "Anlamadım, ben mi yedireyim?"

"Yok, yok yiyorum ben. Afiyet olsun." Diyerek çatalı zeytini öldüresiye şekilde batırmış ağzıma atmıştım.

Asaftan ve ilhandan gelen gülüşmeleri duymazsak evet! Harika bir gündü.

_______

"Bismillah" diyerek yerimden sıçradım elimi hızla uzatıp bilgisayarı kapattım.

Işık hızında yerimden kalkıp kapattığım ışıkları açtım odanın aydınlamasıyla derin bir nefes aldım.

Tamam bu karanlıkta korku filmi izlemek iyi bir fikir değildi.

Eğlenmeyi bilmiyorsun, diyen sol tarafımdan başkası değildi.

Dilim damağım kurumuştu resmen gözlerim sürahiyi aradı bitmiş olduğunu görünce oflayarak elime alıp odadan çıkıp asansöre ilerledim.

Başımıza ne geldiyse bu sürahiden geliyordu.

Kahvaltıdan sonra full odada takılmıştım, sıkıcı geçen saatlerimden izleyebildiğim kadar film izlemiştim.

Korku filmleri, aklıma gelen filmler ve asansörden inince beni karşılayan karanlık koridor bana hiç yardımcı olmuyordu.

Asansörün açılmasıyla hızlı adımlarla mutfağa doğru adımladım etrafı süze süze suyu doldurdum.

Aynı adımlarla mutfaktan çıkıp asansöre ilerledim düğmeye basıp kapının kapanmasını izledim.

Asansörde ışıklar kapansa fena aksiyon olurdu. Diyen sol tarafıma tekmeyi basacaktım.

Kızı korkutmasana, diyende sağ meleğimdi. Hayatımın anlamı.

Asansörün açılmasıyla birlikte hızla odama doğru ilerlerken aklıma gelen şeyle duraksadım.

Sinsice sırıtıp odaya girdim makyaj masasına adımlayıp yeni alınan ürünleri inceledim aralarından zor çıkan bir kırmızı mat ruju elime aldım.

Gün, asaftan intikam alma günüydü.

Odadan çıkıp, asafın odasına doğru adımlamaya başladım.

Tipine kaydığımın hırsızlarından kaçarken asafın odasını da öğrenmiş bulunmaktaydım.

Sağolsunlardı bir işe yaramışlardı.

Kahvaltıda duyduğum kadarıyla Asaf beyin yarın randevusu vardı, umarım iyi geçerdi canım benim.

Gidebilirsen tabi.

Asafın odasının önüne gelmemle yavaşca kapı koluna uzandım. Sessizce odaya girip yatakta hayvanca yayılan asaf sıfatsızını süzdüm.

Çarpılacaksın, diyen sol tarafımı onaylıyordu sağ melek.

Üstü çıplak olduğu için sırtı görünürdeydi adamda bir vücut vardı kelimelerim yetmezdi.

Yo yeterdi de yazar üşeniyormuş. Diyen sol tarafımı takmadan elimde olan rujun kapağını açtım odadayken deneme fırsatım olmuştu iyikide ilk koluma sürüp denemiştim çünkü ne yapsam çıkmamıştı.

Asafcığımda karizma denen kavram olmayacaktı artık maalesef, yapacak birşey yoktu.

____________

Valla bu sefer uzun oldu, kısa demeyin bana

Bölümü kaydetmeden çıktığım için iki kere baştan yazmak zorunda kaldim aglicam cok kotu bir durumdu.

Bu hikayede yanan asafcigim oldu uykumuzu bolmeyecektin asaf bey

Uyku onemli

Bir sonraki bölümde gorusururzz

 

 

 

 

 

 

 

​​​​​​

 

​​​​​​

​​​​​​​​​​​​

​​​​​

​​​​​​​​​​​​

​​​​​​

​​​​

 

​​​​​​

 

 

 

​​​​​​

 

 

​​​​​​

​​​​​

 

 

​​​​​​

 

​​​​​​

​​​​

​​​​​​

​​​​

 

​​​​​

 

 

​​

 

 

Loading...
0%