Yeni Üyelik
9.
Bölüm

9. Bölüm

@skzfan

Bu bölüm için gerçekten çok uğraştım gece gece bölüm yazmaya çalıştım ve binin üzerinde kelime dokuz binin üzerindeyse karakter yazdım lütfen destek olun emegimin karşılığını bir türlü alamıyorum zaten ama ben yinede okuyanlar için devam ediyorum lütfen sizde benim için devam edin şimdiden teşekkürler 😘

 

 

 

KARŞILAŞMA

Yavaştan ayılmaya başlamıştım ama gözlerimi hemen açmak yerine etarfımdaki sesleri dinledim.

"Begüm burda bekleme eğer uyanırsa o kelepçeleri bile koparabilir biliyorsun sinirliyken gücü on katına çıkıyor resmen"

"Biliyorum can, henüz uyanmaz sadece alevin onda ne bulduğunu hala anlayamadım güzel kız evet kabul ediyorum ayrıca zeki, güçlü ve savunmacı ama onu korumak için ekibe almak mı, cidden mi"

Durun bir saniye bu ses ah bu fülyanın sesiydi inanmıyorum gerçekten öldürecektim bu pisliği. Dur bı saniye ne demişti o Alev dediği kişide kimdi.

"Alevin ondan hoşlandığını mı düşünüyorsun bu imkasız, saçmalama begüm"

"Yaklaşık üç saat boyunca burda dikilerek Yeşim'i izledi can. ona bakıslarının kendi bile farkında değildi eminimki, yemin edebilirim ama kanıtlayamam keşke o halinin fotoğrafını çekseydim"

Bu kız tek kelime daha ederse gerçekten koparırdım bu kelepçeleri. Zaten ona sinirliydim birde söyledikleri iyice sınırı aşıyordu. Bu arada gerçek adının fülya değil Begüm olduğunu da öğrenmiş oldum.

Yavaşça gözlerimi açmaya başladım.

"Begüm çık dışarı uyanıyor."

Artık konuşma sıram gelmişti değilmi.

Küçük bir kahkaha attım "gitme begüm daha eylence yeni başlıyor istersen ben sana işkence etmeye başlamadan önce biraz sohpet edelim ha, ne dersin" bunları söylerken kendimi iyice toparlamıştım ve doğrudan begümün gözlerine bakıyordum.

"Olur konuşalım çünkü sana kendimi affettirmem gerek ve beni anlamalısım yeşim, işkence konusuna gelince bu haldemi işkence ediceksin ortada işine yarar hiçbir şey yok ve bağlısın" bunları söylerken neyden güç alarak dibime kadar gelmişti bilmiyorum ama son söylediğiyle artık sabrım taşmıştı.

Kelepçeler ne kadar dayanıklı olursa olsun bu öfkeye dayanamazdı artık. Saniyelik bir hareketle kelepçenin zincirini kopardım ve fülyanın yani begümün saçların kavradım başını önümdeki masaya vurarak onu bayılttım ben bunu yaparken Can silahını çıkarıp omzumdan vurdu ancak hiçbir şey hissetmiyordum. Bende karşılık olarak begümün belinden silahını çekip aldım anında emniyetini indirip bir kez daha ateş etmemesi için Canın eline bir el kurşun sıktım küçük bir inilti çıkaran can'la birlikte kapı aniden açıldı. Bütün bunlar en fazla 5 saniyelik bir sürede gercekleşmişti.

Can kapıdan giren kişiye seslenerek.

"Alev sakın yanlış bir hareket yapma vurmak işe yaramıyor zaten diye bağırdı" söyledikleriyle dudağımın kenarı kıvrılırken Begümün saçlarını rahat bıraktım ve baygın bedeninin yere yığılmasına izin verdim.Elimdeki silahıysa kapıdan girip bana silah doğrultan Aleve aynı şekilde doğrulttum ancak bir taraftan da candan gelebilecek olan herhangi bir hamleye karşı savunma yapabileceğim bir pozisyonda duruyordum. Temkinli hareketlerle bana yaklaşmaya çalışan Alevin ayakkabısının ucuna bir el ateş ettim. Bu hamlemle hemen geri çekilip ellerini başının hizasına kaldırdı.

"Yeşim sakin ol, o elindeki silahı indir ve yanına gelmeme izin ver" Alevin kısık bir ses tonunda söyledikleriyle histerik bir kahkaha attım

"Ya sonra, sonra ne olucak Alev bey beni tekrar mı bayıltacaksınız, bana yapılan ihanete göz yummamı ve size katılmamı mı isteyeceksiniz. Asla sizin ekibimize katılmam benim tek bir yaşama nedenim var oda Akının katilini bulmak ve yetimhane yangınından sorumlu olan herkesle birlikte onuda acı içinde kıvrandırarak öldürmek zaten sonrasında kendim teslim olup bu zamana kadar yaptığım herşeyi kendim itiraf edicektim." Diyerek tısladım dişlerimin arasından

Alev daha bir şey söylemeye fırsat bulamamıştı ki o sesi duydum

"Yeşim"

Ama bu gerçek olamaz, gerçek olmasını çok isterdim ama olamaz kollarımda ölmüştü o gün olamazdı değilmi nasıl mümkün olabilirdi ki asla susmayan beynim o an sustu düşünemiyordum. Üst üste şoka uğruyordum bu gün ilk defa kendimi aptal gibi hissediyordum.

Ve kapıdan içeri girip bana yaklaşmaya başladı.

İlk önce silah kayıp düştü elimden sonra bir damla gözyaşım ensonsa ben düştüm dizlerimin üzerine, konuşamadım konuşmam gereken 'neden" demem gereken en önemli anda konuşamadım.

Akın önümde diz çöküp bana sarıldı ve işte o zaman hıçkırarak ağlamaya başladım, bende Akına sarıldım ama Akın sadece yerde yatan Begüme bakıyordu gözleri boş bakıyordu belirsizdi sanki hangimiz adına üzüleceğine hangimize kızacağına karar veremez gibiydi hangimizin suçlu olduğunu anlamaya çalışıyordu.

Bunu fark edince Hemen akından ayrılıp ayağa kalktım istemiyordum on iki yıldır hasret kaldığım abimdem ayrılmak istemiyordum ama o Begüme bakmak istiyordu ona aşıktı gözlerine bakınca bu hemen anlaşılıyordu. Arkaya doğru sarsak bir adım attım önce, sonra ilk olarak cana ardından Yerde yatan ve başından kanlar süzülen begüme ensonsa bana hiç bakmadan ve tek kelime etmeyerek begümün yanına giden akına baktım. Sanırım suçluyu belirlemişti suçlu bendim.

Ona baktım, bakmayı en son isteyiceğim kişiye baktım uzun uzun Aleve baktım. bakışlarımı fark edince oda bana baktı uzun bir süre.

Bakışlarında garip bir duygu vardı ne oldunu anlayamadığım bir duygu. Bakışmamızı önceden yerde yatan ama akının kucağına aldığı ve odadan çıkarmak için hazırlandığı sırada kendine gelmeye başladığı belli olan begümün iniltileri yarıda kesti.

Kısa bir süre Begüme baktım Akının ona olan bakışlarını gördükten sonra artık eskisi gibi onu öldürmek istemiyordum ama hala öfkeliydim ve öfkemin hiç geçmeyeceğini biliyordum ihaneti asla affetmezdim istesemde yapamam çünkü benim hayatım ihanetler üzerine kurulmuştu onlardan birini unutmam bir binayı ayakta tutan kolonlarını kesmekle aynı şeydi.

Kolumda bir el hissettim o an gözlerimi begümdem ayırıp hangi ara yanıma geldiğini anlamadığım Aleve çevirdim. Asla kapanmaya algılarım tamamen kapanmıştı şu an, tamamen ruh gibiydim. Affedebileceğim tek ihanet Akınınkiydi çünkü o benim tek ailemdi ama oda beni affedecek gibi bakmıyordu işte buda beni tekrar yıkıyordu.

" Yeşim benimle gel seni odana götürücem teşkilata katılma konusunu sonra konuşucaz ama şimdilik senin için hazırlanan odada kalıcaksın" Alevin sanki biraz yüksek sesle söylese korkacakmışım kadar kısık sesle söylediklerine hiç tepki vermedim ve beni kolumdan tutup sürüklenmesine izin verdim.

" İşte geldik burası senin odan bilerek benimkinin yanını ayarlattım bir şey olursa hemen kapımı çal kapını kilitlemiyorum çünkü zaten odadan çıkmayacağını biliyorum ama yinede belirli aralıklarla kontrol etmeye gelicem" benden bir tepki beklesede ona beklediği tepkiyi vermedim bunun üzerine oflayarak odadan çıktı yatağa oturarak odayı incelemeye başladım. Gayet güzel dizayn edilmişti daha çok sade, beyaz ve gümüş renklerden oluşuyordu gardrobun yanında iki kapı daha vardı birinin camından içerisi görünüyordu ve bir sürü silah vardı bunları onlara katılırsam diye koymuşlardı belliki kapının üzerindeyse bir yazı yazıyordu.

" Kilitli, lütfen özel kartınızı okutunuz" tabiki açık olasını beklemiyordum.

İkinci kapıysa tuvaletti, buraya kapıyı açarak bakmıştım. Birde baklonu vardı bir saniye cama yansıyan o görüntü neydi, kahretsin ortak balkondu burası ve güneşin girmemesi amacıyla yaptırılan camlara yan odanın görüntüsü yansıyordu.

Alevin yeni duştan çıktığını görebiliyordum üzerinde sadece bir pantolon vardı ve harika olan vücüt kaslarının üzerini kapatan bir şey yoktu, ah ciddenmi adam yarı çıplaktı ve ben şu anda onun yansımasına bakıyordum hemen perdemi çektim Allah'tan perde var yoksa beni burda bir saniye bile tutamazdınız.

Saat çoktan on ikiyi geçmişti artık yatsam iyi olucaktı çünkü yarın baya uzun bir gün olucaktı.

Yatağa uzandığımda düşünebileceğim onca şey varken benim aklımde tek bir görüntü vardı ALEVİN YARI ÇIPLAK GÖRÜNTÜSÜ

İyi ama neden çıksana aklımdan be adam.

Loading...
0%