
Elimi yüzünde gezdirdim,belki uyanırdı.Yanaginda hafif hafif gezdirirken yüzünü yan yatırarak elime yasladı,bu hareketiyle elimin avuç içini çevirdim ve baş parmagimla okşadım.
'Minho çok ateşin var kalkman lazım.' "Ben şuanda iyileşiyorum zaten." Sesi çok kısık ve çatallı çıkmıştı.'Suan bile flört peşindesin.' küçük bir kikirti çıktı dudaklarından.'Hadi gel yüzünü yıkayalım ilaç falan iç olmaz böyle cidden çok ateşin var...' Dikkatlice oturduğum yerden kalktım.
Gözlerini açmaya çalışsada basaramiyordu.Dizlerinin önünde yere çöküp bir elini tuttum.'Sen burda beni bekle tamam mı ben halledicem.'yavaça kafasını salladı." Ama ben çok üşüyorum böyle." Sesi cidden kötü geliyordu.'Atesini dusurelim geçecek o da.'
Daha fazla konuşmadan hızlıca bir bez ıslattım ve yanıma biraz su aldim. Daha sonra gidip birkaç ilaç aldım.
Salona gittiğimde gözleri kapalı bir şekilde yatıyordu,uyuduğunu sanmıyordum.Üstünü değiştirmemiz gerek ama nasıl olucakti?Boş vererek koltuğun yanına oturdum ve bezi alarak Minho'nun yüzüne değdirdigim anda yerinden hopladi.'Biliyorum çok soğuk ama iyiliğin için azıcık dayan.' "Jisung..." Diye bir fısıltı çıktı dudaklarından.Bezi yüzünde gezdirdim.'Bebeğim.'ne dediğimi fark ettigimde dudaklarimi ısırdım.O kadar bebek gibiydi ki bu hitap bilinç altıma işlemişti. Gulumsemeye çalıştı ama başaramadığında bundan vazgeçti.
Biraz daha böyle durup ilaçlarını içirdikten sonra biraz da olsa rahatlamıştı.'Yarin sabah doktora gidicez,itiraz yok.' "Sen varsin zaten,yetersin bana." 'Ama o serum takarsa hemencecik iyi hissedersin.' karşımda küçük bir çocukla konuşuyor gibi hissediyorum. 'Odanda yatmak ister misin?' "Ama o zaman sen gidersin." 'Hayir,yanından asla ayrılmam.' Kalkip elini tuttuğumda o da sıkıca elimi tuttu.Daha iyiydi.
Birlikte odasına gittiğimizde uykulu gozlerle bana baktı."Çok uykum var ama sen de uyu." 'Uykum yok benim.' "Jisung nasıl yok hiç uyumadın neredeyse,eğer böyle yapicaksan odana da gidebilirsin boş ver beni." dudaklarimi buzup bir ona birde yataga baktım.Hafifce kolundan tutup yatağa oturttum.Ben de yatak başlığına hafif yatay şekilde yaslandigimda kolumu kaldırdım. Gulumseyerek bana bakıp hemen koluma sokuldu.Boylesi daha arkadascaydi.Nefesleri düzene girdiginde uyuduğunu anlamıştım.
Benim gerçekten uykum yoktu...zar zor uzanıp telefonumu aldığımda gözüm yanındaki telefona takılmıştı.Sacma dusunceleri aklımdan silip kameraya girdim,hiç nasıl göründüğüme bakmamıştım. Kamera açılıp ikimizi kadraja aldığında istemsizce gülümsedim. Cok tatlı uyuyor,bebek.Bir iki fotoğrafımızı çektikten sonra galeriye girdim.
Minho ile tanıştıktan sonra her şey o kadar değişmişti ki...Galerimin son bir buçuk ayında bir yılda cektigimden daha fazla fotoğraf ve video vardı.Ve neredeyse hepsi Minhoylaydi,çoğu garip ama tatlı anlarda çekilmişti.
Birlikte tarif deniyorduk ve ben tam Minho'yu video çekmeye başladığım anda elinde olan un paketinin altı yırtılmış ve her yer un olmuştu.Ben gülme krizinden yerlere yatıp yüzünü zoomlaya zoomlaya dalga geçiyordum ki elindeki bir avuç unu bir anda yüzüme atmasi ve benim kahkahamla video bitiyordu.Bu olaydan sonra kendisi silmişti yüzümdeki unları da,o anı hatirlamak istemsizce kalbimin hızlanmasına sebep oldu.
Biraz daha aşağıya indigimde bu videoyu Minho baslatiyordu. Sokaktaydik ve hızlıca yürüyerek beni geride bırakmıştı.Onde kendi yüzü arkada ise uzakta olduğu için minicik kalan bir ben vardım.Sinirle bağırıyordum ama aksine yüzümde kocaman bir gülümseme vardı.En sonunda hızlıca koşup Minho'nun boynuna atlıyordum sonra video bitiyordu.Cunku bacaklarımdan tutarak beni sırtına alıp eve koşmuştu o gün.
Üç saniyelik bir video vardı Minho'nun saçlarını çocuk tokalariyla toplamistim ve parlayan gözlerle kameraya,tamam bana bakiyordu.Bense videoyu 'ay video' gibi bir tepki vererek kapatıyordum. Zaten sonrasında bir sürü o şekilde fotoğrafı vardı.
Böyle anların 3-4 kat daha fazla videosu vardı birkaçını rasgele izledim.
İlk haftalara geldiğimde daha önce gormedigim bir videoyla karşılaştım.Sadece Minho vardı,uyanma ihtimaline karşı tuvalete gidiyorum bahanesiyle yerimden kalktım ve odama girdim.
Videoyu başlattığımda Minho gulumseyerek konusmaya başladı."Merhaba Han Jisung!" Elini kaldirip kameraya salladı."Adını böyle söylemek hoşuma gidiyor sebepsiz.Bu video bizim tanismamizdan üç buçuk hafta sonra çekiliyor,uzun süre sonra izlersen bunu bilmelisin.Daha tanisali bu kadar kısa zaman olmuşken sanki her zaman benimleymissin gibi hissediyorum.Aslinda öyleydi,o sahil bizi ilk birlestiren şeydi defalarca kez karşılaştık orda,sonra defalarca kez markette,farklı kafelerde bunu yapan kader mi yoksa bir cekim mi bilmiyorum.Ama o her neyse hayatımdaki en büyük iyi kim.Sen benim en güzel iyi kim.Aslında sende fark ettin beni.Sen hatirlamasanda... Ama ben seni ilk gördüğüm andan beri bir şeyler çekiyor seni bana. Anlatirdim ama yakın zamanda izlersin diye korkuyorum.Sonra benden fazla cekinmeye baslayip evden kacmani istemem."
Hayal etmis gibi kendi kendine gülüp kafasını yere eğdi.Sonra kafasını kaldırıp yine parlak gözleriyle kameraya baktı."Şuan iki yan odamda olmana ragmen hayaline gülmem çok garip.Seni görebileceğim zamanı harcıyorum." Sonra yüzünü burusturdu.Ama yeninden kocaman gulumsedi ve yüzünü kameraya yaklaştırdı.
"Sana söylemek istediğim şey...Belki gelecekte bir şey olursa,birlikte olan geleceğimize anı kalsın...Senden şuan deliler gibi hoşlanıyorum Jisung.Bu bir iki hafta sonra hatta çok daha yakin bir tarihte belki,çok daha büyük ve vazgecilemeyecek bir duyguya donecek,aşk gibi yani.Biliyorum, hissediyorum.Umarim sende bu videoyu izlerken beni seviyorsundur!" Durdu ve kameraya el salladı.Video bitti.
Belli etmediği bir şey değildi, anlaşılması zorda değildi.Ama ondan duymak böyle sözlerle çok farklı hissettirmisti.Gozlerim doldu ve ağlamamak için kendimi sıktım, az önce omzumda bebek gibi uyuyan adamdı bunlari söyleyen.Peki ben seviyor muydum? Deli gibi seviyordum ama bu sevgi o anlamda miydi?
Kalktım ve yeniden yanına gittim.Kapiyi açtığımda bana bakan bir çift gözle karşılaştığımda aklıma direk o sözlerin gelmesiyle duraksadim,yine gözlerim doldu ama görmezden geldim.'Daha iyi misin?' "Evet,sayende.Sen?" 'Sevindim,ben de iyiyim.' yanına adımladim ve omzuma yatmasi için bekledim ama beklemediğim bir şey olmuştu.
Nazikçe kolumdan tutup aşağı çekti ve başımı göğsüne yasladı,iki kolu ile bedenimi kavradığında kalbim yerinden çıkmak üzereydi.Ben de bir elimi beline sarıp diğer elimi göğsüne koyduğumda yavaşça sırtımı okşadı.
Bu adam benden hoşlanıyordu,hatta şuan aşıktı belki...Rüya gibi geliyordu.Peki ben?Bu sevgi o anlamda miydi?Kimi kandiriyordum en başından beri deliler gibi etkilenirken...
Kokusu istemsizce mayıştırmaya başladığında uykulu sesimle konuştum.'Kokun çok güzel,çok rahatlatici.' biraz yerinde kıpırdandi."O sırada bunu diyen kişinin eşsiz kokusu" dediginde gülümsedim.Tam uyuyacaktim ki kulağımda hissettiğim sıcak nefesle gözlerimi açmamak için çabaladım."Seni seviyorum Jisung,her şeyden çok."
__
Yıldızcıkk!!
| Okur Yorumları | Yorum Ekle |

| 2.26k Okunma |
649 Oy |
0 Takip |
15 Bölümlü Kitap |