@smanurkya
|
Bilmem kaç kilometre hızla gittiğim arabamın içinde gözyaşlarım gözlerimden seri bir şekilde süzülürken gözkapaklarımda sanki tonlar vardı ve sadece ölmek istiyordum.Aklımda olan tek şey adımın Zeynep olmasıydı ve o gereksiz sevgilimin beni en yakın arkadaşımla aldatmasıydı.Onu sevmiyordum neden onunla sevgili olmuştum onu bile hatırlamıyorum lakin zoruma gitmişdi.Neden bana yaklaşan herkes illa çıkarları için yaklaşmak zorundaydı? Herkes adımın, ünümün peşindeydi.Kimse asıl Zeynep’in görmek istemiyordu.Nolurdu sanki karşıma beni gerçekten seven bunu bana hissettirecek biri yanımda olsa,hiçbir çıkarı olmadan, beni ben olduğum için seven soyadıma değil sadece adıma bakan. ‘Lanet olsun’ diye direksonu kırmak istercesine vurduğum sırada yanımda biri belirdi. Beynim bu cümlenin saçmalığını tartarken bense bir ona bir yola bakıyordum.Aman ne güzel bu sefer kesin kafayı yemişdim.Yanımdaki çocuğa her baktığımda kafayı yemişliğimi tescilleyip zaten akmakta olan gözyaşlarıma yenilerini ekleyip hıçkırıklara boğuluyordum. Bu olamaz değil mi? Bu kadarda kafayı yemiş olamazdım. Çocuk: -Niye ağlıyorsun ? Konuştu mu bu ? Donup kalmışdım.Hayır hayır hayır kendime gelmeliydim artık. ‘Kendine gel kızım Zeynep. Bu kadar da yemedin aklını’dedim kendi kendime. Yok olması için gözümü açıp kapatıyor, başımı sağa sola sallayıp duruyodum, ama her seferinde ordaydı ! O kadar sakin bi şekilde durup beni izliyoduki sanki anormal olan bendim. Sonunda eve gelmiştim yani gelmişdik.Bu saçmalığın biran önce bitmesi gerekiyordu.Arabamı park edip, eve doğru gittiğimde o da peşimden geliyordu.Acaba rüya mı görüyordum? Kendime bir çimdik attığımda herşeyin olmaması kadar gerçek olduğunu gördüm.Yanımdaki yabancı:’Evin güzelmiş’ dedi.Ağzım bir karış açık çocuğa bakıyordum.Cidden anormal olan ben miydim?Kendimi toparlayıp eve girdim o da peşimden benimle geldi. Evin içinde bir oraya bir buraya dolanıyordum. Gidip bir kez daha elimi yüzümü yıkadım.Bu kaçıncı yıkamamdı emin değildim. O ise koltukta rahatca oturmuş sakince arada bir etrafa bakıp genelde gözlerini üzerimde dolandırıyordu.Bense kafayı yiyordum.Sıkılmış olacak ki: -Ne zaman biticek,ne zaman sakinleşeceksin? Dediğinde durdum. Bir süre ağzım açık ona baktıktan sonra aklımı azıcık toplaya bildiğimde ona hak verdim.Haklıydı, olan biteni öğrenmek için artık konuşmamız lazımdı.Gidip karşısında ki koltuğa oturdum ve : -Anlat, dedim. Tam gözlerimin içine bakıyordu. ‘Şu saçma tavırlarınıza hiç katlanamıyorum.’diye mırıldandıktan sonra: -Sor! Dedi. Çocuk: -Sen kimsin,arabama nasıl ışınlandın ve evimde ne işin var? Çocuk: -Adım Evren.Bir setra’yım.Üstelik ben gelmedim sen çağırdın beni. Zeynep: -Ne ben mi çağırdım seni! Nasıl? Evren : -Bak Zeynep, dediğim gibi ben bir setrayım.Setramiz gezegeninden geliyorum.İçinden nasıl bir dilek diledin bilmiyorum ama o dilek beni sana getirdi. Zeynep: -Nasıl yani? Evren: -Siz insanlar içinizden,tam kalbinizden bir dilek dilediğinizde biz onları gerçekleştirmek için geliyoruz.Gerçekleştiğinde de geri gidiyoruz. Zeynep: -Peki ben ne dilemişim? Evren: -Onu bende bilmiyorum,o dileği bulmak için burdayım.Bulunca geri dönücem bi daha da sana gelmicem. Zeynep: - Şuan böyle bir konuşma yaptığımıza inanmasamda mantığımı bir kenara koyup bir şeyleri anlayabilmek adına bişeyler soracağım. Mesela gerçekleştiğini nerden bilicez,sonuçta senden bende dileğimin ne olduğunu bilmiyoruz, ben birsürü dileği olan bi insanım ve hergün bunların gerçekleşmesi için dua ediyorum. Evren: -Dileğini gerçekleştirdiğim an sana gelmemek üzere Setramiz’e geri dönücem. -Bu Setramiz dediğin şeyde ne? -Gezegenimin adı. Onu dinlemeye devam ederken gözlerimi kapattım. Dinlediğim şeyler bana gerçek gelmiyordu. Beynim bana oyun oynuyor olabilir miydi acaba diye düşündüm. ‘Beynin sana niye böyle bir oyun oynasın Zeynep’ mırıldandıktan sonra derin bir nefes alıp kendimi konuşmaya zorladım: -Peki sen nesin, peri, cin? Evren: -Sadece setra,ne cin ne de peri sadece setra! Zeynep: -Yani bizim dileklerimizi gerçekleştirmek için yaratılmış varlıklar hatta koskoca bir gezegen var öyle mi? Aileniz felan var mı peki, yoksa robot gibi bişey misiniz? Evren: - Robota benzer bir halim mi var? Üstelik tabiki ailemiz var. Aslında size çok benziyoruz. Zeynep: -Peki sürekli dünyadaysanız ne zaman ailenizle vakit geçiriyorsunuz? Evren: -Hergün çekiliyoruz dedim ya bir süre orada kalıyoruz daha doğrusu ne kadar istersek. Önemli olan ne kadar dünya da kaldığın değil dileği bulup bulmaman. Ben evde durmayı pek sevmediğimde sabah saat 6 da dünyaya ya geri dönüyorum. 6 saat yeterli oluyor bana. Zeynep: -Allah’ım duyduğum şeylere bak akıl alır gibi değil. Gezegenimin adı Setramiz dedin öyle bir gezegen mi var, ya bu çok saçma, dediğimde Evren : -Evren hakkında herşeyi biliyomuşsun gibi konuşma,bişe bildiğin yok.Asıl saçma olan sizin dilekleriniz. Resmen ağzımın payını vermişdi.Ve konuşmasına devam etti: -Hem onu bırakta beni yakınındakilere ne diye tanıtacaksın sürekli yanında olmam lazım. Hah! Bi bu eksikti, ne diye tanıtacaktım acaba?Abim desem hayranlarım hayatımı benden iyi biliyo,benim bile tanımadığım akrabalarım dahil.Sevgilim? O Bora gerizekalısıyla ayrılalı daha birkaç saat oldu,yarın yeni çekeceğim filmin görüşmesine Evren’le sevgiliyiz diye gitsem hem hayranlarımın bir miktarını hemde itibarımı kaybedebilirim.Yeni menejerim de diyemem zira Zelişden çok memnunum. Zeynep: -Bunu sonra hallederiz,bişe sorabilir miyim? Evren başını olumlu şekilde sallamakla yetindi. Zeynep: -Benden önce kaç kişiye yardıma gittin ? Cevabını gerçekten merak ediyordum ama niye birden bire merak ettiğimi bende bilmiyordum. Acaba biriyle sevgili olmuşmuydu? İllaki yardıma gittiği kızlar Evren’den çok etkilenmişlerdir.Zira etkilenilmeyecek gibi değil. Evren: -Bilmem. Zeynep: -Anlamadım? Evren: -Senden önce kaç kişiye gittiğimi bilmiyorum. Biz sizin dileklerinizi yerine getirip setramize döndüğümüzde bütün hafızamız sıfırlanıyor. Zeynep: -Nasıl oluyo peki? Yani nasıl sıfırlıyorlar,herşeyi unutuyor musunuz?Adınızı bilemi,her seferinde mi, peki neden ? Diye soruları peşpeşe sıralarken Evren: -Yavaş!Soruların arasında nefes almayı dene. Zeynep: -Pardon ya hayatımda ilk defa bir setrayla tanışıyorum da! Evren gözlerini devirip konuşmaya devam etti: -Bak küçük bir oda düşün oraya girdiğimizde bir süre sonra hafızamız sıfırlanıyo. Zeynep: -Neden böyle peki.Bence bir setra bile olsa bir geçmişi olmalı. Evren: -İşte tam da bu sebepten dolayı.Geçmişde takılıp kalmayalım diye,birinden gidip dünyaya tekrar döndüğümüzde bir önce geldiğimizi aramayalım diye,üstelik adımızı felan unutmuyoruz öyle bişe olsaydı sana adımı,nerden geldiğimi ve ne olduğumu nasıl söyleyebilirdim. Duyduklarımın karşısında şok olmuşdum.Karşımda insan dışı bir varlık vardı. Fazla güzel bir varlık..Belki şuana kadar bir sürü kişiye gitmişdi,onun iyilik meleği olmuşdu.Kim bilir kaç kişiyi kendine aşık edip,hayran bırakmışdı.Benden de gidecekti.Bunu aklımın bir köşesine not ettim.Çok alışmasam,hatta hiç alışmasam iyi olurdu. Zeynep: -Haklısın söyleyemezdin, dedim düz bir sesle.Derin bir nefes alıp: -Ben sana kalıcak bir oda verim.Dinlen,uyu saat geç oldu. Bende bunları hazmetmeye çalışacağım. Bu günlük bu kadar macera yeter. Daha fazlasını bünyem kaldırmayabilir. Evren: -Ben uyumam. Zeynep: -Çok iyi, değişik değişik özellikler. Muhteşem bir yaratıksın,dedim alaycı bir tavırla.Tebessüm mü etti o!Zaten yeterince yakışıklı bide niye bu kadar güzel tebessüm ediyodu ki. Zeynep: -Sen şimdi yemekte yemiyosundur? Evren: -Beynin biraz da olsa çalışıyomuş,evet yemiyorum.Yeri gelmişken onu da söylim dünya saatiyle hergün gece 12’de setramize çekileceğim.Setramize gittiğimde günlük yükleniyo gerekli olan enerji… Zeynep: -Peki seni bana gelmeni kim belirliyo,dedim konuyla alakasız bi şekilde fazlasıyla merak ediyordum.İlk başta ‘ne alaka’ bakışları atsana sonra konuşmaya başladı: -Kader! Işınlanma odalarına girdiğimizde sizden kim içten bir dilek dilerse sırayla eşleşiyoruz. Zeynep: -Vay be!Sende benim setram oldun öyle mi?Bu muhteşem bi şey… Hayatın ne getireceğini gerçekten belli olmuyordu.Saatler önce sözde sevgillim olan gereksiz için ağlarken,kimsenin beni sevmediğini düşünürken, şimdi dilediğim bir dilek sayesinde yanımda o dileği gerçekleştirebilmek için bir peri vardı,daha doğrusu bir setra.Evet o bir setraydı,benim setram..
|
0% |