@smanurkya
|
Sabah uyandığımda dün gece yaşadıklarımın gerçek olup olmadığını doğrulamak için direk Evren’e verdiğim odaya gittim. Her ne kadar uyumayacağı ve geceleri burada kalmayacağını söylesede ihtiyacı olabileceğini düşünmüştüm. Odaya girdiğimde yoktu:’Kesin rüya gördüm,zaten gerçek olması çok saçmaydı. Ya da çok bunaldığım için halisilasyon gördüm.Acaba o Bora malının beni aldattığı kısmıda mı rüyaydı?’diye kendi kendime söylediğim bir sırada arkamdan;’Hayır değildi.’diye bir ses geldiğinde direk arkamı döndüm ve burun buruna geldik.Ben çıtlık attığımda az daha düşüyordum ki Evren beni tutup kendine çekince buna engel olmuş oldu. Yemyeşil gözlerinin tam içine bakarken onu dün ayrıntılı bir şekilde incelemediğimi fark edip incelemeye başladım.Yüzü resmen kusursuzdu. Yemyeşil gözleri,uzun kiprikleri,siyah saçları, yüzüne çok yakışan kirli sakallları… Boyu uzundu aranızda bir kafa boyu vardı. Yapılı bir vucüda ve geniş omuzlara sahipti. Kalbimin hızlandığını fark ettiğimde ‘Bunlar hep korkudan’ dedim kendi kendime. -Evet,dedim derin bir nefes alıp:’Değilmiş..’ Bir süre daha birbirimize yapışık kaldıktan sonra ukalaca gülerek:’Daha ne kadar böyle bakışmayı düşünüyorsun.’dedi.Ahh rezil oldum.’Evet,tamam’dedim kendimi geri çekerken. Kendimi toplama çalışırken:’Bugün bir film görüşmem var oraya gitmemiz gerek’dedim. Sanırım onu kabullenmem zor olacaktı… Hazırlanıp arbama bindiğimizde:’Neyin olarak geliyorum?’dedi.Hiç düşünmeden:’Oradaki gidişata göre bişeyler uydurucaz artık’dedim ve arabayı çalıştırdım. Görüşmenin olduğu yere geldiğimiz de daha öncede birkaç kez çalıştığım yönetmen Atalay’ı gördüm.Kırklı yaşlarında hafif kır saçları vardı.Yaşına göre kilosu iyidi.Yine birşeylere kızmıştı bağırıyordu.Atalay işinde çok iyidi ve çok titiz bir insandı.Biraz daha yaklaştıkça neye bağırdığını duyabiliyordum:’Kardeşim nasıl olurda koca şehirde istediğim görünüşte erkek oyuncu bulamazsınız.Önüme getirdiklerine bakın adam 1 sahneyi doğru düzgün çekemedi.İyi yaptım kovaladım.Ne biçim iş yapıyosunuz!’Biraz daha yaklaşıp: -Atalay yine ateş püskürüyosun,iyi yaptım da kovaladım dediğin başrol erkek değildir inşallah, hayır yani ödeyeceğin para da umrunda değil. Canın sıkıldıkça kovalıyosun oyuncuları,dedim. -Ah Zeynep hoşgeldin. Canım haberi daha yeni öğrendim Bora’yla ayrılmışsın.Aman boşver hayatım zaten gereksizin tekiydi,diye sorduğum soruyu es geçerek teselli vermeye başlayınca : -Haber bu kadar çabuk yayıldı mı ya? Dedim gözlerimi devirerek. Gerçi nasıl yayılmasın ki o iki pisliği otelde basmış,otelide birbirine katmıştım.Bu konunun konuşulmasını istemediğim için az önceki sorumu tekrarladım: -Naptın Atalay başrol oyuncusunu mu gönderdin? -Öyle yaptım hayatım.Bu filmin yapımcısı da benim,istemiyorum öyle oyuncular.Odeyşında kendilerini yırtıyolar kamera önünde fıs.Vereceğim tazminatta umrumda değil. Sen onu bunu bırakta kim bu?dedi gözlerini Evren’e dikmiş bir şekilde. -Arkadaşım Evren,çok yakın arkadaşım.Memleketten.Çocukluğumuz Samsun’da birlikte geçti bizim. -İyi de sen Samsunlu değilsin ki.. -Çocukluğum orada geçti ama. -Hııı -Öyle işte bir müddet bende kalıcak,canı sıkılmasın diye buraya getirdim,diyip inandırıcı olduğunu düşündüğüm yalanları peşpeşe sıraladım.Ne yapayım o bir setra diyemezdim ya bu setra olayını daha kendim kabullenmemişken. Atalay bir süre daha Evren’i süzdükten sonra siyah gözlükleriyle çok yakışıklı duran Evren’e:’Gözlüklerini çıkarabilir misin?’dedi.Evren ilk başta şaşırsada sonra gözlüklerini çıkardı.Atalay Evren gözlüklerini çıkarır çıkarmaz:’İşte bu!’diye bağırdı. Evren şaşırmış gözlerle bana bakarken ben; Atalay’a:’Ne işte bu?’diye sordum.Atalay bir heyecanla:’Aradığım yüz’dediğinde Evren’le kocaman olmuş gözlerle birbirimize bakarken Atalay Evren’in etrafında hem dönüyor hem konuşmaya devam ediyordu:’Hem yakışıklı,hem role çok uygun,hem yeni yüz,birbirinize de çok yakışıyorsunuz, zaten birbirinizi tanıyorsunuz da bundan iyi şamda kayısı.’dedi ve gülmeye başladı. Bende gülmeye başladım istemsizce. Demek Evren’le ben çok yakışıyorum. Ben böyle gülerken Evren’in deli misin sen adlı bakışıyla karşılaşınca gülüşüm yüzümde asılı kaldı.Atalay:’Bizimle çalışmak istermisin Evren? Seni yıldız gibi parlatırım,bütün kızlar peşinden koşar,evler,arabalar,yeni yeni işler…’dedi.Dikkatle Evren’e bakıp cevabını bekledim.Evren:’Hayır istemiyorum.’demesiyle Atalay’a döndüm. Onu tanıyordum Evren’i kafasına koymuştu ona evet dedirtene kadar vazgeçmezdi. Kararlılıkla Evren’e bakmaya devam ettikten sonra:’Ne istersen veririm.’dedi. Evren:’İstemiyorum herşeyim var.’dedi gözlüklerini gözüne takarken. Şuan aşırı havalıydı.Kızların Evren’in peşinde koşması için ünlü olmasına gerek yoktu bence ,yolda yürüse yeter. Araya girip:’Atalay Evren’in oyunculuğa dair hiçbir eğitimi yok.’dediğimde:’Ay hayatım az önce geleninde sorsan vardı,noldu?’dedi. Atalay böyleydi işte onun için önemli olan tecrübe değildi. Yaptığı işin içine sinmesi yeterliydi. Şartlar,tecrübeler umrunda değildi. Bu başlarda bana garip gelsede sonrasında yaptığı her işin tuttması bana doğru yaptığını gösteriyordu ve onunla çalışırken çok eğleniyordu. Atalay bir müddet düşündükten sonra bana dönüp:’Arkadaşını ikna et alacağın paranın 3 katını veririm.Üstelik geçen dizi çekiminde istediğin karavanıda alcam sana, Borayı da bir daha hiçbir setime sokmam gördüğüm her yerde de yüzüne tükürürüm.’dedi. Dudaklarımı birbirine bastırıp etrafı seyrettim biraz. Tamam bu adam beni nasıl ikna edeceğini biliyor… Derin bir nefes alıp Evren’e hiç bakmadan:’Tamam kabul ediyoruz.’dedim. Evren az önce takmış olduğu gözlüklerini hışımla gözünden çıkarıp sinirle bana baktı. ‘Zeynep’demişti ki konuşmasına izin vermeden yanınan yaklaşıp sessizce:’Evren kabul edelim. Daha ne isteyebiliriz ki.Seni sürekli sete götüremezdim ya.Eğer kabul edersek sürekli sette olursun ki kimse sana bişey diyemez. Bu sefer sete sürekli gelmen değil gelmemen sıkıntı olur.’dedim. -Ama Zeynep..,demişti ki devam etmesine izin vermeden Atalay’a dönüp:’Eee , nereyi imzalıyoruz. ‘dedim. Atalay kazanmanın verdiği mutlulukla sırıtarak:’Eee hadi o zaman anlaşmamızı yapalım,imzaları atalım.’dedi. Herşey o kadar hızlı gelişti ki bi anda kendimizi anlaşma imzalarken bulduk.Atalay çok azimli bir adamdı.İstediğinin olması için herşeyi dakikalar içinde yapabilirdi. Anlaşmayı imzalarken Evren ilk başta itiraz etti ama ona ısrar ettiğimde;’Bunu sen istedi!’dedi ve sinirle anlaşmayı imzaladı.Fevri bir adam sanki, diye geçirdim içimden. Düşüncelerimi bölen Atalay oldu:’Ay çok heyecanlandım. Çok temiz biriş olacak hissediyorum. Pişman olmayacaksın Evren. O zaman ilk sahneyi ben anlatayım sonra siz senoryadan okursunuz zaten. Ben bugün de zaten başrol uyumuna bakmak için kısa bir çekimiçin çağırmıştım. İki üç güne çekimlere başalarız sende bu sırada ezber yaparsın. Neyse ilk sahnemiz rüya sahnesi olacak, filmde Zeynep sana plotonik aşık ve ilk sahnede bir rüya görüyor. Rüya da sen Zeynep’e :’Seni seviyorum’diyor ve yaklaşıyorsun. Tam öpeceğin sırada rüyasından uyanıyor.’dediğinde Evren hızla oturduğu yerden kalktı ve :’Olmaz’dedi. Kocaman olmuş gözleri bişey anlatmak istercesine bana bakıyordu.Atalay şaşkınca ona bakarken benim de ondan bir farkım yoktu.Ben ne olduğunu anlamadan beni kolumdan tutup çekiştirmeye başladı.Şuan da ilk defa temas halindeydik ama sanırım takılmam gereken yer burası değildi. Buna noluyo böyle?Atalay’ın olduğu yerden uzalaştıktan sonra karşıma geçip:’Unut bunu Zeynep,bu saçmalıktan başka bişey değil. Bir setranın sette ne işi var.Niye arkadaşım dedin ki,asistanım deseydin Allah kahretmesin ben neden sana uydum ki.O adamın dediği şeyi yapamam.’dedi;’Ne saçmalıyosun Evren. Saçma veya değil kabul ettik bi kere üstelik abartma alt tarafı bir film.Korkma da bişey olmaz.Filmler kısa oluyo diziler gibi değil.Atalay’a da ayıp oldu beni sürükleye sürükleye buraya getirdin.’dedim.Evren’arkamı dönüp Atalay’ın olduğu yöne doğru yürümeye başlamıştım ki beni kendine çevirip: -Film çıktığında daha önce gittiğim insanlar beni tanıyıp ya setra oloduğumu söylerse..dedi. -Saçmalama,kim buna cesaret edebilir.Hadi diyelim cesaret etti,nasıl kanıtlayacak ve onlara kim inanır.Emin ol kimse deliler hastahanesine girmeyi göze alamayacağı için böyle bişe de yapamazlar. İnsanlar hakkında neler biliyorsun bilmiyorum ama insanlar o kadar da cesur değiller. Herkes kendini saklayarak, bildiğini kendine saklayarak yaşıyorlar şu sıralar. İçin rahat olsun. -Kapına dayanırlarsa. -Onları ruh ve sinir hastalıkları hastanesini arayıp kapıma bir delinin dayandığını ve 20 yıllık arkadaşımı farklı bir varlık olarak gördüğünü söylemekle tehtit ederim.Yani korkma insan olduğunu savunan benim gibi biri varken yanında bunu kimse isbatlıyamaz,deim. Artık sunacak bir sebebi kalmadı diye düşünüp tam arkamı dönmüşken:’O kelimeyi söyleyemiyorum Zeynep, hiçbir setra söyleyemez.’demesiyle olduğum yerde durdum ve tekrar ona döndüm:’Hangi kelime Evren?’dedim.’Söyleyemediğimi az önce demedim mi?’dedi. Aklımı bir yokladım.Ne olabileceğimi düşündüm.Aklıma gelen şeyle gözlerinin tam içine bakıp;’Tamam ben sorayım.’dedim titrek bir sesle. İçimden o kelime olmaması için dua ediyordum.Derin bir nefes alıp:’Seni seviyorum mu?’dedim. O da gözlerini benden bir saniye olsun çekmeden:"Evet o,o kelimeyi söyleyem"
|
0% |