@smanurkya
|
#Sayha'nın Ağzından# Dün Zilal'in beni eve bırakmasının ardından o gün okula gitmedim. Aksine tüm gün oturdum. Annemler buradaki düzeni oturtmaya çalışıyorken çok çalışıp eve pek uğrayamadıkları için önceki gece eve gelmememin nedenini açıklamak zorunda kalmadım. Ama bugün okula gitmeliydim artık. Okulun bahçesinden içeri girince gözlerim Aybüke'yi aradı. Burada buluşmak için sözleşmişdik. Bankta oturduğunu görünce ona seslenip yanına gittim: -Selam. -Selam, çabuk anlat önceki gece neler olmuş öyle okula da gelmedin, telefonlarımı da açmadın evinizi de bilmiyorum. Zilal bardan almış seni Hem de kucağında. Sevgili misiniz? Dün bütün gün birlikte miydiniz? Gerçi Zilal dün okuldaydı. Noluyo kızım? -İlk önce nefes al. Sevgili felan değiliz. Sevgi kelimesinin Türkçede ki anlamını bilip bilmediğinden şüpheliyim. Bir sebepten ötürü kendini bana borçlu hissediyo onun için böyle bişey yaptı. Aman boşver konuşmak istemiyorum onunla ilgili, hadi girelim ders başlar şimdi. Bir gün nasıl sıkıcı geçerse o kadar sıkıcı geçmişti. Öğleye doğru Zilal gelmişti okula ben belki özür diler diye beklerken o bir kere bile bakmamıştı bana ve koskoca bir hafta Zilal'in beni yok saymasıyla ve sıkıcı derslerle geçmişti. Tabiki umrumda değildi. İstediğim de buydu zaten. Hadi ama kimi kandırıyorum ki bir sebepten ötürü Zilal'in bi şekilde benimle muhattap olmasını istiyordum. Günü çoğunu Aybüke'ylie geçiriyordum. Her geçen gün biraz daha samimi oluyorduk. Birlikte çok eğleniyorduk. Paylaştığımız şeyler çoğalmıştı. Bol bol Yiğit'i ve ona olan sevgisini anlatıyordu. Hafta sonu sinemaya bile gitmiştik. Sevimli ve samimi bi kızdı. En iyi arkadaşım olma yolunda ilerliyordu. Yeni bir haftanın ilk günüydü. Derin bir nefes alıp bahçeden içeri girdim. Zilal ve tayfası gelmişti. Nedendir bilinmez Zilal'i görmek beni heyecanlandıyordu. Birinin elini omzuma atmasıyla irkildim: -Günaydın bebek. -Günaydın Aybüke. -Ayyy, Yiğit burada ve yine çok yakışıklı yanında da buz dağı ve diğerleri var. -Yürü hadi yürü derse geç kalıcaz. -İnsan mı yedin insafsız bu ne güzellik. -Aybüke yürü, diyip okula doğru yürümeye başladım bi yandan da Aybüke'yi çekiştiriyordum. İstemeden Zilal'e birkaç bakış attım, tabiki bir tanesinde bile gözgöze gelmedik. Koskoca bir gün daha Zilal'in beni yok saymasıyla bitmişti çok şükür.Bu düşünce omuzlarımı düşürürken sıradan kalkıp kantine doğru yürüdüm. Tektim. Aybüke erken çıkmıştı benim de son bi dersim kalmıştı bi kahve içip kendime gelsem iyi olacaktı. Ben Zilal'in gittiğini düşünüyordum taaki kantinde Zilal ve tayfasını görene kadar. "Önüne dön Sayha önüne dön. O seni umursamıyo sende umursama, iki günlük çocuk sende bu kadar etki edemez ya saçmalama ve aklını başına topla" diyen iç sesime yine hak verdim ama yine dediklerini yapamadım. Ben gözlerimi Zilal'e dikmiş bakarken birinin:"Vay okulumuzun fenomeni de burada" demesiyle ona döndüm. Orta boylu sarışın bir çocuk önümde gülerek bana bakıyordu. Şaşkıca ona baktığım bir müddet sonra silkelenip kendime geldim ve kaşlarım çatık bir şekilde: -Bana mı dedin? -Evet, tabi videosu Twitter da gündem olan başka biri yoksa aramızda. -Ne diyosun ya gerizekalı, çekil şuradan! deyip çocuğun yanından geçerken Zilal'e kaçamak bir bakış attım. Bana bakıyordu. BURAYA BANA BAKIYORDU. Kaşları çatıktı. Büyük ihtimal şu yem olayı için kızmıştı. Ama bu onu hiç alakadar etmez. Yine de onun bana bakması sebebiyle kalbimin ağzımda atmasına engel olamıyordum. Kahvemi alıp boş masaya oturduğum da Zilal hala bana bakıyordu. Yanında ki iki çocuk bişeler anlatıp gülüyordu. Yiğit hem onları dinliyor hem de arada bir Zilal'e bakıp daha sonra bana bakıyordu. Zilal'in gözleri ise hep bendeydi. Günlerdir bana değdirmediği gözlerini şimdi üzerimden çekmiyordu. Bakışları arkamda bir yere kayınca kaşları daha da çatıldı. Bende nereye baktığına bakmak için arkamı döndüğümde az önceki çocuğun bana doğru geldiğini gördüm. Yanıma geldiğinde: -Ya sen beni yanlış anladın, ben tanışmak için bir giriş yapim derken saçmaladım galiba, diyip derin bir nefes alıp elini ensesine attı:"oturabilir miyim?" dedi. -Ne , yani şey buyur. -Gerçekten saçmaladım özür dilerim. -Önemli değil, ben de direk hakaret ettim zaten -O zaman en baştan, Berkay ben. diyip elini uzattı. Bende tokalaşıp: -Sayha, dedim. -Evet biliyorum, yeni kız, eee alışabildin mi okula ortama felan? -Evet öyle sayılır, diyip Zilal'e kaçamak bir bakış attım gerilmişti ve burdan bile fark ediliyordu. Berkay'ın tekrar konuşmasıyla ona döndüm: -Neyse derse gitmeliyim, görüşürüz yani umarım. -Görüşürüz. Berkay masadan kalktıktan birkaç dakika sonra, Zilal de yanındakilere bișeler söyleyip kaltı. Gidiyordu. Bende kahvemi bitirip sınıfa çıktım. Son derste nihayet bittiğinde hazırlanıp sınıftan çıktım. Berkay sınıf kapısının yanında duvara yaslanmış bekliyordu: -Selam -Selam -Ben düşümdüm ki yani sabah ki hatamı telafi etmek için sana bişeler ısmarlamak istiyorum, tabi vaktin varsa. -Sabah ki olay için özür diledin ya hiç gereği yok gerçekten. -Lütfen, hem okulun aşağısında çok güzel bir Cafe var tatlıları muhteşem. -Peki, bu kadar ısrar ediyosun madem. Zilal'in ağzından Son bir ders kala okuldan çıkmıştım. Avuç içim terlediğinden kum torbasıyla biraz vakit geçirdim. Ama kendi telefonum yerine Anıl'ınkini aldığım için okula geri dönmek zorunda kaldım. Anıl'ı aradığımda çok geçmeden açtı telefonu:"Alo Anıl, benim Anıl diye arkadașım yok sen kimsin nerden arıyorsun beni, kimsin sen? -Gerizekalı -Zilal? -Telefonlar karışmış elindeki benim telefonum nerdesin? -Bende bian telefonumun süper güçleri var sandım kendi kendine arkadaş edinmiş felan. -Nerdesin? -Okulda -Çıkma okuldan geliyorum. -Tamam. Okulun bahçesine girip arabamı park edip indim. Bizimkiler bahçe de bekliyordu: -Ulan pezevenk her bokunu benimkiyle aynı aldığından karıştırdım telefonları, dedim Anıl'a doğru. Yiğit; -Senin dikkat dağınıklığın veya aklının başka yerde olmasıyla hiç bir alakası yok yani, dedi. -Sen karışma çok bilmiş, dedim ve gözüm okulun kapısına kaydı. Sayha çıkıyordu. Yanında da bugün kantindeki kıl kuyruk vardı. "Gülüyo mu o, bu ne samimiyet, noluyo lan?" dedim kendi kendime: -Kim bu pezev.. yani arkadaş, dedim gözümü onlardan çekmeden -Tam olarak kimi soruyorsunuz Poyraz Bey? dedi Yiğit imalı bir şekilde -Hiç bir şeyi, Anıl ver telefonumu, telefonumu alıp arabaya bindim ve çalıştırdım. Ali'yi arayıp:" Alo, bana bugün maç ayarla ve nerede olacağını bana haber ver" diyip kapattım telefonu. Kendi kendime "Seni alakadar etmez,kendine gel saçmalıyorsun" diye birkaç defa tekrar ettim. Beynime hucüm eden düşüncelerden uzaklaşıp kendime gelmem lazımdı. #Sayha'nın Ağzından# Berkay'ın beni eve kadar bırakması sonucu eve gelip odama çıktım. Berkay yakışıklı ve kibar bir çocuktu benden hoşlandığı da aşikardı. Ama benim aptal aklım Zilal'deydi. Beni alt üst esiyordu. Yatağa girip yorganı başıma çektim."Kendine gel Sayha, kendine. Olmaz asla olmaz. Uyu çabuk" dedim ve bir süre sonra uykuya daldım. Sabah annemin seslenmesiyle uyandım ve hazırlanıp kahvaltıya indim: -Günaydın. -Günaydın prensesim, dedi babam Kahvaltımı yapmış kalkıyordum ki: -Bekle,seni bugün ben götürim okula dedi babam. -Gerek yok baba işe geç kalma, sizin şimdi bissürü işiniz vardır. -Senden önemli değil, biliyorum bu aralar seni ihmal ettik biraz ama.. -Önemli değil baba halledebiliyorum artık büyüdüm ve herşey yolunda merak etme. -Okuluna alışabildin mi? -Arkadaş bile edindim. -Buna sevindim. Gidelim hadi. -Sen gelmiyor musun anne -Annen bugün evde kalıp dinlenecek yeterince yoruldu zaten. -Peki, görüşürüz anne, diyip kalktım masadan annemi öpüp çıktık evden. Okulun önüne geldiğimizde babamı öpüp indim arabadan. Babam camı açıp:"Seni seviyorum kızım" dedi. Bende dönüp:"Bende seni seviyorum baba" diyip el salladım. Aybüke daha gelmemişti. Bu sefer onu ben bekliyordum. 5-6 dakika sonra Aybüke bahçeye girip beni gördüğünde hemen yanıma geldi. Okula doğru yürümeye başladık. Tam okula giriyorduk ki biriyle çarpıştı. -İri gözlü kız? dedi çarpıştığım kişi. Kafamı kaldırıp ona baktığımda çarpıştığım kişinin Yiğit olduğunu gördüm:"Efendim? " dedim sorarcasına tebessüm edip:"Sayha'ydı değil mi?" -Tanışıyo muyuz?dedim. Sonuçta onu tanıdığımı, günde 6 öğün Aybüke'den onu dinlediğimi belli edemezdim değil mi? -Tanışıyoruz, şuan. Üstelik gözün üzerimizde olmasına rağmen beni tanımaman şaşırtıcı ama. -Kimin gözü kimin üstünde, dedim utanmıştım. Gerizekalı Sayha!Daha fazla uzatmak istemediğinden veya beni rencide etmek istemiyo olacak ki:"Yiğit ben" dedi ve devam etti:"Yeni tanıştığın çocuk" Vazgeçtim bildiğin dalga geçiyordu. -Sayha, sen zaten biliyorsun. -Sayha güzel isim manası ne? -Niye herkes bana bunu soruyo? Dediğimde gözlerini yerden alıp bana baktı bi anda ciddileşmişti: -Başka kim sordu? -Zilal, yani direk senin gibi sormadı ama. -Ne dedi? -Ne önemi var? -Sayha lütfen. -Beni bardan aldığı gece arabada ben bir sürü soru sorunca:"Yeter" dedi"Ben sana soruyor muyum; kimsin, isminin manası ne, kim koymuş" felan filan işte normalde sarhoşken herşey unutulur derler ama ben herşeyi hatırlıyorum biraz düşündükten sonra hemde çok net. -Konuşabilir miyiz? -Konuşuyoruz şuan, dedim az önce dediği şeye gönderme yaparak. Hafif bir kahkaha attıp: -Güzeldi, ama ikimiz. Aybüke'nin yanında konuşabiliriz o benim en yakın arkadaşım, demiştim ki Aybüke:"Benim ders notlarını almam lazım, sınıfta görüşürüz."dedi. Sesinde bir sürü hayal kırıklığı vardı. Aybüke gidince Yiğit:" Gel benimle"diyip okulun arkasına doğru yürümeye başladı. Bende peşinden. Banka oturduğumuzda: -Çok sinirlisin değil mi ona. -Kime? -Yapma Sayha -Tamam, dedim gözlerimi devirip devam ettim: -Evet, çok sinirliyim. Çok dengesiz. Hayatıma çok hızlı bir giriş yaptı,dağıttı gitti. Canı istiyo beni kucaklayıp götürüyo, canı istiyo yüzüme bakmıyo, canı istiyo beni evine götürüyo, canı istiyo hakaret edip kovuyo,arabasına bindiriyo, arabasından indiriyo. -Haklısın gerçekten çok haklısın, absürt hareketler bunlar ama savaşı seninle değil, kendiyle. Zilal değişik bir çocuktur. İlgi alanları hep farklıdır.İsimlerle ilgilenmez mesela manalarını merak eder ama herkese sormaz, herkesinkini de merak etmez zaten. İnsanları değil hikayelerini merak eder. Aklına geleni rahatcada soramaz. Cümle arasına sıkıştırır. Sana yaptığı gibi. Bak Sayha Zilal'i gözle göremezsin ve emin ol gözle görüldüğü gibi değil, diyip buruk bir tebessüm edip kalktı banktan bende arkasında öylece bakakaldım. Ne yani Zilal merak mı ediyor beni,ismimi manasını...
|
0% |