
Afra’ nın dediği yere geldiğimizde hep birlikte arabadan inip kafede sakin bir yere oturduk. Daha sonra siparişimizi verdik. Masada derin bir sessizlik oluştu. Yarım saat önce olanların hala etkisinde kalmıştık Ali Asaf’ la. Afra olanları tam olarak bilmese de o da bizim yüz ifadelerimizden iyi şeyler olmadığını anladığı için ses etmiyordu.
-Ben bir lavaboya gidip geliyorum diyerek yanımızdan ayrıldı Afra.
Afra’ nın yanımızdan ayrılması ile kafamı kaldırıp Ali Asaf’ a baktım. Zaten o da bana bakıyormuş.
-İyi misin çok sessizsin diye sordu.
-Bilmiyorum iyi miyim kötü müyüm Asaf. Aklım hala almıyor, bir insan neden böyle bir şey yapar hem de en yakınına, kızına senin aklın alıyor mu?
-Haklısın, bunu anlamak, kabullenmek çok zor ama dünya da kötü insanlar var ve bunlar kötülük yaparken kimseyi düşünmezler. Bu insanlar bencildir. Sadece kendilerini düşünürler. Kendi istekleri, kendi mutlulukları, kendi kazançları… O insanın gözünü hırs bürümüş hırsı yüzünden kimseyi gözü görmüyor, kızını dahi.
Asaf konuşmaya başladığında daha fazla kendimi tutamayıp gözümden bir damla yaş akıp gitti. Bu olaydan bu kadar etkilenmemim nedeni kendimi o kadının yerine koyduğumda hissettiğim acıydı belki de bilemiyorum.
-Bu kadar üzülme onlar için elimden ne geliyorsa yapacağım. Hadi toparla Afra gelir şimdi seni böyle görmesini istemezsin değil mi?.
Bana böyle destek olması çok güzeldi. Şuan beni kendime getirecek tek kişi Ali Asaf’ tı. O da sağ olsun söyledikleri, desteği ile kendime gelmemi sağladı. Hızla gözlerimi silip ona gülümsedim.
-Haklısın teşekkür ederim.
-Ne demek sadece kendini üzme yeter.
Benimle konuşurken gözlerini asla gözlerimden çekmiyordu. Bu durum bende hep gözlerimi kaçırma isteği oluşturuyordu. Ama ben de bu biraz inada bindirmiştim. Çünkü her zaman insanlarla konuşurken gözüne bakarak iletişim kurulması gerektiğini düşünürdüm ve böyle de hareket ederdim. Hani derler ya delici bakışlar diye öyle bir şeydi. Ama ben de inatçı biriydim ve bu konuda yenilmeyecektim. Bu düşünceme sesli bir şekilde gülme isteği dolmuştu içime. Adamın hiçbirinden haberi yokken ben onunla inatlaşma planları yapıyordum. Daha fazla saçma düşüncelerde boğulmamak için tekrar Asaf’ a odaklanmaya çalıştım.
-Buradan direkt eniştemlere gidiyoruz değil mi?
-Öyle yaparız artık saat de geç olmadan gidelim yoksa Tunahan’ ın çenesini bugün hiç çekemem.
Bu yakarışta o kadar haklıydı ki Tunahan eniştem gerçekten insanı çıldırtma noktasına getirecek kadar konuşabiliyordu böyle zamanlarda. Dediği şeyleri yapmadığında o koca çenesini açıp kapatmayı bilmiyordu. Asaf’ ın da söylerken ki ifadesi çok komikti. Bunun üzerine sesli bir şekilde güldüm.
-Çok haklısın eniştemin o çenesini hiç açmayalım.
Biz böyle konuşurken Afra’ da yanımıza gelmişti. Tam o sırada siparişlerimiz de gelmişti. Tatlılarımızı yerken bir yandan da olan olayı geride bırakarak sohbet etmeye başladık. Daha doğrusu Afra, Semra Hocanın bugün ki yaptıklarını komik bir şekilde anlatıyordu. Neşemizi yerine getirmişti bu şekilde. Bu güzel sohbetin yanında Afra’ nın yememizi istediği tatlıyı da bitirmiştim. Gerçekten çok güzeldi. İlk defa yemiştim bu tatlıyı. İçi yumuşacık kakaolu bir kekti, dışı frambuazla kaplıydı. Ama dışında elastik yapılı bir jel vardı ve bu tatlıyı daha çok sevmemi sağlamıştı. Güzel bir tatlıydı. Afra’ da merakla tatlı hakkında ki görüşümü beklediğini bildiğim için ona da çok beğendiğimi söyledim. Bunu söylemem onu mutlu etmişti. Asaf bizimle birlikte yememişti. Hem Afra önceden bu tatlıyı ona yedirmiş hem de tatlı ile arası çok yokmuş. O sadece çay içmişti biz tatlımızı yerken.
-Evet, kızlar eğer bittiyse kalkalım ancak gideriz dedi Ali Asaf.
-Olur abi kalkalım.
Ben sadece kafa sallamakla yetindim. Yine hep birlikte kalkıp arabaya binip yola çıktık. Şimdiki durak Linalardı. Bugün sürekli bir yere git gel yapmak yormuştu. Ayrıca birkaç haftadır da uyku düzenim bozulmuştu, geceleri çok geç uyuyordum ve okul olduğu için de erken kalkmak zorunda kalıyordum. Bu nedenle de bunun etkisiyle de bugün iki katı yorgun hissediyorum. Ama yine de bundan şikâyetçi değilim.
-Gelmemize daha çok var mı abi diye sordu Afra.
Sıkılmıştı o da galiba trafik nedeni ile bu kadar uzun sürmesinden.
-Yok, canım az kaldı beş dakikaya evde oluruz. Ne oldu?
-Bunaldım abi ya bir de trafik gıdım gıdım ilerliyoruz. Çok var deseydin dayanamazdım herhalde.
-Haklısın ablacım trafiğe yakalanmamız kötü oldu ama az daha sabret birazdan gelmiş oluruz diyerek onu rahatlatmaya çalıştım.
-Tamam, o zaman.
-Gökçe siz bekleyin ben bir şey alıp gelicem.
Bana seslenmesi ile ona döndüm. Ne alacağını merak etsem de sormayıp kafa salladım.
-Tamam bekliyoruz.
Bunu söylememle arabadan indi.
-Nereye gitti ki abim ne alacak acaba?
Afra’ da benim gibi meraklıydı. Ama benden tek farkı ben sesli olarak dile dökmeyip o dile döktü.
-Bilmiyorum ablacım gelince anlarız.
Tam o esnada bir telefon sesi geldi. Afra’ ya baktığımda o da bana bakıyordu. Anlaşılan ikimizin telefonu değildi. Asaf’ ın tarafına baktığımda çalan telefon onunmuş. Kim aradığını merak etsem de bakmadım. Hem benim bakmam doğru olmazdı.
-Abimin telefonu çalıyor. Bakalım kimmiş diyerek abisinin telefonuna uzandı arkadan Afra.
-Merve arıyor. Bu kız ne yüzle hala abimi arıyor ki ya diye sinirle söylendi Afra.
-Ne oldu canım kim o neden sinirlendin bu kadar diye sordum bende.
Merak etmiştim Afra genelde sakin hemen sinirlenmeyen bir kızdır. Eğer sinirleniyorsa önemli bir şey olurdu bu.
-Bu kız hayatımda nefret ettiğim kişilerin arasında başı çekiyor. Biliyorsun normalde insanlara karşı daha anlayışlı, hoşgörülü, sevgiyle yaklaşırım ama bu kıza tam aksi şeyler hissediyorum. Çünkü bu kız bir zamanlar abimin en yakın arkadaşıydı, dostuydu ama abime ihanet etti. Abim bu kız ve bir de Akif var bunlar üniversiteden beri çok yakınlardı. Üçü birlikte avukat olmuştu ve kendilerine yer açmışlardı. Başta çok iyiydi ama bu ikisi abimden gizli bir şeyler yapmışlar bu kısmı tam olarak ben de bilmesem de bunun sonucunda abim davayı kaybetmiş ve müvekkili intihar etmişti. Abim bu olaydan sonra yıkılmıştı. Gerçekten çok önemli bir davaydı, abim bir ay boyunca gece gündüz bu davayla ilgilenmişti. Kazanacağından emindi ama dost dedikleri abimin sırtından bıçakladılar. Abim de nasıl öğrendiyse bunun sorumlusunun en yakınları öğrenince daha da yıkıldı. Uzun bir süre kendine gelemedi abim bu yüzden.
-Çok üzüldüm. En yakınım dediğin insandan böyle bir ihanetin ne kadar acı verici olduğunu anlayabiliyorum. Ama kısa sürede tanımış olsam da abin çok güçlü biri bunun üstesinden gelmiştir eminim.
-Evet, abim gerçekten çok güçlü bu yüzden ya ona olan hayranlığım. Bir de o olay olduktan sonra bana geldi Merve, abime âşık olduğunu, her şeyi onun için yaptığını söyledi. Evet, ona âşık olduğunu biliyordum, herkes biliyordu tek bir kişinin dışında. O da abimdi. Ama abimin iyiliği için yaptığına inanmadım ve inanmamda.
-Eğer abine gerçekten âşıksa onun iyiliğini düşünmüş olabilir.
-Abla ne olur bana onu savunma.
-Hayır, güzelim savunmuyorum tabi ki sadece onun açısından da düşünmeye çalışıyorum.
-O kız hak etmiyor bunu. Neyse böyle işte olanlar kısaca böyle, konuştuklarımız aramızda kalsın abla abim bu konunun açılmasına kızıyor.
-Tamam, canım merak etme aramızda. Abinde geliyor zaten kapatalım.
-Hıhı, aynen.
Asaf kapıyı açıp koltuğuna yerleşti.
-Kusura bakmayın geciktim biraz, çok fazla sıra vardı.
-Sorun değil, seni beklerken konuştuk bizde.
-İyi o zaman.
-Abi Merve aradı.
Bir anda pat diye söyledi. Bunu söylerken bir yandan da telefonunu ona uzatıyordu. Aniden söylemesi beni bile şaşırtırken Asaf da haklı olarak oldukça şaşırdı ve bana baktı. Ben bildiklerimin etkisiyle gözlerine uzun süre bakamayacağım için hemen gözlerimi kaçırıp yola baktım. Asaf telefonunu alıp hiçbir şey söylemeden arabayı hareket çalıştırdı. Bunun üzerine bir şey söylemeyeceğini anlamış olduk. İçten içe bir tepki vermesini beklemiştim. Bu konunun onun içinde ne kadar hassas olduğunu daha iyi anladım bu sayede.
Kısa süre sonra kuzenimin evinin önünde araba durdu. Kapının önüne geldiğimizde zile basıp kapının açılmasını bekledik. Kapıyı kuzenim açtı.
-Hepiniz hoş geldiniz buyurun buyurun geçin.
-Hoş bulduk canım nasılsın diyerek hem sarıldım hem de ona hitaben konuştum.
-İyiyim bende canım.
Benden sonra Asaf ile tokalaştı. En son Lina ile Afra tanıştı.
-Hadi bakalım siz içeriye geçin bende sofrayı hazırlıyordum son bir şeyler kaldı direkt yemeğe geçelim.
Onlar salona geçerken ben kuzenimin peşinden mutfağa yardım için gittim.
-Canım sen geçseydin içeriye yorgunsun belli dinlen birazcık ben hallederim az bir şey kaldı zaten dedi kuzenim beni düşünerek.
Çok naif bir kadındı Lina, ince düşünceliydi. Bunu sürekli söylüyorum ama gerçekten çok seviyordum.
-Yok şekerim ya ne olacak hemen hallederiz. Evet bugün hareketli geçti yoruldum ama eğlenceli vakit geçireceğimiz için de birkaç saat daha dayanabilirim dedim gülümseyerek.
-Tamam, o halde sen şu tabakları götür ben de diğerlerini alıp geliyorum dedi.
Biz masayı hazırladığımızda eniştem de geldi önce kısa bir sohbet edip masaya oturduk. Yemeklerimizi sohbet ederek güzelce yedikten sonra hep beraber masayı topladık. Eniştemin gündüz söylediği okey oynamak için gerekli düzenlemeleri yaptık. Ama sorun şuradaydı ki kim kiminle olacaktı?
-Evet baldız ve Ali Asaf ben bugün karımla eş oluyorum sende Gökçe ile oluyorsunuz biz de sizi bugün darma duman edeceğiz değil mi karıcım diyerek Lina’ ya pas attı.
-Canım tamam yenebiliriz de o kadar abartmasan da olurdu eşin benim sonuçta dediğinde hepimiz bu söylediğine güldük.
-Kardeşim çok iddialı konuşuyorsun ama sonucun ne olacağını ikimizde biliyoruz diyerek Asaf’ ta oldukça iddialı konuştu.
-Bu kadar iddialı konuşmalar üzerine bir iddia koyalım. Kaybeden kazanana ne alsın ya da ne yapsın diyerek ortaya bir şey attım bende.
-Ben bize güveniyorum kardeşim ne istiyorsanız kabul dedi eniştem.
Bunun üzerine Asaf bana baktı ne diyorsun diye bende kafamı sallayarak onayladım onu. O da bana göz kırparak bir tepki verdi. Bunu yapmasıyla bir an ne yapacağımı bilemedim. Bu adamın bu tepkileri beni etkisi altına alıyordu ve bunlar iyiye işaret değildi.
-Ben de hem kendime hem de Gökçe’ye güveniyorum ne diyorsanız biz de kabul ediyoruz dedi.
Okey oynamayı gerçekten çok seviyordum. Uzun zamandır da oynamadığım için biraz heyecanlanmıştım. Bu heyecanlanmamın bir nedeni de Asaf ile eş olup birlikte oynayacak olmamızdı. Bakalım ne olacaktı, kim kazanacak kim kaybedecekti görecektik.
-Tamam o zaman oyun sonunda kazanan ne istediğini söylesin diyerek oyuna başlamamızı teşvik etti eniştem.
Oyun bittiğinde mutlu olan taraf biz olmuştuk. Gerçek anlamda çok eğlenceli, bol kahkahalı bir oyun olmuştu. Asaf ve eniştem oyun oynarken sürekli birbirlerine laf atıp durdular. Ama oyunun galibi sonuç olarak biz olmuştuk.
-Çok güzel bir oyun oldu Tunahan’ cım ama maalesef baştaki lafların boş çıktı diyerek dalga geçti Asaf.
-Bugün şans sizdeydi bir dahaki sefere bunun intikamını fena alıcam ama tebrik ederim şimdi söyleyin bakalım ne istiyorsunuz?
-Gökçe sen ne diyorsun benim aklımda bir şey yok sen bir şeyler düşündün mü diyerek bana fikrimi sordu Asaf.
-Imm şey olabilir bir gün bize yemek hazırlasın ya da ısmarlasın aklıma bu geldi sen ne diyorsun?
-Yemek hazırlama konusunda şüphelerim var sağlam gelip hasta dönmeyelim evlerimize diyerek enişteme takıldı yine.
-Oğlum sen ne kadar komikmişsin de biz bilmiyormuşuz, sen görürsün bir daha ki gelişinde fare zehri katacağım yemeğine.
-Şaka yapıyorum kardeşim ya ben sen kendini yorma diye dedim. En iyisi sen bize güzel bir yerde yemek ısmarla böylece anlaşalım diyerek orta yolu bulundu.
-Tamamdır öyle yapalım. Herkes için uygun bir zamana ayarlayalım diyerek bu konuyu da halletmiş olduk.
Saat yemekti, oyundu, çaydı derken baya geç olmuştu. Artık kalkma vakti gelmişti.
-Tunahan biz kalkalım artık saat geç oldu yarın iş var bugün yorucu bir gündü.
-Tamam kardeşim çok iyi oldu gelmeniz uzun zamandır bu kadar eğlenceli vakit geçirmemiştim.
-Ben de öyle kardeşim yine tekrarlayalım bunu, yenge eline sağlık bu arada her şey çok güzeldi.
-Afiyet olsun ne demek her zaman gel yaparım yine diye cevap verdi Lina.
-Teşekkürler.
-Gökçe sen burada kal bu gece gitme uzun zamandır kalmıyorsun zaten dedi Lina.
Aslında kalmam iyi olabilirdi hem uzun zamandır burada kalmamıştım hem de yarın bebişimle güzelce vakit geçirirdim.
-İyi bakalım kalayım canım dedim bende.
Benim kabul etmemle hem eniştem hem de Lina mutlu oldu.
-O zaman bize müsaade diyerek Asaf ile Afra ayaklandı.
Afra hepimizle vedalaşarak önden çıktı. En sona Asaf ve ben kalmıştık.
-Bugün okula geldiğin için teşekkür ederim dedim.
-Ben teşekkür ederim. Hemen yat ve dinlen yorgunluktan her an bayılacak gibi duruyorsun. Kendine iyi bak görüşmek üzere derken elini de uzatmıştı.
Bende ona elimi uzattım hafifçe sıkıp sonra ellerimizi ayırdık.
-Tamam. Sende kendine iyi bak görüşürüz.
Asaf diğerleri ile de vedalaşıp evden ayrıldı ben de yorgunlukla kendimi koltuğa attım. Bugün çok olaylı bir gün olmuştu. Mutlu olduğum, üzüldüğüm, kızdığım… Kısaca birçok duyguyu yaşadığım bir gündü. Bazı yerler dışında güzeldi ve eğlenceliydi. Bu şekilde de gün bitmiş herkes yatmaya gitmişti. Ben de yorgun bedenimi yatağa atıp kendimi uykuya bıraktım.
XXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXX
| Okur Yorumları | Yorum Ekle |