Yeni Üyelik
10.
Bölüm

10.Bölüm

@snc3455

Acemiliğimden ötürü hatalarım varsa affınıza sığınıyorum. Umarım beğeneceğiniz bir bölüm olur.❤

 

-------------Keyifli okumalar-------------

Ezgi yanıma gelip "Açelya! Noldu abime" ben hala Alaz'ın dediklerinin etkisinde kalmıştım. Ezgi beni omuzlarımdan sarsıp "Açelya sana diyorum" Alaz'ın kolundan tutup zar zor da olsa yerden kaldırdım.

 

"Ezgi eve gidelim anlatıcam şuan soru sorma ve yardım et Abim ve Ege nerde?"

 

Ezgi de Alaz'ın diğer kolundan tutup "Ege sarhoş oldu Giray da onun yanında" dediğinde başımla onayladım. Abimin yanına gidip "abi hadi kalk gidiyoruz" abim oturduğu koltuktan kalkıp "noluyor lan Alaz ben sana dedim o kadar içme diye Alazı ben tuttim çünkü maşallah kas yığını gibi zor taşırsınız siz Ege yi tutun" Ege dudağını büzüp "kalbimi kırdın Aşko ben kaslı değilmiyim yani" dediğinde Abim Ege'nin kafasına vurdu "sus lan sen neyine içiyorsan bekle sen eve gidelim gösterecem ben sana" abim Alazı tuttuğunda bizde Egeyi koltuktan kaldırıp gece kulübünden çıktık.

 

Abim Alaz'ın cebinden anahtarı aldığında Ege bağırmaya başladı "hırsız var arabayı çalıyor polis" Abim Egeye sinirle "lan sussana ya sabır Allahım sen bana yardım et oğlum sen mal mısın? Mal taklidimi yapiyon bi çıt daha çıkart bak ne yapıyorum ben sana" Ege gülerek "çıt" Ege'nin ensesine vurup "Ege bi sus artık ya" abim arabayı açıp Alazı arkaya oturttdu yanına ben oturduğumda Ege'nin kolundan çekip yanıma oturttdum Ezgi de öne geçtiğinde abim sürmeye başladı Ege başını cama yasladığında bir süre ses çıkmamıştı Alaz başı omzuma düştüğünde göz ucuyla ona baktım.

 

Göz kapakları kapalı olduğu için ormandan farksız olan yeşil gözlerini göremiyordum. Kumral saçları hafif dağılmıştı o bana aşık olmuştu benimde ona karşı hislerim vardı ama emin değildim.

 

Ege başı camdan kaldırıp omzuma yasladı ve gözlerini kapattı bir süre sonra araba durmuştu Abim arabadan inip Alaz'ın kolundan tutup çıkardığında bizde Egeyi de arabadan çıkarttık abim kapıyı kitledikten sonra etrafa baktı Ezgi cebinden evin anahtarını çıkartıp kapıyı açtı "hadi hızlıca girin içeri bi gören olmasın" eve girdiğimizde Ezgi "misafirler için kullanılan yatak odasına götürek Egeyi" Ezgi'nin dediği odaya girip Egeyi yatağa yatırdık abimde yanımıza gelip "ben nerde yatıcam" Ezgi eliyle Egeyi gösterdi "maalesef Ege'nin yanında yatacaksın" Abim gülerek "ben bunun yanında yatmam şaka yapıyorsun dimi?" Ezgi başıyla 'hayır' diyip odadan çıkacakken "iyi geceler" diyip çıktı bende peşinden gidecekken "iyi geceler abi" diyip çıktım.

 

Ezgi'nin odasının önünde durup kapıyı tıkladığımda içerden gel sesini duydum. Ezgi'nin odasına girdiğimde Ezgi üstünü değiştirmiş masa'nın üstündeki kitaba bakıyordu bir eliylede elindeki kalemi çeviriyordu yatağın üstünde kıyafetler vardı kıyafetleri elime alıp "bunlar benim mi?" Ezgi başını bana çevirip "evet burda giyinebilirsin bakmam sana" deyip yeniden kitaba bakıp bir şeyler yazdı üstümdeki elbiseyi çıkartıp Ezgi'nin verdiği siyah şort ve beyaz tişörtü giydim.

 

Ezgi kitabı kapatıp oturduğu sandalyeyle birlikte bana döndü merakla "abimin kızlar tuvaletinin önünde ne işi vardı detaylı bir şekilde anlatsana" yatağın üstüne oturup anlatmaya başladım.

 

---5 dk sonra---

 

Ezgi yanıma oturup "abim sana aşık olmuş kız" Ezgiye dönüp "hayır aşık olmamış yani ben galiba sana aşık oluyorum dedi ben sana aşık oldum demedi ki" Ezgi gülerek "yakında onuda der odasına gitsene uyuyordur zaten" gözlerimi fal taşı gibi açılmasına mani olamadan "ne hayır asla Ezgi ayrıca uyuyor gidip ne didicem" Ezgi düşünürmüş gibi yaptığında daha bir şeyi yeni fark etmiş gibi bana bakıyordu "kolyen nerde senin" elim hızlıca boynuma gitti telaşla "kolyem yok kolyem nerde o benim için çok değerli annemin o onu bulmam lazım" Ezgi "en son ne zaman taktın" dediğinde düşündüm

 

"en son burda üstümü giyerken taktım bi dk Alaz'ın odasında düşürmüş olabilirmiyim çünkü Alaz'ın odasından çıktığımda boynumda bi boşluk hissetmiştim"

 

Ezgi gülerek "işte bak gördüm mü demek ki gerçektende oraya gitmen lazımmış hadi" kolumdan tutup beni odadan çıkarttı

 

"hadi git bana her şeyi anlatacaksın"

 

"Ezgi manyak mısın kızım ne diye gecenin köründe odasına gideyim"

 

Ezgi kapıyı kapatıp kitlediğinde salonda tek başıma kalmıştım. Alaz'ın odasının önünde durmuş ne yapacağımı düşünüyordum. Kapıyı açtığımda Alaz yarı çıplak yatıyordu ne yapacaktım ben şimdi şortumun cebinden telefonumu çıkartıp feneri açıp yerlere bakmaya başladım. Bulamıyınca Alaz'ın olduğu tarafa döndüm. Komidinin üstündeki kolyemi gördüğümde ses çıkarmadan yavaşça elimi uzattım. Alaz yatakda gözleri kapalı bir şekilde ifadesiz yüzünü bozmadan duruyordu ben ne olduğunu anlamadan hızlıca bileğimden tuttuğunda telefonu masanın üstüne bırakıp Alaza döndüm.

 

"Niye odamdasın Açelya"

 

Uyumuyormuydu bu ya gözleri kapalı duruyordu bileğimi sıkıp

 

"Cevap versene sağır mısın?"

 

Hızlıca beni kendine çektiğinde üstüne düşmüştüm. Ellerimle istemsizce hızlıca karnından destek alıp kalkmaya çalıştım. Ama başarısızdı Alazdan kısık bir inilti koptuğunda Alaza baktım.

 

"Özür dilerim yanlış bir şey mi yaptım"

 

Üstünden kalktığımda eliyle bıçaklanan yerini tuttu

 

"Of ne yapıyorsun kızım ya"

 

Yüzünü acı içinde buruşturduğunda yatağın kenarını oturup dikişli olan yarasına baktım.

 

"Alaz ben gerçekten özür dilerim unuttum"

 

Alaz elini yarasından çekip yatakta doğrurdu "tamam bi anda acıdı zaten geçti şimdi bu arada bir şey dicektimde ben sana" Dediğinde merakla ona baktım.

 

"Dün barda tam olarak ne olduğunu hatırlamıyorum sarhoştum bayılmadan önce ki bir kaç şeyleri hatırlıyorum kısacası sana söylediğim her şey şaçmalıktan ibaretti yani o an sarhoştum ne dediğimin bilincinde bile değildim sana asla öyle bir şey söylemem sen benim arkadaşımsın bu son zamanlarda da seni çok rahatsız ettiğimi fark ettim o yüzden aramıza biraz mesafe koysak daha iyi olur önceden de dediğim gibi biz arkadaşız aramızın bozulmasını da istemiyorum kusura bakma Açelya"

 

Dediğinde hızlıca yataktan kalktım "aramızın bozulmasını istemiyorsun ama aramız bozuldu Alaz"

Alaz komidinin üstündeki kolyeyi alacakken ondan önce davranıp "bu kolyeye bir daha dokunma bu kolye senden bile değerli" Alaz ellerini teslim olurcasını kaldırdı "tamam sakin ol Açelya niye sinirlendin şimdi durduk yere" elimdeki hilal sembolü olan kolyedeki bakışlarımı Alaza çevirdim.

 

"Durduk yere mi?"

 

Hafifçe gülüp "ne halin varsa gör iyi geceler a-arkadaşım" son kelimeyi hem kekeleyerek hemde bastırarak söylemiştim. Alaz yüzü düşmüştü üzülmüşmüydiki acaba her şeyi mahvetdiğim gibi bunu da mahvetmiştim. Alaz yatağa yatıp sırtını bana dönerek "iyi geceler küçü-" cümlesini bitirmeden sustuktan sonra yeniden konuştu "iyi geceler arkadaşım" odadan çıktığımda gözlerim doldu niye dolmuştu şimdi bunlar ona karşı her hangi bir şey hisetmediğim halde onun dediği şeyler kalbimi kırmıştı lavaboya gidip yüzümü yıkadıktan sonra lavanodan çıktım.

 

Alaz önümde duruyordu yerde ki bakışları gözüme ulaştığında kaşları çatılmıştı "ağladın mı sen" hiç bir şey olmamış gibi yanından geçip gidecekken bileğimden tuttu "Açelya sana bi soru sordum bana cevap ver" sert çıkan sesine aldırmadan "Sanane çok mu umrumdayım" Alaz böyle bir cevap beklemediği için afallamıştı bileğimi hızlıca çekip "aramıza mesafe koyalım diyen sen değilmiydin ne diye şimdi temas ediyorsun" sesim biraz yüksek çıkmış olacakki Ezgi kapının kilidini açıp odadan çıktı "noluyor" Alaza baktıktan sonra bana baktı "sen niye ağlıyorsun iyi misin?" boş boş yere bakıp "ağlamıyorum ben kafanızdan uydurmayın" Alaz'ın omzuna çarpıp odaya doğru yürüdüm.

 

Arkadan Ezgi ve Alaz'ın konuştukları azcıkta olsa duyabiliyordum. Ezgi sinirle "Abi napiyorsun sen ya senin yüzünden ağladı dimi bu kız eğer senin yüzünse bir daha benimle konuşma" Alaz bir azda üzülmüş bir ses tonuyla "barda olan şeyler hakkında konuştuk bir az belki o yüzden üzülmüştür ama yapacak bir şey yok olması gereken bu benden uzak durması lazım tek yaptığım insanları üzmek başka bir işe yaradığım yok" hızlıca kapıyı çarpıp odasına girdi odaya girip yatağa oturdum.

 

Ezgi yanıma gelip "canım benim iyi misin uyu sen" yatağa yattığımda Ezgide gelip bana sarıldığında kendimizi uykunun kollarına bıraktık ve o cehennem gibi karanlıkta kaybolmuştum.

 

---Sabah---

 

Ezgi beni dürttüğünde istemeyerekte olsa gözlerimi açtım. Ezgi tebessüm ederek "günaydın hadi gel kahvaltı hazır" yatakta doğrulup gözlerimi ovaladım "beni de uyandırsaydın ya birlikte hazırlardık" Ezgi gülüp "kızım bak beni sinir etme

misafirsin sen hadi kalk yüzünü yıka" diyip odadan çıktı bende peşinden çıkıp lavaboya girip yüzümü yıkadım. Merdivenlerden indiğimde bahçedeki masayı gördüm.

 

Bahçeye gidip neşeli bir şekilde "günaydın" diyip Ege'nin yanına oturdum. Ege de gülüp "günaydın küçük" diyip sarıldı bende karşılık verdim. Gözlerim Alaza kaydığında elindeki çayı içip Ege ye sinirle baktı benim ona baktığımı anlamış olacakki bu seferde bakışlara bana döndü onu görmezden gelip Egeden uzaklaştım.

 

Abim kendini belli etmek istercesine "bende burdayım yalnız benim neyim eksik Ege den bana da sarıl" dediğinde oturduğum sandalyeden kalkıp abimin yanına gittim. Abime sarılıp "sana da günaydın kıskanç" dediğimde abimde karşılık verdi "nerem kıskanç benim kusura bakmada yani" abimin yan tarafında Alaz olduğu için gözlerim yine ona kaydı bana bakıp göz kırpıp "bana günaydın yok mu?" Abimden uzaklaşıp yerime oturdum "maalesef öküzlere günaydın yok" Ege gülerek sertçe sırtıma vurdu "helal lan sana" Ezgi gülerek "yavaş vur kıza" Ege Ezgiye dil çıkartdığında Abimin öldürücü bakışlarıyla karşılaştı Ege konu değiştirmek için Alaza soru sordu

 

"senin yarana pansuman yapılması gerekiyordu değil mi?"

 

Alaz başıyla onayladığında Ege bana baktıktan sonra Alaza döndü

 

"Açelyacık yapar onu rahat ol sen"

 

Ege'nin koluna cimdik atdığımda Ege bağırarak "kızım ne yapıyorsun ya" dediğinde hep beraber güldük Alaz hariç hep beraber gülerek konuşarak kahvaltımızı yapmıştık Abim işe gitmişti Ege de bir az daha uyucakmış Ezgi masayı toplarken bende bulaşıkları yıkamaya başladım. Ezgi mutfağa gelip elimden tabağı aldım "kızım ne yapıyorsun ben sana yapma demedim mi misafirsin sen geç otur" mutfağa Alaz girip "Açelya bi gelir misin?" Onu dinlemeden Ezgi'nin elindeki tabağa alıp yıkamaya devam ettim.

 

Alaz sert sesiyle yeniden konuştu "Açelya son kez diyorum geliyor musun yoksa ben mi zorla getirim peşimden" elimdeki yıkadığım tabağı kenarı yan tarafa koyup diğer pis bir tabak alıp yıkamaya başladım. Alaz bana doğru hızlıca gelip "illa zorluk çıkartacaksın dimi tam başbelasısın kızım sen ya" elimdeki tabağı kenarı koyup elimden tutup beni mutfak çıkarttı boş bir odaya sokup kapıyı kitledi "kızım sen beni delirtecek misin?" Diye bağırdığında bir refleksle gözlerimi kapattım. Alaz derin nefes alıp "Allah ım sen bana sabır ver" bir süre sessizce bekledi sonra tekrar konuştu "kızım açsana gözünü bir şey göstericem" gözlerimi açtığımda cebinden telefon çıkartıp havada salladı "bak bende ne var" bir dakika bu benim telefonumdu ne işi vardı onda hızlıca telefonu almaya çalıştığımda telefonu yukarı kaldırdı kolumu uzatım zıplayıp alacakken dengemi kaybedip yere düşecektom ki.

 

Alaz beni belimden tutup "kızım bi rahat dursana ne diye zıplıyorsun" ondan uzaklaşıp "rahatsız oluyorum Alaz Bey mesafeyi koruyalım" diyip kollarımı bağladım. Alaz sinirle gülüp "kızım beni deli etme bak" telefona şifre girdiğinde hızlıca ona baktım "şifreyi nerden biliyorsun" Alaz sırıtarak "doğum tarihin zor olmadı" tekrardan soru sordum "pardon da sen nerden biliyorsun benim doğum tarihimi"cevap vermesini bekledim. Alaz'ın sırıtması yüzünden yok olmuş "çok soru soruyorsun karıştırma onları ve sorduğum bütün sorulara cevap ver" telefondan bi yerleri tuşladığında parmak uçlarımla yükselip baktım.

 

WhatsApp a girmişti telofonun ekranını bana gösterip "oku bakalım ama sakın o aklımdan geçen şeyi yapma" neydi ki aklından geçen şey telefonumu alıp ekrana baktım.

 

Bora!!

 

Alaza bakıp "Bora ne alaka" Alaz omuz silkip "bunu san sormalıyız neyse mesajları oku şu itin" diyip sinirle telefonuma döndü bakışlarımız.

Bu mesajlar dün atılmıştı

 

Bora:Özledin mi? Beni bebeğim

 

Bora:Niye cevap vermiyorsun şaşırdın mı?

 

Bora: Avukatlarım sağ olsun kurtuldum.

 

Bora: her neyse sen attığım konuma gel

 

Bora: tek gel ama o Alaz itini getirme peşinden seninle konuşacaklarım var

 

Bora: Herkes ikinci şansı hakeder

dimi?

 

Bora: yarın saat 21:30 da attığım konumda ol seni bekliyor olacağım güzelim :)

* Görüldü *

 

Ne yapacaktım ben şimdi??!!

 

Senden nefret ediyorum Bora!!

 

------------《●Bölüm Sonu●》-----------

 

Kitabımın onuncu bölümünü sizlerle bitirmiş olduk.💜

Kitap ile alakalı düşüncelerinizi çok merak ediyorum yazarsanız çok sevinirim.😍

İnşallah beğeneceğiniz bir bölüm olmuştur. 💞

Şimdiden destekleriniz için teşekkür ederim.💝💖

 

Loading...
0%