@snc3455
|
Acemiliğimden ötürü hatalarım varsa affınıza sığınıyorum. Umarım beğeneceğiniz bir bölüm olur.❤
-------------Keyifli okumalar------------- Kim yapmıştı nerden buluyorlardı bu cesareti Alaz bize bakıp "Annem ve Ege siz eve gidin" Safiye Sultan ve Ege yanımızdan uzaklaşırken bende Alaz'ın yüzüne tip tip bakıp arkamı döndüm. Tam gidecekken Alaz bileğimden tutup "trip mi atıyorsun hâla" evet trip atıyordum. Trip atmak hoşuma gidiyordu ve bende Alaza trip atıyordum. Yere bakarak "hayır Alaz ne tribi" Alaz bileğimden tutup beni kendine yaklaştırıp "trip atıyorsun küçük hoşuna gidiyor dimi?" Yerde olan bakışlarımı yok edip Alaza baktım.
Yüzlerimiz bir bir birine oldukça yakındı kendime mani olamadan hıçkırdım. Alaz ise bu duruma sırıtıyordu deliydi bu çocuk bi gören olur diye Alazı itip "ne sırıtıyorsun ayrıca ne diyorsun be sen ne hoşuma gidecek" Alaz yüzüme doğru eğilip "eve gidelim bu konuyu konuşucaz duydun mu? Bora itinin olduğu konuyu da konuşucaz tamam mı?" başımla onaylayıp "tamam dört gözle bekliyor olucam neyse görüşürüz" Alaz belimi tutup "öpmicek misin?" Ondan uzaklaşıp "Alaz kusura bakma ama mal mısın? Bizim ilişkimiz gizli ve neredeyse herkes bize bakıyor bu yüzden öpmicem hakketmiyorsun da zaten" Alaz dudağını büzüp "üzüldüm ama kalbimi kırdın" bu seferde ben Alaza bakarak sırıtmıştım.
"Üzül banane hem benim oram buram ayrı onuyormuş ya öyle diyordun her neyse görüşürüz"
Arkamı dönüp ilerlemeye başladım. Alaz'ın bakışları üzerimde geziniyor beni süzüyormuş gibi hissediyordum. Muhtemelen şuan arkamda kazık gibi dikilmiş bana bakıyordu yokuştan çıkmaya başladığımda üzerimdeki bakışlar yok olmuştu yokuştan çıktığımda Safiye Sultanların evini gördüm. İki katlı bahçeside var ne kadar güzel ev bende böyle bi ev almak istiyorum. Olduğumuz binada ki komşular babam yüzünden bizi istemiyorlar ben bu konuyu abimle konuşsam hep şöyle diyordu 'bizene milletten ya ayrıca onlara ne oluyor kendi binalarımı sanki' abimin bu klasik cümlesinden sıkılmıştım.
Bana kalsa Safiye Sultanların evine yakın onların evine benzeyen bi ev almak istiyordum. Bunları düşünürken Safiye Sultanın evine gelmiştim. Kapıyı tıkladığımda Ezgi kapıyı açıp beni kolumdan tutup hızlıca içeri soktu "gel hemen sana anlatacaklarım var çabuk ol" Ezgiyle odaya çıktığımız da Ezgi ayakta bi o tarafa bi bu tarafa gidiyordu anlatmaya başladığında dikkatlice onu dinledim.
"Şimdi beni iyi dinle bugün siz yokken eve selma ablanın oğlu geldi Uras tanırsın belki önümüzdeki evde" başımla onaylayıp "he tanıyorum hatta bugün dedikodusunu yaptık" Ezgi başını 'tamam' anlamında sallayıp yeniden anlamaya başladı
"her neyse bu çocuk bugün bize geldi seni sordu bende dedim ki 'burası onun evi değil geçici olarak kalıyor evde yok şuan' dedim çocuk benden senin telefon numaranı istedi bende vermek istemedim sen rahatsız olursun diye sonra o da kendi numarasını verdi 'eğer isterse beni kaydetsin' dedi bende 'tamam' dedim"
Şaşırmış bir şekilde Ezgi'nin dediklerini dinliyordum. Ezgiye bakıp "sonra ne oldu sadete gel" Ezgi olduğu yerde durup "selma abla ve Uras buraya gelcekler he bide Uras'ın bizim yaşlarımız da başka bi kardeşi var oda gelcekmiş ismi Sanem" oturduğum yataktan hızlıca kalkıp "ne zaman? Neden?" Ezgi oflayıp "ben gelmelerini istiyo gibiyim de değilimde Sanem çok iyi bi kız yani komik biri Ege'nin kız versiyonu" yatağa atlayıp "of ya Safiye Sultan falan biliyormu Ege falan haberleri var mı?" Ezgi başıyla onayladıktan sonra hızlıca bana baktı "abimin haberi yok abim o çocuğa çok gıcık kapıyor inşAllah kavga çıkartmaz" neyse ben Alaz la konuşurum bir şey yapmaz dinler o benim sözümü öyle umuyorum.
---3 saat sonra---
Çok yorulmuştuk şuan koltukta misafirlerin gelmesini bekliyorduk bu 3 saat içinde böğrekler,kurabiyeler gibi şeyler yapmıştık bu yüzdende yorulmuştuk Ezgi oturduğu koltuktan kalkıp yanıma geldi "hadi üstümüze bir şeyler giyelim" odaya çıktığımızda Ezgi dolaptan siyah bi etek ve beyaz tişört verdiğinde Ezgiye baktım "kızım niye senin her kıyafetin açık ya" Ezgi kıyafetleri elime sokuşturup "al giy ya of boşver ben olmuşum kıyafet" Ezgi kendine kıyafet ararken bende hızlıca etek ve tişörtü giydim. Ezgi de en sonunda kıyafet bulmuştu oda pembe elbise giymişti saçlarımızı de açıp aşağı indik ve yeniden koktuklara oturduk.
Zil çaldığında hepimiz ayaklandık kapıyı açmaya gitdiğimizde zil bir daha çaldı kapıyı açtığımda Alaz bana bakıyordu Ezgi ve diğerleri oflayıp oturma odasına gitti Alaz içeriye girip kapıyı kapatıp beni süzdü "hayırdır Açelya ne bu halin" Alazda ki bakışlarımı yere indirip "Selma abla ve çocukları Urasla Sanem gelcekmiş" Alaz sinirle "ne alaka sen niye böyle giyindin git değiştir üstünü" Alaza sinirle bakıp "istiyerek giyinmedim zaten ayrıca sevgilimsin diye beni kısıtlamaya hakkın yok" Alaz kaşlarını çattıp
"öyle mi Açelya tamam ben karışmıyım sevgilim elalemin iti için açık kıyafetler giysin o Uras şerefsizi için giydin dimi?"
Ne diyordu bu ben öyle bi insan değildim. Göz yaşlarım akmaya başladığında gözümü silip "ne diyorsun be sen senin gözünde böyle miyim Alaz,çok teşekkür ederim sayende gözünde nasıl biri olduğumu gördüm" Alaz elimden tutup "kusura bakma bi anlık sinirle söyledim" elimi çekip "uzak dur benden bi or*sbu olmadığım kalmıştı gözünde onu da senin sayende oldum rahat bırak beni şimdi" koşarak Ezgi'nin odasına gitdiğimde Ezgi de peşimden geldi.
Ezgi kapıyı kitleyip "noldu kız yine" yatağa oturup göz yaşlarımı tamamen serbest bıraktım.
"Yok bir şey iyim ben hatta çok mutluyum"
Ezgi yanıma oturup "yalan konuşma anlat canım dinliyorum" Ezgiye sarıldığımda ilk başta affalasa da karşılık verdiğinde anlatmaya başladım.
---15 dk sonra---
Yataktan kalkıp "işte olay bu bi daha da onunla konuşmıcam senin abin tam bi öküz" Ezgi oturduğu yataktan kalkıp "ay gerçekten de öküz bir daha da konuşma onunla sen niye onun peşinden gidiyorsun ki o senin peşinden gelsin benim bi planım var aslında" Yatağa oturup "nasıl olacakmış o" Ezgi anlatmaya başladığın da onu dikkatle dinledim.
"Şimdi iyi dinle beni abimi kıskandırıcaz Selma abla ve çocukları geldiğinde hoş geldin falan de iyi davran asıl yapman gereken şey Urasa yakın durmak Uras zaten dünden hazır her neyse geldiklerinde sarıl yanağından falan öp hoş geldiniz falan de abimde zaten sinirlencek senin yanına gelecek ama sakın onunla konuşma ne olursa olsun konuşma"
Yataktan kalktığım Ezgiyle el çarptık "iyi ki varsın ya kesinliklikle konuşmıcam ne olursa olsun" kapı çaldığında Ezgiyle birbirimize baktık Ezgi kapıya yaklaşıp "kim o" kapının karşı tarafından gelen sen "Açelya orda mı?" Bu sesin sahibi Alaz dan başkası olamazdı Ezgi oflayıp "Açelya'nın burda ne işi olur be abi git sen hadi" Alaz kapıyı açmaya çalışıp
"aç şu kapıyı Ezgi beni sinir etme bak Açelya'nın orda olduğunu biliyorum aç şunu!"
Ezgi kapıyı açıp "ne var abi ya of" Alaz odaya girip "Açelya benimle geliyorsun seninle konuşmam gerek" kolumdan tutup odadan çıkatmaya çalıştığında kolumu çekip ondan uzaklaştım.
"Konuşacak bir şey yok Alaz,misafirler gelir şimdi" odadan çıkarken Alaza omuz atıp aşağı inecekken zil çaldı Ezgi hızlıca koluma girip "Uras geldi hadi gidelim" hızlıca aşağı inip hep beraber kapıyı açmaya gittik kapıyı açtığımda Selma abla bana bakıp tebessüm edip bana sarıldığında bende karşılık verip "hoş geldiniz" Selma abla benden uzaklaşıp Ezgi,Safiye Sultana ve diğerlerine sarıldı. Saneme sarılıp "hoş geldin" Sanemde bana karşılık verip yanağımdan öptü "hoş buldum tatlım" Sanem benden uzaklaşıp diğerlerine sarılırken kapının eşiğinde duran Uras bana bakıyordu.
Alaz bana ve Urasa öldürücü bakışlarını atarken onu takmadan Urasa sarıldım "hoş geldin canım" Uras elini belime yerleştirip "hoş buldum güzelim" Alaz elini yumruk yapmış sinirle bize bakıyordu Uras'ın yanağından öpüp uzaklaştım.
Alaz kolumdan tutup beni yanına çekip kulağıma yaklaşıp fısıldadı "ne yaptığını zannediyorsun sen" kolumu geri çekip bende Alaza doğru fısıldadım "Sanane Alaz" Safiye Sultan "Hadi gelin bakalım" demesiyle hep beraber oturma odasına geçtik Uras yanıma oturduğunda Alaz da yanıma oturdu Zil çaldığında ayağa kalktım.
"Ben kapıya bakim"
Kapıya doğru ilerlediğimde kapı bir daha çaldı kapıyı açtığımda Abim bana bakıp içeri girdi "hayırdır ne oluyor yine" abimin ceketini çıkartıp askılığa asarken konuştum.
"Selma abla geldi,he bide çocukları geldi Uras ve Sanem"
Abim 'tamam' dediğinde içeriye gitdik abim herkese hoş geldiniz diyip koltuğa oturdu bende koltuğa oturacakken Alaz benim yerime oturdu "yer değiştirelim" boşta kalan yere oturduğumda Safiye Sultan ve diğerleri konuşmaya başladı biz ise onları dinliyor gibi yapıyorduk.
Alaz'ın yanında oturan Uras Alaza sinirle bakıyordu Alaz ise onu görmezden gelip beni süzüyordu gözleri eteğin açıkta bıraktığı bacaklarıma kaydığında gözü bir süre orda takılı kalmıştı. Uras'ın bakışlarıda bacaklarıma kaydığında Alaz Uras'ın da bacaklarıma baktığını görmüştü Alaz arkasında ki yastığı alıp bacaklarımı kapatacak şekilde üstüne koydu.
Safiye Sultan "kızlar bize kahve yapar mısınız?" Ezgi ayağa kalkıp "tabikide yaparız" bende ayağa kalkıp yastığı yenide Alaz'ın arkasına koymak için uzandığım da Alaz fırsatdan istefade sırıtarak kulağıma fısıldadı.
"Benim ki tuzlu olsun küçük"
Yastığı yerine koyup Alaz'ın kolunu cimdik atdım. Alaz kısık sesle inlediğinde Uras bana bakarak "iyi misin?" Alaz sinirle Urasa bakıp "Sanane" Alaz'ın yanından uzaklaşıp "asıl bundan sanane Alaz, bana sordu sana değil" Alaz bana 'öyle mi?' Dercesine bakıyordu.
Uras bana tebessüm ederek baktığında bende ona tebessüm ederek baktım. Alaz sinirli çıkan sesiyle "Açelya kahve yapmayı düşünmüyorsun herhalde" göz devirip Ezgiyle birlikte mutfağa gittik Ezgi kahveyi yapmaya başladığında Ezgiye bakarak "Ezgi Alaz'ın kahvesini ben yapmak istiyorum" Ezgi başıyla onaylayıp güldü "niye tuz mu katıcaksın yoksa" bende güldüğümde Ezgi ne yapacağımı anlamıştı.
--5 dk sonra--
Ezgi herkesin kahvesini yapmıştı sıra Alaz'ın kahvesine gelmişti Ezgi gülerek "tuz atalım bide pul biber atalım" yuh ama bu kadarı da fazlaydı ben öyle şey yapamazdım. Kıyamazdım Alaza Ezgi ye bakarak "hayır ya abartma tuz atalım sadece" Ezgi masanın üstünde ki tuzu bana uzatıp gülerek "bu zevki sana bırakıyorum Açelyacım" tuzu alıp kahvenin içine 1 çay kaşığı tuz atmıştım. Ezgi masanın üstünden pul biberi alıp "bundan da atalım ya hadi yarım çay kaşığı hadi lütfen" aslında hakediyor du yarım çay kaşığı bile az aslında ama olsundu ben ona kıyamazdım.
Ezgi'nin elindeki pul biberi alıp yarım kaşık atıp güldük ben kahveleri tepsiye koyarken Ezgi de beni bekliyordu tepsiy le birlikte içeri gitdiğim de bütün bakışlar bana dönmüştü heyecanlanmıştım. Safiye Sultana kahvesini verdikten sonra Selma ablaya da kahvesini verirken Selma abla tebessüm "maşallah maşallah nazar değmesin pekte güzel kızsın" kahvesini verdikten sonra sıra abime gelmişti abim kahveyi alırken abim kulağıma fısıldadı
"kim lan bunlar?"
Bende aynı şekilde abimin kulağına fısıldadım "ne bilim ben ya isimlerini biliyorum sadece" abimle birbirimize bakarak güldük Ezgi öksürdüğünde göz devirip Ezgi'nin yanına gidip kahvesini verirken "Ezgi ben kahveleri karıştırdım hangisini vericektim" Ezgi kulağıma fısıldayarak "ya nasıl karıştırdın be" Ezgiden uzaklaşıp Saneme de kahvesini verdikten sonra Egeye verdim bana bakarak "titrek seni bi saat getiremedin ben bile daha iyi yapardım" kimse görmeden Egeye dil çıkartdım. Ama başarılı olamamıştım çünkü Uras gülerek bana bakıyordu yine rezil olmuştum her dakika başı kendimi nasıl rezil etmeyi başırıyorum.
Alaz la Uras'ın önünde durmuş bir birimize bakıyorduk Uras'ın yüzünde ki gülümseme kaybolmuştu bana bakıp Alaza baktı bu seferde Alaz bana bakıp Urasa baktı bende bi Alaza bi Urasa bakıyordum.
Hangisini vericektim ben şimdi Alaz "Açelya vermeyi düşünmüyorsun her halde" dediğinde Urasta bana bakarak "Açelya iyi misin?" Başımla onaylayıp tepsiden bi tane kahve alıp Alaz la Urasa baktım.
Hangisine verecektim ya lanet olsun ne yapacaktım. Acaba Alaz'ın üstüne kahve mi döksem ya da diğer seçenek bayılma takledi mi yapsam yok be çok abartılı olur oda neyse yapacak bir şey yok şekerle tuzu karıştırdım derim artık peki ya pul biber için ne yalan uyduracaktım.
Allah ım sen bana yardım et kahveyi Alaz verip diğer kahveyi de Urasa verdim. Şuan ikisinin ortasında oturup onları tepkilerini izliyordum. Alaz kulağıma fısıldayıp "tuz attın mı?" Kulağına fısıldayıp "attım da atmasına seninkine mi attım onu bilmiyorum işte" Alaz anlamaz şekilde "nasıl yani e kimin kahvesine attın" yanımda oturan Uras öksürmeye başladığında ne kadar mal olduğumu tekrar anladım.
Uras'ın sırtına vurup "iyi misin?" Uras'ın yüzü kıpkırmızı olmuştu Ezgi bana bakıp gözleriyle Urası gösterip ağzını hareket ettdirdi 'öldürdük çocuğu neyse boşver iyi oldu' gülmemek için dudaklarını birbirine bastırdığında Selma abla Urasa bakıp "bir şey olmaz ona boşverin?" Uras elinde ki kahveyi masaya koyup "şeker yerine tuz atmışlar karıştırdılar galiba ama sorun değil yani elinize sağlık yine de" Safiye Sultan ve Selma abla bana bakıp gülerek "damat kahvesi mi yaptın kız" gözlerim fal taşı gibi açılmıştı "yok öyle bir şey yani yanlışıkla tuz attım" Safiye Sultan "yakında oda olur inşAllah" dediğinde istemsizce hıçkırdım.
Abim sinirli çıkan sesiyle "yanlışlıkla atdım diyor daha ne üsteliyorsunuz" Safiye Sultan'nın yüzü düşmüştü "şakasına yaptık oğlum hem belki sana da kısmet çıkar" Safiye Sultan gözüyle Ezgiyi gösterdiğinde yanımda oturan öküz Alaz yüksek ve sinirli bir sesle
"Anne yeter artık!!"
Safiye Sultan oflayıp hiç birşey olmamış gibi ayağa kalktı "Selma gelsene sana yeni aldığım yemek takımını gösterim" Selma abla ve Safiye Sultan gitdiğin de Urasa bakarak "özür dilerim şekerle tuzu karıştırmışım benim hatam" Urasa tebessüm ederek "sorun değil insanlık hali yine de elinize sağlık" Alaz koltuğa yaslanmış "içmeseydin" Uras Alaza bakarak "sana mı sorucam" Alaz yarım ağız gülerek "benim evimdesin bana sorucaksın" Urasa ayağa kalkarak "tamam sıkıntı değil kalmadık senin evine" tam gidecekken elini tutmuştum.
Niye tutmuştum!?
Of mal kafam benim ya!!
------------《●Bölüm Sonu●》-----------
Kitabımın on dördüncü bölümünü sizlerle bitirmiş olduk.💜 Kitap ile alakalı düşüncelerinizi çok merak ediyorum yazarsanız çok sevinirim.😍 İnşallah beğeneceğiniz bir bölüm olmuştur. 💞 Şimdiden destekleriniz için teşekkür ederim.💝💖
|
0% |