@snc3455
|
Acemiliğimden ötürü hatalarım varsa affınıza sığınıyorum. Umarım beğeneceğiniz bir bölüm olur.❤
-------------Keyifli okumalar------------- Sokak arasından karanlıktan bir ses geldi "bu saatte nereye güzelim yarım kalan bir işimiz var" karanlıktan çıkan kişiyle geri adımladım ve arkasındaki it sürüsüyle bu işin sonunun iyi olmayacağını anlamıştım.
Arkadan ağzıma kapatılan bezle gözlerim yavaşça kapanmıştı. Birisi beni kucağına alıp arabaya bindirmişti ondan sonrasını hatırlamıyordum. Tek hatırladığım karanlık bir boşluğun içinde tek başına bir kız.
Bir süre sonra kendime geldiğimde kendimi sandalyeye bağlı bulmuştum. Simsiyah boş bir odana nın içindeydim karşımda koltuk ve onun önünde de masa vardı masanın üstünde su vardı. Kapı açıldığında bakışlarım oraya döndü onu görmemle daha çok sinirlenmiştim.
Bora!!!
Sandalyeye bağlı olan bileğimi kurtarmaya çalışsamda nafileydi "çöz beni pislik!" Bora yarım ağız gülerek "sakin ol Açelya niye böyle yapıyorsun yavrum" diyerek yanımı yaklaştı yüzümü yüzümü yaklaştırıp öpmek için yeltendiğinde yüzü tükürdüm. Bora bir süre gözlerini kapattıktan sonra elinin tersiyle yüzünü silip masadaki suyu alıp yüzüme döktü yüzüme su dökülmesiyle boynumdan aşağı doğru su akmasaıyla huylanmıştım. "Bırakın lan beni!" Diye bağırdığımda.
Bora sırıttı yüzümü boynuma yaklaştırarak boynumdan akan suları yaladığında ondan daha da tiksindim ve yüzümü iğrenirmişçesine buruşturmuştum. Bir hırsla bacak arasına tekme attığımda Bora yüksek sesle bağırdı yerde acı içinde kıvranırken odaya bir kaç tane daha kişi geldi bunlar parktaki bana yavşayanlardı. Onları görmemle sandalyede daha hızlı kıvranmaya başladım "bırakın beni! Ne istiyorsunuz benden!" Bora bir hırsla ayaklanıp bana sertçe tokat attı "kaltak sen kaşındın" sağ yanağım acı içinde sızlarken Bora arkama geçip saçımı çekti.
İlk başta tepki vermesemde saçımı daha hızlı çekmesiyle ağzımdan yüksek bir inilti çıkmıştı. Bora ve arkadaşları bana gülerken Bora bir daha saçımı çekerek "özür dile" olduğum yerde çırpınsamda fayda etmiyordu "öküzlerden özür dilemiyorum maalesef ki" dediğimde Bora saçımı daha çok çekti "düzgün konuş benimle" Bora'nın arkadaşlarından biri "abi zamanı gelmedi mi?" Bora tam cevap vereceği sırada bedenim bu acıya ve yorgunluğa dayanamamış gözlerim kararmıştı tek duyduğum. Hayali bir Alaz'ın sesiydi "Açelya iyi misin?" Dediğinde kendimi serbest bırakmış karanlığın inde kaybolmuştum.
--♧Alaz'dan♧--
Benim yüzümden!!!
Lanet olsun hepsi benim yüzümden!!!
Ben onu tek bırakmasaydım hiçbiri olmayacaktı!!!
Kendimi tutamayıp bağırdım "lanet olsun hepsi benim yüzümden!!" Diyerek önümdeki kum torbasına ard ardına sonu gelmeyen sertçe yumruk attıyordum. Odada yankılan telefon zil sesiyle kendime gelmiştim. Sinirli Adımlarla telefonu doğru ilerledim. ağzımın içinde küfür mırınarak kimin aradığına bakmadan telefonu açtım sertçe "ne var lan niye rahatsız ediyorsunuz" dediğimde telefonun diyer tarafından gelen kız sesiyle bunun Ezgi olduğunu anlamıştım "abi benim Ezgi sakin ol" Ezgi'nin sesiyle birazda olsa yumuşamıştım.
Biraz sert birazda yumuşak olan sesimle "ne var Ezgi kısa kes" telefonun bi diyer ucundaki ses "abi iyi misin?" Derin bir nefes alarak "Ezgi iyim ne oldu niye aradın?" Ezgi telaşlı sesiyle "abi emin misin? Sesin kötü geli-" kendimi tutamayım bağırdım "Ezgi sana iyim dedim anlamıyor musun?" Bağırmamla odada sesim yankılanmıştı Ezgi "tamam abi sakin ol,polisler Açelya'nın yerini bulmuşlar" dediğinde sert ve hızlı bir şekilde "konum at geliyorum!" Hızlıca Ezgi'nin cevap vermesini beklemeden telefonu yüzüne kapatmıştım.
Üstümü değiştirme zahmetinde bile bulunmadan koşar adımlarla evden çıktım. Arabanın anahtarını alıp arabaya bindim gaza hızlıca basıp giderken trafik lambası kırmızı yanmıştı ama umrumda bile değildi hızlıca arabaya sürerken yandan gelen araç korna çalıp ani bir fren yaptı Ezgi'nin attığı konuma baktığımda buranın eski bir fabrika olduğunu anlamıştım.
Son sürat hızla giderken yan koltukta çalan telefonuma kısa süre gözüm kaydı 'Ezgi' arıyordu telefonum çalarken benim gözüm ise yoldaydı. Telefon sustuğunda ise bense fabrikanın önüne durup arabadan indim 2 tane polis arabası vardı ve hala dışardalardı hiç biri içerde değildi hızlıca yanlarına gidip "içerde polis var mı?" Polisin bakışlarına bana döndükten sonra "hayır içerde kaç kişi oluğunu bilmiyoruz silahları olup olmadığını da bilmi-" kendimi tutamayıp bağırdım "başlarım silahlarına nasıl bilmiyorsun lan" Giray koşarak beni kolumdan çekerek uzaklaştırmaya çalıştırdı.
Giray'ın kolumu tutan ellerinden kurtulup fabrikaya girdim. Arkadan bağıran polis "yaptığın şey çok tehlikeli ölebilirsin deli misin!?" Dediğinde takmadan ilerledim beyaz ve kirlenmiş koridardandan geçip ardından karanlık bir koridordan geçtim. İlerden konuşma sesleri artarken bense koşmaya devam ediyordum. Kapıyı açmaya çalıştığımda açılmamıştı kapının diğer tarafından ses "noldu kuzen açamadın mı?" Ve gülme sesleri gelmişti bir sinirle kapıya tekme attığımda kapı kırırmıştı karşımda Bora ve it sürüsü duruyordu.
Bunlar parkta Açelya yavşaklık yapanlardı Bora şaşkınca bi bana bi yerde kırılan kapıya bakıyordu ifadesiz sesle "kapınız sağlam değilmiş birazdan sizde burdan sağlam çıkamayacaksınız!" Bora cebinden bıçak çıkardığında yarım ağız güldü "görücez kuzen kim sağlam çıkacakmış" Bora üstüme koşarak geldiğinde beklemediği bir anda yumruk yemişti bana doğru bıçağı saplamaya çalıştığında bende elini tutup bıçağı ona doğru yönlerdim o ise pes etmemişti bu seferde bıçağın rotası ben olmuştum.
Bakışlarım Açelya kaydığında saçı başı dağınık sandalyede boynunu bükmüş öylece duruyordu dudağı patlamış yüzü kızarmıştı haraket etmiyordu Bora bunu fırsat bilip bıçağı karnıma saplamıştı Bora sıratırken Bora'nın yüzüne sertçe yumruk attığımda yere düşmüştü yüzüne sertçe ardı ardına bitmeyen yumruklar atıyordum. Giray da odaya girmesiyle Açelya'yı görmüştü bir sinirle diğer it sürüsüne yumukradı Bora ağzı burnu kan içinde yerde acı içinde kıvranıyordu koşarak Açelya'nın yanına gittim.
Açelya'nın bağlı olan elini ve ayaklarını çözüp kucağıma almıştım. Başını göğsüme yaslayıp mırıldandı "Alaz.." saçlarına tüy kadar hafif bir öpücük koyarak "burdayım yanındayım güzelim" daha fazlası mümkünmüş gibi Açelya'yı kendime bastırdığımda karnımdaki bıçak yarası sızlamıştı beyaz tişörtüm kırmızı ya bürünmüştü Giray bana sertçe bana bakarak "Napiyorsun lan kıza niye öptün kardeşimi!?" Giraya kısa bir cevap vererek odadan ayrıldım "arkadaşım değil mi? Öperim de severim de" Odadan çıktığımda Giray da peşimden geldi "olsun bu onu kucağına alıp öpebileceğin anlamına gelmez!" Giray'ın bunu demesiyle hafifçe sırıttım "çok kunuşmada ambulansı ara"Giray dediğimi yaparken bense Açelyayla ilgileniyordum.
Açelya kollarımı boynuma dolamış bir şeyler mırınırdanıyordu "çok güzel kokuyorsun" sırıtmama mani olamadan bacaklarını daha sıkı kavrayıp "sende öylesin güzel kokan çiçeğim" Giray bana sinirle bakarken ağzının içinden sinirle bir küfür savurduktan sonra "ne diyorsun kardeşime,niye sırıtıyorsun lan!" çıkışa geldiğimizde Açelya yı kendime daha çok bastırdım "güvendesin güzelim" Açelya'nı duymamısından yararlanıp rahatça istediğimi söyleyebiliyorum.
Ezgi bana şaşkınca bakarken bi anda göz kırptı koşarak yanıma geldi "abi iyi mi o" Giray yanımıza gelerek "iyileştirdi doktorumuz baksana şunlara" bir anda yaram bıçaklanmış olduğunu hatırlatmak istercesine sızladığında acıyla yüzümü buruşturdum. Ezgi endişeli sesle "abi bıçaklandın mı sen!?" Giray Açelya yı kucağımdan almak için yeltendiğinde kucağamdaki ifadesizce yatan Açelyayla birlikte kendimi geri çektim "ambulansı çağırdınız mı?" Diye sorduğumda Ezgi başını salladı Ambulans geldi Açelya yı bindirdikleri sırada "biri bizimle gelmesi lazım" Dediğinde hızlıca Ambulansa bindim.
Karnımdaki acı ile kıvranırken bir taraftanda Açelya'nın başını okşuyordum "hadi dayan güzelim" Açelya mırınıldanarak "gerçekten güzelin miyim?" elini sıkıca tutarak "evet öylesin" sağlık personeli işlerini yaparken bizim bu halimize hayran kalmıştılar. Bir süre sonra hastane ye geldiğimizde araçtan inip hastaneye girdik Giray ve Ezgi de arkamdan koşuşturarak geliyorlardı Açelya yı odaya aldıklarında bense kapının önünde bekliyordum.
Yaram acıdığında istemeyerek yüzümü buruşturdum. Ezgi koşarak yanıma geldi "Abi iyi misin?" Dediğinde yanıma hemşire geldi "kan kaybediyorsunuz bakmama izin verin?" Diyerek tişörtümü kaldırdı yüzü şaşkınca bakıyordu. Hemşirenin baktığı yere gözüm kaydığında yarama değilde kaslarıma baktığını fark ettim. Bir sinirle tişörtümü indirdim "size yarama bakmanız için gösterdim başka bir yerime bakmanız için değil!!" Hemşire mahçup bir sesle "özür dilerim efendim, ameliyata girmeniz gerek!" Hemşire yi takip ederken aklım hala Açelyadaydı.
Ezgi ve Giray yanıma gelip kollarımdan tuttular yaram yine sızladığında acı içinde yüzümü buruşturdum. Ayakta zor zar duruyorabiliyordum. Odaya girdik doktorlar beni sedye yatırdıklarında yaram yeniden sızladı ağzımdan sessiz bir inilti çıkmıştı. Doktor Ezgi ve Giray'ın odadan çıkmasını istedi Ezgi itiraz ettiğinde Giray elini tutarak odadan çıktılar. Bir dakika o kardeşimin elinimi tuttu lan!! --AÇELYA'DAN-- Gözlerimi açtığım da parlak ışık gözlerimi kör etmişti "Alaz....." etrafa sorgulayıcı bakışlarımı atıyorum. Nerdeydim ben yatakta doğrulurken bir el buna mani olmuştu başımı o tarafa çevirdiğim tebessüm eden bir hemşire vardı "sakin olun Açelya hanım" şaşırmış bakışlarımla etrafa bakınıyordum.
Beni kim kurtardı hiç bir şey hatırlamıyordum. Hemşire çıkmadan önce "dinlenmeniz gerek birazdan misafirleriniz gelir" hemşire çıktığında gözlerimi dinlenmek için kapattığımda kapı tekrar açılmıştı bu kişiyi beklemiyor olacaktım ki bir anlık korkuyla kalbim sızlamıştı. Hayır!! Babam!! ------------《●Bölüm Sonu●》----------- Kitabımın dördüncü bölümünü sizlerle bitirmiş olduk.💜 Kitap ile alakalı düşüncelerinizi çok merak ediyorum yazarsanız çok sevinirim.😍 İnşallah beğeneceğiniz bir bölüm olmuştur. 💞 Şimdiden destekleriniz için teşekkür ederim.💝💖
|
0% |