@softd3egilim_karde
|
Evettttt yine yeni bölümle karşınızdayım 😌 normalde hemen yazmayı düşünmüyordum ama sizi bekletmek çok acımasızca olurdu. Yazarınız sizi seviyor💕 yorum yapmayı ve oylamayı unutmayın lütfen ve hemen okumaya geçelimmm iyi okumalar ballarım✨️💎
"Harry asanı indir hemen!" Dur neee?!!!!! O hayır hayır lütfen düşündüğüm şey olmasın "beni anlamaya çalış hermione! Kardeşim düşmanımla hatta malfoyla! Sarmaş dolaş yatıyor!!!!! Nasıl sakin olmamı bekliyorsun?!" Hermione ikna olmuş olacak ki harry anasını hermioneden geri almıştı sanırım, duyduğum kadarıyla. Harry'nin asayı hızla kaldırdığını hissettim ve tam yataktan kalkacakken draco gözlerini açmadan konuştu. "Biraz sessiz ol potter uyumaya çalışıyoruz" sesi umursamaz ve daha yeni uyandığı için boğuk çıkıyordu... Merlin sana geliyorum! Bir insanın sesi bile bu kadar çekici olur mu?! harry bununla daha çok küplere binmiş olacak ki bir hışımla bize yaklaştı, onların fark etmeyeceği bir şekilde göz ucuyla ona baktım. Merlin.. suratı öfkeden kıpkırmızı olmuş bu sefer bundan bu kadar kolay sıyrılamayacağım sanırım... "kardeşimden uzaklaş! Hemen!" Dişlerini sıkarak söyledikleriyle biraz ürktüm ve istemsizce dracoya daha çok gömdüm kafamı. Draco uyanık olduğumu fark etse de harry e söylememeye karar verdi, uyanık onunda hoşuna gitti tabi! ama gariptir ki beni sakinleştirmek ister gibi göğsüne bastırıp saçlarımı okşamaya başladı. Bu çok rahat hissettiriyor- ne diyorum ben?! harry kesin şu an dracoya hangi öldürücü laneti atacağını düşünüyordur! Draconun kulağına fısıldadım sadece onun duyabileceği bir şekilde "lütfen şunu yapmayı kes yoksa ikimiz için de hiç iyi şeyler olmayacak" draco minik bir gülümseme sundu "boşver, bu çok hoşuma gidiyor.." "hoşuna giden şey ne?" Draco çapkınca kulağıma yaklaştı "şu an sana böyle sarılıyor olmam ve potterin çıldırması ama en çok ta" sesi iyice derinleşti ve seslice kokumu içine çekti "bu tatlı,çilek ve papatya kokun.." yüzümün yandığını hissedebiliyorum ama şu an düşünmem gereken daha önemli şeyler var, maalesef. Harry iki saattir sayıp söverken benim aklım hiç oralı değildi. Hermione ve Ron olmasa şimdiye olay çıkmıştı. Harrynin "baban bunu duyacak malfoy!" dediğini duyunca istemsizce kıkırdadım. Draco sıkılmış olacakki beni Göğsünde iyicene saklayıp madam pomfreyi çağırdı. Draconun arada bir çalışan aklı şu an çok işimize yaradı aferin ona. "Madam pomfrey, şu an çok yorgunum ve potterla arkadaşları gürültü çıkartıp uyumama izin vermiyor lütfen onları çıkartın buradan." Madam pomfrey hemen harry, hermione ve Ron'u uzaklaştırdı "bay potter! Bu çok yanlış lütfen hemen çıkın bakayım! Hem sizin şu an dersiniz yok mu?" Onlar, biraz zor olsada gittikten sonra dracodan biraz uzaklaştım yoksa çocuğun kokusuna dayanamayıp kollarında eriyecektim, rahat bir şekilde uzandım. "Sonundaaaa!" Draco kıkırdadı hala bir eli saçlarımdaydı "bir abinin olması çok kötü, hemde bu abinin potter olması! Seninle sarılıp zaman geçiremeyeceksem hepsi abin yüzünden " bir kaşımı kaldırdım "seni affettiğimi hatırlamıyorum" ben ondan iyice uzaklaşarak yatağın uç kısmına uzandım. Draco beni yanına çekip kafasını boynuma gömdü "tamam şimdilik affetme ama bırak sa biraz daha uyuyayım" sitemli bir ses tonuyla sordum "seni tutan mı var uyusana" draco gözlerini devirdi ve kokumu içine çekti "kokun... birkaç aydır doğru düzgün uyuyamıyorum bu yüzden her gece uyku iksirleri içiyorum gerçi onlarda bir süreye kadar işe yarıyor ama senin kokun, en güçlü uyku iksirinin bile yapamadığını yapıp bana rahat bir uyku bahşetti..." (kesinlikle yaralasar okumadım) şu an ne hissetmem gerektiğini bilmiyorum ne demeliyim? Ben düşünürken draco beni kollarının arasına alıp kafasını boynuma gömdü ve birkaç dakika içinde uyuyakaldı ve bende öyle. hastane kanadından ayrılalı dört gün olmuştu, harry'e draconun beni zorbalamadığını aksine iyi davrandığını bu yüzden artık benimle ilgilenmesine gerek kalmadığını çünkü kendimi koruyabileceğimi söyledim o da ilk başta huysuzlansa da dikkatli olmamı eğer bir sorun olursa ona gidebileceğini söyledi. Şu an çok mutluyum çünkü harry biraz olgunlaşabilip beni kendi halime bırakmıştı, şu uyuma mevzusuna da çok sakin ve nazik karşıladı çok olgun ve anlayışlı tam bir beyefendi... hastane kanadından ayrıldıkları ilk gün... H-"Emily!!!! Malfoyla uyumak neeee!!!! Birde kendi isteğinle?!!! Kızım sana bu cesaret nereden geliyor?!" H-"Biz emily hanımı merak edelim onu görmek için Madam pomfreye yalvaralım ama hanımefendiyi ona birçok kez zarar veren malfoyun kollarında bulalım!!! Kızım sen aptalmısın yoksa aptal numarası mı yapıyorsun?" E-"off harry abartıyorsun! Hem ben kendi kararlarımı verebilecek yaştayım! Bu kadar korumacı olma beni rahat bırak! Yoksa yeminle döverim seni yeter yaaa ben istediklerimle arkadaş olamayacakmıyım-" H-"sen malfoyu mu istiyorsun?!!!" E-"ne alakaaa" H-"çok alaka! Beni delirtme emily!" E-"Ay sanane be! Bi sal beni! Hem ben kendimi koruyabilirim tamam mı!" H-"TaMağM! Aptal" E-"salak!" H-"emily yeminle seni döverim!" E-"sen kimi dövüyon hayırdır?! Sana buradan bir yapıştırırım voldemortun olmayan burnunu tersten görürsün! Benim asabımı bozma!" E-"bir çarparım burnun kafanın arkasından çıkar etrafta voldemort gibi gezersin!" E-"seni alıp astronomi kulesinden aşağı atarım yere sümük gibi yapışırsın! Kürekle bole kazıyamazlar!!!" E-" bir de korumacı abi oluyor! ikiziz lan biz! Hayırdır senin havan kime?! Bende sana ablalık yapayım mı?! istermisin?!" H-"t-tamam be sakin ol.. demedik birşey " E-"diyemezsin zaten! Yemin ederim kimse alamaz seni elimden! Şimdi yürü git binana beni delirtme " Şimdiki zaman... Evet evet çok sakindi ama ben daha sakindim;) ne de olsa iki medeni insanız değil mi? Hastane kanadından ayrıldıktan sonraki her gün yatağımda gül ve hediyeler görüyordum ve hepsinin altında da tek birşey yazılıydı ' D.M. ' kendisini affettirmek için elinden geleni yapıyordu, onu böyle kıvrandırmak çok zevkli olsada artık gına geldiği için onu affettiğimi söylemeye karar verdim. Geceleyin ortak salondan sesler duydum ve korkup bakmaya indim, zaten herkes uyuduğu için pijamalarla inmekte bir sorun yok değil mi? Aşağı indiğimde karanlık salonda sadece pansy ve blaise'i gördüm sonra korkacak birşeyin olmadığına kanaat getirip bir bardak su içtim. Tam yatakhaneme dönecekken pansy "emily, ne yapıyorsun bu saatte" dedi. "Sadece su içmeye inmiştim şimdi yatakhaneme gidyorum" "buraya gelsene birlikte oturalım sohbet ederiz" ben tam birsey diyecekken karanlıkta draconun da bir koltukta olduğunu gördüm , sırıtarak bana bakıyordu "civcivli pijama yakışmış" Birden üstüme baktım. Kahretsin rezil oldum! Üzerimde sarı bir tişört ve civcivli bir pijama vardı. Draco bana astronomi kulesinde o kadar şey söyledikten sonra bu tarz pijamalarımdan hiçbirini birdaha giymedim zaten bunu da bakmadan giydim. Moralim bozuldu "ben uyumaya gidiyorum size iyi geceler" draco neden bozulduğunu anlamış olacak ki yanıma geldi, köpek gibi koş peşimden sana az bile! "Emily, hala affetmedinmi beni? Yalan söylemedim ciddiyim şaka da yapmadım gerçekten de çok tatlı olmuşsun" tutmaya çalıştığı elimi çektim hemen , öyle hemen kabul etmek yok! Ona sözlerini hatırlattım "Dürüst ol draco benim yaşımdaki hangi kız bu tarz şeyler giyer?" Draconun yüzü düştü "boşver diğerlerini sen onlar gibi olmak zorunda değilsin" Yada yok ya vazgeçtim affetmeyeceğim biraz daha sürünsün "seninle uğraşamam" ortak salondan çıktım ve karagöle gitmeye karar verdim. Biraz kafa dinlemem gerek. Draco da peşimden geliyordu hala. Ay yeter be bir salın beni! "Hey emily! Nereye gidiyorsun?" Bir hışımla arkamı döndüm "ebeninki- of sana ne be?! Git başımdan" Draco beni dinlemeyip iki saat yalvararak peşimden gelince artık dayanamayıp "karagöle gidiyorum!" Dedim o da tabiki peşimden geldi. Şimdi ne mi oluyordu? Ben Karagölün orada çimenlerde oturmuş manzarayı seyrediyorum draco da yanıma oturmuş manzarasını (yani beni) seyrediyordu. Bana yarım saat yalvardıktan sonra sussun diye affettim dedim ama hala biraz kırgınım. Draco uzun zaman sonra beni bulduğu için içini dökmeye karar vermişti. Aslında draconun dertlerini dinlemek kendi hayatıma şükretmemi sağlıyor yani işime geliyor. Yine başlasın bizim dert dinleme seansı. "Sen gittikten sonra aptal bir hipogrif yüzünden yaralandım gerçi o zaman sende vardın değil mi?" Onun sözünü kesmemek için sadece başımı salladım "o gün yaralanınca babam akşamına hogwartsa geldi , ben beni merak ettiği için geldi sanıp sevinmiştim ama sadece 'birisi malfoylara karşı gelmeye cüret ettiği için' onlara ne kadar güçlü olduğumuzu hatırlatmaya gelmiş" acı bir şekilde güldü "ne kadar aptalım... o gün beni merak ettiğini, benim için endişelendiğini zannetmiştim ama o bana bakıp 'kendini koruyamayacak kadar zavallı ve zayıfsın. Ailemizi utandıracaksın' dedi..." Gözleri mi doldu onun?... lucius malfoydan iğreniyorum. Draco dolu gözleriyle bana baktı "sadece bana iyi olup olmadığımı sormasını, başımı okşamasını istemiştim... çok mu şey istiyorum?" Dudaklarımı birbirine baktırdım sanki içimde birşeyler koptu, onu böyle görmek cidden üzücü. Benden destek almak ister gibi kafasını omuzuma yasladı, o bu haldeyken onu geri çevirmek acımasızlık olurdu. Bu yüzden kafasını omuzuma koymasına izin verdim ve saçlarını nazikçe sevmeye başladım. Biraz olsun rahatlamış gibiydi. "Beni seven tek kişi annem, saçlarımı böyle okşayan tek kişi annem ve sensin, bu gerçekten de iyi hissettiriyor yani yanımda birisinin olduğunu bilmek." Onu bu şekilde gördükçe lucius malfoydan daha çok nefret ediyorum, herkes anne-baba olmamalı "Ben yanındayım ve hep olacağım" onu her teselli ettiğimde bunu söylüyordum ve hala da söylemeye devam edeceğim çünkü bunu duymaya ihtiyacı var. Draco kafasını kaldırdı dolu gözlerle bana baktı ve sıkıca sarılıp kafasını omuzuma gömdü "en son bunu söylediğinde gidip 1 yıl gelmemiştin... beni yine bırakacakmısın?" "Hayır birdaha bırakmayacağım hem bırakmam için bir sebep yok ki" draco rahatlamış bir şekilde bana sarılmaya devam etti. Hava buz gibiydi ama biz sıcacıktık. Yarım saat sonra draco içini dökmesinin rahatlığıyla eski haline döndü. Gölün buz gibi suyunu bana sıçratıyordu bende sinirlenip ona sıçrattım. Onu omuzlarında gölge itmeye çalışıyordum ama olmuyordu "hahaha zayıfsın ve gücün beni itmeye yetmez cüce" daha çok sinirlendim tam onu itecekken yana kaydı ve ben göle düştüm. Draco birden kahkaha attı "beni itmeye çalışırsan böyle olur" Yüzme bilmiyordum ve su buz gibiydi. Ben çırpınırken draco hala sırıtıyordu "d-draco" boğulmaya başlamıştım "yard-yardım!" Çırpındıkça derinlere batıyordum. Benim yüzme bilmediğimi ,bozulduğunu anlayan draco bir küfür savurdu. Gözlerim yavaş yavaş kapanırken draco göle atladı tam elimi tutmak için hamle yaptığı sırada birşey beni ayak bileğinden tutup daha çok derinlere çekti....
evettttt bittiii ay çok güzel oldu kızzz! Aferin bana😌👏 umarım sizde beğenmişsinizdir (nolur beğenin çok uğraştım) fikirlerinizi yazmayı, yorum bırakmayı ve oylamayı unutmayın. Bir sonraki bölüme kadar görüşürüz ballarım❤️ |
0% |