@softd3egilim_karde
|
Bu yazdığım ilk kurgu umarım beğenirsiniz düşüncelerinizi yorumlarda belirtmeyi ve oy vermeyi unutmayın. İyi okumalar✨💎
Tren yavaşça hareket ederken hala boş bir kompartman arıyordum. Harryler benden önce bindiği için tüm trende onları aradım ama bulamayınca vazgeçip rastgele bir kompartmana girmeye karar verdim. Neredeyse bütün kompartmanlara bakmıştım,son birkaç kompartman kalmıştı bakmadığım. Umutsuzca bakmadığım son birkaç kompartmandan birinin kapısını açtığımda içeride platin sarısı saçlı,mavi gözlü bir çocuk tek başına oturuyordu,bir yerden tanıdık geliyordu ama çıkartamamıştım. Ben kapıyı açınca şaşkın bir şekilde bana baktı sanırım bunu beklemiyordu. Yorgun ve bıkmış bir şekilde konuştum “buraya oturabiliryim?” Elimle karşısındaki boş koltuğu işaret ettim ve ekledim “başka heryer dolu da” resmen yalvarır gibiydim. Çocuk birkaç dakika düşündükten sonra düz bir sesle “otur” deyince yüzümde bir zafer gülüşüyle karşısındaki boş koltuğa oturdum. Sırtımdaki minik sırt çantamı çıkartıp yanıma koydum bütün eşyalarımı yerleştirsem bile sırt çantamda özel eşyalarım olduğu için yanımdan ayırmıyordum.bitkin bir sesle “teşekkür ederim” dedikten sonra gözlerimi kapatıp dinlemeye başladım çünkü gerçekten de yorulmuştum, aralıksız 30 dakikadır boş yer arıyordum ve sonunda başarmıştım. Gözlerim kapalı oldada karşımdaki çocuğun bakışlarını üzerimde hissediyordum, gözlerimi açtım karşımdaki çocuk gerçekten de bana bakıyordu göz göze gelince gözlerini kaçırıp pencereden dışarıya bakmaya başladı. Onun bu hareketiyle istemsizce güldüm, çocuk ona güldüğümü fark edince kaşlarını çatarak bana baktı “neye gülüyorsun sen?!” Hemen kendimi toparladım ve onun aksine sakin bir şekilde cevap verdim “hiç,hiçbirşeye” onun bu ifadesini gördükçe gülmemek için kendimi zor tutuyordum bu sırada çocuk sanki mümkünmüş gibi kaşlarını daha çok çatarak bana baktı “hiç mi?! Oradan bakınca aptal ve gülünç mü gözüküyorum?!” Kendimi daha fazla tutamadım ve “ Evet nereden bildin?” Diyince çocuk oturduğu yerde doğruldu ve kızgın bir boğa gibi burnundan solumaya başladı. Hal ve hareketlerine bakılırsa kibirli ve egoist biriydi doğruyu söylemek gerekirse çok abartıyor alt tarafı gülmüştüm. Tam bir drama queen. Bu duyduklarından sonra öfkeyle dişlerini sıktı “kendini ne sanıyorsun da bana aptal ve gülünç diyebiliyorsun?! Sen benim kim olduğumu bilmiyorsun sanırım çünkü biliyor olsaydın böyle konuşamazdın!” Gözlerimi devirdim ve alaycı bir ses tonuyla “ öyle mi? Kimmişsin duymak isterim” çocuk göğsünü kabarta kabarta “ben Draco, Draco Malfoy. Lucius malfoy’un oğluyum! Ve emin ol babam bunu duyacak!” Bu çocuğun neden tanıdık geldiğini şimdi anlamıştım. Biraz şaşırmıştım lucius malfoy’u tanıyordum, pek iyi bir adam sayılmazdı zaten böyle bir adamın oğlunun draco gibi olmasına şaşırmamak gerek. Hemen kendimi toparlayıp draco denen çocuğa cevap verdim “lucius malfoy’un oğlu olman seni daha zeki ve üstün yapmaz. Haa bu arada babana selamımı da söyle!” Draco tam birşey söyleyecekken kompartmanın kapısı açıldı ve harry dracoyu fark etmeden gülümseyerek bana baktı “ burada ne yapıyorsun? En son eşyalarını yerleştirip yanımıza geleceğini söylemiştin. Sen gelmeyince endişelendim” Draco şaşkınlıkla harry’e baktı “ senin burada ne işin var potter?!” Harry dracoyu fark etti ve biraz sinirli bir ses tonuyla “ ikizimi görmeye geldim” diyince draco hızla bana baktı “ikizin mi?” Eliyle beni işaret ederek “ bu sinir bozucu ve saygısız kız senin ikizin mi?” Herkes beceriksiz ve güçsüz olduğumu düşündüğü içim çoğu kişi benim varlığımdan bile habersizdi harry’nin aksine. Gözlerimi devirdim ve kaşlarımı çatarak “ Evet ikiziyim , bir sorun mu var?!” Beni duymazdan gelerek bir süre iğrenir gibi bir surat ifadesiyle beni süzdü “ kardeşin de senin gibi saygısız ve sinir bozucu ” sakin kalmak için derin nefes aldım ve konuştum “ harry senin kompartmanına gelebilirmiyim? Burada daha fazla sakin kalacağıma sanmıyorum” harry beni sakinleştirmek ister gibi gülümseyerek “bende seni Çağırmak için gelmiştim zaten” draco’dan kurtulacağım ve kafamı dinleyebileceğim için heyecanla gülümsedim “ tamam sen git ben sırt çantamı alıp geleceğim” dedim ve harry kafasını sallayıp çıktı. Sırt çantamı açık unutmuştum ve tren hareket halinde olduğu için düşmüş ve içindekiler her yere dağılmıştı. Hepsini toplamaya başladım bu sırada draco da yüzünde alaycı bir sırıtışla beni izliyordu, onu umursamadan eşyalarımı topladım ve sırt çantamın fermuarını kapatıp elime aldım tam gidecekken draco yine alaycı bir ses tonuyla “demek bir pottersin, bu sene eğlenceli geçecek gibi gözüküyor, hangi binadasın?” İlk başta cevap vermemek istesemde “slytherin , bu yıl 4. Sınıf olacağım.”dedim. Draco şaşkınlıkla kaşlarını kaldırdı “ bende 4. Sınıf olacağım bu yıl ama şimdiye kadar seni hiç görmedim” sitemli bir sesle “ hiç görmedim mi?! Geçen yıl ki Quidditch maçında süpürgenden kayıp üstüme düşmüştün ve bir özür bile dilemedin!” Draco duyduklarıyla kahkaha attı “hahaha o senmiydin? haha!” Kaşlarımı çatıp kollarımı göğsümde birleştirdim “ komik mi?! Senin yüzünden Bir ay boyunca kafamda sargı beziyle gezmek zorunda kaldım! Hala gelmiş gülüyorsun.” Draco hala gülüyordu . Birkaç dakika sonra gülmeyi bırakıp herzaman ki gibi alaycı bir şekilde sırıttı “ sence de biraz abartmıyormusun?” Dişlerimi sıkarak “hiçte abartmıyorum! Eğer bu yıl ki Quidditch maçında da üstüme düşersen seni doğduğuna pişman ederim!” Draco küstah bir şekilde “buna cesaret bile etme, ve bu sefer ki Quidditch maçında bilerek üstüne düşeceğimden emin olabilirsin”diyip göz kırptı. Gözlerimi devirip kompartmanın kapısını açtım “umarım bir daha görüşmeyiz” diyip çıktım. Draconun arkamdan “ kesinlikle görüşeceğiz potter!” Diye bağırdığını duydum onu umursamadan harry’nin kompartmanına giderken çantamı unuttuğumu fark ettim,kollarımı göğsümde birleştirirken elimden düşmüştü . Hemen geri gidip kompartmanın kapısını açtım. Çantam draconun elindeydi “sanırım bunu arıyorsun potter?.”
Umarım beğenmişsinizdir, yazım hataları varsa şimdiden özür diliyorum. Birdahaki bölümde görüşmek üzere❤️ |
0% |