@softd3egilim_karde
|
yeni bölüm geldiii💅🏻🎀arkadaşlar sizden tek ricam yorum yazmak, soruları cevaplamak ve oylamak. Bunları yaparsanız beni gerçekten de çok mutlu edersiniz😉. Neyse hadi bölüme geçelim iyi okumalar✨💎
İkimizde nefesimizi tutmuş ne olacağını bekliyorduk. lucius Malfoy battaniyenin ucundan tutmuştu tam çekecekken madam pomfrey lucius’un kolunu tutup geri çekti ve sinirli bir sesle “bay Malfoy! Draco hala yaralı gördiğüniz gibi ve şu an dinleniyor lütfen onu rahatsız etmeyin ve gidin sabah gelip kontrol edebilirsiniz ama şimdi olmaz” ahh madam pomfrey sana ne kadar teşekkür etsem azdır! Az önce hayatımızı kurtardın!. Onlar konuşurken kolumdaki acı geri gelmişti ama bu sefer daha şiddetliydi. İstemsizce yatakta bir sağa bir sola kıvranıyor draconun koluna tırnaklarımı geçiriyordum draco da benimle birlikte sağa sola dönüyor ve iyice kolları arasında sıkıştırıyordu. Artık dayanamayıp bağıracaktım ki draco son anda ağzımı daha sıkı kapattı bu sayede bırak bağırmayı nefes bile alamıyordum. Lucius bu tarafa baktı iç çekti ve battaniyeyi bırakıp son kez dracoya bakıp madam pomfreyle birlikte çıktı. Onlar uzaklaşırken draconun elini ittirdim ve nefes almaya çalıştım “salak! Az kalsın senin yüzünden nefessiz kalıyordum!” Draco tırnaklarımı kollarına geçirdiğim kısımların morarmaya başlayıp başlamadığını kontrol ediyordu bir yandan da bana laf yetiştiriyordu “şu an benim sayemde kurtulduk farkındaysan! Ben ağzını kapatmasaydım senin ciyaklamaların yüzünden yakalanacaktık! Ama hala gelip beni azarlıyorsun!” Şu an gözlerimi bile deviremeyecek kadar canım yanıyordu. Kolumun kasıldığı daha çok belli oluyordu. Draco benim kıvranan halimi görünce sıkıntılı bir şekilde iç geçirdi ve kasılan kolumu ovalamaya başladı. Yavaş yavaş acı geçince kıpırdanmayı kestim ve rahat bir nefes aldım. Ne kadar istemesemde dracoya döndüm “teşekkürler...her ne kadar kabul etmek istemesemde senin sayende kurtulduk ve sen kas spazmının nasıl geçeceğini de nereden biliyorsun?” Draco benim rahatladığımı görünce elini çekti ve kollarını ensesinde birleştirip alaycı bir şekilde konuştu “sadece tesadüf..” garip ama yerinde bir tesadüf olmuştu. Hala draconun yanında uzandığımı fark edince battaniyeyi üstümden attım ve biraz uzaklaştım. Draco benim bu halime sessiz bir kahkaha attı “utandın mı sen?” Aynı küfür eder gibi söylemişti bu yüzden gözlerimi devirdim “utanmadım utanmamda,rahatsız oldum” Draco bir kaşını havaya kaldırdı ve “benim kollarımdayken hiç öyle gözükmüyordun ama, gayette utanmıştın” bunu bu şekilde söylemesi biraz utanç vericiydi. Sert ama sakin bir sesle konuştum “saçma sapan konuşmayı kes,keyfimden tutunmadım sana!” Draco kıkırdayarak kolundaki tırnak izlerimi gösterdi gerçekten de morarmıştı oh canıma değsin az bile yapmışım! “Niye gösteriyorsun kolunu?” Draco anlatmaya çalıştığı şeyi anlamadığımı fark edince gözlerini devirdi “bu izler senin hatan biliyorsun değil mi? Derimi yüzmüşsün!”onun bu drama queenliği çok sinir bozucu acaba draco bunun farkında mı?“abartma yanlışlıkla olmuştu işte!” Draco tam bana karşılık verecekken onun laflarını ağzına tıktım ve ayağa kalktım “herneyse ben gidiyorum, çok bile kaldım.” Ve unutmadan ekledim “haa bu arada burada olanlardan kimseye bahsetmesen iyi olur!” Draco sitem eder gibi ellerini havaya kaldırdı “sence böyle saçma ve utanç verici bir anı birisine anlatırmıyım?! Benim senin aksine bir itibarım var!” Gözlerimi devirdim klasik draco Malfoy egosu işte. Ben arkamı dönüp giderken draco son anda aklına gelmiş gibi bağırdı “hey! Sormayı unuttum kimsin sen? Adın ne?!” Ona cevap vermeden yürütmeye devam ettim. Ah keşke şu an arkamı dönüp onun o sinirden kudurmuş suratını görebilsem... sonraki günlerde ikimizde geceleri konuşuyorduk pardon atışıyorduk. Sabah harryler olduğu için dracoyla hiç konuşmuyordum sadece geceleri yanına gidiyordum gerçi onunda işine geliyordu sabahleyin annesi,babası ve arkadaşları crabbe,goyle,pansy ve özellikle blaise yanından ayrılmıyordu. sürekli ben onun yanına gidiyordum çünkü draco, harrylerin her gün birisini görmeye geldiğini ama uzakta oldukları için kim olduğunu göremediğini söylüyordu yani beni fark etmemesi için onun benim yanıma gelmesine izin vermiyor kendim geliyordum. İki hafta boyunca durmadan Quidditch maçında ne kadar mükemmel olduğunu söylüyor bende onun o aptal düşüşünü söyleyip bütün heyecanını kursağında bırakıyordum. Zamanla dracoyla atışsak bağırışsakta harry’nin Dediği gibi korkunç bir zorba değildi, ama sinir bozucu olduğunu söylemeden geçemeyeceğim, belki de benim Harry’nin ikizi olduğumu bilmediği içindir orasını bilemem... Draco üç buçuk hafta sonra taburcu oldu. neden bu kadar uzun süre hastane kanadında kaldığını sorarsanız; evet üzerime düştüğü için ciddi bir yara almamıştı ama kolu ve bacakları incinmişti bunun üstüne birde harryden dayak yiyince daha beter olmuştu. Doğru dürüst yürüyüp yazı yazamadığı için toplamda 4 hafta hastanede kalmıştı. Taburcu olmadan önce ki akşam bana “sabahları sen daha çok çekilmez oluyorsun ve arkadaşlarımın yanında küçük bir kızla konuşursam bu çok utanç verici olur bu yüzden akşamları astronomi kulesine gel bende gelirim.garip bir şekilde seninle konulmak bana çok iyi geliyor” ve bende ona gözlerimi devirmiş şey demiştim “tabi iyi gelir! Her konuşmamızda kendini övüp övüp hogwartsın dedikodusunu yapıyorsun! Ayrıca ben küçük değilim! Sadece bir yaş var aramızda!” Draco da kahkaha atıp aptal bir sırıtışla “bu benden kısa olduğun anlamını değiştirmiyor ve yanımda küçük duruyorsun şükür ki arkadaşlarım senibi küçük ve kısa bir kızla konuştuğumu görmüyorlar” orada dirseğimi karnına geçirmiştim ve “salak!” Diyerek arkamı dönüp kendi yatağıma gitmiştim. Suratım sinirden kıpkırmızı olmuştu. Kendi yatağımdayken bile draconun attı kahkahaları duyabiliyordum. Bende taburcu olduktan sonra sargı bezinin bir ay daha kafamda kalacağını öğrendim ve içimden dracoya bol bol sövdüm, zaten Benimle dalga geçiyorlardı bu sargı bezi yüzümün yarısını kapladığı için daha fazla dalga geçeceklerine emindim. Tek iyi yanı sargı bezi çıkana kadar dracoyla konuşabilirdim ne de olsa beni tanıyamazdı değil mi? Neredeyse her gece astronomi kulesinde buluşup sakin bir şekilde konuşmaya başlayıp birbirimize laf sokarak ve küfür ederek yatakhanemize dönüyorduk. Ders notlarım düşmeye başlamıştı, hemen hemen her gece astronomi kulesine gittiğim için uyku düzenim bozulmuştu ve ister istemez bu ders notlarımı etkilemişti. Notlarımın düştüğünü fark eden harry şüphelenmeye başlamıştı. Bir gece dracoyla birlikte yine atışarak Slytherin binasına giderken harry bizi yan yana görmüş “malfoydan uzak duruyorsun değil mi?” “Geçen gece koridorda ne işin vardı?” Diye ağzımı arıyordu, gerçi o gece onun orada ne işi vardı ben ona soruyormuydum da o bana soruyordu?! Sargı bezinin çıkartılmasına da az kalmıştı artık dracoyla konuşmayı kesmem gerektiğimin farkındaydım.bu biraz üzülmeme neden oluyordu çünkü biz dracoyla her konuştuğumuzda kendimden bahsetmekten kaçınıyordum hep onu dinliyordum. Bana ailevi sorunlarını babasıyla yaşadığı sorunları anlatıyordu onun adına üzülmüştüm her ne kadar sinir bozucu ve dışarıya karşı sert,kötü olsa da bu onun korunma mekanizması gibi birşeydi. Draco bir keresinde ailemi sormuştu bende “öldüler” diyip kestirip attım. Fazla detaya girmek benim için hiç iyi olmazdı,zaten harry de daha çok şüphelenmeye başlamıştı ona daha fazla yalan söyleyemezdim. Sargı bezinin çıkartılmasına bir gün kala yine astronomi kulesine gittim. İçeri girdiğimde korkuluklara yaslanmış dracoyu gördüm beni görünce yanıma geldi “naber cüce, dün akşam bana bugün önemli birşey söyleyeceğini söylemiştin meraktan öldüm ve uyanık kalmak zorunda kaldım senin yüzünden!” Onun bu haline göz devirdim. Uykusuz olunca daha çekilmez oluyordu. Sıkıntılı bir nefes verdim ve korkulukların oraya gidip kollarımı yasladım ve gökyüzünü izlemeye başladım. Draco da gözlerini devirip yanıma geçti. Sabırsız ve bıktığı belli olan bir şekilde konuştu “söyleyecekmisin artık?!” Tekrardan sıkıntılı bir nefes aldım ve ona dönüp sıratında baktım. Malum benden uzun olduğu için kafamı kaldırmak zorunda kalıyordum. Lafı hiç uzatmadan konuşamaya başladım “seninle görüşmeyi kesmem lazım” Draco bunu dememi beklemiyor olacak ki ağzı bir karış açık kalmıştı ve inanmaz gözlerle bana bakıyordu “s-sen ciddimisin?!” Dedi zar zor, üzülmüşmüydü o? Sıkıntılı bir şekilde nefes verdim kahretsin bunu söylemek neden bu kadar zor?! Bir ay öncesi olsa rahat rahat söylerdim bu bir ayda ne değişmişti?! “Ciddiyim,seninle görüşmeyi kesmem gerekiyor..” Draco algılayamıyor gibiydi üzgün ve hala şok olmuş bir şekilde bana bakıyordu, sesi titremeye başlamıştı “n-neden? Yani ne oldu da birden böyle bir karar aldın?” Gözlerine baktıkça daha çok şaşırıyordum,ciddi ciddi üzülmüştü. “Birçok sebebi var ama sana söyleyebileceğim tek sebep notlarım gittikçe düşüyor, uyku düzenim bozuldu böyle devam ederse sınıfta kalacağım artık kendimi derslerime vermem gerek” Draco ona neden söylemediğimi anlamaya çalışırken bir ümit gülümsemeye çalıştı “ben sana yardım ederim, notlarının yükselmesine yardım ederim hem uyku meselesine gelince artık daha az görüşürüz ama temelli görüşmeyi kesmek olmaz” içim acımıştı ciddi anlamda.neden ısrarla benimle konulmaya devam etmek istiyordu ki?! ”neden olmazmış?” Draco gözlerini gözlerime dikti onu bu kadar kafası karışmış ve üzgün görmek beni her dakika daha çok şaşırtıyordu. Draco’nun çenesi titremeye başlamıştı bile “cücesin,küçüksün falan ama senden başka kimseyle bu kadar rahat konuştuğumu hatırlamıyorum,seninle dertleşmek sinir bozucu bir şekilde bana iyi geliyor ve ben senden başka kimseyle dertleşebileceğimi düşünmüyorum hem bana sorunlarım hakkında akıl veren başka kimse de yok, bu konuda o çok bilmiş granger’a da gitmeyeceğime senden başkasıyla bu konuları konuşmak istemiyorum” Draco ilk başlarda biraz mesafeli olsa da sonraları daha rahat bir şekilde konuşmaya başlamıştı benimle, arada ailesiyle tartıştığında hep bana anlatır gözleri dolmaya başlayınca onu ağlarken görmemem için hemen giderdi ve benden başka kimseyle bu tarz konuları konuşamayacağı için benim gitmemi istemiyordu. Ne kadar üzülsemde elimden gelen birşey yok yani ne yapabilirim ki? Harry dracoyla her gece konuştuğumuzu öğrenirse ikimiz içinde hiç iyi şeyler olmaz. Bu kadar kısa sürede dracoya nasıl bağlandım ki?! O anlamda değil tabiki! Yaaa ben ne yapacağım gelmiş bana gitme ben sana yardım ederim diyor (normalde günahını bile vermez)“D-draco....üzgünüm ama sende beni anla bunu yapmak zorundayım...” sesim mi titremişti?! draco son bir umut gözlerime baktı ama bir yanıt alamayınca yüzü düştü “peki...öyle olsun umarım bana anlatmadığın sebepler biter ve tekrardan görüşebiliriz.” Gülümsemeye çalıştım ama olmadı “neyse hadi hava iyice soğudu yatakhanelerimize gidelim” ben tam içeri içeri girecekken draco tereddütle bana baktı sonra sıkıntılı bir nefes verip kollarını açtı.ben ne yapmaya çalıştığını anlayamıyorken draco benim bu halime yandan güldü ve gelip sarıldı. Şok olmamak için bir sebep verin bana! Draco Malfoy bana mı sarılmıştı?! Başımıza taş yapacak! Ben şaşkın şakın olayları anlamdımaya çalışırken draco sanki hiç kaybetmek istemiyormuş gibi sıkı sıkı sarıldı tabi bende ona sarıldım.sarıldığım ansa burnuma gelen nane ve çam kokusuyla mest olmuştum. Bir süre sonra draco ayrıldı ve hiçbirşey olmamış gibi gülümseyip kafamdan ittirdi “yürüsene sonra hasta ılıcaların bir ay da bu yüzden derslere giremeyeceksin!” Oh şükür eski draco hala yerinde.sitem ederek yürümeye başladım “tamam be ne ittiriyorsun” draco kıkırdayıp kolunu başımın üstüne koydu aklınca benden uzun olduğunu gösteriyor salak! Draco her zamanki gibi alaycı bir şekilde konuştu “bu kadar kısa olmayı nasıl başarıyorsun? Gringotsdaki cüceler bile senden daha uzundur buna yemin edebilirim” gözlerimi devirdim ve dirseğimi karnına geçirdim “bir kızla nasıl konuşman gerektiğini hala bilmiyorsun sanırım ve abartma o kadar kısa değilim!” Draco histerik bir kahkaha attı “boyun kaç senin” kahretsin söylediğim anda dalga geçicek adım kadar eminim ama söylemezsem daha çok dalga geçer.”1.64” draco anında kahkaha attı sanki iki dakika önce ağlayacak gibi olan o değilmiş gibi. Kahkahaların ardından zar zor konuştu “Merlin boyundan almış ama karşılığında birşey vermemiş sanırım, bu arada bana kıyasla çok kısasın” Draco tekrar kahkaha atınca kolumu ittirdim ve kaşlarını çatarak koşar adım yürümeye başladım. Sessiz koridorlarda sesim yankılanıyordu “”salak birde bana cüce diyor sanki kendisi gökdelen!” o günden sonra zaten sargılarım çıktı draco da her yemek saati beni arıyormuş gibiydi ama suratımı doğru düzgün görmediği ve ismimi bilmediği için birşey yapamıyordu. Artık kendimi derslere vermiş kimseyle konuşmuyordum. Kısa zamanda eksiklerimi tamamlayıp notlarımı yükselttim. İlerleyen aylarda hiç kimseyle konuşmuyordum arada sırada harryle konuşuyordum sadece. İlerleyen aylarda dracoyu unutmaya başlamıştım bu nasıl oluyor derseniz kimsenin suratına bile bakmıyordum hep yanlız otururdum zaten slyherimdekiler beni Pekkan sevmiyorsun bu hiçte zor olmadı. Ama içimde bir yerlerde onunla konuşmayı kestiğim için üzülüyordum....
Evetttt arkadaşlar,sevgili okurlarım yorumlamayı ve bölüm hakkındaki düşüncelerinizi yazmayı unutmayın bir sonraki bölümde görüşmek üzere❤️ |
0% |