Yeni Üyelik
7.
Bölüm

7.BÖLÜM

@softd3egilim_karde

selammm yine yeni bir bölümle karşınızdayım! Düşünceleriniz benim için çok önemli bu yüzden yorumlara yazmayı ve oylamayı unutmayın. Satır aralarındaki yerlere de yorum bırakmayı unutmayın,herneyse iyi okumalar✨️💎

 

 

Draco malfoy

Sesi çok güzelmiş, bana geçen yıl ki kızı hatırlatıyor du... Bir keresinde o hasta yataklarının yanından geçerken şarkı söylüyordu ve bende duymuştum,sesi minik potterinkine benziyordu. Benim onu duyduğumu fark ettiği gibi utanıp yatağına koşmuştu doğruyu söylemek gerekirse o an ki şaşkın ve utanmış ifadesiyle koşuşu hem komik hem sevimliydi...potter'in şaşkın bakışlarıyla düşüncelerimden sıyrıldım ve onu daha net görebilmek için yanına geçtim.

Biraz(!) sert bir ses tonuyla konuştum "senin burada ne işin var?!" Hemen karşı atağa geçti "Asıl senin burada ne işin var?! Ben genellikle buraya gelirim zaten" Gözlerimi devirdim,aynı o kız gibi sivri dilli ve karşı atak yapıp kendisini ezdirmiyor...

ah artık herşeyi o kıza benzetmeyi bırakmam gerek ama bu elimde olan birsey değil...Onu düşünürken istemsizce hep sırıtıyorum ve kahretsin en olmadık zaman da bile oluyor şu an olduğu gibi. Bir dakika şu an mı?! Hemen surat ifademi düzelttim. "Bu seni ilgilendirmez, git ve beni yanlız bırak". Bana 'sen şakamısın?!' Bakışları atıyordu "Neden ben gidiyormuşum?!" Ben uğraşmamaya, sakin kalmaya çalıştıkça bu kız kaşınıyor "çünkü ben senden önce geldim" alay eder gibi güldü ama sinirli olduğu her halinden belliydi ama bana bak, o kadar sıkıntılı,ruhsuzum ki onu çıldırtmanın zevkini yaşayamıyorum bile."yani?! Senin önce gelmen neyi değiştirir ki?! Bende buraya sürekli geliyorum, burası sadece sana ait bir yer değil"

Demekki sürekli buraya geliyor? Bunu koz olarak kullanabilirim. " Demek sürekli geliyorsun? Bunu birilerine söylememem için birşeyler yapsan iyi olur" sırıtmaya başlamıştım. Aklıma o kızla her gece burada buluştuğumuz geldi, keşke yine onu görebilseydim onun, benden kısa olduğu için sitem etmesini,sinirlenip ortamı terk etmesini hatta onu kızdırdığımda cırlamasını bile özledim...

Potter bir kaşını kaldırdı ve kollarını göğsünde birleştirip meydan okuyan bir şeklide konuştu "öyle mi? Hiç durma git söyle o zaman ama şunu unutma sen söylersen bende seni söylerim, ne de olsa sende gecenin bir yarısı yatağında değilsin." Bu kız neden harry gibi gryffindor değil onu anlamış oldum, tam bir slytherin ve bu sinir bozucu.

Zaten bu sabah babamdan azar yedim ve 'sakın bir sorun çıkartma,bir daha buraya çağrılmak istemiyorum' demişti, bir daha azar yemeye hiç niyetim yok.

Sıkıntılı bir nefes verdim "Peki ne yaparsan yap seninle uğraşamam, sadece o çirkin sesinle şarkı söylemeye çalışma yeter." Onun suratına bile bakmadan yıldızları izlemeye başladım ama onun beni izlediğini hissediyordum, göz ucuyla baktığımda gözleri dolmuş bir şeklide bana baktığını gördüm. Şaşkınlığını engelleyemedim,bu kadar hassas mı? Çok zayıf,en ufak bir söze bile ağlayacaksa benimle hiç konuşmamak onun için en iyisi olur.

Ağlamamak için kendisini zor tuttuğu çok belliydi. "Hadi ama, cidden ağlıyormusun? Ne kadar zavallısın, en ufak sözlere bile ağlıyorsun. Şu haline bak sanki 15 yaşına bir kız değilde 5 yaşında bir çocuk gibisin. Acınası" onun üzerindeki kedili pijamaları işaret ettim "cidden kedili pijama mı?" Güldüm "gülünçsün, söylediklerimde haklıyım git ve çevrene bak hangi kız kedili kıyafetler,pijamalar giyiyor?" Elleri yanında yumruk olmuş kedili tişörtünün eteklerini sıkıyordu. Bu son söylediklerimle gözlerinden birkaç damla firar etti ve elinin tersiyle silerek bana baktı, sesi titriyordu "senden iğreniyorum!" Hızla çıkıp gitti. Kulenin merdivenlerini hızlıca indiği belliydi, yere o kadar sert basıyordu ki adım seslerini duyabiliyordum.

Gerçekten de acınası, umutsuz vaka. Hava soğumaya başlamıştı, bende yatakhaneme gitsem iyi olacak. Merdivenlerden sessizce inerken basamakların birinde bir kolye gördüm. Potter hızla inerken düşürmüş olmalı.

Eğilip kolyeyi yerden aldım. Bu doğal taşlı kolyeydi ucunda lacivert yıldız taşı vardı. Lacivert yıldız taşlı kolye...

1 yıl önce...

Onunla sadece geceleri buluştuğumuz için yine geceydi ve astronomi kulesindeydik "vay be cüce demek 14 yaşına girdin ha?" Gözlerini devirip kafasını sallayınca kahkaha attım. " hiç büyümemişsin hala cücesin" dirseğini karnıma geçirdi. "Ah tamam be niye kızıyorsun..kısa ama güçlüsün hahaha" bir daha vurdu. Acıyla karnımı tuttum "tamam tamam özür dilerim, birdaha vurma" yaptıklarından hiç pişman değilmiş gibiydi "kaşınma o zaman" kıkırdadım."bugün potterin de doğum günüymüş, gryffindorların hepsi 'iyiki doğdun harry, sen olmasan ne yapardık' gibi saçma sapan şeyler söylüyorlardı. Senin adına üzüldüm" anlamaz bakışlarla bana baktı "Neden?" Sırıtarak "potterle doğum gününüz aynı." Dudağının kenarı kıvrıldı ve gözlerini devirdi.

"Bu arada...Doğum günün kutlu olsun" burukçs gülümsedi. Söylediğine göre bugün Potter ve aptal arkadaşları haricinde kimse doğum gününü hatırlamamış ve kutlamamıştı. "Teşekkürler.." dediğinde bende gülümsedim ve elimi cübbemin cebine atıp minik siyah bir kutu çıkarttım,şaşkınlıkla bir kutuya bir bana baktı "hediye vermeyeceğimi düşünmemişsindir umarım?" Bakışları bunu söylüyordu çünkü.

Hediye kutusunu ona uzatıp tepkisini izledim. Yavaşça kutuyu kulağına götürdü ve salladı "şaka falan yapmıyorsun, yani içinde korkunç veya igren birşey falan yok değil mi?,sana güvenmiyorum da" Gözlerimi devirdim ve sırıttım "yok, açabilirsin" kutuyu yavaşça açtı. Ona yıldızları izlemeyi çok sevdiği için, ucunda lacivert yıldız taşı olan doğal taşlı bir kolye almıştım.

Kolyeyi görür görmez birkaç saniye durdu ve gözleri dolu doluyken boynuma sarıldı "çok teşekkür ederim. Bunu beklemiyordum, geçek bir doğal taş bulmak zordur özellikle de lavicert yıldız taşı bulmak turuncu olanını bulmaktan daha zor ve pahalı.bunu uzun zamandır istiyordum"Onun bu mutlu hallerini gördükçe bende mutlu oluyordum. Kollarımı beline sardım ve bende ona sarıldım "senin için değer...bunu ne kadar istediğini biliyordum, beğenmene sevindim. herneyse hadi şu kolyeyi tak, istersen yardım edebilirim." Benden ayrıldığında kafasını olumlu anlamda salladı ve arkasını dönüp saçlarını çekti.

Kolyeyi taktım "oldu dönebilirsin" bana doğru döndü ve bir kolyeye bir bana baktı "gerçektende çok teşekkür ederim, bu kolyeyi asla çıkarmayacağım." Gülümsedim tekrardan. "Bu arada kutuda bir not vardı" muzipçe sırıtmaya başladım. O da kutudaki küçük not kağıdını çıkartıp okudu. Okurken suratı şekilden şekile giriyordu, kahkaha atmamak için zor duruyordum.

doğum günün kutlu olsun cüce, inan bana tanıdığım en sinir bozucu cücesin, senin gibi bir cüce birdaha dünyaya gelmez yani,bence merlin aynı hatayı iki kere yapmaz.

notu okumayı bitirdiği gibi koluma vurdu "hataymış! Neden bir kardeşin yok biliyormusun? Çünkü annen ve baban aynı hatayı iki kere yapmak istemiyor" son söyledikleriyle gülüşüm söndü o da benim bu halime kahkaha attı. Sonra bende gülmeye başladım. Bugünü unutabileceğimi zannetmiyorum.

Şimdiki zaman...

Kolyeyi evirip çevirdim emin olmak için,bu kolye o kıza verdiğim kolyeydi buna eminim çünkü taşı tutan demirin üstünde D.M. yazıyor. Benden bir hatırası kalsın diye kendim yazdırmıştım.

Şimdi asıl soru bu kolyenin potter'de ne işi vardı? Bunu nereden buldu? O kızı tanıyor olabilir mi? Ama bana bir söz vermişti bu kolyeyi asla çıkarmayacağına dair, yoksa ona birşey mi oldu?

Aklıma bir ihtimal daha geliyordu ama onu düşünmek bile istemiyordum, olabilirmiydi?

Sürekli düşündügüm , tekrardan görebilmek için herşeyi yapabileceğim kişi potterin ikizi olabilirmiydi? Hemen kafamı iki yana salladım. Hayır hayır olamaz saçma sapan şeyler düşünmemeliyim. O olamaz herneyse bu kolyenin neden onda olduğunu yarın sorarım.

sonraki gün öğlen saatleri...

Tüm gün peşinde dolanmama rağmen bir şekilde kaçıp uzaklaşıyordu. Ne zaman onu görsem sürekli yönünü değiştiriyor yada yüzüme bile bakmadan gidiyordu. Onu çok mu kırdım? Kim ne derse desin ben doğruları söyledim yani çocuk gibi davranıyor.

Sihirli yaratıkların bakımı dersi bitmiş herkes kitapları yerine koyarken emily'nin yanına yaklaştım, o tam gidecekken kolunu tutup kulağına fısıldadım "istediğin kadar kaç ama gece ortak salonda konuşacağız,eğer ortak salona gelmezsen ben seni getirmesini bilirim." Emily kaşlarını çatmış kolunu kurtarmaya çalışıyordu, onun bu halini gören potter elindeki kitabı sıkarak Bana bakıyordu. "Kardeşimin kolunu bırak malfoy" emily, potter'in sesinin geldiği tarafa baktı ve sertçe kolunu çekip onun yanına gitti. Uzakta da olsalar emily'nin "boşver harry değmez hadi gidelim" dediğini duydum. Potter onu dinlemeyip yanıma geldi "ne oluyor sana malfoy? İkizimden ne istiyorsun?" Onu çıldırtma fırsatı elime geçtiği için sırıtmaya başladım "kendisini" emily sinirlendi ve potterden önce üstüme yürüdü ve hiç beklemediğim bir şekilde tokat attı "benimle ve ikizimle oynamayı kes! O yarım aklını da bunun için harcama! Salak!" Ona birşey demeye bile fırsat kalmadan potteri çekiştirerek uzaklaştı. Herkes şok olmuştu, saçma sapan fısıltılar duyuyordum. Kendime geldiğimde bana şaşkınlıkla bakan kişilere döndüm "konuşmayı kesin! Bu konuyu konuşan bir kişi olursa gözlerini St. Mungo da açar!" Crabbe ve goyleye işaret edip okula girdim.

Gece olunca bu tokadın da hesabını soracağım...

 

Ay bu bölümu çok sevdim umarım sizde beğenmişsinizdir. Bir sonraki bölüme kadar görüşürüz❤️

Loading...
0%