Dün, yaşadıklarımdan sonra eve gelir gelmez olduğum gibi yatağa girip uyumuştum. Sabah uyandığımdaysa saat 9'a geliyordu. Aynadan kendimi baktığımda, dünden kalan makyajımının tamamen dağıldığını, rimeliminse bütün yüzümü simsiyah yaptığı fark ettim. Elbisem çok kırışmıştı, 5 yaşımdayken teyzemin bana aldığı ve o zamandan bu zamana kadar asla çıratmadığım gümüş küçük beyaz kelebek motifli kolyemse karışmıştı. Sıcak bir duşun hem bedenime hem de ruhuma iyi geleceğine inanarak duş almaya karar verdim. Sıcak su beni oldukça rahatlattı ama düne dair şeyler halâ kafamı kurcalıyordu. Duştan sonra valizilerimi beyaz kapaklı, kulpları siyah gardrobuma yerleştirdim. Birçoğunu askılara astım, bazılarınıysa katlayıp raflara koydum. Makyaj malzemelerim ve parfümüm de aynalı şifonyerimde yerini buldu. Astığım elbiselerden mini, askılı ve rengi beyaz olan bu elbiseyi seçtim. Ayakkabı olaraksa beyaz converselerimi giydim. Birde boynuma atmak için mavi-beyaz bana Alaçatı'yı hatırlatan bu gömleği yanıma aldı. Elimeyse mavi bez bir çanta aldım. Gözlük olaraksa kemerli beyaz bir gözlük taktım. Hem yanağıma hem de dudağıma kırmızı bir tint sürmek benim için yeterliydi. Parfümümü sıkıp kahve almak için dışarı çıktım. Dün sahilin yakınlarında bir cafe görmüştüm oraya gidiyordum. Kahvemi alıp eve gidip biraz dinlenmek istiyordum birde Melis'i arayacaktım. Kahvemi aldıktan sonra Cafe'den çıkarken arkamdan bir ses "Buse" dedi şaşırmış bir şekilde. Arkamı döndüğümde karşımda Miraç vardı. Lisedeyken en yakın arkadaşlarımdan biri olan Miraç duruyordu karşımda. Üniversite bağlarımızı koparsa da Alaçatı da tekrar karşılaşmıştık. Miraç'la yaklaşık 1 senedir konuşmuyorduk ama onu özlemiştim doğrusu. Lise döneminde benim hep yanımda olmuştu ama üniversite için İzmir'e taşındığından beri pek konuşmamıştık. Çok şaşırmıştım ve gerçekten çok mutlu olmuştum çünkü birileriyle konuşma ihtiyacım vardı. Bende "Miraç" diyerek ona kocaman sarıldım aynı eski zamanlardaki gibi. Artık daha olgun ve daha aklı başında gibi duruyordu. Oldukça kaslı ve bir o kadar da yakışıklı görünüyordu yani değişmişti. İlk önce o dedi. "Ne işin var burada? Büyümüşsün... Çok güzel görünüyorsun. Bana ayıracak vaktin vardır değil mi? Uzun zaman oldu özledim seni." diyince gösterdiği masaya oturdum. Miraç'la eskinin anısına baya bir sohbet ettik. Olanları ve Melis'i anlattım. Zaten Miraç Melis'le ortak arkadaşımızdı. Melis Miraç'la beni çok yakıştırırdı. Ona göre Miraç benden hoşlanıyordu ama her zaman ki gibi oralı olmamıştım bana göre değildi böyle şeyler. O da bana İzmir'i anlattı. O hayattından memnundu bu yazda arkadaşlarıyla Alaçatı'ya gelmiş. Çocukluk arkadaşının yazlık villasında kalıyormuş. Arkadaşının babası yurt dışındaymış arada bir sadece İzmir'e dönüyormuş o yüzden her yaz Alaçatı yazlık evi onlara kalıyormuş. Her yaz çok eğlendiklerini ve bu akşam da bir parti vereceklerini anlattı. "Seni arkadaşlarımla da tanıştırmam gerek." diyince beni de uzun uğraşlar sonucunda bu partiye gelmeye ikna etti. Bense sadece uğrayacağımı söyledim. "Akşam adresi atarım zaten buraya çok yakın ama eğer izin verirsen sen evinden almak isterim." dedi. Sadece kafamı sallayıp "Olur." dedim. Sarılıp oradan ayrıldık. Bana Miraç'ın varlığı hep iyi gelmiştir. O anda da gerçekten iyi hissettirmişti beni. Saat yine öğleni bulmuştu eve geleli akşam da Miraç'ı kırmamak için birde partiye gidecektim anlayacağınız benim dinlenme işi yine kalmıştı. Bahçedeki koltuklardan birini oturup Melis'i aradım. Bu sefer telefonumu geç açtı. "Güzelim... Nasılsın?" diyerek konuşmaya başladım. "Daha iyiyim aşkım. Yarın daha da iyi olucam senin sayende. Bugün İstanbul'a geldim. Yarın içinse İzmir'e uçak aldım. Sabah 11.20 de uçağım kalkıcak. Oradan da taksiye binip yanına gelicem. Yalnız taksi için bana konum atman gerek." diyince "Tamamdır canım. Çok mutlu oldum, gelince her şeyi konuşuruz. Kendine dikkat et. Taksiye binince beni ara. Konumu da hemen atıyorum." dedim. O da her zaman ki gibi "İyi ki varsın bebeğim." demekle yetindi. Ona "İlke'yle konuştun mu?" dedim. "Tabii ki de hayır. Biliyorsun onla her şeyimi konuşur paylaşırım. Sevgillerim haricinde... Ona da anlatma bu konuyu. Bir de onun dalgasını çekicek halim yok." diyince "Sadece merak ettim." dedim. "Abimle konuştum. O da ben demiştim gibi bir sürü şey söyledi. Yatta daha fazla kalamayacağımı söyledim. Sana geleceğimi de biliyor. Selam söylememi istedi. Artık pek konuşmuyormuşsunuz eskisi gibi..." dedi. Bense "Evden ayrıldığından beri sadece senin doğum günlerinde gördüm onu. Onun dışında ne konuştuk ne de görüştük. O kaçtı buralardan onun araması gerek benim değil. Ayrıca hiçbir şey eskisi gibi değil." Melis "Sadece selam söyledi. Sakin Buse." dedi. Bende konuyu değiştirmek için Miraç'ı gördüğümü söyledim. Melis bunu duyduğuna çok sevinmiş olucak ki sesindeki kırgınlık bir anlığa neşe dolu bir sese bıraktı. Partiye davet ettiğini filan anlattım. Keşke bugün gelebilsem diye yakınıp durdu. Melis artık daha iyi hissediyordu bu yüzden bende daha iyi hissediyordum.
