@sokaklarvekitaplar
|
Bazen kendime sorarım 'ne için yaşıyorsun' diye ölen annen için mi arkadaşların için mi sevgilin için mi yoksa kendin için mi... Evet benim sevgilim var değişik geliyor dimi soğuk bir kadının nasıl sevgilisi olacak hatta beş yıllık. Yine evet dört ay sonra beşinci yılımızdı ama ben olmayacaktım çünkü tanımadığım bir evde bilmediğim insanlar arasındaydım ve biz senin abiniz babanız diyorlardı annemi kaybettiğimde,ilk okula başladığımda,arkadaşlarım olduğunda ilk aşk duygusunu tattığımda,genç kız olduğumda hepsinden öte yirmi yıl boyunca nerdelerdi... Odadaki dört erkeğin bakışlarından rahatsız olmaya başlamıştım artık ''Ne istiyorsunuz benden?'' diye sorunca Baran direk söze daldı ''Şans istiyoruz. Babam yirmi yıl boyunca o kadından çocuğum var mı demekten kafayı yedi,hayatına dair her şeyi biliyoruz anneni kaybettiğini,zor dönemler yaşadığını,arkadaşların olduğunu,görüştüğün bir lavuk olduğunu,dışardan okuduğunu nerdeyse hepsini biliyoruz. Sadece tek bir şans istiyoruz gitmemen için her şeyi yaparız telefonunu veririz,dışarı çık gez toz ama bizi bırakma.'' dedi normal bir ses tonu ile. Ne yapabilirdim ki ya gidicektim ya kalıcaktım bir dakika onlar Cenk'i nerden biliyorlardı ''S-siz Cenk'i ne-nerden tanıyorsunuz?'' diye kekeleyerek sordum. Afran ortaya atlayıp ''O piçin adını bir daha ağızına alma.'' dedi sert bir şekilde kaşlarımı çattım o benim sevgilime küfür etmişti dimi şimdi belledim ben onun anasını. Üstüne doğru yürümeye başladım oda aynı benim gibi kaşlarını çattı ve hzıla işaret parmağımı tehtit için kaldırmamla Baran'ın ''Seni aldatıyor.'' demesi bir oldu. Hareket edemedim,konuşamadım,tehtit için kaldırdığım parmağım bile donmuş gibi hareket edemiyordu. Yalan söylüyorlardı benim limanım evim yuvam dediğim adam beni bırakamazdı aldatamazdı,ama haklı olabilirlerdi çünkü dört ay önce çok sert davranıyordu,buluştuğumuz zaman benimle değil telefonu ile daha fazla ilgileniyordu. Kaç dakika öyle kaldım bilmiyorum ama yanıma Afran'ın geldiğini hissetmemle kafamı kaldırdım ve ''Kan tahlili vermek istiyorum.'' dedim anında Afran'ın yüzü ilk başta şaşkınlık kapladı sonra ise ''Emin mi-'' derken sözünü bölüp ''Eminim. Hemen.'' dedim ve konuşmasına izin vermeden önünden geçip kapıya doğru yürüdüm ve arkama doğru seslendim ''Gelir misiniz yoksa İstanbul-'' dememe gerek kalmadan Baran,Afran babaları ve diğer benden büyük olan iki çocuk daha geldi. Sahi onların adı neydi Afran yanımda olduğu için sessizce ''O iki çocuk kim?'' diye sordum. Yüzüne baktığımda sırıttığını gördüm ''Ali ve Gökhan abin ikiside.'' demesiyle gözlerim büyüdü ''Yuh ebesi-'' Afran'ın bakışları ile susmak zorunda kaldım ve ağızıma fermuar çekiyomuş gibi yapıp önüme döndüm. AFRAN'IN ANLATIMI Kardeş ne demektir size göre?Bana göre hep erkek kardeşim vardı ve ben bir tane kız kardeş istemiştim ona her işten geldiğimde çikolata alabileceğim,sarılabileceğim,yanaklarından öpebileceğim bir kız kardeş istiyordum. Ama yukardaki bana bu hissi yirmi yıl sonra tattırmıştı. Eftalya yanımdayken bana sorduğu soruya böyle bir tepki vereceğini bilemediğim için kaşlarımı çatarak ona bakmıştım ve oda susmuş ve fermuar işareti yapmıştı. Çok tatlı görünmüştü ama haberi yoktu,onun her hali güzeldi, Eftalya'yı öğrendiğim zaman ilk ben kabul etmiştim ne yapacağımı ilk başta bilmesemde geldiği gün nasıl davrammam gerektiğini anlamıştım. Arabalara binmiş kan vermeye gidiyorduk şuan benim,babamın,Baran'ın,Ali'nin,Gökhan'ın bakışları Eftalya'nın üzerindeydi farketse bile bize bakmıyordu. Gerçekten neden bakmıyordu? Arabadaki sessizliği bozarak ''Eftalya.'' diye seslendim bakışlarını bana çevirdiğinde ''Efendim'' dedi ''Yemek yedin ? Tahlil vericeksen tok karna olman lazım.'' dedim şiveli bir şekilde. Başını hayır anlamında salldı ve ''Arabada atırmıştım.'' dedi ve aklına bir soru gelmiş gibi bana dönerek ''O tatil çekilişini siz yaptınız dimi?'' diye sormasıyla arabada iki üç dakika kadar sessizlik oldu ve Gökhan ''Evet o tatil çekilişini biz ayarladık.'' dedi Eftalya ile ilk defa konuşuyordu. Eftalya başını sinirle salladı ve konuşmak istemediği için başını cama yaslayıp yolu izlemeye başladı. Arabadaki tüm bakışlar ondayken o sadece dışarıya bakıyordu duygularını dışarıya belli etmediğini evde Cenk piçinin onu aldattığını öğrendiği zaman ve tatil çekilişini bizim ayarladığımızı söylediğimizde öğrenmiştim. Araba hastanenenin önünde drdu ve ilk başta Eftalya indi ve bizde peşinden indik,hastaneye doğru yürürken herkesin bakışları bizdeydi Eftalya yürürken bende etrafı kolaçan ediyordum ona bakan varmı diye dediğim çıkmıştı bir tane piç kurusu Eftalya'yı komple süzüyordü. Şimdi ben senin... Hemen çocuğun olduğu yere gelip kıyafetinden tuttum ve kafa attım ''Sen kimin kardeşini süzüyorsun lan piç kurusu!''adam olanları daha yeni idrak ediyormş gibi gözleri açıld ve onun arkasındaki birisi ''Samet Urfa'ın ağası o!'' diye bağırmasıyla adamı yeniden şaşkınlık kapladı ''Ağam çok özür dilerim ben Ankaradan geldim kimin ne olduğunu bil-'' demesiyle yüzüne yumruk yemişti ama ben atmamıştım yanıma gelen Eftalya atmıştı yumruğu. Ben Eftalya'ya şaşkın gözlerle bakarken o beni umursamadan yürümeye devam etti bir kaç saniye sonra koşarak yanına gittim ve kolunu hafif bir şekilde tutarak durdurdum ve bakışlarının bana dnmesini sağladım. ''Eftalya sen ne yaptığını sanıyorsun?'' diye sordum oda ''Ne yapıyormuşum sadece bana bakan adama yumruk attım bunda bir şey yok.'' dedi rahat bir tavırla. Alahım sen bana sabır ver. ''Onu görüyorum ya bir yerine bir şey gelseydi.'' dedim. Yüzünü şaşkınlık kapladı ve ''Bir şeyim yok. Artık kan tahlilini verecek miyiz çünkü daralmaya başlaım artık.'' dedi ve elimle sağ tarafı göstermemle oraya doğru yürümeye başladı ve babam ve diğerleri peşimizden geliyorlardı. En sonunda kan verme yerine gelince hepimiz vermiştik ve sıra Eftalya'daydı sandalyeye korka korka oturdu ve kolunu açmadan önce ''Çok acımicak dimi?'' diye çocuk gibi sormasıyle doktor bile bıyık altı güldü ve Ali lafa atladı ''Bu yaşta iğneden korkan kızda ilk defa görüyorum.'' dedi Eftalya kaşlarını çattı ve ''Sanane be ister korkarım ister korkmam. Vur doktor damarı patlat.'' dedi şuan ikiside inatçı keçi gibilerdi. Doktor iğneyi alıp koluna batırcakken Eftalya gözlerini kapattı acısını hissettememek için ama bir anda gözlerini açıp Ali'nin gözlerine sabitledi. Aynı benim gibi inadı inattı. Doktor iğneyi batırınca canı acıdı ve bedeni kasıldı bunuda belli etmedi ama ben anladım. Doktor kan işlemini bitirene kadar gözlerini asla çekmemişti işlem bitince kasılan bedeni gevşedi ve ayağa kalkarak Ali'nin karşısına geçti ''Noldu boz ayı olk dofo iğneden korkon koz goroyorum al bak.'' dedi ve pamuklu elini Ali'ye gösterdi. Ali kafasını olumlu anlamda salladı ve ''Afferin küçük sıçan.'' demesiyle eftalya sinirlenip işaret parmağını kaldırdı ve ''Benden çekeceğin var oğlum. Allah beni seni sınamak için gödermiş haberin olsun.'' dedi ve yürümeye başladı. Bizde onun eşinden gidip hastaneden çıktık ve arabalara binip eve doğru gitmeye başladık. EFTALYA'NIN ANLATIMI Aile nedir? Dört duvar arsında yaşayan kişileremi denir yoksa seni seven,asla yanlız bırakmayan,yanlışında doğrunda yanında olan mı ? Bana göre ikinci seçenek çünkü şu iki saatte neredeyse aile duygusunu tattıracaklardı . Bakışlarımı yanımda oturan Baran'a çevirince zaten bana baktığını gördüm ''Telefonumu verecek misin?'' diye sordum onun bu halime karşı dudakları havalanırken ''Konakta odanda oradan alabilirsin.'' dedi nazik bir şekilde başımı salladım ve bakışlarımı arabaya bindiğimden beridir bana ters ters bakan Ali'ye çevirdim va kaşlarımı ne bakıyon anlamında kaldırdım ve ondan bakışlarımı alıp yola çevirdim. On dakika sonra konağın kapısına gelmemizle yine ilk başta ben inmiştim konağa giderken Afran ve Baran yanıma gelmişti. Zaten sadece onlarla iyide olsa anlaşabiliyordum ''Benim oda nerde?'' diye ikisinin ortasına soru attım ilk cevap Afran'dan gelmişti ''Üçüncü katta çatı katında. Bir şeye ihtiyacın olduğunu söylemek için seslenmen yeterli ve aç mısın kan verdin.'' dedi ve benim bir şey dememe gerek kalmadan kendi sorusuna kendi cevap verdi ''Açsındır açsındır ben şimdi Hatice ablaya söylrim sende işlerini halledip yemeğini yemeye gelirsin.'' dedi. Bu haline karşı göz devirerek güldüm ve oda benim ardımdan gülmeye başladı. Ama bir anda Ali Baran'ın sırtına atladı ve ''Eftalya geldi dışlanıyorum ama böyle olmaz ki!'' dedi ve bana dil çıkararak Baran'ı at olarak kullanmaya başladı. Arkama baktığımda Gökhan'ın arkamızdan bize baktığını gördüm,onunlada tanışmanın zamanı gelmişti. Gökhan'ın yanına gidip elimi uzattım ''Eftalya ben,zaten biliyorsundur. Tanışmak istedim buraya geldiğimden beridir asla konuşamadık.'' dedim ve elimi sıkması için hareket ettirdim Gökhan'da elimi sıkıp ''Gökhan bende. Abimler gibi sert değilimdir içime kapanağımdır konuşmayı pek fazla sevmem o yüzden aldırma tamam mı?'' diye sormasıyla şaşırdım çünkü görünüşüne göre sesi kalındı. Başımı tamam anlamında salladım ve ''Senden bir şey isteyebilir miyim?'' diye sordum oda başını evet anlamında sallayıp ''İsteyebilirsin tabi ben senin abinim.'' dedi bu sefer sesi daha yakın ve sevecen geliyordu ''Bana bira alır mısın?Abinlerin izin vermeyeceği belli sadece senden isteyebilirim. Hem tamam dersen sende odaya gelip içebilirsin.'' dedim ilk başta kaşları çatılsada son dediğim şey aklına yatmış gibi kalarını gevşetti ve ''Tamam akşam gelirim o zaman.'' demesiyle sarılmam bir oldu. Ne yapıyordum lan ben! Oda ilk başta şaşırdı ama kollarını belime hafif bir şekilde doladı ve galiba temas sevmediği için geri çekilmişti. Beraber konağa doğru giderken diğerleri bize bakıyordu ve dediklerimizi duymuş olamazlardı çünkü uzğındalaradık,sessizliği babaları bozdu ''Hadi çocuklar içeriye yemekler soğumasın.'' dedi ve konağa ilk başta Ali ile Baran Afran ve babası son olarakta Gökhan'la ben girmiştik. Ben direk odama çıkarken diğerleri salona geçti ve fazla bekletmemek için hızlı adımlar ile odaya girdim ve camın hemen sağ tarafında ki kıyafet dolabına yöneldim normal kıyafet ve iç çamaşırı alıp banyoya girdim. Banyodan çıkmış saçımı örüyordum şuan ve saçımın ucunu lastik toka ile bağlayıp aşağı inmeye başladım galiba sofra kuruluyordu çünkü tabak sesleri geliyordu. Sofranın olduğu yere gelince hiç kimseyi aldırış etmeden sandalyeye oturdum ve yemeğimi tabağıma doldurmya başladım. On dakika sonra yemeğim bitmişti ve afiyet olsun dedim ve sofradan kalkmadan önce göz kıptım oda aynı şekilde karşılık verdi ve ben direk odama çıktım. Altıma kareli bol bir pijama üstümede beyaz tişöt giydikten sonra Gökhan'ın gelmesini beklemeye başladım,beş dakika geçmiti ve kapı çalınıp açılmıştı gelen kişi Gökhan'dı elinde iki poşet bira vardı ben biralara aşkla bakarken o bu halime gülüp biraları açıp bardaklara koydu ve bir tanesini bana uzattı ve ikimizde aynı anda birayı diklemiştk. Şuan ben dolabın önünde yatarken Gökhan makyaj masasının altında oturuyordu kaç bardak içtiğmizi ikimizde bilmiyordum cebimdeki telefonu çıkardım ve Müslüm Gürses'in Affet şarkısını son ses açıp Gökhan'la beraber bağıra bağıra söylemeye başladık. Yaklaşık beş dakika sonra kapı açıldı ve içeriye Afran ve Baran girdi ikiside aynı anda ''Lan!'' diye bağırınca yerimden sıçradım ve kızmaya başladım ''Seon nasol şarkının e-en-en güzel yerini bozarsın.'' diye kızınca bir anda kuş olup uçmaya başladım ''Aaaa uçuyorum kuş oldum.'' dememle sıcacık yatağa bırakılmam bir oldu. Yatağın sıcaklığı beni mayıştırıp uykunun kollarına bırakmadan önce son duyduğum ses Afran'ın ''Güzelim benim.'' diyişiydi ve sonrası karanlıktı.
BÖLÜM SONU Okullar açıldığından beridir hiç bölüm atamadım ama bu aralar gelmeye başlayacak. Bölümü nasıl buldunuz?
|
0% |