@soldeinvierno
|
Keyifli okumalar biraz hızlı gelişiyor olaylar ama bunların hayatı böyle maalesef hız kesmeden devam ediyor herşey... Yorum ve oy vermeyi unutmayın 🌄 Bölüm şarkısı|Yalın:Küçücüğüm ✧─── ・ 。゚★: *.✦ .* :★. ───✧ O kadar çok korkttum o kadar çok ürktüm ki beni saran elleri beni sakinleştiriyordu ama bir yandan da içimdeki korku yok olmuyordu başka şeyler olacaktı hisseediyordum başka bir şey vardı yüreğimi sızlatan. Hiç uyumadı bundan o kadar çok emindim ki ama ben kesik kesik hayatımın en huzurlu uykusunu uyudum uyanana kadar o an neler yaşandı anlatamıyordum, hatırlamıyordum bile hatırladığım tek şey beni sımsıkı saran kollar ve huzur edici koku kabuslarla uyanmıştım bunun da farkındaydım onun yüzündeki sorgulayıcı ifadeye karşın benim yapabileceğim tek şey yaralarını öpmekti, ellerim titreye titreye yaptım bunu baba senden nefret ediyorum sevdiğim adama dokunurken bile ellerimi titrettiğin için. (5 yıl önce yüsra 13 yaşında) Annesinin ölümünden üç yıl geçmişti koskocaman üç yıl üç yılda babasını hiç görmemiş ona teyzesi bakmıştı onun da bakmak dediği şey eve birkaç yemek getirmek nasıl bakmaktı ama yüsra büyüyordu tek başına, kimsesi olmadan büyüyordu okula gidiyor ders çalışıyor ve annesinin hayali için elinden geleni ardına koymuyordu okul birincisiydi bu onun için gurur verici bile değiildi çünkü onu tebrik edecek annesi yoktu, ama inanıyordu onu izliyorsa şuan çok mutludur o mutluysa o da mutludur. Bu hayatta onu seven tek kişi kendisiydi başkası asla değildi kimsenin vermediği değeri o kendine veriyordu, kendini seviyordu zaten başka kim onu sevecekti ki bu düşünceyle kahkaha attı sevilmek nedir bilmeyen bir kız. Saatte baktığında gecenin biri olduğunu gördü elindeki kitaba fena halde dağılmıştı hemen kitabı bırakıp yatağına geçti ama aniden gelen kapı sesi ile ürkmüştü teyzesi mi gelmişti bu saatte gelmezdi ki. Karşısında gördüğü süliet ile ağzından ufak bir çığlık kaçmış hemen eline gelen ilk şeyi fırlatmıştı kitabı Allah kahretsin. "B-baba senin ne işin var burda çık evden." Duyduğu kahkaha sesi ile midesi bulandı kusmak istedi. "Kızım çok özledim bak baya da büyümüşsün." "S-sanane ne diyorsun ya sen." "Anlamadın mı güzel kızım." Adam yavaşça küçük kıza yaklaşmaya başlamış avcının avına baktığı gibi bakmaya başlamıştı. "Uzak dur benden yaklaşma." Kocaman adam babası ona daha çok yaklaştı yaklaştı aralatında kalan şey duvar ve babasının kocaman cüssesiydi. "Çok kırıyoraun kızım uzak dur ne demek büyümüşsün annende benziyorsun sanırım. " "N-ne saçmalıyorsun uzak dur benden. " Adam onu dinlemiyor ellerini vücudunda gezdirmeye başlamıştı bile kızın çığlıkları duyuldu ama duyan olmadı ya da duyupta gelmeye cesareti olan kimse yoktu Adam işini bitirmiş büyük bir memnuniyetle kızını o yatakta çıplak kanlar içinde bırakmıştı kız defalarca haykırmış ama onu duyan yoktu duyupta gelen ise kimse yoktu. "Dokunma, canım yanıyor, baba dur yalvarırım yapma, aahh, canım yanıyor bunları bağıra bağıra demişti ama adamın umrunda bile değildi bu kız bir hata sonucuydu ve canının yanışı umrunda bile değildi. Son sözü " Görüşürüz kızım biraz daha büyü söz gelicem ve daha zevkli bir gece yaşayacağız. " "ALLAH BELANI VERSİN BABA ALLAH BELANI VERSİN." (Şimdiki zaman) Aşağı inme demişti ama maalesef ben söz dinleyen bir insan bile değildim ki silah sesiydi aptal tek başına inmişti bu çocuğun bu aklı beni benden alıyor cidden. Onu aşağıda bir adamla dip dibe hatta burun buruna gördüm o buydu onun hayatını zindan eden adam. Rüzgar çok öfkeli görünüyordu o kadar öfkeliydi ki kollarında ve boynundaki damarlar belirginleşmişti, offf neden bu kadar hoş, sırası mı iç ses Allah için sus. "Peki şuan bizi ürkekçe izleyen küçük kız da kim tabıtmayacak mısın oğlum bize?" Rüzgarın bakışları anında bana döndü bakma böyle öfkeli öfkeli be adam naptık sanki? "Onu hiçbir zaman tanıştırmayacağım sana babacık. Şimdi de git." Adam o nasıl sert bir sesti cevap istemez bir hali vardı ama tabiki o lavuk cevap verdi. "Küçük hanıma ayıp olmuyor mu sanırım kayınpederi olacağım?" Bunu duyan rüzgarın ifadesi tarif edilmezdi o kadar iğrendi ki haklı olarak benim midem bile bu düşünce ile kalktı babası olabilirdi ama onu asla baba olarak kabul ettiğini sanmıyorum sanmam da bu adam hıçkıra hıçkıra ağladı be bu adam yüzünden o ihtimalli nasıl düşünürdüm ama rüzgar, bakışları sanırım bunu sadece ben anlayacaktım ihtiyacı vardı bir babaya bir baba sevgisine ama işte bizim kaderimiz buydu maalesef.
"Yüsra yukarı!." Kızacak dedim ben ama asla onu burdan çıkarmadan çıkmam yanına pıtı pıtı gittim. Valla yanına giderken öfkesi daha da artıyordu ama duracak değildim kızsın çok mu umrumda? Yoo. Dişlerinin arasından tısladı lan bu. "Naptığını sanıyorsun çık dedim sana." Valla çok masum masum bakmaya başladim malum şuan iyi değildi elleri titriyordu cebinde saklamaya çalışıyordu ama yemezler rüzgar efendiii. "Sensiz çıkmam gece sen uyumadın uykusuzsun bak gözlerin kızarmış hadi gidelim uyutayım seniii hadii ay parçam hadii. " şirinlik yapmıştım ve bu onu Şaşırtmıştı hatta afalladı işte böyle adamı şaşırtırız. Yavaşça o ifade silindi hatta yavaş değil hızlıca saklamaya çalışıyordu neyi kimden saklıyordu anlamıyordum. "Küçük hanım baya cesaretli çıktı selam bile vermedi." Eeee yeter ama... Rüzgar napıyosun koçum beni neden arkasına aldı bu lan lan noluyo ne ara silahlar çıktı ne ara çok mu dalmıştım o denizlerine... "Rüzgar noluyo burda Allah aşkına?" Beni dinlemedi bile... "Halit aklından bile geçirme bu sefer izin vermeyeceğim." Sonra iğrenç mide bulandırıcı bir kahkaha valla midem ölüyordu valla. "Sen bana silah çekiyorsun tamam peki o tetiğe basılcak mı düşünelim mı Biraz rüzgar sen benden köpek gibi korkuyorsun haklısın küçüklükten böyle ama işte büyüdün ama hala bana bağlısın hala benim sözümden dışarı çıkamıyorsun bu da kanıtı. " Bir ses, kalbimi titreten, nefesimi kesen bir ses, silah sesi sadece bir silah patladı sadece bir tane can yandı hayır iki can yandı çünkü rüzgar üstüme düşmüştü kanlar içinde sevdiğim adam üstüme yığılmıştı hemde kanlar içinde. "Ya sen naptın YA SEN NAPIYORSUN." piç herif bana cevap vermedi bile. "R-rüzgar iyi misin rüzgar?" Güldü lan güldü bu adam iyi değil arkadaş. "İyiyim salak neden korkuyorsun hemen alıştım ben dimi babaacık?" bu adam beni deli edecekti yemin ederim kurşun yemiş ama hala alay peşinde. "Öyle alıştı sonraki aşama sende birilerine yaşat canavarım bay bay. " Gitti adam açık açık siktir olup gitti. Ama ben buna izin vermeyecektim. Yerdeki silahı kavrayıp adamı sırtından vurdum, korkmadım, ürkmedim,elim bile titremedi. "Sen küçük sürtük. Şimdilik gidicem şimdilik." Sonra bir adam geldi aldı onu... Ne oluyordu burda biri bana açıklayacak mı acaba çok kan akıyordu canı hiç mı yanmıyordu ya? "Sen naptın aptal aptal aptal. " o kadar öfkeliydi şuan gözlerinden alevler çıkıyordu. Onun yanında da endişe. Buna cevap vermeyecektim. "Aptal sensin. Yaran var çok k-kan var sen gülüyorsun canın yanmıyor mu lan söylesene?" elimi sertçe kalbine bastırdı. "Y-yanıyor lan çok yanıyor kalbim yangın yeri lan. Oldu mu aldın mı cevabını." İçim ağladı. "T-tamam ambulans ambulans arayalım.' Odaya bakındım telefonumu buraya bir yere bırakmıştım nereye nereye yok burda değildi rüzgar rüzgarın telefonu. "Telefonun nerde? " "Offf uğraşamam işte boşver al pansuman yap işte." Yok yok aptal bu teşhis konuldu bu kadar kendini önemsememek oysa sevilmeyince insan kendini sevmez mi? Ben öyle yapmıştım en çok kendimi sevmiştim. Rüzgar sen neden bunu yapamıyorsun? "Yüsra sen varya çok aptal bir kadınsın ya ben o adam sana bulaşmasın diye bıraktım lan. Ama sen naptın adamı vurdun amını koyayım. " Ay kızıyor bi'de bu yüzdendi demek. "Bu lavuk yüzünden miydi lan ben o gün o yüzden mi ortalıkta bırakıldım be?" Mal mal bakmaya başladı ne dedik sanki? Sabır Allah'ım çok kan vardı aklını dağıtmak için saçmalıyordum ama gözleri artık baygın baygın bakmaya başladı bile. "Y-yüsra aptalsın küçüğüm." Başka bir şey demedi diyemedi gözleri kapandı hayır hayır tam bulmuşken olmaz olmazdı yapamazdı bunu bana yapamazdı. Mantıklı düşünmek zorundaydım şuan yıkılmanın sırası değildi hiç değildi birimiz güçlü olmalıydı o kişi de bendim. Hemen ceplerini yokladım işte bu telefonu ordysı hemen alıp ambulansı buraya çağırdım hemen gelmeyeceklerdi dağ başkndaydık be başka seçeneğim yoktu onun üstünü çıkarmam uzun sürerdi onu üstümden çıkarmak canını yakabilirdi uzun uzun düşünmeme gerek yoktu hemen yavaşça üstümü çıkardım, Allah'tan onun tişörtlerindendi yoksa işe yaramazdı başta yavaşça yarasına koydum sonra kan akışını az da olsa durdurmak için bastırdım, ağzından bir inleme kaçtı haklı olarak tam bir baygınlık geçirmemişti bu iyiye bir işaretti sanırım ben hiçbir şey bilmiyordum ne kadar buna devam ettim hiçbir fikrim yoktu ama arada baktığımda ateşinin de yükseldiğini gördüm lütfen iyi ol rüzgar lütfen. Ağlamaya başlamış salya sümük olmuştum ama gelen yoktu neden yoktu sevdiğim adam kan kaybediyordu, sevdiğim adam ölüyordu ama gelen yoktu. Dakikalar sonra beklediğim ses geldi ambulans sesi... (Saatler sonra) "Neden çıkmıyor neden?" Çaresizdim kimsem yoktu, kimsemiz yoktu aşkın yanıma gelip beni tekrar oturttu malum bir saattir aniden kalkıyor bağırıyor, yeniden ağlamaya başlıyordum. Lan ne zamandan beri bu kadar sulu göz bir şey olmuştum ben bu adam hayatıma girdiğinden beri zaten her bok takla atmıştı, dengelerim oynadı lan. "Yavrum sen ayvayı yemişsin kardeşim geçmiş olsun az benim gibi ol ay erkeklerle oyna dedim çıktın başıma aşık ağlama bebeğim ya." "A-aşkın nasıl insanları kırabiliyorsun ben senin gibi olamıyorum ne kadar kırılsam da yinede kıramıyorum aptalım galiba." Aşkın yutkundu o da farkındaydı yanlış yaptığını ya da doğru o da karmakarışıktı biliyorum ama onun her seçiminde de yanında olacaktım madem o böyle istiyordu elimden bir şey gelmiyordu o da bir gün istediği yolu bulacaktır ve o zamanda yanında olacaktım. Bir yandan doğruyu yapıyordu biz kırılmış insanlardık başkalarını kırmak bizim için bu kadar zor olmamalıydı ama işte ben bunu başaramayordum acaba başaracak mıydım? "Hayır aptal değilsin sen busun değişmedin değişme de aşık oldun sevdin, şuan da sevdiğin adam içerde can çekişiyor, canının yanması ve ağlaman çok normal kendini bu yüzden kötü hissetme bu kadar sulu gözlü değilim diye düşünüyorsun ama aşk bu ne olacağı belli olmaz sağ gösterir soldan vurur vicdansız. " Bir an düşündüm bu kız hiç bu kadar mantıklı düşünmezdi başına taş mı düştü acaba? Neyse haklıydı sanırım ben aşık olmuştum ya da gerçekten olmuştum kesin bilgi şerefsiz iki günde aşık etti kendine. Aşkının omzuna kafamı koymuş burnumu çekiyordum çıkmıyordu asla çıkmıyordu bana inattı bunlar ya sonra doktor çıktı ameliyathane'den sonunda hemen ikimizde ayaklanmıştık ne annesi gelmişti ne de kardeşi bu kadar mı umurlarında değildi bu kadar mı?! "Rüzgar Keskin'in yakınları siz misiniz?" Hemen lafa atladım. "Evet benim iyi mi?" "Evet şuanlık durumu iyi sadece çok kan kaybettiği için ameliyat uzun sürdü ve bünyesi çok zayıf maalesef bol bol vitamin tüketmesi lazım.Ve size demem gereken bir konu var hastamız ameliyat sırasında uyandı ve uyumadı ameliyatta öyle devam etmek zorunda kaldık. Normal odaya aldık 818 oda numarası geçmiş olsun." Uyanmış mıydı canı çok yanmıştır, yalnız hissetmiştir. Doktor'un dedikleri ile şaşırmamıştım gözlemlediğim kadarı ile yemek bile yemiyordu aptal herif işte hemen bir şey demeden oda numarasını bulup odaya bildiğim daldım ve onu orda gördüm zaten solgun olan yüzü daha da solmuş, dudakları morarmış, çatılmış kaşlar bana döndü yavaşça neden uyanıktı ki ameliyatta uyandığını söylemişti doktor bunun illa bir nedeni vardı ama şuanlık konumuz bu değildi bütün korkularıma rağmen gittim ve ona sarıldım hiçbir şey demeden etmeden böyle anlatmıştım bende kendimi hastane kokuyordu oysa o çok güzel kokardı deniz gibi. "Çok korkttum iyi misin? Nasıl hissediyorsun?" Güldü Allah'ım bu adam neden böyle ciddi konularda gülüyordu bunu bana biri açıklasın! "İyiyim kız çocuğu ama burdan çıkarsam çok daha iyi olurum bence çıkar beni ya da kaçayım." Aptal mı bu aynen aptaldı, bunun başka açıklaması yoktu çünkü! "Rüzgar, canım benim, aptal rüzgar, salak rüzgar, beyni kayıp amip, aklından şüphe ettiğim varlık, maviş maviş gözleri olan mal arkadaş. SEN BENİ DELİ MI EDECEKSİN?" Yüzünü buluşturdu oh olsun. "Bir cırlama be kadın tamam bir bok demedik. Gel uyucamm. " kelimeleri uzatmaya tatlı tatlı olmaya başlamıştı. Ama ben yemem. "Uyu napim? Napabilirim yani uyu burdayım ben." Çokta rahat bir şekilde odada bulunan L şeklindeki siyah koltığa oturdum. Adamın şansı neden hep siyah? Açıklayın. "Yüsra aklından şüphe etmeye başlıyorum güzelim gel şuraya yanıma Allahım ya." umursamaz bir tavır ile omzumu silktim. "Yoo gelmem hastasın dınlen işte." maviş maviş bakmaya başladı. "Ama kokunla uyucam belki." İçim sıcacık oldu ama hayır gitmeyecektim zaten azda olsa hala içimde bir korku vardı biraz fazla sıkıyordu uyurken bunun farkında değildi bende farkındaydım ama işte içimdeki tarifi olmayan korku bunun önüne geçmeme izin vermiyordu. "Rüzgar istemiyorum uyur musun?" Beni o an anladı mı bilmiyorum ama baş sallamaktan başka bir şey yapmadı. Umarım başka bir şey anlamamıştı. Üşümüştüm biraz evden çıkarken yine ince tişörtlerinden birini giyebilmiştim. Rüzgara baktığımda gözleri kapalıydı saatler geçmişti ne bir ses ne bir kelime çıkmıştı ağzından uyumuştu sanırım o da yorgundu zor bir geceydi hatta zor birkaç gündü ne iyiydik ne de kötü,ne kızgın ne de kırgın,ne olduğumuzu bile bilmeyen kişilerdik biz. Ne zaman uyuya kalmıştım ne zaman elini kavramıştım ne zaman elim boş kalmıştı da yanımdan rüzgar gitmişti bilmiyordum ama uyandığımda gördüğüm şey hastane yatağında üstüm örtülmüş şekilde uyanışımdı. Kimse yoktu rüzgar yoktu rüzgar şuan yatması gereken yatakta yatmıyordu. Efrafıma baktım bir şey aradım belki buldum da çirkin bir yazıyla yazılmış bir not. Sanırım uzun bir süre olmayacağım veda bile edemedim acil bir işim çıktı kendine iyi bak okul birincisi ve kaybetme bu mevki ;) Adını sayıkladığın adam... Hah ne demişti o bunu yapmamışımdır dimi? Şerefsiz yine gitti bu sefer bitti. Neden neden bana bu acıyı yaşatıyordu? Neden hep ben ona gidiyordum onu affediyordum.
|
0% |